28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Kaybedenleri
*Bu yazı 29/05/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Tevfik ERDEM / SDE İç Politika ve Hukuk Koordinatörü
Bu seçim döneminde kaybedenlerin bir kısım anket şirketi olduğunu söylemek gerekir. Bazı anket şirketlerinin bu işi bırakması gerektiği çok açık. Onlar kendilerini biliyorlar. Bu seçimde milletvekili olamayanlar için 2024 seçimlerinde anket yapmak yerine belediye başkan adayı olmak daha makul.
Öncelikle bu seçimin şaşırtmayanlarına bakalım:
CHP seçimi kaybetmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edecek.
CHP lideri, K. Kılıçdaroğlu, nam-ı diğer demokrat dedem, kadîm Gandi seçim sonuçları belli olunca herkes istifasını açıklayacak diye bekledi ama o, başlattığı demokrasi yürüyüşlerine kaldığı yerden devam edeceğini belirtti. Seçimleri kaybettiğini öğrendiğinde, yıkıldık ama ezilmedik, oyuna hakimdik ama rakibimizin sahip olduğu tesis imkanlarına sahip olamadığımız için yenildik, diyerek seçimin kaybını meşrulaştıran açıklamalar yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun (KK) seçim sonucunu meşrulaştıracak bir sürü gerekçesi var. Örneğin;
“İnce’nin rekorunu kırdım, O, %30 almıştı ben %48.84 oy aldım. Her iki vatandaştan biri oyunu bana verdi.”
Bu iddia doğru mu?
Erdoğan muhalifliği o kadar baskındı ki, seçimlerden önce Erdoğan’ın karşısında “terlik” olsa ona oy vereceğini belirten müptezeller TC.’nin mevcut Cumhurbaşkanına sözde hakaret ediyorlardı ama asıl hakaret ettikleri rakip adaydı. Nitekim Kılıçdaroğlu’nun aldığı oy KK’nın kendinden menkul bir oy değil tüm rakip bileşenlerin bir terliğe yönelttikleri teveccüh olarak okunabilir.
Seçimlerin kaybedenleri
CHP’yi kaybedenler kulübüne eklemek çok anlamlı değil çünkü kaybettiği seçimleri bile kazanç hanesine yazdığı için şaşırtmayanlar hanesinde olmalı.
6’lı masanın tüm üyeleri değil ama Deva, SP ve Gelecek Partilerinin kaybettiği çok açık. Demokrat Parti ise kazananlar listesinde çünkü hiçbir zaman kazanamayacağı 3 vekile sahip oldu.
Deva Partisi lideri A. Babacan, kullanılan oyların hiçbirisinin boşa gitmediğini ve kaldıkları yerden devam edeceklerini belirten bir açıklama yaptı. Bu açıklama seçim sonuçları açıklandıktan sonra hatta 14 Mayıstan beri CHP seçmeninden aldıkları eleştiriyi savuşturmak için yapılan bir açıklama. Demek istiyor ki, eey bize oy verenler, safımızı değiştirmedik aynı cephedeyiz, kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yani bize saldırmayın.
Meral Akşener, biz hala kaldığımız yerdeyiz, oy sayımızda büyük bir değişiklik yok diyerek, kaybedenin kendisi ve partisi olmadığının altını çizdi. Ama hiddetle kalktığı masaya geri dönerek ya da döndürülerek o da kaybettiğinin farkında aslında.
Ancak bu seçimlerin iki büyük kaybedeni daha var.
Bunlardan biri, her seçimde kazanmak değil (seni cumhurbaşkanı yaptırmayacağız gibi) kaybettirmek adına hareket eden HDP ya da Yeşil Sol Parti (YSP). Sürekli kilit parti olma iddiası ve kasıntısıyla hareket eden HDP ve YSP yanlarında ırkçı ve faşist olarak niteledikleri Zafer Partisi olmasına rağmen yine de kaybetti. YSP sadece 14 Şubat seçimlerinde oylarını azaltmakla kalmadı. Seni cumhurbaşkanı yaptıracağız dediği KK’yı kazandıramadı. Böylece yine kilit parti olmadığı pekişmiş oldu. Meclisteki yeni dönemde eskiden olduğu gibi ittifak içinde olduğu diğer partilere, bizim sayemizde buradasınız diyemeyecekler. Kaybedenler kulübünün yeni üyeleri onlar. Ayrıca izledikleri politikalarla Türk milliyetçiliğini canlandırarak meclise daha fazla milliyetçi vekil gönderttikleri için çifte kaybedenler olarak görülmeliler.
Zafer Partisi lideri sürekli terör örgütü ile bağlantılı HDP ile işbirliğini eleştirdiği, kazandığı takdirde iç savaş çıkacak iddiasını dillendirdiği Millet İttifakı ve lideri KK ile işbirliğini tercih etti. Bunu da üç bakanlık karşılığında yaptığı ortaya çıktı. Her ne kadar RTE’nin zaferini Pirus Zaferi olarak nitelese de Özdağ, kendi tercihinin her an değişebileceği ve seçmenine verdirdiği oy ile HDP-YSP’nin önünü açacak politikaların temsilcisi olabileceğini gösterdi. Milliyetçiliğin amaç değil araç olduğu bu durumda Özdağ’ın kazanan değil kaybeden olacağı açık.
Kaybetmenin gerekçeleri doğru mu?
“Seçim süreci adil değildi, iktidar devletin tüm imkânlarından faydalandı” iddiası doğru mu?
2002 seçimlerinden beri girdiği her seçimi kazanan Ak Parti ve bileşenleri için bu iddiayı doğru kabul etmek anlamlı değil. Bu seçimde devlet imkânlarına sahip olmanın yanında ekonomik kriz ve iktidar yıpranmışlığının ağırlığı da göz önünde bundurulmalı. Ayrıca iktidarı fazlasıyla yıpratan sanatçı ve yazar-çizer desteğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Popüler şarkıcılar ve sanatçıların muhalefet adayı lehine yaptığı açıklamaların sosyal medyada oluşturduğu gündem birçok devlet imkânından daha etkileyici bir güce sahiptir.
2023 Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhur İttifakı kazandı ama CHP ve Millet İttifakı için umutlar tükenmedi. 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerde kazanma ihtimali, partiyi ve ittifakı diri tutmak için Demokrat Dedem’e bir şans daha veriyor. Demokrat Dedem’in şimdiden yani zaman kaybetmeden bu seçimler için yeni stratejiler geliştirmek üzere çalışmaya başladığından eminim bu kez işi daha kolay çünkü masadakiler kalp işareti yapmayı öğrendiler.
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya