Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Gazze Sağlık Raporu
Prof. Dr. Orhan Alimoğlu*
06 Mayıs 2024 13:09
A-
A+

Giriş

17 yıldan beri ağır bir abluka ve işgal altında bulunan ve dünyanın en yoğun nüfusunu barından en küçük toprak parçası olarak Gazze, hemen bütün dünyada bir ‘açık hava hapishanesi’ olarak tanımlanıyor. Bu ablukanın yarattığı ağır şartlar altında hayata tutunmaya çalışan 2.3 milyon Gazzeli’nin yazık ki tek sorunu işgal ve abluka değil; Gazze sistematik ve süreğen biçimde İsrail tarafından saldırıya uğramakta, bütün alt yapı sistemleri tahrip edilmekte ve on binlerce insan öldürülmekte, yaralanmakta, sakat bırakılmaktadır. 1993 yılında imzalanan Oslo Anlaşması'nın ardından İsrail’in Gazze’den çekilme süreci 12 yıldan fazla sürmüş ve 2005’te tamamlanmıştır. Böylece 2005 öncesi sürekli ve gündelik biçimde cinayetler, tutuklamalar, tacizlerle devam eden Gazze’deki baskı 2006 yılından itibaren İsrail yöneticilerinin ‘çim biçme’ adını verdikleri sistematik ve yıkıcı saldırılara dönüşmüş ve 2008, 2012, 2014, 2021, 2023-2024 yıllarında uzun süreli ve yıkıcı saldırılar gerçekleşmiştir. Bu saldırılarda genellikle çocuklar, kadınlar ve Gazze’nin yaşamsal alt yapısı ve özellikle sağlık sistemi hedef alınmıştır. Diğer saldırılarla karşılaştırıldığında 2023-2024 saldırısında Gazze’nin barınma, sağlık, eğitim, kültür gibi tüm temel yaşamsal altyapının büyük oranda yok edildiğini görüyoruz.

Tablo 1- Yıllara göre saldırılarda oluşan hasarın mali boyutu

Bu tabloda diğer saldırılarla karşılaştırıldığında 2023-2024 saldırısında Gazze’nin tüm altyapısının büyük oranda yok edildiği görülmektedir.

 

Grafik 1- Son saldırıda oluşan hasar yüzdesi (sektörler arası)

2023-2024 Saldırılarında tüm sektörler değerlendirildiğinde en fazla hasarın %85’lik oranla sağlık alt yapısına olduğu yandaki grafikte görülmektedir.

Temel yaşamsal altyapılara yönelik bu yıkıcı saldırıların askeri literatürde nasıl doktrine edildiği bir hekim olarak uzmanlık alanım değil ancak yaşam altyapılarına yönelik böyle yıkımların tarihte eşine az rastlanır olduğu söylenebilir. Birçok kriz ve savaş bölgesinde acil sağlık desteği ve insani faaliyetlerde bulundum ancak gerçekten de bu tarz katastrofik bir yıkımın nadir olduğunu söylemem gerek. Afet, deprem, sel gibi doğa kaynaklı felaketlerde insanoğlu yaşamı yeniden kurmak için gerekli motivasyonu yeniden bulabilir, genellikle de bulmuştur. Ancak bu katastrofik yıkımın afetten farkı, hemen tamamen insan kaynaklı olarak meydana gelmesi ve insanoğlunda yaşama dair umudu, motivasyonu yok etmesi, geleceğe dair yoğun belirsizlik, bir tür vazgeçme duygusu yaratmasıdır. Bu nedenle, Irak işgalinde, Afganistan, Yemen, Somali ve benzeri yerlerdeki yıkıma kıyasla Gazze’deki yıkım, rakamlar ve mali değer, can kaybı ve benzeri sayısal veriler görece farklı olabilir ancak Gazze’deki yıkım bütün bunlardan farklı olarak benzersiz boyutlarda katastrofiktir.

Bu katastrofik yıkımın diğer boyutları üzerinde farklı bilim dallarından uzmanlar uzun zaman çalışacaklardır. Dünya tarihinin bu benzersiz, insan kaynaklı yıkımının sadece Gazze’de değil bütün dünyada uzun vadeli sonuçları olacağı aşikârdır. Bu kısa raporda Gazze’de meydana gelen bu katastrofik yıkımın sağlık sektörü üzerindeki etkileri hakkında özet bilgiler sunulmaktadır.

