S-400 Türkiye’nin Bağımsızlığı İçin Hayati Bir Tercih

ABD, Türkiye’nin kendi sınırlarını korumak için Rusya’dan temin etmeye çalıştığı füze savunma sistemini engellemek için nerdeyse seferberlik ilan etmiş durumda... Peki bu korkunun, telaşın, tehditlerin arkasında neler var?

SDE Savunma ve Güvenlik Kurulu Başkanı Tümgeneral Güray Alpar, 27 Mayıs 2019’da “Türkiye S-400’den Vazgeçebilir mi?” başlıklı bir yazı yayımladı. Makalede dünyada yaygın olarak kullanılmakta olan uzun menzilli füze savunma sistemleri çeşitli özellikleri yönüyle tablolar halinde mukayese edildi. S-400 konusunu hiç bilmeyenlerin bile net olarak anlayabilecekleri bir değerlendirme bu. Bu güne kadar bu kapsamda ve bilgilendirici başka bir yayına rastlamadık. O makaledeki bazı tabloları burada yeniden hatırlatacağız. Çok değerli bu yazıyı merak edenlerin dikkatlerine sunarız. (https://www.sde.org.tr/degerlendirme/sd-degerlendirme-turkiye-s-400den-vazgecebilir-mi-analizi-10251)

Güray Paşa makalesinde ilk olarak şunları vurguluyor:

“Hava Savunma Sistemleri; bir ülkeye yapılabilecek bir saldırıya karşılık caydırıcılık sağlar, saldırıların etkisini azaltır, sınırlandırır, geciktirir ve önler. Bu sistemler adından da kolayca anlaşılacağı üzere savunma amaçlıdır. Savaşa değil, barışa hizmet eder. Sistemin başka bir ülkeye taarruz etme gücü olmadığından ve sistem sadece bir ülkeye karşı saldırı olması durumunda kullanılacak şekilde tasarlandığından, herhangi bir endişe duymaya da gerek yoktur. Türkiye’ye saldırı amacı taşımayan hiçbir ülke zaten bundan zarar görmeyecektir. Bu bakımdan Rusya’dan alınacak savunma amaçlı S-400 füzeleri ile ilgili tepkileri anlamak mümkün değildir.”

“Kaldı ki, Rum yönetiminin elinde daha kısa menzilli de olsa Rus yapımı Hava Savunma Füzelerinin var olduğu biliniyor. Dahası Türkiye gibi NATO üyesi olan Yunanistan, daha önce Rusya’dan almış olduğu S-300 Hava Savunma Sistemlerini, bir NATO ülkesi olan Türkiye’ye karşı Girit’e yerleştirirken böyle bir tepkiyle karşılaşmamıştı. Rum gazetelerinde yer alan haberlere göre Yunan Silahlı Kuvvetleri bu sistemleri aktifleştirme ve hatta S-400’lerle modernize etme kararlarını almış durumda. Yunanistan’dan başka, NATO üyesi ülkeler olan, Bulgaristan ve Slovakya’da da S-300 Füze Sistemleri bulunuyor.”

“Türkiye’nin hemen güneyinde Suriye’nin elinde ise S-200 ve S-300 füzeleri var. Ayrıca Rusya Suriye’nin Lazkiye bölgesindeki hava üssüne S-400 sistemlerini konuşlandırmış durumda. İsrail ise geliştirmiş olduğu Arrow (Ok) anti balistik füze sistemiyle kısa ve orta menzilli balistik füzelere karşı savunmasını sağlıyor. ABD ile işbirliği yaparak Arrow 1’i takiben, Arrow 2 ve Arrow 3 geliştirildi.”

Rusya’nın önemli yayın kuruluşlarından İzvestiya, 27 Mayıs 2019’da Andrey Frolov’un “Prometheus’un Yolu” başlıklı makalesinde S-400 konusunu irdeledi. (https://iz.ru/881537/andrei-frolov/put-prometeia)

Andrey Frolov, makalesinde şöyle diyor: “ABD’nin, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 komplekslerini satın alma anlaşmasını bozabilmek için yapmadığı deneme kalmadı. İşler ültimatom noktasına kadar geldi: Washington Ankara’yı F-35 uçaklarını vermemekle tehdit ederek düşünmesi için ona iki hafta süre tanıdı. Fakat Türkiye lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda ödün verme ihtimali oldukça düşük. Üstelik kısa bir süre önce net bir şekilde Rusya’nın gelecekteki silahı S-500 Prometheus’u almayı arzuladıklarını net bir biçimde açıkladı. Rusya’nın en yeni sistemi hakkında yapılan ilk açıklama bu oldu.”

Makalede devamla “Rusya’nın en yeni karadan havaya savunma sistemini almak isteyen ilk ülke Türkiye. Ankara’nın kısa süre önce Rusya ile S-500 sistemini ortaklaşa üretmeyi arzu ettiğini dile getirmesi tesadüfi değil. Bu gelişmeler ışınında Washington’un ültimatomu son derece ilginç. Fakat Erdoğan bu anlaşmaya imajını ve otoritesini yatırdı. Bu yüzden söz konusu koşulları kabul etmesi kendisinin imajının bozulması anlamına gelir. Siyasette elbette her şey olabilir ama S-400 anlaşmasının bozulması ihtimali çok düşük. Üstelik Ankara’ya F-35 teslimatı ile şantaj yapmak, daha doğrusu bu şantajı gerçekleştirmek ABD’nin çıkarına değil” deniliyor.

