Alper TAN
Tüm YazılarıBir önceki yazıda “ABD’nin Yeni ‘Vekalet Savaşı’ Yöntemi”ni değerlendirmiştik. (https://www.sde.org.tr/alper-tan/genel/abdnin-yeni-vekalet-savasi-yontemi-kose-yazisi-9530)
Resmi orduların katıldığı büyük savaşlarda neler olmuştu? Bu yazıda birazcık o konuya girelim. 1939'da başlayıp 1945'e kadar süren küresel bir askerî kıyım olan İkinci Dünya Savaşı, 20. yüzyılın ve insanlık tarihinin en çetin kapışmasıydı.
Savaşa, dönemin büyük güçleri olan İngiltere, Sovyetler Birliği, ABD, Çin ve Fransa, “Müttefik Devletler” adı altında birleşerek katıldılar. Almanya, İtalya ve Japonya ise “Mihver Devletler” bloku olarak yer aldılar. 100 milyondan fazla asker dâhil oldu. Savaşın önemli katılımcıları, bütün imkânlarını, ekonomik, endüstriyel, sivil ya da askerî kaynak farklılığı gözetmeksizin, bu savaş için kullandılar.
Nükleer silahlar, ilk kez bu savaşta ABD tarafından Japonya’ya karşı kullanıldı. “Holokost” gibi kitlesel sivil ölümler gerçekleştirildi.
İkinci Dünya Savaşı’na, ana devletlere ilaveten, bağımlı ve kukla devletler de dâhil 55 ülke katılmıştı. Bu büyük savaşta her iki cenahtan sivil ve askeri kayıplar konusunda muhtelif sayılar veriliyor. 1939’da başlayan savaşın, sona erdiği 1945 ortalarında toplamda 73 milyona yakın insanın imha edildiği sonucu ağırlık kazanıyor.
Savaşın başladığı tarih olan 1939 yılı nüfus rakamlarına göre savaş sonunda devletler, çok büyük kayıplar verdiler. İkinci Dünya Savaşı sonunda Almanya 7.293.000 kayıpla nüfusunun %10,47’sini kaybetti. Polonya nüfusunun %16.07’sini, Sovyetler Birliği ise 23.100.000 kayıpla nüfusun %13,71’ini kaybetti.
2. Dünya Savaşı’na katılan bütün devletlerin 1939 yılı toplam nüfusu 1.991.913.000 idi. Bu savaşta 25.173.700 asker, 41.830.600 sivil öldü. Ayrıca da 5.754.400 Yahudi holokostta öldürüldü. Asker-sivil İkinci Dünya Savaşı’nda ölenlerin sayısı 72.758.900 olarak açıklanıyor. Bunun 61 milyonu müttefik yani galip devletlerin kaybı idi. Yani savaştan galip çıkmanın faturası 61 milyon insanının ölüne mal olmuştu. Gerisi de mihver yani mağlup devletlerin kaybıydı.
Savaş, 1945 yılında Müttefik Devletlerin Almanya ve Japonya'ya karşı kesin zaferiyle sonuçlandı. İkinci Dünya Savaşı dünyanın politik düzenini ve sosyal yapısını derinden etkilemişti. Sonraki yıllarda oluşabilecek çatışmaların önüne geçmek ve uluslararası dayanışmayı sağlamak için Birleşmiş Milletler (BM) kuruldu. Yani BM, İkinci Dünya Savaşı’nı kazanan galip devletlerin, kurdukları yeni düzenin devamını, savaş sonrasında da sürdürebilmek için kendi aralarında kurdukları en büyük küresel vesayet kurumudur.
İkinci Dünya Savaşı’nda aynı safta yer alan ABD ve SSCB savaş sonrası anlaşıp dünyayı kendi aralarında paylaştılar. Kabaca iki kutuplu dünya görüntüsü böylece çıktı.
BM’nin kararları “veto” yetkisi olan 5 daimi üyesine bakılırsa tamamının İkinci Dünya Savaşı’nın galip ülkelerinden oluştuğu görülür. Sanki bütün dünyayı temsil ediyormuş zannedilen BM’nin temeli, galiplerin çıkarlarını koruma ilkesine dayanır. Yapı da ona göre organize edilmiştir.
Savaş sonrasında galip olan müttefikler arasından Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği iki süper güç olarak ortaya çıktılar. Bu durum süper güçler arasında 46 yıl boyunca sürecek olan bir Soğuk Savaş dönemini başlattı. Bu dönemde Avrupalı büyük güçlerin etkisi azalmaya başladı. Asya ve Afrika'daki sömürgeler bağımsızlık hareketleri başlattılar. Savaş sonrası ilişkileri düzenlemek amacıyla özellikle de Avrupa'da, politik bütünleşme arayışları önem kazandı. Bunun üzerine Avrupa devletleri yaşadıkları savaşlardan ders çıkartarak ilişkilerini tamir etmek, siyasi, ekonomik, sosyal ve askeri olarak toparlanmak üzere birlik arayışına giriştiler. “Demir ve Çelik Birliği” ile başlayan bu arayış bugünkü Avrupa Birliği’ne dönüştü.
