Alper TAN

Tüm Yazıları

Ortadoğu’ya 6 Köşeli Davut Mührü Değil 8 Köşeli Selçuklu Mührü Vuruluyor

13 Mart 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Devletler ve medeniyetler için semboller, kimlik ve birlik duygusunu güçlendirdiği için önemlidir. Bayrak, marş, arma ve diğer semboller, bir milletin tarihini, değerlerini ve egemenliğini yansıtır. Ayrıca, uluslararası alanda tanınırlık sağlar ve vatandaşlar arasında ortak bir aidiyet hissi oluşturur. Özellikle kriz ve savaş zamanlarında, bu semboller halkın moralini yükseltmek ve dayanışmayı artırmak için daha da önemli hale gelir.

Dünyada güç ve seviye kaybeden çok sayıda devlet, kargaşa ve gürültü üretirken hızla yükselen yeni küresel güçler, sessiz ve derinden, sağlam ve kararlı bir şekilde ilerliyor.

ABD söz dinletemediği için bağırıyor

Donald Trump’ın bir eşkıya gibi bütün teamülleri yerle bir edip, yerleşik siyasi, diplomatik ve toplumsal nezaket kurallarını devre dışı bırakarak ortaya koyduğu tablo, ABD açısından son derece vahim.

ABD ve genel olarak Batı dünyasına farkında olarak veya olmayarak taparcasına inananlar, “ABD ne istiyorsa yapar” inancıyla hareket ediyorlar. Trump’ın çıkardığı küresel gürültünün, ABD’nin gücünden kaynaklandığını zannediyorlar.

Halbuki bu gürültü sadece bir çevre kirliliğidir ve ABD ya da Trump’ın gücünden değil aksine içine düştükleri çaresizlik ve acziyetten kaynaklanıyor. ABD’nin güçlü olduğu dönemlerde liderleri, şimdiki gibi seslerini yükseltmezlerdi. Tam aksine, görünürde son derece “nazik” adamlardı. Ama muhatapları, konuşulan ve istenen şeyleri ciddiye alır ve yaparlardı. Şimdilerde ABD aciz durumda olduğu için muhataplarına dediğini yaptıramıyor ve bu nedenle evladına söz geçiremeyen bir baba gibi ona buna bağırıp çağırarak otoritesini korumaya çalışıyor.

İsrail çok çaresiz

Aynı çaresizlik ve çöküş İsrail için de geçerli. 7 Ekim Aksa Tufanı ile başlayan mücadele İsrail’in o fiyakalı küresel “güçlü” imajı yerle yeksan etti. Artık İsrail de tıpkı ABD Başkanı Donald Trump gibi arzularına ulaşamıyor ve sadece konuşarak beyhude gürültü kirliliği oluşturuyor.

İsrail’in resmen bu isimle kurulmuş ve faaliyet gösteren “Vaad Edilmiş Topraklar Bakanlığı” var. Diğer malum adıyla “Arz-ı Mev’ud Bakanlığı.” Yahudilerin bu seraptan öte gidemeyecek olan hülyasına göre Mısır’daki Nil Nehri’nden Fırat’a kadar olan bölge “Tanrı” tarafından İsrailoğulları’na vaad edilmiş. Bu hedefe uygun olarak Tel Aviv yönetimi, Mısır’ın önemli miktarda toprakları dahil olmak üzere, bütün Filistin coğrafyası, Ürdün, Lübnan, Suriye, Irak ve Türkiye’nin bir bölümünü alacağını iddia ediyor.

İsrail yönetimi, iç siyasette halk desteğini yüksek tutmak için acı gerçekleri gizlemeye çalışsa da onlar açısından tablo çok kötü.

