Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Bu Savaş Burada Bitmez

Abuzer PINAR
10 Aralık 2018 11:15
A-
A+

ABD ve Çin devlet başkanlarının Arjantin’deki görüşmelerini, görüşmeden onur duymalarını ve ticaret savaşına 90 günlük ara vermelerini hep ihtiyatla karşıladık. Bu ticaret savaşları daha çok su götürür dedik. Nitekim öyle oldu. Daha üç gün geçmeden G20’de yapılan konuşmaların tam aksi mesajlar ve uygulamalar akmaya başladı.

Adına “savaş” denildi ama şu ana kadarki konuşmalar sadece işaret fişeği idi. Asıl savaş yeni başlıyor. Öyle ağır geliyor ki gümrük vergileri ve diğer tedbirler bunun yanında daha makul gelecek gibi görünüyor.

ABD, Çin merkezli teknoloji devi Huawei hakkında, bazı ülkelere yönelik yaptırım ve ambargolara uymadığı gerekçesiyle bir süredir soruşturma yürütüyor. Huawei, halen telefon üretiminde dünya ikincisi ve ağ ekipmanları konusunda birinci. Şirketin kurucusunun kızı Meng Wanzhou Kanada’da gözaltında ve ABD’ye iadesi gündemde. Konu İran’nın küresel bankacılık sistemini kullanarak iş yapmasına yardımcı olmak ve ABD bankalarına karşı sahtekârlık yapmak.

Pentagon, askeri üslerdeki perakendecilerin bu şirketin telefonlarını satmalarını yasaklamıştı. Söz konusu yasağın nedeni, Huawei’nin ABD askerlerini izleyip bunu Çin hükümeti ile paylaşabileceği endişesine dayanıyor. ABD Başkanı Trump’ın, Ağustos ayı ortalarında imzaladığı bir yasa kapsamında, Çin merkezli Huawei ve ZTE markalarının devlet kurumlarında ve bu kurumlarla çalışan şirketlerce satın alınması ve kullanılması kesin olarak yasaklanmıştı zaten. Dolayısıyla neden sadece askeri değil.

Derken Japonya’dan bir iddia geldi. Henüz teyit edilmeyen bir habere göre Japonya sözkonusu şirketin hükümet ihalelerine girememesi yönünde karar aldı. Nedeni aynı. Huawei, bu cihazlarla Japonya'nın hassas bilgilerini sızdırabilir endişesi. ABD'li Softbank ve İngiliz BT Group da bu şirketin ürünlerini almamaya karar vermişti.

Çin yönetimi iddiaları reddediyor. Hatta Kanada’nın Pekin büyükelçisini dışişleri bakanlığına çağırarak Meng'in derhal serbest bırakılmasını talep etti. Serbest bırakılmaması halinde bunun ciddi sonuçları olacağı yönünde uyarıda bulundu.

Huawei konusu önemli. Ancak şirket veya telefon üreticisi olarak değil. İçerik itibariyle bu işin nerelere varabileceği açısından. Yani ticaret savaşı, basitçe piyasaların domine edilmesi, rekabet gücünün azalması, ticari zarara uğramak vs. değil, bir güvenlik meselesi olarak gündeme geliyor.

İki mesele var. Birincisi, ticaret savaşının kılıfı iktisadi değil ulusal güvenlik ve bu kanaldan yürütüldüğü takdirde kolayca da taraftar bulabilecek gibi görünüyor. Yani ABD, Japonya veya başka ülke vatandaşlarına “şu ürünü almayın, çünkü ülke olarak zarar ediyoruz” denilmeyecek. “Almayın, çünkü ülke güvenliğimiz tehlikede” denilecek. Bu önemli ve daha etkili de olur kanaatindeyim.

Diğer mesele ise şu. Çin şirketi büyüyüp küresel piyasada üst sıraya çıkınca mı bu aklına geldi devletlerin? Mesela, ABD devi iPhone’un hiç aklına gelmeyen bir şeyi mi yaptı Huawei? Aynı endişe Samsung için geçerli olacak mı?

Demem o ki, ticaret savaşı büyüyecek ve argümanlar hiç de sanıldığı gibi iktisadi veya ticari olmayacak. İktisadi mantığın temin edemediği meşruiyeti sağlayacak bir ulusal güvenlik söylemi üzerinden yürüyecek gibi görünüyor.

Önümüzdeki dönemde, yukarıda sadece örnek olarak yazdığım vakanın benzeri daha birçok konu gelebilir gündeme. Bu tartışmaların aktörü elbette büyükler olacak. Lakin bütün dünyayı saracak nitelikte. Yani bir tür müttefik tanımı çerçevesinde, devletler başka devletlere de sözkonusu ürünlerin alınmasının ulusal güvenlikleri için bir tehlike olduğunu telkin edecek belki de. Siz o zaman görün gümbürtüyü.

Siyaset, güvenlik ve ekonominin küresel düzeyde iç içe geçeceği günler bekliyor bizi. Büyük aktör olmak için yine de tek seçenek var: Büyük üretici olmak. Aksi halde büyükler savaşırken arada ezilmek gibi bir risk var. Üstelik üretim demek, siyaseten güçlü, ulusal olarak güvende ve toplumsal olarak müreffeh olmak demek iken, bu daha da önem kazanıyor. Bir kısır döngü gibi görünse de, dünyaya salt ekonomik güç değil, insani değerler de öneriyorsanız, sesinizin duyulması için yine ekonomik olarak güçlü olmanız gerekiyor. 

10.12.2018