Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

İran Ambargosunda Türkiye’nin Seçenekleri

Abuzer PINAR
22 Ekim 2018 11:32
A-
A+

Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a uygulama kararı aldığı ambargonun ilk paketi 6 Ağustos 2018 tarihinde devreye girmişti. İkinci yaptırım paketi ise iki hafta sonra (4 Kasım) devreye girecek. İlk paket İran’ın dolar, değerli maden, kömür, sanayi ekipmanı yazılımı ve daha birçok mal ticaretine uygulanacak yaptırımlarla başlamıştı. İran’ın ABD doları satın almasını ve altın gibi değerli madenlerle ticaret yapmasını kısıtlayan ve yolcu uçakları ve uçak parçası ithalatını da içeren bu uygulamalar aslında oldukça önemli idi. Ancak ikinci aşama bundan daha da ağır sonuçlar doğuracak nitelikte.

İkinci paket, İran’ın petrol ihracatını engelliyor ve bu ülke ile ticari ilişkiye giren ülke ve şirketlere de yaptırım öngörüyor. Bu tarihten itibaren tüm özel veya tüzel kişilerin İran ile petrol ticareti yapmaları, İran’ın limanlarında iş yapmaları, taşımacılık ve finans faaliyetlerinde bulunması yasaklanıyor ve yaptıkları takdirde yaptırımla karşılaşacaklar.

İran dünyanın dördüncü büyük petrol ihracatçısı. 100 milyar dolar civarındaki ihracatının %90’ı petrol, doğalgaz ve petro-kimya ürünleri. Ambargo ile karşı karşıya kaldığı dönemde, 2015 yılına kadar ekonomik olarak ciddi sıkıntılar yaşadı. Büyüme bir yana, ekonomi küçüldü. 2016 yılında ambargonun kalkmasıyla ciddi bir rahatlama yaşadı. Ekonomi büyüdü. Ağustos’tan bu yana tekrar sıkıntılı günler başladı ve Kasım ayından itibaren ihracat gelirini belki de yarıya indirecek yaptırımlar geliyor. Şüphesiz İran ambargodan ciddi boyutlarda etkilenecek. Lakin Türkiye’ye muhtemel etkisi de küçümsenecek düzeyde değil.

Türkiye, İran’ın ihracatında dördüncü, ithalatında üçüncü sırada. İran’ın ilk sıralarda ihracat yaptığı diğer ülkeler sırasıyla Çin, Hindistan ve Güney Kore. İthalat yaptığı diğer ülkeler ise Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin. Bizim İran ile ticaret hacmimiz 10 milyar doların üzerinde. Bunun yaklaşık ¾’ü bizim petrol ve doğalgaz ithalatımız. Geçen yıl ithal edilen ham petrolün yaklaşık yarısı İran’dan. Rusya’dan sonraki en büyük doğalgaz tedarikçimiz. BOTAŞ’ın doğalgaz ithalatının yaklaşık %20’si İran’dan. Ticaret hacminin geriye kalan ¼’ü de başta altın, çelik ve otomotiv yan sanayi ürünleri olmak üzere ihracatımız.

Doğalgaz konusunda pek sorun yaşanmayacak gibi görünüyor. Anlaşma gereği almadığımız takdirde yine de parasını ödemek zorunda olduğumuz doğalgazı almaya devam edeceğiz. ABD de bunu anlayacaktır elbette. Şüphesiz bundan en çok etkilenecek olan Türkiye’nin en büyük rafinerisi TÜPRAŞ. Biz de Çin gibi elimizi çabuk tutup ambargo başlamadan İran’dan yüklü petrol ithalatı yaptık. Gidişatı izlerken bir süre idare etmek için. Aylık ithalat 100 bin varilin biraz üzerinde iken Ekim ayında yüklü miktarda petrol aldık.

Bu arada TÜPRAŞ, ABD yetkilileri ile görüşmeler yapıyor. Sınırlı da olsa bir miktar petrol alımı yapmak için muafiyet istiyor. ABD yetkilileri ulusal güvenliklerini düşünürken müttefiklerinin de ihtiyaçlarını dikkate aldıklarına yönelik açıklamalar yapıyorlar. İstisna talebinde bulunan ülkelerin ve şirketlerin gerekçelerini ayrıntılı olarak bildirmeleri halinde durumu değerlendireceklerini söylüyorlar. Daha önce olduğu gibi bu defa da bir ölçüde esneklik koparabileceğimiz muhakkak. Ancak yetmez. Bu yüzden Türkiye de elbette kendi pozisyonunu alacak.

Ambargonun başlaması ile İran’ın petrol ihracatı 1/3 civarında azaldı bile. Çünkü enerji tedariki süreklilik gerektirir. Sanayide ve hanelerde kullanılan enerjinin tedarikinde sorun yaşanması bütün ekonomiyi ve insanların günlük hayatını olumsuz etkiler. Bu yüzden bir yandan tartışmalar devam ederken, diğer yandan ülkeler hemen pozisyon alırlar. Türkiye birkaç aydır Rusya’dan petrol almaya başladı örneğin.

Bu arada petrol üreticisi ülkelerin ABD ile dirsek teması ve Rusya ile Suudi Arabistan arasındaki azalan petrol arzının nasıl telafi edileceğine yönelik görüşmeler devam etti. Bir anda Kaşıkçı cinayetinin patlak vermesi ve ABD yanında cılız da olsa AB ülkelerinin de Suudi Arabistan’a karşı tavır alması olayların seyrini bir ölçüde değiştirdi. Rusya ile İran arasında Suriye’deki kısmi ittifak bunu nasıl etkiler göreceğiz ama Rusya’nın İran’dan takas yoluyla petrol alıp bunu dünya piyasalarına sevkedeceği de konuşuluyor.

Brunson’un yargı kararı ile serbest kalması ABD-Türkiye arasındaki gerilimi bir ölçüde düşürmüş durumda. Tek konu elbette bu değildi. Ancak ABD seçimleri için önemli olduğu düşünülen bu gerginliğin düşmesi ABD yönetimini fazlasıyla memnun etmiş görünüyor. Ayrıca ABD Türkiye’nin enerji ihtiyacını, İran ile olan doğalgaz anlaşmasını ve Suriye’deki gelişmelerle ilgili hassasiyetini anlayacak durumdadır. Bu yüzden önümüzdeki günlerde ambargonun ülkemize etkisini hafifletecek adımlar gelebilir.

Daha önemlisi, Rusya’nın İran ambargosuna karşı tutumu ve ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin ne yönde seyredeceği. ABD yönetimi, İran’a karşı Suudi Arabistan ile müttefiklik ilişkisinin önemli olduğunu ve bunu kaybetmek istemediklerini mütemadiyen tekrarlıyor. Tam da Kaşıkçı olayı gündeme gelmişken bakalım Suudi Arabistan bu süreçte nasıl bir duruş sergileyecek?

 

22.10.2018