Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Xi Onayladı Soros Patladı

Abuzer PINAR
31 Ağustos 2021 15:39
A-
A+

Çin Halk Cumhuriyeti’nde tekelleşmeden hava kirliliği ile mücadeleye kadar birçok alanı kapsayan önlem paketi hazırlandı ve Devlet Başkanı Xi tarafından onaylandı. Paket ile asıl amaçlanan halkın yaşam kalitesinin arttırılması. Bir süredir konuşulan reformların çok daha kapsamlı olacağı bekleniyor. Şimdilik gelir politikaları, tekelleşme karşıtı ve çevre kirliliğini azaltmaya yönelik önlemler çokça konuşulur oldu.

Bir süredir bazı uygulamalar gündemdeydi zaten. Alibaba’nın da aralarında bulunduğu teknoloji devlerine geçen yıl yüz milyar dolarları bulan cezaların kesilmişti. Ülkenin en büyük gıda dağıtım platformu Meituan’ın tekelcilikten ceza alabileceği konuşuluyor.

Piyasa ekonomilerinde de uygulaması bulunan kira gelirlerinin sınırlandırılması da gündemde. Kira artışlarının %5’I geçmemesi için çalışma yapılırken, düzenleyici kuruluşlar arsa ve ev fiyatlarını kontrol altına alabilmek için hazırlık yapıyor. Kentsel dönüşüm ile beraber kamu hizmetleri ve altyapının geliştirilmesi planlanırken, bu gelişmelerin ev fiyatlarında hızlı yükselişlere neden olmaması için çalışılıyor. Kent nüfusu hızla artarken, gayrimenkul fiyatlarının ciddi sorun olabilme ihtimaline karşılık Çin Devleti bu hareketliliğe karşı hazırlıklı olmak istiyor. Çünkü konut sektörü önemli ve 2008 küresel krizine neden olan ABD krizi de buradan patlamıştı.

Detayları adım adım geliyor ancak kabaca neler olabileceği açık. Zenginleşmenin sınırları belli olacak. Servet ve sermayenin birilerinin elinde birikmesine izin verilmeyecek. Hava kirliliği gibi halkın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen sorunların üzerine gidilecek. ÇHC başkanı Xi’ye göre sosyalist piyasa ekonomik sistemini iyileştirmek için bu düzenlemelerin uygulamaya geçmesi vazgeçilmezdir.

Sözkonusu gelişmelere yönelik en endişeli bakış ABD’den geliyor. Nitekim finansal piyasaların yakından tanıdığı George Soros Financial Times’ta yayınlanan makalesinde Xi’yi piyasa ekonomisini anlamamakla suçladı. Soros’a göre ÇHC Başkanı Xi ekonomik gerçeklikle çatışıyor. Özel sektör girişimcilerine yönelik yasaklar ve kısıtlayıcı önlemler ekonomi üzerinde yük oluşturuyor. Çin’in şirketlerine yönelik güvensizlik yüzünden küresel piyasalar zarar görüyor. Ayrıca kendi ülkesinin önemler alması ve ABD Kongresi’nin varlık yönetimi şirketlerini sadece yönetim yapısı şeffaf olan şirketlere yatırım yapmaya yönlendirecek bir yasa yapması gerektiğini söyledi.

Görüldüğü gibi aslında büyük ölçüde sermaye kesiminin sesi olarak görülebilecek Soros’un da önerisi devletin düzenlemeler yapması. Hem de kendi ülkesindeki varlık yönetim şirketlerinin kararlarına yönelik bir müdahale anlamına gelecek öneriler. Zira dünyanın en büyük varlık yönetim şirketleri Blackrock ve MSCI, ABD’li yatırımcılara ait yüz milyarlarca doları kurumsal yönetimi temel standartlara uygun olmayan Çinli şirketlere yönlendirmişti. Bu da nihayetinde bir serbest piyasa davranışı. Ancak bu tür davranışların hem de yasal yönlendirmelerle önlenmesi isteniyor. Daha önce sosyal medyada örgütlenip büyük sermayeyi zora sokan küçük yatırımcılara yönelik önlem talebi gibi.

Xi’nin sosyalist piyasa yaklaşımı muhtemelen sosyal piyasa ekonomisinden daha katı olacak. Sosyal piyasa ekonomisi ikinci dünya savaşı sonrasında Almanya’nın ekonomi alanında yaptığı düzenlemelere verilen isimdir. Buna göre serbest piyasaya dayalı kapitalist sistem reddedilmiyor, ancak emek kesimine güçlü bir koruma sağlanması, sendikaların güçlenmesi ve cömert bir refah devleti öngörülüyordu. Çıkış noktası serbest piyasa ekonomisinin reddi değil, tersine sosyal tarafının güçlendirilerek daha iyi işleyişinin sağlanması idi. Özünde Çin’in yaklaşımı da serbest piyasayı reddetmiyor, lakin sıkı bir kontrol öngörüyor. Bunu da toplumun ortak refah anlayışına dayandırıyor.

Diğer taraftan tekelleşme karşıtı politikalar yeni bir konu değil. Hatta çıkış noktası ABD’dir. Piyasa ekonomisinin sağlıklı işleyebilmesi ve sermayenin büyüyerek piyasa gücünü istismar etmemesi için 1890 yılında Sherman Antitrust yasası çıkarılmıştı. Bu yasa, 1900’lerin başında ABD sanayi sektörünü büyük ölçüde kontrol eden JP Morgan ve J.D.Rockefeller’in tekelleşmesini engellemek için kullanılmaya çalışılmıştı. Birleşmeleri caydıran bu yasal düzenleme, 1970’lerde IBM ve 1980’lerde ülkedeki telekom hizmetlerini elinde bulunduran AT&T’ye karşı da kullanılmıştı. Çerçevesi ve uygulaması bir ölçüde farklı olsa da Avrupa’da da benzer düzenlemeler ve uygulamaları görebiliriz. Bütün mesele adil bir rekabet ortamı oluşturulması ve tekellerin tüketiciyi istismar edememesi.

ÇHC’deki uygulamalar nereye kadar uzanır göreceğiz. Ancak uluslararası sermayenin, özellikle de finansal sermayenin bundan rahatsız olduğunda şüphe yok. Bu rahatsızlığın nedeni, Çin’in başarılı olarak ABD’deki sisteme alternatif olabilme ihtimali mi, yoksa başarı şansı verilmese de kısa ve orta dönemde mevcut küresel düzeni tahrip etme kaygısı mı?

Kanaatimce her iki ihtimal de dikkate alınıyor. ÇHC’nin ve sosyalist piyasa sisteminin önünde henüz uzun bir yol var. Lakin ABD merkezli kapitalist piyasa ekonomisinin sonuçları ortada. Kaygılı olmak için yeterince neden var diye düşünüyorum.