İzvestiya’daki makalede S-400 dışında S-500 de irdeleniyor. S-500’ün, hava ve füze sistemleri ile çok aşamalı olarak çevrelenmesi gerektiği de vurgulanıyor. Prometheus (S-500) satın almak için elinizde S-400, S-300, Buk, Tor, Pantsir-S ve diğer sistemlerin de olması gerektiği belirtildikten sonra, kısa ve orta menzilli sistemlerle korunmayan S-500’ün ise basit sistemlerin saldırıları ile yok edilebileceği uyarısı yapılıyor.

ABD ile Türkiye arasında krize neden olacak boyutlara ulaştıran S-400'lerin Türkiye'ye teslimatıyla ilgili, 11 Haziran 2019’da, Rusya’dan önemli bir açıklama daha geldi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Yardımcısı Yuriy Uşakov, Türkiye'ye S-400 sevkiyatının Temmuzda planlandığını, Moskova ile Ankara arasındaki tüm anlaşmaların vaktinde yerine getirileceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Uşakov; ABD Temsilciler Meclisi'nin, S-400'leri alması halinde Türkiye'nin F-35 programından çıkartılması ve yaptırımların devreye girmesini öngören karar tasarısını onaylamasının ardından, savunma sistemlerinin sevkiyatının planlandığı gibi Temmuzda gerçekleştirileceğini ifade ederek "Evet, planlandığı gibi gerçekleştirilecek. Rusya ile Türkiye arasında bu konuda gerçekleştirilen anlaşmalar vaktinde yerine getiriliyor, konuyla ilgili karşılıklı bir sorun yok" ifadesini kullandı.

Türkiye’nin almak istediği S-400 füzeleri alanında dünyadaki en iyi füze sistemlerinden birisi olma özelliği taşıyor. Rusya yapımı olan S-400 füzelerinin; ABD’nin Patriot, Çin imali FD-2000/HQ-9 ve Fransız-İtalyan yapımı SAMP-T gibi belli başlı sistemleri ile karşılaştırması yapıldığında S-400’ün önemi ve diğerlerine göre üstünlüğü bariz şekilde anlaşılacaktır.

RADAR MENZİLLERİ AÇISINDAN

600 kilometreden itibaren uçak ve füzeleri tespit edebilen S-400 Sisteminin 150 kilometre radar menziline sahip Patriot Sisteminden 4 kat daha fazla bir radar menziline sahip olduğu görülmektedir.

UÇAKLAR İÇİN FÜZE MENZİLİ BAKIMINDAN

400 kilometrede uçak ve füzeleri etkisiz hale getirme kabiliyetine sahip S-400 Sisteminin 80 kilometre menzile sahip Patriot Sistemine göre bariz bir üstünlüğü olduğu açıkça görülmektedir.

FÜZELERİN ETKİLİ OLDUĞU İRTİFA BAKIMINDAN

Patriot Sistemi 24 kilometre irtifa ile diğerlerinin gerisindedir.

AYNI ANDA İZLENEBİLEN HEDEF BAKIMINDAN

Aynı anda 300 hedefi takip edebilen S-400 Sisteminin diğer sistemlerin 3 katına ulaşarak bariz bir üstünlüğü göze çarpmaktadır.

AYNI ANDA FÜZE ATILAN HEDEF BAKIMINDAN

Aynı anda 36 hedefi ateş altına alma kabiliyetine sahip olan S-400 Füze Sistemi diğerlerine üstünlük sağlamaktadır.      

FÜZELERİN UÇUŞ HIZLARI BAKIMINDAN (mach)

MACH: Bir nesnenin bulunduğu yükseklikte ses hızına oranı olup 1 Mach hız bulunduğu yüksekliği göre 1062 km. ile 1226 km. arasında değişir.

Uçuş hızları dikkate alındığında 12 Mach sürati ile S-400 Füzelerinin hızının diğerlerinin kat kat üstünde olduğu görülür.

Türkiye ile ortak üretilmesi planlanan S-500’lerin de devreye girmesi neticesinde tek bir S-500 bataryasıyla bile Türkiye hava sahasının tamamını saldırılardan korumanın mümkün olabileceği vurgulanıyor.

S-400 sisteminin Türkiye’ye gelmesinden son derece rahatsız olan ABD ve NATO’nun en büyük korkusu, artık Türkiye’nin, ABD-Avrupa kıskacından çıkmakta olduğunun görülmesinden kaynaklanıyor.

S-400 alımından vazgeçirilmesi için ABD’nin yoğun ve tehdit dolu baskılarına göğüs geren başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete, özellikle Milli Savunma Bakanlığı’na, TSK’ya, milletimizin her türlü desteği sonuna kadar vereceğinden, milletin ve devletin bekası açısından çok önemli olan bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağı konusunda kimsenin şüphesi olmamalı.

Elbette ikisinden de vazgeçmemeli ama Ankara F-35 ve S-400 arasında ille de bir tercih yapmak mecburiyetinde kalacak olursa ne yapılabilir? Konunun uzmanlarına kulak verilecek olursa durum netleşecektir. Türkiye’nin elindeki F-16 savaş uçakları, F-35 kadar olmasa da çok önemli silahlar... F-35 olmasa da büyük eksiklik değil. Ama Türkiye’nin hava sahası savunmasız ve bu büyük eksiklik... Yani kesinlikle S-400’ü tercih etmeli. Çünkü ülkemiz için hayati bir konu bu...

Alper TAN

11 Haziran 2019