Abuzer PINAR
Tüm YazılarıMerkez bankalarının birincil görevi fiyat istikrarı olarak genel kabul görmüştür. Biz de ağırlıklı olarak böyle biliriz ve konuşuruz. Gerçek bir tarafı var bunun. Paranın otoritesinin birincil görevi milli paranın değerini korumaktır. Bunda şüphe yok. Yalnız bu değerin nasıl korunacağı tartışmalı gibi görünüyor.
Her ülkede merkez bankası var ama bir de dünyanın merkez bankası var. Yani küresel sistemin merkez bankası. Şu an itibariyle bu ABD merkez bankasıdır. Kısaca Fed denilir. Peki, Fed’in birincil görevi nedir? Bakalım.
İnternet sayfasına girip (federalreserve.gov) sol üstte yer alan “hakkımızda” butonuna basılarak “amaçlar ve işlevler” alt başlığına gidilirse özetle şu ifadeler görülecektir:
Federal Rezerv Sistemi Birleşik Devletler’in merkez bankasıdır. ABD ekonomisinin ve daha genel olarak kamusal çıkarların etkili işlemesi için beş temel işlevi yerine getirir:
Dikkat edilirse birinci madde maksimum istihdam, istikrarlı fiyatlar ve olabildiğince düşük faiz oranlarıdır. Ya da şöyle ifade edelim: Minimum işsizlik, düşük enflasyon ve düşük faiz oranları. Uygulama bu mudur? Tam da budur. Merkez bankası başkanı çıkıp konuştuğunda ilk vurgusu ekonomik toparlanma, istihdam ve enflasyon eğilimidir.
Ülke ekonomisi, çalışanı, tüketicisi; kısacası kamu çıkarı için bu kadar gayret eden ABD merkez bankasına karşılık diğer ülke merkez bankaları ne durumda? Elbette ki enflasyon ve finansal istikrar ile boğuşuyorlar. İstihdam temel vurgu değildir ve olamaz. Peki, Fed’in işlevi neden diğer ülke merkez bankalarına nasip olmuyor? Çünkü eli kolu Fed’in basıp piyasaya verdiği para ile bağlı da ondan.
Nasıl mı? Bugünlerde bizim de ülke gündemimizde olan enflasyonu hep ulusal sınırlar içerisinde düşünürüz. Fed’in verdiği kararları tartışmadan veri alırız ve döneriz merkez bankamızın ne yapacağını tartışırız. Küresel merkez bankasının ABD kamusal çıkarlarını korumak üzere uyguladığı politikaların başka ülkelerin kamusal çıkarlarının aleyhine çalıştığını düşünür müyüz mesela?
Çok daha açık söyleyelim. Faizi sıfıra indiren ve piyasaya trilyonlarca likidite veren kürenin merkez bankasının, küresel enflasyona neden olduğunu ve esasında kendi maliyetini kâğıt basarak başkalarına ödettirdiğini düşünmemiz için çokça neden ve gösterge var.
Bu kadar dolar piyasaya verilince, bu para bir yerlere gidecek. ABD devlet tahvillerine, ABD borsalarına veya başka ülkelerin aynı varlıklarına yönelecek. Ya da mal akışkanlığının bu kadar yüksek olduğu küresel yapıda fiyatı küresel düzeyde ve dolarla belirlenen emtiaya gidecek. Yani altına, bakıra, demire, petrole, hatta bazı gıda maddelerine. Fed piyasaya likidite pompaladıkça bizim üreticimizin maliyeti artacak ve dolayısıyla fiyatlar artacak.
Bunu yaparken senyorajı da hatırlamak gerekir. Bir merkez bankası para basma tekelini kullanarak gelir de elde eder. Buna hükümranlık hakkı anlamına gelen senyoraj deriz. Bu anlamda Fed küresel hükümranlık hakkını kullanarak da bundan nemalanmaktadır aslında. Hatta sıfır maliyetle. Çünkü hiçbir faiz beklentisi olmadan doları elde tutmak ABD’ye faizsiz borç vermek anlamına gelir pratikte. Zaten ABD ülkemizin bir yıllık milli gelirine denk düşen dış ticaret açığını bu şekilde finanse etmektedir. Dolar rezerv paradır ama bu paranın da bir sahibi var.
ABD bunu yaparken Türkiye, Brezilya, Arjantin, Meksika, Güney Afrika ve benzer ülkeler ne yapıyor? Fiyatlar artıyor diye faizleri yükseltmek zorunda kalıyor. Bu da zaten daralan ekonomiyi daha da daraltıyor.
ABD dışındaki ulusal devletlerin hiç mi günahı yok. Kastım bu değil. Ülkeler de hata yapabilir. Kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmayabilir. İsrafa ve kısa dönemli politikalara yönelebilir. Ancak şunu söylüyorum. Fazla paradan kaynaklı bir enflasyon varsa faiz arttırımı bunu düşürmenin bir aracıdır. Doğru da, ya enflasyon talepten değil, biraz önce özetlediğim maliyetlerden geliyorsa ne yapabilirisiniz. Açıkçası pek bir şey yapamazsınız. ABD ekonomisinin düzelmesini ve biraz da bizim türümüzden ülkelere para getirmelerini beklersiniz.
Demem o ki ABD merkez bankasının birincil görevi vatandaşlarına istihdam sağlayacak ortam yaratmak iken, bizim merkez bankamızın birincil görevi bu olamaz. Önce rezerv paranın sahibi küresel egemenin vatandaşı tam istihdam edilecek ki sonra bizim vatandaşımız iş bulabilme hayali kurabilecek.
Ortada bir sorun varsa bütün boyutları ile değerlendirmeden çözüm bulunamaz…
Güncel Yazıları
Yeniden Merkantilizm mi?
27 Kasım 2024
Ekonomik Gelişmeler ve Seçmen Davranışı
25 Nisan 2024
Siyasal Devrevi Hareketlerin Maliyeti
03 Nisan 2024
“Aşırı Sağcı” Anarko Kapitalist
26 Şubat 2024
Filistin İsrail ve Ekonomi
12 Şubat 2024
Yeni Ekonomi Yönetiminin İlk Sınavı: OVP
08 Eylül 2023
Güney Afrika BRICS Zirvesi’nde Dolarsızlaşma Vurgusu
24 Ağustos 2023
Nijer Ekonomisi ve Son Darbe
31 Temmuz 2023
Denge Reformları ve Çin Ekonomik Sistemi
04 Temmuz 2023
Arjantin’de Faizler Neden Bu Kadar Yüksek?
16 Haziran 2023
Çin’den Yeni Teşvik Paketi Hazırlığı
14 Haziran 2023
Ekonomide U Dönüşü mü?
09 Haziran 2023
Ekonomik Model ve Navigasyon
06 Haziran 2023
Enflasyon, Döviz Kuru ve Dış Denge
02 Haziran 2023
Enflasyonla Mücadelede Konut Sektörü
01 Haziran 2023