Sağlık Altyapısı

Filistin Sağlık Bakanlığı 1994 yılında kurulmuştur. Kurulduğu tarihten itibaren Filistin halkının sağlığı için canla başla mücadele etmektedir. Kötü koşullara, maddi imkansızlıklara rağmen bütün dünyanın tanık olduğu gibi önemli tıbbi başarılara imza atılmıştır. Kaynak ve tıbbi malzeme eksikliğinin olumsuz etkilerine rağmen Filistin Sağlık Bakanlığı, sağlık sistemini güçlendirmek, 14 devlet hastanesi ve 49 birinci basamak sağlık merkezinde sağlık hizmetlerinin sunumunu iyileştirmek için birçok bölgesel ve uluslararası sağlık kuruluşuyla ortaklaşa sağlık politikaları uygulamaya koymuştur. Toplam 2.3 milyon insanın yaşadığı, dünyada kilometre başına en yoğun insan nüfusu barındıran Gazze’de, hekimler insanüstü çabalarla aslında modern standartlara yakın bir sağlık hizmeti üretebilmişledir.

Şekil 1- Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Kuruluşları (2018)                                                                                            

Gazze Şeridi 5 idari bölgeye ayrılmıştır. Kuzeyden güneye doğru; Kuzey Gazze, Gazze şehri, Deir El-Balah, Han Yunus ve Refah. 2018 verilerine göre Gazze Şeridi’nde devlete veya yardım kuruluşlarına bağlı toplam 28 hastane bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı, toplam 2.300 yatak kapasitesi olan 14 devlet hastanesinden sorumludur.  Tamamen gönüllü kuruluşlar tarafından yürütülen yaklaşık 600 yatak kapasiteli 14 hastane daha bulunmaktadır. Gazze'de tıp fakültesi mevcut olan iki üniversite ve üç adet eğitim ve araştırma hastanesi bulunmaktadır, bunlar; Gazze İslam Üniversitesi, Al-Ahzar Üniversitesi, Şifa Hastanesi, Al-Nasser Hastanesi ve Avrupa Hastanesi’dir. Çeşitli tarihlerde tıp eğitimi, uluslararası bilimsel kongreler ve tedavi amaçlı çalışmalar için bulunduğum Gazze’deki üniversiteler ve eğitim hastaneleri, Gazze ve Filistin sağlık sistemine medikal personel yetiştiren en temel kurumlardır. Saldırılar boyunca sürekli biçimde en çok hedef alınan kurumlar bu eğitim yuvaları olmuştur.

Bu kurumların yanında 49’u Filistin Sağlık Bakanlığı’na bağlı, 22’si UNRWA’ya ait 71 birinci basamak sağlık merkezi de bulunmaktadır. Bu sağlık tesisleri 2.3 milyon insana hizmet vermektedir. Tüm sağlık tesisleri, yıllardır süren ablukalardan kaynaklı olarak dışardan gelen fonlarla varlığını sürdürmektedir.

Gazze Geçici Hasar Tespit Raporu'na göre saldırılarda 2024 Nisan’a kadar sağlık kuruluşlarının %85'i ağır hasar gördü veya tamamen yıkıldı. Kısmen işlevsel olan sağlık kuruluşlarının ise elektrik, su, ilaç, temel tıbbi malzemelere erişimi oldukça kısıtlıdır. Aşağıda yer alan fotoğraflarda, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısında hastanelerde meydana gelen yıkım açıkça görülmektedir.

 

8 Aralık 2023 tarihli İsrail saldırılarında Gazze İslam Üniversitesi Tıp Fakültesi de tamamen yıkılmıştır.

17 Ocak 2024 tarihli İsrail saldırılarında Al-Azhar Üniversitesi Tıp Fakültesi de yine tamamen yıkılmıştır.

Tıp fakültelerinin yıkılması ile Gazze’de tıp eğitimi tamamen durmuştur. Eğitim ve araştırma hastanelerinin yıkılması ile de uzmanlık ve uzman doktor yetiştirme eğitimi ortadan kaldırılmıştır. Üniversitelerin, eğitim ve araştırma hastanelerinin, rektörlerin, dekanların, yetişmiş uzman ve hocaların öldürülmesi ile Gazze’de tam anlamıyla bir sağlık katliamı yapılmıştır ve bunun sonucunda Gazze’nin sağlık geleceği tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Temel Sağlık Hizmeti ve Hastalar

