Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Ademin Yap(a)madığını Pandemi Zorla Yaptırıyor! Karbondioksit Emisyonu Günbegün Azalıyor

*Prof. Dr. Levent Aydın

İklimin dünyanın var oluşundan bu yana değiştiği bilinen bir gerçek. Ancak bunun sanayileşme döneminde hızla arttığını ve bunun insan faaliyetleri sonucu olduğunu âdemoğlunun kabul etmesi uzun zaman aldı. Başta ABD bilim adamları olmak üzere bazı bilim adamları tarafından sera gazı emisyonlarının iklimi değiştirdiğine neden olduğunu kabul etmediler. Ta ki 2009 yılında Kopenhag’da yapılan Birleşmiş Milletler İklim konferansına kadar. Bu zirvede iklim değişimine insan faaliyetlerinin sebep olduğu tüm bilim adamları tarafından kabul edildi. ABD’li bilim adamları kabul etse bile bu kez de ABD başkanları iklim anlaşmalarından çekilmeye başladılar. Demek ki mevzu bilimsel değil tamamen siyasiydi. Oğul Bush sera gazı gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmayı taahhüt eden Kyoto protokolünden çekildi. Çekilme sebebi ekonomide fosil yakıtların başta kömür olmak üzere kullanımını kısıtlamak ya da yenilenebilir enerjilere yönelmek. Bush’un mesajı açık; dünyanın iklimi değişsin, felaketler gelsin, tüm canlıların yaşamı tehdit edilsin yeter ki benim ekonomim gerilemesin. Çekilme sonrası ABD’siz kalan Kyoto anlaşması AB liderliğinden Paris iklim anlaşmasına kadar yürütüldü. İlginçtir Kyoto Protokolü’nden çekilen ABD’li Bush 2008’de görevi Obama’ya bırakır. Obama ise Kyoto yerine Paris İklim Anlaşması’nın hem mimarlığını hem de denebilir se önderliğini yapar.

Bir varmış bir yokmuş İklim anlaşmalarında ABD

Obama sonrası Hillary Clinton ile başkanlık yarışına giren Trump vaatlerinden biri olan Paris İklim anlaşmasından ayrılacağını söyleyerek ABD başkanlığına seçildi. Biden ile ikinci dönem başkanlık yarışında seçime az bir süre kala Paris İklim anlaşmasında ayrıldıklarını imzaladı. Biden ise Paris Anlaşmasına geri döneleceğini daha başkan seçilmeden açıklamıştı. Şimdi eski dış işleri bakanı J.Kerry’nin iklim değişikliği özel temsilciliğine seçilmesi ABD’nin Paris anlaşmasına geri döneceğini ve iklimi destekleyeceğini göstermektedir. 

Ama tüm gezegenimizi tehdit eden böyle bir durum karşısında: Tüm dünya ülkelerinin ortak çalışması ve kabulünde ortaya çıkan Uluslararası İklim anlaşmalarında;

 “Bush ve Trump dersem iklimden çık Obama ve Biden dersem çıkma” politik oyununa dönmüş gibi. Önce iklim bilimcileri oyalamış şimdi politikacıları iklim oyununu oynuyor. Daha ne kadar oynayabilecek zamanları var Allah bilir.

İnsan faaliyetlerini kısıtlayan virüs emisyonu azaltıyor  

Ancak ne hazindir ki ABD ve benzer durumdaki petrol ve kömür zengini ülkelerin yapamadığını geçen yılın sonunda ortaya çıkan Kovid-19 virüsü yapıyor. Milyonlarca insanın hasta ve ölümüne neden olan bu kötü huylu küresel virüs tüm dünyaya hızla yayılarak sera gazı emisyonunun sebebi olan insan faaliyetlerinin kısıtlanmasına yol açmaktadır.    

Kovid-19 salgını insan faaliyetlerini ve dolayısıyla enerjinin %80’ni fosil kullanımını ve buna bağlı olarak karbondioksit emisyonlarını etkiliyor. Aşağıdaki grafikte, 2019'un aynı dönemine kıyasla 2020'nin ilk yarısında küresel karbondioksit emisyonlarında (1.551 Milyon ton) %8,8 düşüş.

 

Kaynak : Zhu Liu ve arkdaşları,, NATURE COMMUNICATIONS | https://doi.org/10.1038/s41467-020-18922-,2020

Bununla birlikte Uluslararası Enerji Ajansının yayınlanan son raporunda emisyonların bir önceki yıla göre bu yıl yüzde 7 kadar azalacağı öngörülmektedir. Küresel güçler veya hidrokarbon zengini ülkeler kendi çıkarları kadar en azından tüm insanlığın ortak malı olan doğayı da düşünebilseler. 

Bu ne yaman bir çelişki..

Kovid-19 bir yandan tüm insanlığın hayatını ve ekonomisini tehdit ederken diğer yandan yine dünyayı tehdit eden iklim değişikliğine karbon emisyonunu azaltarak karşı duruyor. Bu kadar fenalığın yanında bir de iyilik yapıyor bu küresel virüs.