Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Enflasyondaki gelişmeler ve Maaş Artışları

Abuzer PINAR
05 Haziran 2018 14:39
A-
A+

Mayıs ayı enflasyon rakamları açıklandı. Nisan ayında hala geçen yılın 1 puan kadar altında olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mayıs ayında geçen yılın aynı ayındaki rakamın 0,43 puan üzerinde çıktı. Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ise Nisan ayında geçen yılın aynı dönemi ile eşit iken, Mayıs ayında geçen yıla yaklaşık 5 puan fark attı. TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki fark ise Nisan ayında 5,5 puan civarında iken 8 puana çıktı. Bütün bunlar ne demek?

Öncelikle enflasyon 2005 yılından bu yana küresel krizin başladığı 2008 yılı hariç hep tek hanede, yani %10’un altında kaldı. 2017 yılında çift haneye çıktı ve içerisinde bulunduğumuz yıl bu düzeylerde seyrediyor. Tek hane çok mu önemli? Önemli olan fiyat artışlarının karar alıcıların (yerli ve yabancı tüketici, yatırımcı ve devlet) görüş alanını bozmamasıdır. Ancak 2001 krizine giden süreçte uzun yıllar yüksek enflasyondan canımız çok yandığı için, tek haneler bizim için psikolojik bir sınır anlamına geliyor. Bize benzeyen bütün ekonomilerde olduğu gibi herkesin enflasyon olacakmış gibi davranması nedeniyle uzun süre yüksek düzeylerde takılan enflasyondan kaçınabilmek için tek hanelerde tutmak isteriz. Öyle görünüyor ki bu yıl çift hanelerle idare edeceğiz.

Dikkat çekilmesi gereken iki nokta var. Birincisi, 2017 yılında Nisan ayından sonra gevşemeye başlayan artışlar bu yıl artış trendini sürdürüyor. Elbette bu yılın şartları geçen yıla göre çok farklı. Enerji fiyatları çok arttı ve döviz kurundaki artışlar tuzu biberi oldu. Ana harcama grupları itibariyle bakıldığında 12 aylık ortalama %12 civarında olduğu halde ulaştırmada fiyat artışı %20. Akaryakıt fiyatlarının etkisini buradan açıkça görmek mümkün. ÖTV ayarlamaları ile kur artışlarının fiyatlara yansıtılmaması yönündeki karar Haziran ayında etkisini gösterebilir.

İkincisi ise maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu arasındaki makasın daha da açılması. İki endeks arasındaki fark Mayıs ayında zirve yapmış durumda. Bunun ekonomiye etkisinin, faiz artışları nedeniyle zaten daralması beklenen iç talep ile beraber düşünülmesi gerekir. Maliyetler arttığından fiyatlar artıyor. Ancak talep de bir ölçüde daralırsa, bir tür durgunluk içerisinde enflasyon sorunu ile karşı karşıya kalacağız. Çünkü maliyetler yükseldiği için, talep daralmasına rağmen fiyatların düşmesi beklenemez. TÜFE ve Yİ-ÜFE arasında, ikincisi lehine açılan makasın sonucu bu olacaktır. Mayıs ayı itibariyle bu makas iki katına yaklaşmıştır. Döviz kurundaki sakinleşme bu süreci tersine çevirebilir elbette.

Enflasyondaki bu artışların bir sonucu da kamu çalışanlarına ödenen maaşlardaki artışlarla ilgilidir. 2018 yılı için 4+3,5 artış öngörülmüştü. İlk altı ayda yapılan artışın enflasyonun altında kalması halinde, enflasyon farkı ödenmektedir. Mayıs ayı itibariyle enflasyon oranı yılın başından itibaren %6,39’a ulaşmıştır. An itibariyle %2,39 fark oluşmuş bulunmaktadır. Dolayısıyla Temmuz ayında %5,89’luk bir artış kesinleşmiş görünmektedir. Nihai artış oranını konuşabilmek için Haziran ayı enflasyon oranını beklemek gerekmektedir.

 

05.06.2018