Sağlık sistemine yapılan saldırılar sonucu temel sağlık hizmetleri sağlanamamakta gerek doğal hastalıklar gerekse çatışma kaynaklı yaralılar tedavi edilememektedir. Çatışma ve yıkımın yarattığı katastrofik durum, halk sağlığı konularında önemli ve artan riskler doğurmaktadır. Başta sağlıklı içme suyu, kanalizasyon ve diğer şehir altyapıları tamamen tahrip edildiğinden salgın hastalıkların hızla geliştiği görülmektedir. Yine İsrail’in bir cezalandırma yolu olarak kullandığı gıdaya erişim engelleri ve diğer çevresel koşulların etkisiyle malnütrisyon (Çocukların %16’sında yetersiz beslenme görülmekte ve her gün arttığı rapor edilmektedir.) ve buna bağlı bulaşıcı hastalıklar hızla artmaktadır.

Yüzbinlerle ifade edilen akut solunum yolu enfeksiyonları, ishal, hepatit A, uyuz, su çiçeği ve diğer bulaşıcı hastalıklar rapor edilmiştir. Çoğu çocuk olmak üzere onlarca insan beslenme yetersizliğinden hayatını kaybetmiştir. Bu kötü tablonun yanı sıra kronik hastalıklara (kanser, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, konjenital hastalıklar) sahip kişiler de sağlık hizmetine erişimden mahrum durumdadır. Tedavileri için alt yapı yetersizliği olan kişilerin %50’ sinden fazlası İsrail ambargosu nedeniyle transfer edilememektedir.

Sağlık Çalışanları

Filistin Sağlık Bakanlığı ve Gazze idaresinin basına yansıyan raporlarına göre, 2024 Mart ayının ortasına kadar kayıtlara geçen 153’ü doktor, 124’ü hemşire ve diğer sağlık alanlarında çalışan (diş hekimi, paramedik, hemşire, fizyoterapist, diş teknisyeni, tıp fakültesi öğrencisi, eczacı) toplam 458 sağlık çalışanı öldürülmüştür. Üniversitelerin üst düzey yöneticileri, anabilim dalı başkanları, dekanları, rektörleri katledilmiştir. Bunların yanı sıra çok sayıda sağlık çalışanı kayıptır ve akıbetlerinden endişe duyulmaktadır. Gözaltına alınan sağlık çalışanlarından işkenceler altında ölenler rapor edilmiştir. Gözaltına alınıp serbest bırakılanlarda ağır fiziksel yıkım gözlenmektedir. Yine saldırılarda yaralıları transfer eden ambulanslar, paramedikler, ambulans sürücüleriyle birlikte hedef alınmıştır. 

Medya ve raporlarda, çoğunlukla sadece sayılardan ibaret istatistik birim olarak değerlendirilen bu katliamlardan ve tutuklamalardan birkaç örnek vaka aşağıda paylaşılmıştır.

İsrail askerleri tarafından Gazze Endonezya Hastanesi’nde çalışırken tutuklanan Cerrahi Bölüm Başkanı Dr. Muhammad Al-Ronn, 50 gün boyunca esir tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Gazze’nin en iyi cerrahlarından biri olan Dr. Muhammed, Gazze’yi ve hastalarını terk etmeyi reddetti.

Şifa Hastanesi birinci işgalinde hastane direktörü Dr. Mohammed Abu Salmia göz altına alındı. Mart başında İsrail hastaneyi tamamen yıktı. 200 kişi öldürüldü, 900 kişi göz altına alındı. Gözaltına alınan sağlıkçıların akıbeti henüz belli değil. Gözaltına alınmasının üzerinden birkaç ay geçmiş olmasına rağmen henüz Dr. Mohammed Abu Salmia’den haber alınabilmiş değil.

Gazze İslam Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinden Intern Dr. Khaleel Skaik, Şifa Hastanesi’nde gönüllü olarak görev yaparken hastanenin işgal altına alınmasının ardından tutuklandı. Daha sonra serbest bırakılan Khaleel, eve dönerken silahlı saldırıya uğradı ve yaralandı. Tedavisinin ardından tekrar hastaneye dönen Khaleel, bir süre daha görevine devam etti ancak, İsrail işgal ordusu tarafından yapılan tahliye operasyonu sırasında tekrar tutuklandı. 2 Mayıs 2024’te serbest bırakıldı.

Saldırılar sonucu yaralanan Gazze Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Jamal Naim’in annesi, 3 kızı: Diş hekimi Samaah Naim ve Diş Hekimi Shaimaa Naim, 15 yaşındaki Betoul, torunları Lea (3), Rema (1), Lara (9 ay) ve Taisser (3) katledildiler.

 

Şifa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Departmanı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Adnan Al-Brush, Aralık 2023’te tutuklanmış, yapılan işkenceler sonucu Nisan 2024’te öldürüldüğü haberi alınmıştır.

Gazze İslam Üniversitesi Tıp Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Omar Ferwana, kızı aile hekimi Dr. Aya Ferwana, eşi, çocukları ve torunları ile birlikte 15 Ekim 2023 tarihinde, Gazze’de, Tel el-Hawa’daki evine İsrail'in yaptığı saldırı sonucu katledilmişlerdir.

Gazze İslam Üniversitesi Tıp Fakültesi Rektörü Prof. Dr. Sufyan Tayeh İsrail saldırılarında hedef alınarak öldürülmüştür.

Uluslararası Hukuk

1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri'nin Ek I Numaralı Protokol’ün 8/e maddesi, savaş ve çatışma hallerinde sağlık çalışanlarına ve alt yapısına saldırıyı kesin olarak yasaklamaktadır. Hem Cenevre Sözleşmeleri ve hem de uluslararası silahlı çatışmalar hukuku kuralları, çatışma bölgesindeki sağlık tesislerinin ve personellerinin korunması gerektiğini açıkça belirtmektedir.

Uluslararası İnsan Hukuku’na göre hastaneler, sağlık kurum ve kuruluşlarına saldırılamaz. Bu koruma yaralı ve hastaların yanı sıra sağlık personeli ve sağlık ulaşım araçlarını da kapsamaktadır. Uluslararası olmayan silahlı çatışmalarda bu yasak, yaralı ve hastaların transferi ve tedavi edilmesini öngören Cenevre Sözleşmesi’nin Ortak 3. Maddesi'nde yer almaktadır.  Güvenlik Konseyi, bu maddeyi uluslararası hukuk kuralı olarak kabul etmektedir.

Hasta ve yaralılara saygı duyulmalı (saldırılmamalı, öldürülmemeli ve kötü muameleye maruz bırakılmamalıdır), korunmalı, kayıpsa aranmalı ve tıbbi gerekçeler dışında herhangi bir ayrım yapılmaksızın tedavi yerine ulaştırılmalıdır. Sağlık personelinin saldırıya maruz kalması, yaralı ve hastalara sağlanan korumayı ortadan kaldırır.

Uluslararası insan hukuku uyarınca herkes ulaşılabilir en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standartlarına ulaşma hakkına sahiptir. Hastalara, yaralılara, tıbbi kurum ve kuruluşlara saldırmak alt yapıyı tahrip etmek, temel gıda, barınma ve ilaç erişimini engellemek de bu kapsamdadır.

İsrail, işgalci güç olarak Gazze’de yaşayan nüfusa karşı uluslararası hukuktan kaynaklı görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği gibi, sistematik şekilde sivil nüfusa yönelik katliamlar yaparak, yaşamsal altyapıya yönelik ağır ve yıkıcı saldırılar yaparak, gıda ve su gibi en hayati ihtiyaçlara erişimi engelleyerek ağır suçlar işlemektedir. Dünyanın büyük güçlerinin desteğiyle işlenmekte olan bu suçların uluslararası kurumlar tarafından yargılanması ve mahkûm edilmesi maalesef şimdilik mümkün görünmemektedir. Her ne kadar söz konusu bu yargılama ve caydırıcı cezalandırma şimdilik uzak görünse de bilim insanlarının ve ilgili kurumların, en temel insani ve evrensel hukuk açsından bile ağır suçlar kapsamına giren İsrail’in saldırı ve faaliyetleri kayıt altına alınmalıdır.

Dünya kamuoyu, İsrail’in işlediği insanlık dışı suçlardan ötürü büyük bir infial içindedir. Dünyanın her tarafında insanlar hemen her gün protesto gösterileri düzenlemekte, insan hakları, evrensel hukuk, küresel kurumlar ve değerler her gün erozyona uğramakta ve anlamını yitirmektedir. Öte yandan dünyadaki hekimlerin üye oldukları Batı’daki büyük hekim kuruluşlarının/cemiyetlerin İsrail’in Gazze’de sağlıkçılara ve sağlık sistemine yaptığı saldırıları kınamamaları veya ateşkes sağlanması için bir girişimde bulunmamaları gerçekten düşündürücüdür. Bu durum, diğer uluslararası kurumlar gibi bu meslek örgütlerine olan inancı da zedelemektedir. Başka devlet ve örgütlerin işledikleri suçlarda ve krizlerde en önde yer alan bu kurumların, söz konusu İsrail olduğunda bu kadar pasif bir görüntü sergilemeleri ibretliktir. Hekimler, uzun eğitim süreçleri de göz önünde alındığında toplumun en eğitimli insan grubunu oluştururlar, ayrıca hekimlerin temel görevi insanların sağlığını koruma ve sağlığı bozulanları sağlığına kavuşturmaktır. Buna rağmen susmuş olmaları anlaşılmaz bir durumdur. Küresel meslek örgütlerinin bu pasif duruşuna rağmen, dünyanın hemen her yerinden gönüllü doktor kuruluşlarının, meslektaşlarımızın hem bireysel hem de kurumsal olarak Gazze’de önemli çalışmalar yaptıkları görülmektedir.

Gazze’de yaşanmakta olan sağlık katliamı göstermektedir ki ciltler dolusu uluslararası hukuk yasaları, Gazze söz konusu olduğunda müsvedde kağıtlardan bile daha önemsiz ve işlevsizdir. Aylardır hunharca katledilen çocukların, kadınların, masum sivillerin kanları, bu katliama sessiz kalan başta batılı devletler ve küresel kurumlar olmak üzere aksiyon almayanların ellerine bulaşmıştır. Bir masum insanın, erkeğin, kadının, hele de bebek ve çocukların hunharca katledilmesinde yer yerinden oynaması gerekirken, tersine bu vahşete odun taşınması, destek sağlanması, en temel insan hakkı olan yaşama, beslenme, sağlık haklarına erişimin engellenmesi en düşük insani seviyede bile insanlık dışıdır.

Sonuç

İsrail saldırılarının en büyük hedefi olan Gazze sağlık çalışanlarının, doktorların ve yardımcı personelinin, bunca yıkıma, saldırıya, engellemeye rağmen insanların sağlığı için ilk günden bu yana hastaneleri terk etmeyerek, çoğu durumda ailelerinden bile vazgeçerek, imkânsız koşullarda imkanlar oluşturarak çalışması takdire şayan benzeri görülmemiş bir fedakârlık ve onurlu bir harekettir.

Diğer sektörlerin yanı sıra özellikle savaş ve çatışma halinde temel yaşamsal altyapı olan sağlık altyapısı aynı zamanda insanların hem duygusal hem de fiziksel sığınaklarıdır. Tedavinin temel birimleri olan ameliyathaneler, laboratuvarlar, poliklinik ve servislerin yanı sıra hemen her savaş ve çatışmada hastane koridorları, bahçeleri insanların sığındıkları yerlerdir, sağlık sistemi insanlara hem fiziksel hem de duygusal olarak güven verir. Gazze’de sağlık sisteminin bu çapta katastrofik tahribinin anlamının, Gazze ve Filistin halkının yaşama ve geleceğe dair umutlarının yok edilmesi olduğu açıktır. Uluslararası hukukun açık şekilde çiğnendiği bu ağır suç ve saldırıların dokümantasyonu, ilerde yapılacak yargılamalar için hayati önem arz etmektedir.

Bunca zulme rağmen Gazze’nin onurlu insanları yenilmemiştir, yenilemeyecektir. Gazze insanlığın vicdanı olmuştur. Eriyen, sünen bütün insani ve ahlaki değerlere yeniden hayat vermiştir. İsrail saldırılarının başladığı ilk günlerde tuttuğum notlarda; Gazze’nin etrafına benzin dökülüp, tüm Gazze’nin yakılıp, bütün dünyanın bu onurlu insanlardan kurtulması ve ancak bu şekilde Gazze’nin yarattığı ağır suçluluk ve kirlenmişlik duygusu ile başa çıkılabileceğini ifade etmiştim. Zalim dünya zulümden beslenirken Gazze her alandaki duruşuyla insanlığa yeniden teenniyi, hakikati ve vicdanı, yüksek insani değerleri öğretmektedir. Öyle görünüyor ki Sevgili Gazze iyileşmeden dünya iyileşemez.

Bu ağır tablonun tamiri hem maliyet hem zaman hem de yarattığı ağır insani/vicdani ağırlık açısından yıllar alacaktır. Yarattığı etkilerle Gazze’deki yıkım, küresel bir nitelik kazanmış ve adeta bütün insanlığı bir karanlığın içine çekmiştir. Her bir insanın vicdanında derin yaralar açan bu suçların bir an evvel son bulmasını dilerim.

 

Kaynaklar

Al Jazeera. Israel-Gaza war in maps and charts: Live tracker. 2024. Erişim Adresi: https://www.aljazeera.com/news/longform/2023/10/9/israel-hamas-war-in-maps-and-charts-live-tracker. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

Alimoğlu O. Sevgili Gazze. Beyan Yayınları. İstanbul, 2024.

Anadolu Ajansı. Gaza's Nasser Hospital 'has become a place of death': UN. 2024. Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/en/middle-east/gazas-nasser-hospital-has-become-a-place-of-death-un/3143379. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

BBC. Leading Gaza surgeon Adnan Al-Bursh dies in Israeli prison. 2024. Erişim Adresi: https://edition.cnn.com/2024/05/03/middleeast/gaza-surgeon-adnan-al-bursh-israeli-prison-intl-hnk/index.html. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

 @braveheartmedicsofpalestine (instagram hesabı). Erişim adresi: https://www.instagram.com/braveheartmedicsofpalestine?utm_source=ig_web_button_share_sheet&igsh=ZDNlZDc0MzIxNw== Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

Healthcare Workers Watch – Palestine. 2024. Erişim Adresi: https://twitter.com/HCWWatch/status/1767666330252009517. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

International Committee of The Red Cross. The protection of hospitals during armed conflicts: What the law says. 2023. Erişim Adresi: https://www.icrc.org/en/document/protection-hospitals-during-armed-conflicts-what-law-says. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

MSF. How the Israeli army besieged and attacked Nasser hospital. Erişim Adresi: https://www.msf.org/gaza-how-israeli-army-besieged-and-attacked-nasser-hospital. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

United Nations Human Rights Office of The High Commissioner. Attacks on Medical Units in International Humanitarian and Human Rights Law. 2016. Erişim Adresi: https://www.humanitarianresponse.info/sites/www.humanitarianresponse.info/files/documents/files/medical_units_legal_note_-_final_-_en-1_1.pdf. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

University World News. Israel bombs Gaza university, alleging use by military. 2024. Erişim Adresi: https://www.universityworldnews.com/post.php?story=20231012162739531. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

WHO. Health Facilities in the Gaza Strip. 2018. Erişim Adresi: https://healthclusteropt.org/admin/file_manager/uploads/files/1/5be175905d6d0.pdf. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

Wikipedia. Islamic University of Gaza. Erişim Adresi: https://en.wikipedia.org/wiki/Islamic_University_of_Gaza. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

World Bank, European Union, United Nations. The Gaza Strip Interim Damage Assessment. 2024. Erişim Adresi: https://palestine.un.org/sites/default/files/2024-04/Gaza-Interim-Damage-Assessment-Final.pdf. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

Zivot J. The Hill. What are the laws of war when a hospital is a war zone?. Erişim Adresi: https://thehill.com/opinion/healthcare/4289754-what-are-the-laws-of-war-when-a-hospital-is-a-war-zone/#:~:text=Because%20of%20their%20humanitarian%20duties,be%20the%20target%20of%20attack.. Erişim Tarihi: Mayıs 2024.

 

 

 

*Prof. Dr. Orhan Alimoğlu

  İstanbul Medeniyet Üniversitesi