 

İsrail Bayrağı

 

ABD ve İsrail konuşuyor, Türkiye konuşmuyor fakat yapıyor

Türkiye, “sessiz” ve “derin” bir güç… Trump gibi, Netanyahu gibi aldatıcı kamuoyu algıları üzerinden güç gösterisi yapmıyor. Tarihin gidişatını radikal biçimde değiştirecek, küresel çapta devasa işler yapıyor. Uzak Doğudan Uzak Batıya, Kuzey Kutbundan Güney Kutbu’na dünya yeniden şekillendiriliyor.

Batı Dünyası daha çok korkmalı

Batı Dünyası bunu Yeni Osmanlı olarak sembolize ediyor ve Hristiyan ülkeleri bu fenomen üzerinden birleştirmeye çalışıyor. Ancak bu birleşme o kadar kolay değil. Çok büyük engeller var.

Diğer taraftan Batı Dünyası’nın Osmanlı korkusu çok yersiz. Aslında daha fazla korkmalılar. Çünkü gelmekte olan “güç,” zannettiklerinden kat kat daha büyük. Yani daha çok korkmalılar… Onların zulüm medeniyetini yerle bir edecek iyilik ve adalet medeniyeti geliyor.

Büyük Selçuklu Ruhu canlanıyor 

Büyük Selçuklu Devleti’nin hükümran olduğu coğrafya

 

Yahudiler’in göz diktiği topraklar, 868-905 yılları arasında hükümran bir Türk hanedanı olan Tolunoğulları devletinin egemenliğinde idi.  Daha sonra Mısır, Suriye ve Filistin dahil olmak üzere Ortadoğu’da çok geniş bir coğrafyada, 935-969 yılları arasında hüküm süren başka bir Türk hânedanı İhşidler’in hakimiyetinde idi.

Sultan Alparslan döneminde Suriye'nin yönetimini Büyük Selçuklu Devleti ele almaya başladı. Ancak bölgenin tam olarak kontrol altına alınması, özellikle Sultan Melikşah zamanında tamamlandı. Bu süreçte Selçuklular, Bizans ve Fatımilerle mücadele ederek Şam, Halep ve diğer önemli şehirleri ele geçirdiler.

Mercidabık ve Ridaniye seferleri neticesinde 1516-1517 itibariyle bu topraklar Osmanlı döneminde de Türklerin hükümranlığındadır. Yani bazı kısa fasılalar dışında bu bölgeler 1917 yılına kadar muhtelif Türk devletlerinin hakimiyetinde olmuştur. Selçuklu ve Osmanlı ülkesinde her çeşit etnik, siyasi, dini ve kültürel gruplar yüzyıllarca huzur ve barış içinde müreffeh olarak yaşamıştır.

Coğrafya, Bir kez daha aslına dönüyor

TDT Bayrağı’nın eski ve yeni hali

 

Türk Devletleri Teşkilatı bayrağına Selçuklu Yıldızı eklendi.

Sekizgen, yüzyıllardır süregelen Türk devlet yapısını temsil eder. İstikrarın, birbirine bağlılığın ve ortak Türk kültürel mirasından gelen gücün işaretini simgeler. Türk ve İslam geleneklerinde sekizgen, örgütün ileriye giden yolu için bir işaret fişeği görevi gören bir rehberlik ve bilgelik sembolüdür. 2024’ün Kasım ayında Bişkek’te yapılan zirvede TDT’nin bayrağında revizyon yapılarak 8 köşeli Selçuklu Yıldızı eklenmiştir.

Yeni Suriye devleti, tarihi ve kültürel mirasa sahip çıktı. Büyük Selçuklu Yıldızı Şam’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na işlendi.

