Heydarian’a göre, Doğu Asya ülkeleri, Trump’ın agresif ve izole edici dış politikası karşısında Avrupa ile daha yakın iş birliği yapma yoluna gidebilir. Özellikle Çin’in bölgede artan nüfuzu göz önüne alındığında, Washington’un desteğinin uzun vadede ne kadar sürdürülebilir olduğu konusunda soru işaretleri büyüyor.
"ABD Artık Herkese Eşit Davranan Bir Güç Değil"
Heydarian, Beyaz Saray’da Trump ve Zelenskyy arasında yaşanan yüksek tansiyonlu tartışmanın haftalardır süregelen gerginliğin bir yansıması olduğunu belirtti. Ukrayna liderinin Trump’ı Rusya’nın “dezenformasyon alanının” bir parçası olmakla suçlarken, Trump’ın da Zelensky’yi "diktatör" olarak nitelemesinin, iki ülke arasındaki ilişkilerde ciddi bir kırılma yarattığını yazdı.
ABD Başkanı’nın gerilimi yatıştırmaya çalışmasına rağmen, Başkan Yardımcısı JD Vance gibi isimlerin Ukrayna karşıtı söylemleri, bu durumu daha da sertleştirdiğini ifade eden Heydarian, Vance’in ABD’nin Ukrayna’ya verdiği destek karşısında Kiev yönetiminin yeterince "minnettar" olmadığını savunduğunu hatırlattı.
Heydarian, Trump yönetiminin Avrupa’dan kademeli olarak geri çekilme sinyalleri verdiğini ve bunun Asya’daki bazı liderleri ABD’ye daha az bağımlı, çok taraflı bir güvenlik sistemi kurmaya yönlendirdiğini belirtti.
Asya'da Artan Kaygılar: ABD'ye Alternatif Arayışları
Heydarian, ABD’nin yalnızca Avrupa’da değil, Asya’daki müttefikleri arasında da rahatsızlık yarattığını vurguladı. Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin, ABD’nin küresel liderliği konusundaki belirsizliklerden giderek daha fazla endişe duyduğunu yazdı.
Trump yönetiminin ikinci döneminde Asya’daki stratejik ortaklarına bazı güven verici adımlar atmış olsa da, Beyaz Saray’daki iç bölünmelerin ABD’nin taahhütlerine dair şüpheleri artırdığını belirten Heydarian, Japonya ve Güney Kore’nin savunma harcamalarını hızla artırırken, Filipinler gibi ülkelerin de Çin tehdidine karşı ABD ile daha fazla iş birliği yapma eğiliminde olduğunu ifade etti.
Ancak Heydarian, Trump yönetiminin Avrupa’dan uzaklaşmasının Asya’daki bazı ülkeleri ABD’ye olan bağımlılıklarını azaltmaya ittiğini belirtti. Heydarian’a göre, Filipinler gibi ülkeler artık tek bir büyük güce bağlı kalmaktansa, Avrupa ve Asya’daki diğer bölgesel güçlerle daha yakın iş birliği geliştirmeye çalışıyor.
Trump’ın Yeni Dış Politika Stratejisi: İzolasyon ve "Büyük Anlaşmalar"
Heydarian, Beyaz Saray’daki güç dengelerinin değişmesiyle ABD dış politikasının daha izole edici ve bireysel çıkar odaklı hale geldiğini vurguladı. Yeni yönetimin, Avrupa ve Orta Doğu’daki yükünü azaltarak, Çin’e odaklanmayı hedeflediğini belirtti. Bu doğrultuda, Trump’ın Rusya ve İran’la olası bir “büyük anlaşma” yaparak Çin’i izole etmeye çalışabileceğini öne sürdü.
Öte yandan Heydarian, Trump’ın Ukrayna meselesindeki tutumunun, ABD’nin sadece Avrupa’da değil, Asya’da da geleneksel müttefikleri tarafından daha az güvenilir bir ortak olarak görülmesine neden olabileceğini ifade etti. Bu durumun, Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi ülkelerin bağımsız nükleer caydırıcılık seçeneklerini daha ciddi şekilde değerlendirmelerine yol açabileceğini belirtti.
Avrupa ve Asya Ortak Hareket Edebilir mi?
Richard Heydarian, ele aldığı çalışmasında Trump’ın küresel sistemde yarattığı belirsizliklere karşı Asya ve Avrupa’nın ortak bir strateji geliştirmesi gerektiğini yazdı. "Trump’ın düzensiz ve tahmin edilemez dış politikası, Asya ve Avrupa’daki müttefiklerini ortak bir stratejik pazarlık yapmaya yönlendirebilir. Bu hem Trump’ın aşırılıklarını dizginlemek hem de Rusya ve Çin gibi tehditlere karşı daha güçlü bir savunma hattı oluşturmak için kritik olabilir" ifadelerini kullandı.
Özetle, Trump yönetiminin Ukrayna'ya yönelik tutumu, ABD’nin küresel liderliğini sorgulatırken Asyalı müttefikler arasında Washington’a olan güveni de sarsıyor. Bu nedenle birçok ülke, ABD’ye mutlak bağımlı olmak yerine çok yönlü stratejik ittifaklar kurmanın yollarını arıyor. Eğer bu süreç hız kazanırsa, Trump’ın "Amerika'yı Yeniden Büyük Yap" sloganı, "Amerika Yalnız" gerçeğine dönüşebilir.
Diğer İçerikler