Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

50 Yıl Sonra Kıbrıs Barış Harekâtı Kutlamaları

 

 Bu yazı 25.07.2024 tarihinde yayınlanmıştır.

 *Mithat Işık/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

 

Rumların ve Yunanlıların Kıbrıs’ta Türklere karşı 1963 ve 1967 yıllarında yapmış oldukları zulüm ve katliamlardan sonra Türkiye’nin adaya müdahalesi bir zaruret haline gelmişti.

Büyük bir titizlik ve sabırla askeri planlamalar yapılmıştı. Aradan geçen 11 yıl boyunca adaya havadan ve denizden müdahale için gemi, paraşüt, uçak, silah, mühimmat ve diğer araç gereçler temin edilmişti. Adaya müdahale için her şey hazırdı.

15 Temmuz 1974’de Nikos Samson, adada bulunan yunan subayları ve emirlerindeki (RMMO) Rum Milli Muhafız Ordusu darbe yaparak Makaryos yönetimini devirdiler. Yönetimi ele geçirerek Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Amaç Enosis’i gerçekleştirmekti. Makaryos’un ikiyüzlü politikaları ve yunan cuntasının askeri darbesi, garantör devlet olarak Türkiye’nin adaya müdahalesinin haklı sebebidir.

20 Temmuz 1974 barış harekâtı Kıbrıs Türk halkının adanın kuzeyinde toplanmasına, güvenlik ve huzur ortamında yeniden örgütlenmesine kendi devletlerini (KKTC) kurmalarına imkân sağlamıştır. Yunan cuntası ve Makaryos 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kendileri yıktı. Yıktıkları devletin enkazı altında kaldılar. Kıbrıs barış harekâtının ellinci yıl kutlama törenlerine katılmak için 18 Temmuz-22 Temmuz tarihleri arasında Kıbrıs’ta bulundum. Arada 50 yıl geçmesine rağmen aynı heyecanı değişik duygular içinde tekrar yaşadım.

50 yıl önce barış harekâtı Cumartesi günü saat 06.15’de başlamıştı. Ne tesadüf ki 50 yıl sonra 20 Temmuz 2024 de Cumartesi gününe rast gelmişti. 50 yıl önceki anılarımı, yaşadıklarımı savaştığımız arazide dakika dakika saat saat yaşadım. Bu durum benim için anlatılmaz bir mutluluktu. Şehit olan arkadaşlarımızın yaralandıkları bölgelerde hüzünlendim, çömeldim dualar ettim, sessiz sessiz, için için ağladım. Savaştığımız arazide 20 Temmuz sıcağında 75 yaşında bir gazi olarak bazen yürüyerek bazen araçla dolaştık. Savaşta 24 yaşında genç bir teğmendim. Sırtımızda sırt çantası, elde tüfek düşmanla savaşarak bazen koşarak, bazen sıçrayarak hedefimize taarruz ediyorduk. Ekip arkadaşlarımız 20 Temmuz sıcağında nasıl savaştığımızı soruyorlar ben de onlara sıcağı, susuzluğu hiç düşünmeden bir an önce hedefi ele geçirmek için savaşıyorduk dediğimde onlar da hayretle başlarını öne eğip düşünüyorlardı. Savaşı gün gün dakika dakika 22 Temmuz ateşkese kadar yaşamak anlatılmaz bir mutluluktu.

20 Temmuz 2024 saat 10.00’da Lefkoşe’de tören vardı. Saat 09.30 protokol tribününde arkadaşlarımla birlikte yerlerimizi aldık. Tören tek kelime ile mükemmeldi. Saat 10.15’de T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Tatar aynı araçla tören alanına birlikte geldiler. Saygı duruşu ve istiklal marşının hep bir ağızdan okunmasından sonra, önce Sayın Tatar sonra Sayın Erdoğan konuşmalarını yaptılar. Verilen mesajlar çok mükemmeldi. Tek çözüm iki devletli çözümdür. Bundan dönüş yoktur mesajı çok önemliydi.

Tören komutanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Tatar halkın ve tören kıtalarının bayramını kutladı. Tören başladı alana önce mehter takımı giriş yaptı davul sesleri, mehter marşları yeri göğü inletiyordu. Bu sesler Rum tarafında da çok net duyuluyordu. Sonra tören bandosu alana geldi. Törende önce Muhafız Alayı bir gösteri yaptı. Mükemmel bir geçiş yaptılar ayak sesleri yeri göğü inletti. Türkiye’den gelen Deniz Harp Okulu öğrencileri çelik gibi bir tören geçişi yaptılar. Kıbrıs’ta bulunan alay sancakları çelik adımları ile geçiş yaptılar. Mücahit ve mücahidelerin geçişi mükemmeldi. Adada bulunan TSK mensubu yaya ve zırhlı birliklerin tören geçişi oldu. Tankların paletlerinin sesi Lefkoşe’yi inletiyordu. Bir anda Türk Yıldızları çelik kanatları ile yeri göğü inleten sesleri ile tören alanının üzerinden geçiş yaptı. Silahlı helikopterler, İHA, SİHA’lar geçiş yaptı.

2000 metreden atlayan ve tören alanının yakınına Türk ve KKTC bayrakları ile süzülerek inen paraşütçüler çok mükemmel bir görünüm sergilediler. Paraşütçülerin gökyüzünde Türk ve KKTC bayrakları ile süzülerek inişleri Rum tarafından da rahatlıkla izleniyordu. Tıpkı 20 Temmuz 1974’de olduğu gibi. 20 Temmuz 1974 saat 06.15’de Gönyezi-Hamitköy semalarını paraşütçülerimiz papatya tarlasına çevirmişti. Serbest paraşütçülerimiz Rumlara o günleri hatırlatmıştır.

Girne’de törenler muhteşemdi. Barbaros’un torunları Akdeniz’i Türk gölü haline getirmişti. Barış harekâtının ellinci yılında 50 gemi inci taneleri gibi sıralanmışlardı. En önde Anadolu gemisi muhteşem duruşu ve dostlara güven düşmana korku salıyordu. Elli gemi tören geçişi ile yavuz çıkarma plajına doğru hareket ederken üzerlerinden Türk Yıldızları’nın geçişi ve takiben on beş helikopterin bölgeye girişi muhteşemdi.

Törenlerden sonra şehitlikleri ekip arkadaşlarımla ziyaret ettik. Çoğu tanıdığımız arkadaşlarımızdı. Mezarlara çiçekler bıraktık dualar ettik. Hüzünlendik. Sonra Muratağa-Atlılar-Sandallar köyündeki şehitliği ziyaret ettik. Rum ve Yunan mezalimini gördük.

Üç aylık bebekler, beş yaşında çocuklar, seksen yaşında dedeler, nineler canlı canlı bir çukura doldurulup yakılmışlar. Atlılar köyü 37 şehit, Muratağa köyü 71 şehit, Sandallar köyü 18 şehit olmak üzere toplam 126 şehit. Mücahitler savaşmak için Magosa’ya ve köyün uzağındaki bölgelere gidince köyde; kadınlar, yaşlı erkekler, küçük çocuklar kalmış. Çekilirken köylere gelen Rum ve Yunan askerleri köylüleri katletmiş, çocukların başlarını kesmişler, köy yakınındaki bir çukura kepçelerle getirmişler, yarı canlı olarak çukura atmışlar yakmışlar. Dünya insanlığının unutamayacağı bu vahşet ve barbarlığı şiddetle kınıyorum. Türkler ve Rumlar bir arada yaşayamazlar. Tek ve doğru çözüm iki devletli çözümdür.

Ne mutlu Türk’üm diyene!