Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

31 Mart Seçim Analizi: Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor

Bu yazı 03/04/2024 tarihinde yayınlanmıştır.

*Bülent ERANDAÇ/SDE Medya ve Sivil Toplum Koordinatörü

 

Çok güzel ve derin anlamlı bir atasözümüz var. Her işte bir hayır vardır.

Atasözünün anlamı: Karşılaşılan olumsuz durumlar, ilk başta kötü gibi görünse de sonucunda iyi bir şeylerin ortaya çıkabileceği anlamında kullanılır. Bu atasözü, insanlara umut vermek ve olumsuz durumlar karşısında pes etmemeleri için teşvik eder.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir siyaset ustasıdır.

Aziz milletimizin 'UYARI' niteliğindeki 31 Mart seçimlerinden de gereken sonuçları çıkartıp gereğini yapacaktır. Nitekim, seçim gecesi Ak Parti Genel Merkez binasının balkonundan yaptığı konuşmada, vatandaşlarımızın mesajını aldığını belirtirken, sözleriyle bir siyaset ustası olduğunu gösterdi:

'' 31 Mart bizim için bir bitiş değil aslında bir dönüm noktasıdır. Millet, sandığı vesile kılarak mesajlarını siyasetçilere ulaştırmıştır. Sonuçlardan bağımsız olarak bu seçimin galibi demokrasimizdir, milli iradedir. Bugün AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na oy verenlerle birlikte demokratik haklarını kullanarak sandığın gücüne güç katan herkes kazanmıştır.’’

“ Maalesef yerel seçim imtihanından istediğimiz, umduğumuz neticeyi alamadık. Her şerde bir hayır vardır.’’

“ Partimizin organlarında mahalli idareler seçimlerinin neticelerini açık yüreklilikle değerlendireceğiz, özeleştirimizi cesaretle yapacağız. Her zaman demokrasinin, sandığın tarafında yer aldık. Bugün de aynı sorumluluk duygusuyla hareket ediyor, milletin iradesinin üzerinde güç tanımıyoruz. Milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyecek, milletle inatlaşmaktan, milli iradeye rağmen hareket etmekten, milletin takdirini sorgulamaktan uzak duracağız.’’

“ Milletin sandıkta verdiği mesajları en isabetli, en objektif şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak gerekli adımları mutlaka atacağız. Milletimizin farklı tasarrufta bulunduğu yerlerde de güveni yeniden inşa edecek, çok daha güçlü bir şekilde gönülleri fethetmenin yollarını arayacağız. Türkiye’nin önünde hazine değerinde dört yıldan fazla bir süre vardır. Milletin ve ülkenin vaktini çalacak tartışmalarla bu dönemi heba edemeyiz.''

Erdoğan hem vatandaşlarımızın mesajını aldığını vurgularken, aynı zamanda kendisine 17 seçim kazandırmış ve daha nice seçimleri kazandıracak olan parti teşkilatına da moral vermiştir.

Önemli olan seçmenin verdiği mesajı almak ve gereğini yapmaktır. Erdoğan, 2009 yerel seçimleri ve 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden de vatandaşlarımızın uyarıları üzerine gereken sonuçları çıkarmış ve gereğini yapmıştı.

Başkan Erdoğan geleceğe bakıyor. Önümüzdekı 4 yılın altın yıllar olacağını, siyasi ve ekonomik istikrar içinde büyük ve güçlü Türkiye yolunda yüremeye kararlı olduğunu gösteriyor.

Başkan Erdoğan, 17 seçim kazanmış bir lider. Kendisinden önce Parti Genel Başkanı iken Cumhurbaşkanı seçilen Süleyman Demirel ve Turgut Özal dönemlerini yakından yaşamış, meydana gelen siyasi ve ekonomik gelişmeleri çok iyi okuyan bir liderdir.

Seçimler sonrası yapılan analizlerde, 31 Mart ile 1989 yerel seçimlerinin benzerlik taşıdığı ifade ediliyor.

Hatırlayalım.