İkinci Dünya Savaşı’nda böyle bir travma ve trajedi yaşamış olan Batı ülkeleri şimdi yeni bir küresel savaşla burun burunalar. 100 yıl önce Osmanlı’nın dağıtılmasıyla Batı tarafından kontrol/vesayet altına alınmış olan Müslümanlar, sömürgeci, vesayetçi Batı’ya karşı isyan bayrağı çekmiş vaziyetteler. Yeni küresel savaş arifesindeki mevcut şartlar Batı açısından hiç de avantajlı görünmüyor. Her çeşit olumsuz gelişmelere rağmen Müslümanlar birlik arayışındalar. Yönetimleri Batı yanlısı da olsa özgürlüklerine kavuşmak ve geçmişin hesabını sormak için her şeyi göze almış büyük kitleler var.
Bu durum, Batı’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası birleşmeleri gibi yeni küresel savaşın eşiğinde Müslümanların birleşme arayışları olarak görülebilir.. Batı böyle görüyor. Bu arayış sadece Müslüman dünya ile sınırlı değil. Afrika’nın, Müslüman olmayan kısımlarında da Güney Amerika’da da durum aynı.
Bu vaziyet Avrupa’yı özellikle de ABD’yi çok ürkütüyor. Şimdilik baskıyla veya alttan alarak durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
ABD-Avrupa zihniyeti, gerçeği görüp eski vesayet düzenini devam ettirme konusunda ısrarcı olmaz ve yeni durumu kabullenirse daha fazla kan dökülmeden yeni bir dönem başlayabilir. Batı, vesayet düzeninin devamında ısrarcı olur ve savaşı seçerse yeni bir kanlı savaş kapıda görünüyor.
Umarız yeni bir kanlı savaşı denemek istemezler. Denerlerse elbette iki taraf da yıpranır. Ama en büyük kaybı Batı cephesinin yaşayacağını söylemeye bile gerek yok. Görünen o ki bu defa Afganistan ve Irak’ın kolayca işgaline benzemeyecek. Eğer sertleşen gerilim çatışmaya/savaşa dönüşürse, büyüyecek olan yangın Avrupa, Rusya ve ABD dâhil her yeri kavurur. Bu sırada Avrupa ve ABD’de yükselen iç gerilimler ve yükselen faşizan zihniyet ateşe benzin dökecektir.
Böyle bir savaşta, zenginliği fazla olanlar daha çok zarar görürler. Serveti/varlığı az olanlar daha az zarar görür. Öte yandan klasik silahların etkisiz kalacağı, daha sofistike, ateşi olmayan ama siyasi-sosyal ve ekonomik yıkımı daha fazla olan silahların devrede olacağı bir döneme giriyoruz.
20.02.2019
Alper TAN
Güncel Yazıları
Batı’ya Güvenip Kendilerine Her Yolu Mübah Görenlere Hesap Zamanı
29 Mart 2025
Analiz- في ضوء التاريخ، كيف ستكون نهاية نتنياهو وإسرائيل؟..
25 Mart 2025
Tarihin Işığında, Netanyahu ve İsrail’in Sonu Nasıl Olacak?
22 Mart 2025
Ortadoğu’ya 6 Köşeli Davut Mührü Değil 8 Köşeli Selçuklu Mührü Vuruluyor
13 Mart 2025
Türkiye Yeni Küresel Lider, 100 Yıllık Mesele 100 Günde Nasıl Bitti?
11 Mart 2025
Abdullah Öcalan’ın Düşmanları Kahreden, Dostları Coşturan Tarihi Çağrısı
28 Şubat 2025
28. Yılında, 28 Şubat'ın 28 Günahı
28 Şubat 2025
Trump Başkan Olunca Cehennem Vaad Ediyor!
13 Şubat 2025
Trump’s Arrival has Disrupted European Politics
27 Ocak 2025
Trump’ın Gelişi Avrupa Siyasetini Darmadağın Etti
23 Ocak 2025
Hamas’ Blessed Victory Could Lead To Political And Social Turmoil In Israel
17 Ocak 2025
Hamas’ın Kutlu Zaferi, İsrail’de İç Savaşa Dönüşebilir
15 Ocak 2025
Birileri Dünya Düzenine Meydan Okuyor, Dalga Geçiyor, Hesap Görüyor Ama Dünya Sessiz ..
13 Ocak 2025
Someone is Challenging the World Order, Making Fun of It, Holding It to Account, But ..
13 Ocak 2025
جهان و پیشبینیهای سال ۲۰۲۵-Analiz
10 Ocak 2025