Panama Kanalı ile ilgili bu anlaşma, Pekin’in küresel ekonomik ve jeopolitik öncelikleri arasında yer alırken, Panama’nın bu kararı ABD’nin baskıları altında alındı. Karar, Pazar günü Panama’nın başkenti Panama City’de Devlet Başkanı José Raúl Mulino ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio arasındaki görüşmenin ardından açıklandı.
Donald Trump yönetiminin dış politika şefi olan Rubio, Mulino’ya Çin’in Panama Kanalı üzerindeki etkisinin Washington için "kabul edilemez" olduğunu vurguladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce ise daha da ileri giderek, Panama’nın bu konuda "derhal değişiklik yapmaması" halinde "ABD’nin kendi haklarını korumak için gerekli önlemleri alacağını" duyurdu.
“Kanal Müzakere Edilemez”
Mulino, görüşme sonrası, "Kanal müzakere edilemez" dedi ancak gündemde Panama’nın göçmen geçişlerini kontrol altına alması, kara para aklama ve organize suçlarla ilgili istihbarat paylaşımı, yatırımlar ve muhtemelen kanalın her iki yakasındaki limanların kontrolü gibi konuların yer aldığı belirtildi.
Panama yönetimi, kanalın müzakerelerde pazarlık konusu olmaması için Cumhuriyetçi lobi şirketlerine iki milyon dolardan fazla yatırım yaptı. Bu lobiciler arasında, George H.W. Bush’un 1989’da Panama’yı işgal etmesini savunan Trump yanlısı isimler de bulunuyordu.
ABD Başkanı Donald Trump, Panama ile yapılan müzakerelerin sonuçlarına ilişkin henüz bir açıklama yapmadı. Ancak son iki hafta içinde ABD'ye en fazla ihracat yapan beş ülkeden, Meksika, Kanada ve Çin ile ticari gerilimler yaşadı. Geçtiğimiz Cumartesi günü bu ülkelere sırasıyla %25 ve %10 oranında gümrük tarifeleri getiren Trump, Panama’yı da son haftalarda en az on kez hedef alarak Çin’in Kanal üzerindeki etkisini gündeme getirdi. Panama yönetimi ise bu iddiaları reddediyor.
Diğer İçerikler