1987 yılında Başbakan Turgut Özal, genel seçimleri ezici çoğunlukla kazandı. 2 yıl sonra Erdal İnönü'nün genel başkanı olduğu SHP(CHP) yerel seçimlerde sürpriz sonuçlar aldı, Anavatan Partisi Büyük şehirlerin önemli bölümünü kazandı.

Şaşırtıcı sonuçlar çıkmıştı. Ben de o zaman rahmetli Turgut Özal'ı takip eden bir muhabirdim. Seçimden bir gün sonra ‘ne yapacak acaba?’ diye merakla bekliyorduk.

Basın toplantısı düzenledi. Konuşmasına şöyle başladı: ‘’Aziz milletim beni uyardı. Mesajı aldım. Beni 1987'de Başbakan olarak 4 yıllığına seçtiler. 1991 yılına kadar görev verdiler. Ülkemizin önemli işleri var. Gerekenleri yapacağım ve genel seçimlere kadar gönülleri tekrar kazanacağım inşallah.’’

Anavatan Partisi yönetim kadrosu ve kabinede değişiklikler yaptı. Gençleri, kadınları vitrine koydu. Vatandaşın ekonomik ve sosyal isteklerine yönelik yeni planlarını uygulamaya başladı. Kararlı bir şekilde yürürken, Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı süresi bitti. Kader onu Çankaya'ya çıkardı.

Peki, Büyükşehirler olmak üzere birçok belediye başkanlığını kazanan SHP ne yaptı? Eski CHP'liler ile kavgalara girdiler. Hizipçilik ve ayak oyunları tırmandı.

SHP’nin içinde bugünün Dem Partisi'nin öncülleri HADEP vardı. Sokakları harekete geçirmek için olmadık işler yaptılar.

Kendilerine verilen oyların derinliğini anlamadılar. Ve Aziz milletimiz de SHP'ye verdiği oyları 1991 genel seçimlerinde geri aldı. Faturayı kesti. Genel seçimlerde eritti.

Yasağı kalkan yeni isimlerle kadrosunu takviye eden rahmetli Süleyman Demirel'i birinci parti yaptılar. Koalisyon hükümeti başbakanlığının yolunu açtılar.

Kadrolarını yeni, genç isimlerle takviye ettiği Özal'ın Anavatan Partisi'ni ikinci sıraya yükselttiler.

Tarihten Ders Almak

Başkan Erdoğan, yakın siyasi tarihi çok iyi bilen usta bir siyasetçi. Balkon konuşmasında ne dedi?

‘’Aziz milletin mesajını aldım. Gönülleri kazanmak için gece gündüz daha çok çalışacağım.’’

Aziz milletimiz Başkan Erdoğan'ı seviyor. Erdoğan da mesajı aldı. Gerekeni yapacak, değişimi sağlayacak, aziz milletimizin ekonomik ve sosyal sıkıntılarını çözmek için adımlar atacaktır.  

4 yıllık maraton başladı

Oy kullanmak için sandığa gittiğinde okul bahçesini dolduran vatandaşların sevgi gösterilerinde bulunduğu Başkan Erdoğan'ın oyunu kullandıktan sonra yaptığı açıklamanın da ayrı bir derinliği var: "Yerel seçim, ülkemizde birbirine yakın süreçte yeni bir dönemin başlangıcına vesile olacaktır. Bir taraftan milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi diğer taraftan yerel yönetim seçimi bunların ülkemizde inşallah yeni bir dönemin, yeni yüzyılın başlangıcına vesile olmasını diliyorum.''

Evet. 2028 Mayıs ayına kadar olağanüstü gelişmeler olmadığı taktirde, seçim yok. Siyasi ve ekonomik istikrarın sürmesi, yeni politik ve jeopolitik hamleler yapmak için 4 yıl gibi altın dönem var önünde. Başkan Erdoğan'ın önümüzdeki altın yıllarının maratonu başlıyor. İçte siyasi reformlar, sosyal ve ekonomik paketlere yönelecek ve dış politika ağırlıklı gündem olacaktır.