Suriye’de Dürzilerin en yoğun olduğu şehir Süveyda. Soykırımcı İsrail, Yeni Suriye Devletini istikrarsızlaştırmak için Dürzileri tahrik ediyor. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ise bölgesel gerginlikleri hafifletmek ve karşılıklı bir anlaşmaya varmak amacıyla Süveyda'nın hukuki ve siyasi elitleriyle bir toplantı yaptı. Bu toplantının yapıldığı salonun zemininde devasa bir Selçuklu Yıldızı vardı. Sekizgen yıldız, 8 Aralık 2024’te Baas rejimi devrildikten sonra Şam’daki bu sarayın zeminine işlendi. Ahmed Şara, Selçuklu Yıldızı’nın etrafında her etnik, dini ve siyasi gruba, huzur ve barış içinde yer olduğu mesajını böyle verdi.

Suriye Cumhurbaşkanlığı Sarayı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Azınlık grupları, Saraydaki Selçuk Yıldızı etrafında topladı.

Kabe’nin her yanı Selçuklu Yıldızları ile tezyin edildi

Müslümanların kutsal mekanı olan Kabe’de 10 yılı aşkın bir süredir tarihin en büyük restorasyonu yapılıyor. Kabe’nin yeni tasarımında parmaklıklar, merdivenler, camlar, çeşitli tezyinatlar ve bir çok yerde desen olarak Selçuklu Yıldızı kullanıldı.

Mescid-i Nebevi’de Selçuklu Yıldızı

Selçuklu Yıldızı, Medine’de bulunan Mescid-i Nebevi’de de tercih edilen bir tezyinat. Kutsal Mescid’in bir çok yerinde nakış nakış işlenmiş durumda.

Mescid-i Nebevi’de Selçuklu Yıldızı

Anadolu’da Selçuklu Yıldızı

 

Tarihi binalarda Selçuklu Yıldızı

Anadolu’da bulunan çok sayıda tarihi yapının muhtelif bölgelerinde de Selçuklu Yıldızı, bir sanat eseri olarak kendini göstermektedir.

Selçuklu Yıldızı, Azerbaycan Devlet Arması’nda

Azerbaycan Devlet Arması

Türk Polis Teşkilatı’nın armasının merkezinde de Selçuklu Yıldızı bulunuyor.

 

Emniyet Genel Müdürlüğü Arması

Selçuklu Yıldızı ne anlama geliyor?

Selçuklu Yıldızı,''Merhamet, Şefkat, Sabretmek, Doğruluk, Sır tutmak, Sadakat, Cömertlik, Rabbine Şükretmek '' anlamlarına geliyor.

Selçuklu Yıldızı’nın anlamı

Bu konuyu, etnik bir milliyetçilik, övünme, üstünlük taslama ya da siyasi maksatla hatırlatmıyoruz. Tarihte Türkler, kurdukları devletlerin insanlık ve adalet anlayışları, “Yaratılanı, Yaratan’dan ötürü sevme” özelliği, saygı, sevgi, dayanışma ve iyilik medeniyeti dolayısıyla, gittikleri her yerde muhabbetle karşılanmışlardır. Bu gün de Dünyanın her bir köşesinde o yolda ilerlemektedir.

Zalim Batı’nın, mazlum milletler üzerindeki baskısı ve otoritesi kalktıkça, insanların, yüreğinde, hiç sönmeden alttan alta devam eden közlerin üstündeki külleri temizleyip, o muhteşem Ortak Medeniyet’in ateşini tekrar yakmaya başladığına şahit oluyoruz.

Coğrafya asırlık aradan sonra aslına dönüyor. 6 köşeli Siyonist Yıldızı sönerken 8 köşeli Selçuklu Yıldızı yerde ve gökte beliriyor. Sekizgen yıldız Ortadoğu’ya vuruluyor. Üstelik kurşunla, soykırımla, ölümle, kanla değil, hayat veren nefesle, gönülle, aşkla, şanla vuruluyor.

Şimdi yeniden “BİZİM” hikayemiz başlıyor.

Artık bu ateşi, inşallah, hiçbir beşeri sistem ve sahte medeniyet değiştiremez!

Yolumuz aydınlık bahtımız açık olsun.

 

Alper Tan

13 Mart 2025

 

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA