Trump’ın Ezici Seçim Başarısı Medyanın Güvenilirliği Tartışmalarını Gündeme Getirdi
5 Kasım ABD başkanlık seçiminde Trump’ın beklenmedik seçim başarısı medyanın güvenilirliği tartışmalarını gündeme getirdi.
Seçim sonucu, süreç boyunca Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump aleyhine yayın yapan ve son güne kadar Demokratların adayı Kamala Harris’in kazanacağına izleyicilerini ikna etmeye çalışan ABD’de ana akım medyası için de hezimet oldu.
Gallup'un bu yıl Ekim ayı ortasında yayınlanan araştırmasında, haber medyası demokratik süreçte yer alan 10 ABD sivil ve siyasi kurumu arasında en az güvenilen grup olarak çıkmıştı. 2024 yılı itibarıyla Amerikalıların yalnızca %31'i kitle iletişim araçlarına çok veya orta düzeyde güven duyduğunu bildirirken toplumun yaklaşık %70’i medyaya güvenmiyordu. 18-29 yaş aralığındaki kişilerde medyaya duyulan güven rekor düzeyde (%26) düşüktü.
ABD kamuoyunun kitle iletişim araçlarına (büyük yayın ve kablolu ağlar, gazeteler ve bir avuç yüksek profilli dergi olarak tanımlanabilir) olan bu güvensizliğin başlıca sebebi basın mensuplarının aşağı yukarı ideolojik olarak homojenlik sergilemesi ve çoğunluğunun liberallerden oluşuyor olması. Genel olarak tek tip insanlardan oluşan ve tek tip oy kullanan bu elit basın birliği, toplumun büyük kesiminden, onların sorunlarından ve taleplerinden kopuk, liberal muhitlerde yaşıyorlar, çoğunlukla Cumhuriyetçi seçmenle karşılaşmıyorlar bile. İzleyici kitlesinin çoğunu liberal oy kullanan kesim oluşturuyor.
Seçim sonuçları, köşe yazarları ve prestijli gazete editörlerinin başkan adayı Harris ve Demokrat adayları kayıran, Trump başkanlığının demokrasinin sonu olacağı yönündeki bitmek bilmeyen uyarılarının, sürekli ısıtılan Trump davalarının, cinsel taciz haberlerinin Cumhuriyetçilere oy veren kesim üzerinde bir etki yapmadığını gösterdi.
Ana akım medyanın bu yayın politikası seçmenlerin çoğunun alternatif haber ve yorum kanallarına geçmesine yol açtı.
Trump’ın yeni başkanlık döneminde, Donald Trump ile ana akım medya arasında bir hesaplaşmanın kaçınılmaz olacağı bekleniliyor. Trump yönetiminin liberal gazeteci ve muhabirleri Beyaz Saray’dan dışlaması, bazı televizyon istasyonlarının lisanslarını iptal etmeye kalkışması sürpriz olmayacaktır. Buna karşılık Demokrat Parti taraftarı medyanın da Trump’a sansür uygulaması, yönetimini ABD’yi bir diktatörlüğe sürüklediği iddiasıyla halkı direnişe çağıran bir yayın izlemesi beklenilebilir.