Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Afganistan’da Güncel Siyasi Dengeler ve Muhtemel Gelişmeler -1

Bu yazı 28/03/2024 tarihinde yayınlanmıştır.

*Sayed Sulaiman NABİL/Yazar

 

Kimilerine göre uzun süren iç kargaşaların ardından istikrarı ve barış ortamını yakalayan, kimilerine göre ise en karanlık dönemlerinden birine sokulan Afganistan. Sahi Afganistan ne durumdadır? Geçtiğimiz günlerde bazı ana akım haber kanallarının ve sosyal medya fenomenlerinin iddia ettiği gibi insanların hayatlarının cehennemden farksız olduğu bir yer mi? Yoksa diğer bazı analistler ve gazetecilerin iddia ettiği üzere toz pembe bir yaşamın sürdürüldüğü bir ülke mi?

Gerçek şu ki her konuda olduğu gibi, Afganistan ile ilgili de var olan bu siyah/beyaz anlatımın ikisi de belli yönleriyle doğru olmakla birlikte hakikati tamamen yansıtmamaktadır. Bundan sonraki süreçte Afganistan ile ilgili kaleme alacağımız yazılarda sloganların ötesinde farklı alanlarda mevcut durumu ve muhtemel gelişmeleri ele alarak hem kısa vadeli hem de uzun vadeli fırsatları ve engelleri tartışacağız. Bu yazımızda ise siyasi olarak mevcut durumun Taliban ve muhalefet tarafını inceleyeceğiz. Bundan sonra yayınlanacak olan yazımızda ise kısa ve uzun vadede siyasi olarak hangi gelişmelerin gerçekleşmesinin muhtemel olduğunu değerlendireceğiz.

Taliban’ın iktidara gelişinin ardından Afganistan’ın içinde defacto olarak tüm siyasi partilerin faaliyeti sona ermiştir. Bununla birlikte bu partilerin çoğu yurt dışında “faaliyetlerini” sürdürmeye devam ederken bazı partiler de ülke içerisinde faaliyetlerini belirli bir düzeyde devam ettirme imkanını elde etmişlerdir. Yurt dışında faaliyetlerini sürdüren siyasi partilerin neredeyse tamamı daha üst bir çatı altında belli ittifaklar kurmuştur. Ancak bununla birlikte kendi başına hareket eden siyasi partiler de mevcuttur. Bu nedenle biz burada şu anda var olan siyasi hareketleri; partiler üstü oluşumlar ve siyasi partiler olarak iki ana başlıkta ele alacağız.

A. Partiler Üstü Oluşumlar

2021 yılı itibarıyla Taliban’a bir alternatif oluşturma veya Taliban ile mücadele etmek üzere kurulan oluşumlardır. Bu oluşumları önem sırasına göre şu şekilde ifade edebiliriz:

1-Ahmed Mesud’un liderlik ettiği Cephe-i Mukavemet. Bu oluşum özellikle Ahmet Şah Mesud’un oğlu tarafından kurulması ve yürütülmesi dolayısıyla halk nezdinde bir karşılık bulmaktadır. Bunun yanı sıra yurt dışından Taliban yönetimine baskı oluşturmak adına etkin faaliyetleri ve yurt içinde de küçük çaplı askeri faaliyetleri söz konusudur. Ayrıca kurumsal varlığı ve sahadaki etkinliği ile muhalif partiler arasında en önde gelenidir.

2-Cemiyeti İslami(bir kolu), Cumbuş Partisi, Vahdet Partisi gibi önde gelen muhalif partiler; Ata Muhammed Noor, Selaheddin Rabbani, Muhakkik gibi önde gelen isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu Afganistan Kurtuluşu için Mukavemet Şurası. Bu oluşum ve beraberindeki partiler yurt dışında bir takım küçük çaplı faaliyetler yürütse de Afganistan’da etkisi ve varlığından söz etmek oldukça güçtür. Bu oluşum zaman zaman online toplantılarla bir araya gelerek, birtakım sözler sarf etse de sözleri zoom toplantısının video kayıtları ve bir iki medya mecrasının haber bültenlerinden öteye geçememiştir. Tabi burada unutulmaması gereken bir husus ise Cemiyet-i İslami gibi bazı partilerin farklı şekillerde ülke içerisinde de faaliyet gösterdiği hakikatidir.

3-Abdullatif Pedram’ın önderlik ettiği Mecme-i Federel Hahan-i Afganistan oluşumu. Bu oluşum önceki iki birliğe nazaran daha az bir etki ve nüfuza sahiptir. Ülkenin geleceğinde ve mevcut siyasi denkleminde önemli bir yere haiz olması oldukça güçtür.