Oyun bozan ve oyun kuran jeopolitik hamleler dönemi başlıyor.

Erdoğan Washington'a gidiyor, Putin Türkiye'ye Geliyor.

Yeni dünya düzeni kuruluyor. Türkiye yeni dünyanın kilit ülkesi, merkez üssü.

ABD ve Çin arasındaki küresel dizayn planları, uluslararası sistemde kaos ve rekabeti giderek arttırdı. Ülkemizin yakın çevrelerinde savaşlar var, küresel güçlerin aparatlarının terör eylemleriyle yeni haritalar çizilmeye çalışılıyor. Etrafımızda Ankara’nın iradesini devre dışı bırakarak ticaret koridorları oluşturma gayretleri söz konusu.

Batı desteğindeki İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırımlar sürüyor. Yaşanan kaosun   Doğu Avrupa'daki başka ülkelere ve Balkanlara, Kafkasya'ya  sıçraması senaryoları ürkütücü.  Böylesi hassas ve kritik ortamlarda Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın  yoğun bir diplomasi gündemi başlıyor. Erdoğan, önümüzdeki haftalarda önce Bağdat'a ve sonra Washington'a gidecek ve Biden ile görüşecek. Rusya Lideri Putin ise Türkiye'ye gelecek. Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi ağırlayacak. Türkiye-Mısır ilişkilerinin ivme kazanması, iki eksende hayati gelişmelere konu olacak.

1) Doğu Akdeniz'de, Türkiye-Mısır Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması, enerji denklemini çok etkileyecek.

2) Ortadoğu bölgesel ittifakı ve Filistin meselesinde etkin rollerin revize edilmesine yol açacak.

Pençe-Kilit

Erdoğan'ın ABD seferi sonrasında, Irak'ta kahraman Türk Ordusu PKK'ya kilit vuracak ve Suriye'de PKK-YPG'nin kirli planlarını paçavraya çevirecek, kalkınma yolu inşa edilecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak seferinde küresel yankılara yol açacak hayati dosyalar da var. Erdoğan, küresel ulaşım koridorlarıyla ilgili gelişmeleri çok yakından takip ediyor. İki küresel koridorun merkezinde Türkiye yer alıyor.

1) Basra'dan başlayıp Ovaköy’den Türkiye’ye girip Marmara ve Balkanlar üzerinden Avrupa’nın batısına kadar uzanacak olan Kalkınma Yolu

2) Çin, Türkistan, Kafkasya, Anadolu, Balkanlar ve Avrupa’yı doğudan batıya birbirine bağlayacak olan Zengezur Koridoru

Kalkınma Yolu Projesi ve Zengezur Koridoru, Hindistan, Doğu Asya ve Basra Körfezi üzerinden Irak'a gelecek ürünler Büyük Fav Limanı'ndan başlayarak, demiryolu ve karayolu bağlantısıyla Türkiye'yi Avrupa, Asya ve Afrika'yı birbirine bağlayacaktır. Kalkınma Yolu Koridoru'nun Irak'ın kalkınmasına büyük bir katkı sağlarken, Türkiye'nin küresel lojistik ağındaki rolünü, Orta Koridor'la birlikte daha da perçinleyecektir. 

Savunma, enerji, lojistik gibi stratejik alanlarda 'Türkiye Yüzyılı'na yaraşır projeleri katlayarak, ülkemizin 21. yüzyılın yükselen ekonomisi konumunu perçinleyerek sürdürecektir.

Erdoğan-Biden ve Erdoğan-Putin görüşmelerinin çok çok önemli sonuçları olabilir. Dünyanın üç tecrübeli lideri arka arkaya atakta. Başkan Erdoğan'ın dünyanın en tecrübeli lideri olarak, ABD ve Rusya gibi iki küresel devlet başkanı ile yapacağı görüşmeler, yeni jeopolitik haritaların oluşmasında büyük etki yapmaya adaydır. Yani Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor.