Abuzer PINAR

Tüm Yazıları

Uluslararası Nominal Çıpa ve Dolar’ın Geleceği

16 Eylül 2019
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Paranın çıkış nedeni ödemelerde kolaylık sağlanmasıdır. Basit bir ekonomide mal ve hizmetlerin takası söz konusu olabilir. Ancak iktisadi faaliyetler genişledikçe takas işlemi zorlaşır. Çünkü iki malı karşılıklı takas eden karar alıcılar, hangi mala karşılık diğer maldan ne kadar talep edeceklerini belirlemede zorlanmaya başlarlar. Diğer zorluk da iki tarafın eşanlı olarak takasa konu olan mallara ihtiyaç duyma gereğidir. Nihayetinde iktisadi faaliyetlerde referans alınacak bir araca ihtiyaç duyulması sonucu paraya ihtiyaç duyulmuştur. İngilizcede “nominal anchor” olarak ifade edilen nominal çıpa bu referanstır.

Ekonomik faaliyetler büyüdükçe ve küreselleştikçe uluslararası düzeyde böyle bir araca ihtiyaç duyuldu. Tarihin değişik dönemlerinde farklı araçlar kullanılmış olmakla beraber, günümüzde halen önemini koruyan araç değerli madenler, özellikle altındır. Değerli madenlerin kıtlığı ve taşınma zorluğu itibari parayı ortaya çıkardı ve 1800’lerin sonlarına kadar egemen olan çıpa İngiliz sterlini idi. Neden İngiliz sterlin’i? En önemli nedeni ekonomik güçtür kuşkusuz. Ekonomik güç de her zaman nedeni ve sonucu itibariyle savunma gücü ile beraber büyür.

1900’lerin başından itibaren İngiltere ve Sterlin’in yerini ABD ve dolar almaya başladı. İkinci Dünya Savaşı henüz sona ermemişken, 44 ülkeden delegelerin katıldığı bir konferans ile başlayan Bretton Woods sistemi esasen doları altına sabitleyen bir nominal çıpa tanımladı. Diğer ülke paraları da dolara endekslenecekti. Uluslararası ödemelerde referans olarak alınacak olan bu çıpa ile beraber ülkelerin karşılaşabileceği muhtemel sorunların çözümü için de Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası kuruldu. Bütün bu girişimler, sadece ülke düzeyinde değil küresel düzeyde de bir otoritenin ekonomiyi düzenleme gereğine işaret eder.

İçerisinden geçtiğimiz dönemde uluslararası para sistemi yeniden sorgulanmaya başladı. Bretton Woods sistemi çökmüş olsa da halen nominal çıpa olarak dolar kullanılmaktadır. Çünkü uluslararası para sistemi hadi deyince kurulan ve o şekilde de yıkılan bir yapı değildir. Aynen Sterling’de olduğu gibi Dolar da tedrici olarak önemini kaybedebilir. Ancak an itibariyle dolar sisteminin çöküşü kaos demektir. Çünkü uluslararası düzeyde, ticarette ve finansmanda kullanılan çıpa budur. Kerhen de olsa her ülke bu ortak referansı kabul etmekte ve kullanmaktadır.

Peki, bu sistem böyle devam eder mi? Etmeyeceği kesin. Birinci neden, dünya ekonomisinin çok büyümüş olmasıdır. Bir tek ülkenin kendi milli parasıyla bu devasa büyüklüğü kontrol etme şansı yoktur. Çünkü para sadece bir ödeme aracı değildir. Aynı zamanda bir birikim aracıdır. Hele de finansal araçların bu kadar çeşitlendiği bir yapıda referans alınan para aynı zamanda stratejik bir araçtır. Güçlü bir ekonomisi ve savunma gücü olsa da ABD’nin elindeki en önemli araç dolar’dır kanaatimce. Para basmanın hükümranlık hakkını küresel düzeyde bu ülke kullanıyor. Unutmayalım ki Bretton Woods inşa edilirken 44 ülkeden delege katıldı. Yani dünya ekonomisinin ekseriyeti hemfikir olmadığı zaman bir sistem kurulamaz.

Çin, parasını rezerv para olarak düşük oranda da olsa kabul ettirmeyi becerdi. Rusya 2020 yılında dolar cinsinden borçlanmayacağını duyurdu. Altın fonları hızla büyümeye başladı. Her zaman bir alternatif araç olarak var olduysa da bu dönemde daha fazla yöneliş oldu. Bu gelişmeler karşısında ABD bir yandan ticaret savaşı başlatırken, diğer yandan bazı ülkelere farklı nedenlerle ambargo uyguluyor. Siyaseten haklı olup olmadığı bir yana, ticaret baskıları dolar ile yapılan işlemleri azaltırken, ambargo ile karşılaşan ülkeler iktisadi işlemlerini yapabilmek için alternatif yollara yöneliyorlar. Bu alternatifler bazen “meşru”, bazen ambargonun delinmesi biçiminde olabiliyor. Yani mevcut sistemi sürdürmekte zorlanan ABD iktisadi ve siyasi baskılara başvururken sistem daha da fazla zarar görüyor.

Bunun sonucu ne olur? Kesin olanı şu ki uluslararası ödeme sistemi yeniden yapılandırılacak. Süreç ile ilgili iki ihtimal var. Eğer bu didişmede uzun süre dayanabilen ABD olur ve rakipleri pes ederse sistem yeniden yapılandırılır ve ABD daha avantajlı çıkar. Yok, eğer diğer ülkeler aralarında geçici çözümler bulur ve ABD’yi karşılarına alırlarsa yeniden yapılandırmada ABD daha dezavantajlı duruma düşebilir.

Hangisi olur dersiniz? Öyle görünüyor ki Asya havzasında küçümsenmeyecek bir iktisadi yükseliş var ve mevcut sistemin önemli bir aktörü olan Avrupa havzası bunun fazlasıyla farkında. Coğrafi yakınlık ve enerji kaynaklarının kullanımına ilişkin planlar Avrupa ve Asya havzalarını birbirine yakın tutuyor. Bu yüzden ABD’nin daha uzlaşmacı tavır takınması ve eski alışkanlıklarla hareket etmemesi hem kendisi, hem de küresel yeniden yapılanma için hayırlı olur.

Aksi halde? Mevcut yapı sürdürülebilir olmadığına göre çatışmanın şiddeti artar ve sadece iktisadi değil, siyasi ve insani tahripleri de daha fazla olur.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA