İsrailli İnsan Hakları Grubu B’Tselem’in yayınladığı rapora göre İsrail, bir düzineden fazla hapishaneyi mahkumların ‘istismarına’ ayrılmış özel işkence kampları olarak işletiyor ve bu ‘işkence kampları’ ülke çapında bağlantılı, kapalı bir ağ içinde çalışıyor.[1] Filistin Tutuklu ve Mahkûm İşleri Komisyonu Sözcüsü Abdulfettah Devle’nin açıklamalarında:
“Cezaevlerine sık sık baskın düzenleyen birimler var ve bu birimler 7 Ekim’den sonra cezaevlerinin tüm koğuşlarına baskınlar düzenleyerek mahkumlara işkence yapmaktalar. Mermiyle yaralanan ve tedavi görmeyenler, kırıkları olanlar var. Bu koğuşlardan geçen herkes sık sık kan görecek ya da kokusunu alacaktır. Tutukluların içinde bulundukları trajik durumlarla ilgili tüm detayları ailelerinin üzülmemesi için açıklamıyoruz. Ancak cezaevlerinde mahkûmlara yönelik işkence ve kötü muamelenin boyutunun hayal gücünün sınırlarını aştığını ve daha önce böyle bir duruma tanık olunmadığını açıkladı.’’[2]
B’Tselem raporda, 7 Ekim’den bu yana en az 48’i Gazzeli olmak üzere en az 60 Filistinlinin İsrail “işkence merkezlerinde” öldüğünü belirtiyor.[3] Aslında bu işkence merkezlerinde kaç kişinin katledildiği bir muamma. Nitekim medyaya da yansıyan birçok raporda bu işkence merkezlerinde birçok mahkûmun ağır işkenceler sonucu yaşamını yitirdiği, cesetlerinin ailelerine teslim edilmediği belirtilmektedir. Bu yazıda İsrail’in yaraladığı nice Filistinliyi hayata bağlamaya çabalarken katledilen Dr. Iyad Ahmed Mohammed Al-Rantisi'nin hikayesini dikkatinize sunuyoruz:
Dr. Iyad Al-Rantisi Gazze’de yoksul bir mülteci ailenin çocuğu olarak 6 Şubat 1971’de mülteci kampında doğmuş, ilk ve orta öğrenimini Gazze’de tamamlamış idealist bir doktordur. Dr. Iyad Ahmed Mohammed Al-Rantisi, Rusya'da Saratov Chernyshevsky Devlet Üniversitesi'nde 5 yıl tıp eğitimi almış ve 1998 yılında Belarus'ta Vitebsk Devlet Üniversitesi'nden mezun olmuştur. Yine Rusya'da Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında uzmanlık eğitimi alan Dr. Rantisi, eğitiminden sonra halkına ve hastalara hizmet etmek için Gazze’ye dönmüştür. Dr. Iyad Al-Rantisi, Gazze’ye döndükten hemen sonra Beyt Lahia'daki Balsam Hastanesi'nde çalışmaya başlamış ve sonrasında Kamal Adwan Hastanesi’nde görevine devam etmiş, kısa süre sonra da Kamal Adwan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Başkanı olarak atanmıştır. Evli ve 3 çocuk babası olan Dr. Iyad, İsrail işkence merkezinde katledildiğinde 53 yaşındaydı. Dr. Iyad İngilizce, Rusça ve Arapça bilen, alanında iyi yetişmiş bir kadın doğum uzmanıydı.
7 Ekim’de başlayan İsrail saldırıları sırasında Dr. Iyad, Gazze Şehri'nden ayrılmayı reddetmiş, hastalarıyla kalmayı ve insani görevini yerine getirmeyi seçmiştir. Saldırılar, sivil yerleşimlere, BM korumasındaki mülteci merkezlerine, okullara hatta bizzat BM binalarına yöneldiğinde, bu saldırıların hiçbir kural ve hukuka uymayacak şekilde genişleyeceği anlaşılmıştır. Nitekim kısa süre sonra İsrail, bütün uluslararası sözleşmelere aykırı şekilde hastaneleri ve sağlık çalışanlarını hedef almaya başlamış, Gazze sağlık altyapısı ve özellikle yetişmiş doktor ve sağlık personelini hedef almıştır.
Bu yoğun bombardıman ve kuşatma sonrasında Dr. Iyad, ailesini güvenli bir yere taşımaya karar verdi. 10 Kasım 2023'te, o gün yapmakta olduğu ameliyatı bitirdikten sonra, üzerinde doktor üniforması olduğu halde ailesiyle birlikte, İsrail güçlerince "güvenli koridor" olarak belirtilen yol üzerinden Gazze'nin kuzeyinden ayrıldı. Ancak bir süre sonra kalabalığın içinden seçilerek durduruldu, ailesinden koparılarak götürülürken eşine ve çocuklarına yola devam etmeleri için silah doğrultuldu. Kızı Dina, babası gözaltına alınırken yaşadıklarını şöyle anımsıyor:
“Ellerimi hareket ettiremedim, babamı tutamadım, hiçbir şey yapamadım. İşgal güçleri bize sağa sola bakmadan yürümemizi emretti.’’
Dina'ya göre İsrail askerleri babasını kalabalığın içinde fark ettiğinde "Hemşire, gel" dedi. Bu babasını son görüşüydü. Sonraki 8 ay boyunca Al-Rantisi’den haber alınamadı. Bu süre boyunca ailesi onun hayatta olduğunu varsayıyor ve onu yakında tekrar görmeyi umuyordu. 8 ay sonra ortaya çıktı ki Dr. Iyad Al-Rantisi, tutuklanmasından altı gün sonra İsrail “işkence merkezinde” işkence edilerek öldürülmüştü. Al-Rantisi, Gazze kuzeyinden güneyine doğru İsrail'in "güvenli koridor" dediği yol üzerinden göçe zorlanmış ve kaçırıldıktan bir hafta sonra Aşkelon gözaltı merkezindeki sorguda işkence edilerek öldürülmüştür.
İsrail gazetesinin (Haaretz) 18 Haziran 2024 tarihli haberine göre, 10 Kasım'da tutuklanmasından altı gün sonra olan ölüm haberi İsrail yetkilileri tarafından sekiz aydan fazla bir süre boyunca sansürlendi ve gazetelerin bu konuda haber yapmasına izin verilmedi.[4] Dina, "Haberi görünce şok oldum. Babamı bekliyordum, hala her yerde onun hatırasını ve izlerini görüyorum. Ailem ve ben bir haber bekliyorduk, serbest bırakılması için gece gündüz dua ediyorduk. Babamın cenazesini istiyorum. Ona veda etmek istiyorum. Onu görmek istiyorum. Onu çok özledim." diyor.
Kamal Adwan Hastanesi Baş Hekimi Dr. Hossam Abu Safiya, Dr. Iyad'ın başına gelenlerden duyduğu derin üzüntüyü dile getirerek, meslektaşı Dr. Iyad'ın ölümünü duyunca "tarif edilemeyecek kadar incindiğini" söyledi. "Dr. Iyad'ın ölümünün ayrıntılarını bilmek hakkımız." dedi. Tutuklanmadan önce oldukça sağlıklı bir insan olan Dr. Iyad’ın şiddetli dayak ve işkenceye maruz kaldığını, iç kanama geçirdiğini ve bu gelişme sonucu öldüğünü, bu süreçte tedavisinin İsrail yetkilileri tarafından bilinçli olarak ihmal edildiğini anlatıyor. “Onu kaybetmek, Gazze'deki bir başka yetenekli ve fedakâr doktoru daha kaybetmek anlamına geliyordu” ve Gazze sağlık sistemi daha da zayıflıyordu.
Dr. Iyad, nezaketi, ahlakı, iyi kalpliliği ve işine olan bağlılığıyla tanınıyordu. Hastalara hizmet etmek için hayatını riske attı ve insani görevinden vazgeçmeyi asla düşünmedi. Al-Rantisi'nin ölümü uluslararası medyada büyük ilgi görmüş, çeşitli devlet ve uluslararası kurumlar tarafından kınanmış, İsrail yetkililerinin Filistinli tutuklulara yönelik muamelesine ilişkin uluslararası bir soruşturma yapılması taleplerine yol açmıştır.
Dr. Iyad Rantisi’nin şahsında, sayıları 40.000’ni geçen çoğu çocuk ve kadın Gazzeli şehitlere Allah’tan rahmet dilerim. Gazze’de insanlık vicdanına kapkara bir leke olan soykırımın sonlanmasını dilerim.
İntern Dr. Ola Abuolwan, Kateryna Saleh ve Gazeteci-Yazar Mustafa Ekici’ye katkılarından dolayı teşekkür ederim.
[1]Khalil Z, Canik ME. İsrailli insan hakları kuruluşuna göre, İsrail hapishaneleri "işkence kampına" dönüştü. Anadolu Ajansı. 2024. Erişim adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilli-insan-haklari-kurulusuna-gore-israil-hapishaneleri-iskence-kampina-donustu/3296196. Erişim tarihi: Ağustos 2024.
[2]Şarkul Avsat. İsrail hapishanelerinde Filistinli tutuklulara yönelik “işkence” vakalarıyla ilgili tanık ifadeleri. 2023. Erişim adresi: https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4755071-i%CC%87srail-hapishanelerinde-filistinli-tutuklulara-y%C3%B6nelik-%E2%80%9Ci%C5%9Fkence%E2%80%9D-vakalar%C4%B1yla. Erişim tarihi: Ağustos 2024.
[3] Btselem. Welcome to Hell- The Israeli Prison System as a Network of Torture. 2024. Erişim adresi: https://www.btselem.org/publications/202408_welcome_to_hell. Erişim tarihi: Ağustos 2024.
[4]The New York Times. Many of Gaza’s Medical Workers Have Been Detained or Killed. 2024. Erişim adresi: https://www.nytimes.com/2024/08/02/world/middleeast/gaza-doctors-medical-workers-israel.html. Erişim tarihi: Ağustos 2024.