B. Bağımsız Siyasi Partiler

Siyasi partiler özelinde durumu değerlendirdiğimizde üç kategori karşımıza çıkmaktadır:

a)Sahayı ve halk desteğini kaybeden partiler

b)Sahayı kaybeden ancak halk desteği bulunan partiler

c)Sahada bulunan ancak halk desteğinden yoksun partiler

İlk kategoriye Selaheddin Rabbani ve Ata Muhammed Nur kolu olarak ikiye ayrılan ve iki liderin de geçtiğimiz iki yılda herhangi bir etkinliği bulunmayan Cemiyet-i İslami girer. Zira bu partiyi yönetenler kendi arasında uzlaşma ortamı sağlamak yerine her biri kendini parti lideri ilan ederek halk desteğini başta ikiye bölerken devamında Taliban sonrasında ülkeden firar ederek halkın bu iki şahsiyet liderliğindeki partiden uzaklaşmasına sebebiyet vermişlerdir. Ancak Cemiyet-i İslami ile ilgili unutulmaması gereken husus, halkın bu liderlere tepki göstermek amacıyla partiyi etkin olarak desteklemekten vazgeçtiği gerçeğidir. Zira Cemiyet-i İslami partisi bir hareket olarak hala en çok halk desteğine sahip iki partiden biridir. İşte bundandır ki Afganistan’dan firar etmeyen ve bunun yanında ülkede savaşın sürmesini menfur gören bazı şahsiyetler Cemiyet-i İslam-i Hüsn-ü Niyet Konseyi’ni kurarak hem Taliban’ın hatalarını düzeltmeye hem de ülkenin mevcut ilmi-fikri sorunlarından kurtulması için çabalarına sürdürmeye devam etmiştir. Bu oluşum da siyasi ve kültürel düzeyde birtakım faaliyetlerde bulunsa da faaliyetlerinin yeterli olduğu iddia edilemez.

İkinci kategoride ise Vahdet Partisi ve Cumbuş Partisi yer almaktadır. Bu partiler özü itibarıyla belirli bir etnik grubu temsil etmesi, faaliyet sürdürdüğü yıllar içerisinde kendi toplumunun haklarını savunmak hususunda birtakım adımlar atması ve özellikle kendi topluluğu nezdinde ağırlığı olan liderlerinin hala hayatta olması sebebiyle yöneticileri ülkeyi terk etmiş olsalar da kendi parti üyeleri nezdinde hala bir etkiye sahiptirler. Ancak bunların da ülkenin siyasetinde bir etkiye sahip olduğunu söylemek oldukça güçtür.

Üçüncü kategoride ise, Hizb-i İslami yer almaktadır. Bu parti her ne kadar 80’li yıllarda önde gelen partiler arasında yer alsa da günümüzde özellikle 90’lı yıllarda gerçekleştirdiği katliamlar ve 2000’li yıllarda benimsediği tutarsız politikaları dolayısıyla halk nezdinde bir karşılığa sahip değildir.

Bu kategorilerin dışında ise herhangi bir oluşuma veya siyasi partiye doğrudan bağlı olmaksızın ülkenin geleceği için kafa yoran siyasiler ve entelektüeller de söz konusudur. Bunları da üç kategoriye ayırmak mümkündür. Birinci kesim temel ve işleyiş olarak herhangi bir değişikliğe gitmeden sadece kadın hakları konusu gibi bazı hususlarda yeni kararların alınmasını destekleyen ve Taliban’ın mevcudiyetini bir fırsat olarak değerlendirerek mevcut yönetimi yeterli gören Taliban ile yakınlığıyla bilinen ancak azınlıkta olan entelektüel kesimdir. İkinci kesim Taliban’ın, Afganistan ve geleceği için büyük tehlike olduğunu iddia eden ve onlarla müzakere etmenin dahi yanlış olduğunu ifade eden entelektüel kesimdir. Üçüncü kesim ise hem Taliban hem de muhalefet cephesiyle irtibat halinde olup, Taliban’ın olumlu yönlerini benimsemekle birlikte temelde ve uygulamada var olan hataların düzeltilmesi; muhalefet ve Taliban yönetimiyle müzakere eden ve savaşın önlenmesi için çaba harcayan entelektüel kesimdir.

Muhalefet tarafındaki dengeler bu çerçevede şekillenirken Taliban tarafı da – her ne kadar birlik imajı verse de – kendi içinde farklı kesimlere bölünmüş durumdadır.

Birinci kesim mevcut durumu ideal İslami yönetim olarak nitelendiren Hebatullah Ahundzade ve onunla aynı görüşleri paylaşan Abdulhakim Hakkani, Emri Bi Maruf Bakanı ve Yüksek Eğitim Bakanı gibi isimlerdir.

İkinci kesim ise mevcut durumun – fikri ve ameli olarak – vahametini ve yanlışlığını fark etmekle birlikte çözülmesi adına adım atmayan kesimdir. Bu kesime Eğitim Bakanı, Dışişleri Bakanı, Kültür Bakanı, Enerji Bakanı gibi şahsiyetler girmektedir.

Üçüncü kesim ise durum gidişatını yanlış bulmakla birlikte çözülmesi için adım atan ekiptir. İçişleri Bakanı, Başbakan Yardımcıları, Savunma Bakanı da bu ekibin başını çekmektedir.

Yöneticiler düzeyinde bu temel üç gruba ayrılan Taliban, alt kesimler de ise büyük bir çoğunluk olarak fikri ve ameli boyutta mevcut durumu idealize eden taraftarlardan oluşmaktadır. Nitekim Taliban’ın özellikle belli başlı yeniliklerin yapılması yönündeki uluslararası baskılara sert bir şekilde karşı çıkması ve herhangi somut bir adım atmamasının temel nedenlerinden biri de alt kesimdeki askerleri ikna edememekten kaynaklı duydukları endişelerdir.

Bu denklem içerisinde ülkenin geleceğinde muhtemel gelişmeleri ise sonraki yazımızda ele alacağız.