Küresel salgın bitmiş olmamakla beraber, ülkeler salgın sonrası için yapılacakları düşünmeye çoktan başladılar. Her ülkenin kendi ulusal politikaları elbette önemli ama ABD ekonomi yönetiminin alacağı kararları tüm dünyayı ilgilendiriyor. Bugünlerde ABD yönetimi ÇHC’ye yönelik yaptırımlara yönelirken, Fed de varlık alımı ve faiz konusunda sıkı çalışıyor. Yaptırım kararları ABD’nin yapısal sorunları ile ilgili. Zira en büyük ticari rakip olan ÇHC’yi normal ekonomik operasyonlarla dengeleyemiyor. Son NATO toplantısında da yeni rakibe açıkça işaret edildi. Oradaki didişme devam edecek gibi görünüyor.
Biz de dahil bütün ekonomileri az çok ilgilendiren para otoritesi Fed’e gelince, bir gün ara ile birbirinin tam tersi iki mesaj geldi. Pazartesi günü bir açıklama yapan Richmond Fed Başkanı T. Barkin, varlık alımlarının azaltılması için işgücü piyasasındaki toparlamanın henüz yeterli olmadığını söyledi. ABD’de Enflasyon oldukça yüksek ve tarihin en yüksek düzeylerinde. %5 ABD için uzun süre katlanılamayacak bir oran. Ancak Fed kararlarında bir başka ayak daha var ki o da istihdam. Enflasyonu düşüreyim darken işsizlik artarsa bu da başka bir baskı olur ekonomi üzerinde. Yüksek işsizliğe de uzun süre katlanılamaz.
St. Louis Fed Başkanı J. Bullard ise bir gün sonra tersi bir açıklama yaptı. Bullard’a göre salgın döneminde verilen parasal desteklerin geri çekilme zamanı geldi. Dikkat çektiği asıl konu da konut balonu ile ilgili. Varlık alımının 40 milyar dolarlık kısmının mortgage’a dayalı tahvillerin alımında kullanıldığını belirten Bullard, yeni bir konut balonunu başlatmamak gerektiğini söyledi ve 2008 krizi ile sonuçlanan konut balonuna dikkat çekti.
ABD’de merkez bankası esasen iki şekilde piyasaları destekliyor. Bunlardan birisi varlık alımı, diğeri de düşük faizler. Varlık alımı ile elinde tahvil bulunduran kesimlerden bu tahvilleri alarak para veriyor. Bunu yapmadığı takdirde likit ihtiyacı olan kesimler yoğun satışa geçerse tahvillerin fiyatı düşecek ve piyasa faizleri yükselecek. Yani merkez bankası politika faizini yükseltmese de piyasa faizi yükselecek. Bir de bu varlıkların temsil ettiği reel varlıkların değeri düşecek. Mesela konut fiyatları. Düşmesi gereken fiyatların düşmesine izin verilmediği takdirde de balon oluşur, şişer ve gereği yapılmadığı takdirde patlar. 2008’de olduğu gibi. Dikkat çekilen konu bu.
Faiz meselesine gelince ABD’de politika faizi hala %0,25’de. Yani dolar çok ucuz. Kredi almak isteyenler çok düşük bir faiz maliyetine katlanıyorlar. Neden böyle? Çünkü küresel salgın ekonomiyi kötü etkiledi. Ekonomik faaliyetler ciddi şekilde zayıfladı. Ucuz para ile birey ve kurumlar kredi alıp harcama yapsınlar diye. Geçen yılın dramatik küçülmesine bakınca etkili olmadığı düşünülebilir ama eğer bu destek verilmeseydi ciddi bir çöküş ortaya çıkabilirdi. Yani ekonomi çöküşten daralmaya çekildi bir anlamda.
Fed politikalarının bizim gibi orta halli ekonomiler için de önemi kur ile ilgili. Şimdiki gibi gevşek politika kurun düşük seyretmesini sağlayarak maliyetleri düşürmesi beklenir. Ancak yaşanan küresel salgın nedeniyle tersi oldu ve emtia piyasasındaki spekülatif davranışlar nedeniyle üretim maliyetleri ciddi arttı ve ekonomileri olumsuz etkiledi. Dolar kuru düşük kalsa bile bu maliyetler ekonomileri ciddi ölçüde zorluyor.
Varlık alımlarının azaltılması veya faizlerin yükseltilmesi bu trendin tersine dönmesi, yani doların diğer paralar karşısında değer kazanması demektir. ABD bunu ister mi? Bu dış ticaret açığı ile isteyeceğini hiç sanmam. Çünkü parasının değer kazanması ithalatının artması, ihracatının azalması demek. Bu da dış açığın daha da artması demek.
Yukarıda sözünü ettiğimiz açıklamalara dönersek, elbette bir kişinin kararı ile olmuyor. Fed bir sistemdir ve para politikası kararlarının esas sorumlusu olan Guvernörler Kurulu ve 12 bölgesel Fed bankalarından (Boston, New York, Atlanta, Philadelphia, Cleveland, Richmond, Chicago, St. Louis, Minneapolis, Dallas, Kansas City, San Francisco) oluşur. Bölgesel bankaların da ekonomi yönetiminde ciddi etkileri vardır. Paranın dağıtımı ve bankacılık sisteminin çalışması dahil. Bu yüzden açıklama yapanlar sıradan kişiler değil. Gelen mesajlar piyasaların kafasını karıştırıyor. Belki de bilinçli yapılıyor. İki ihtimal birbirini dengelesin diye.
Fed’in işi de hiç kolay değil ama parasal kararları üzerinde bir kısıt olmadığı için şimdilik eli rahat.