Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Güvenilir Gıda için Kamu ve Bireyin Rolü
Dr. Muharrem Selçuk(*)
28 Mart 2024 13:55
A-
A+

Gıda

Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Gıda; “Doğrudan insan tüketimine sunulmayan canlı hayvanlar, yem, hasat edilmemiş bitkiler, tedavi amaçlı kullanılan tıbbî ürünler, kozmetikler, tütün ve tütün mamulleri, narkotik veya psikotropik maddeler ile kalıntı ve bulaşanlar hariç, insanlar tarafından yenilen, içilen veya yenilmesi, içilmesi beklenen işlenmiş, kısmen işlenmiş veya işlenmemiş her türlü madde veya ürün, içki, sakız ile gıdanın üretimi, hazırlanması veya muameleye tâbi tutulması sırasında kullanılan su veya herhangi bir madde” şeklinde tanımlanmıştır.

Güvenilir Gıda:

Güvenilir gıda; Her türlü bozulma ve hastalığa yol açan etkenlerden ari, sağlık açısından bir sakınca oluşturmayan, tüketime uygun ve besin değerini kaybetmemiş gıdadır. Bir başka deyişle,

Son tüketim tarihi geçmemiş, muhafaza ve satış kurallarına uygun, ambalajlı ve etiketi olan fiziksel, kimyasal ve biyolojik riskleri taşımayan, gereği gibi hazırlanan ve korunan gıdadır.

Kamu otoritesinin güvenilir gıda için en önemli görevi, kapsamlı bir gıda kodeksi ile etkili bir gıda denetimidir.

Gıda kodeksi, Gıdanın tanımlanması ve başlıca özelliklerine dair kuralları belirleyen tüzük, yönetmelik, tebliğ, yönerge gibi gıdaya ilişkin yasal düzenlemeler grubunun adıdır.

Gıda kontrolü; gıda işletmelerini, satış yerlerinin ve toplu tüketim yerlerinin ve buralarda satışa arz edilen gıdaların gıda kodeksine aykırı olup olmadığının belirlenmesidir.

Bu uygulamaların başarısı; denetçi niteliği ve sayısı, laboratuvar sayısı ve yeterliliği (personel, yöntem, aygıt vb.) ve kontrol programı ile aykırı durumlarda uygulanacak cezaların caydırıcılığına bağlıdır.

Kamu otoritesinin güvenilir gıda için asli görevi, mevzuat oluşturmak, bilgilendirmek, yönlendirmek, denetlemek ve cezai işlem uygulamaktır.

Ülkemizin gıdaya ilişkin mevzuatı 16. yüzyılda Kanunname-i İhtisabı Bursa ile başlamıştır.

Tarihi süreç içerisinde gıda mevzuatı

-Kanunname-i İhtisabı Bursa 1502 Sultan II. Beyazıt

Bu Kanunname bir belediye kanunu olmakla birlikte, bir standart uygulamasıdır. Bursa’da faaliyet gösteren esnafların ürettiği ürünlere dair standartlar koymakla birlikte, narh uygulamasını da getirmiştir. Bu kanunname ile ekmekçiler, börekçiler, balıkçılar, süt ve yoğurtçular, kasaplar, helvacılar, bakkallar, gibi gıda ile faaliyet gösteren esnaflara dair kurallar koymakla birlikte, nalbantlar, debbağlar, dokumacılar gibi işler ile uğraşan meslek erbabına dair kurallar da koymuştur.

-1831 yılındaki kolera salgınından sonra hastalıklar ile gıda arasında ilişki kurulmuş, gıda maddelerin satışında hijyene dair kurallar da konulmuştur.

-1869 yılı Sıhhiye Müdüriyeti Umumiyesi kurularak, gıdaların denetimi bu kuruluşa verilmiştir.

-1920 yılı TBMM hükümeti kurulunca Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekâleti kurularak gıda ilgili iş ve işlemler bu Vekâlet marifetiyle yürütülmüştür. (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı)

-1930 yılı 1580 sayılı Belediye Kanunu.

Gıda üretim, depolama ve satış yerlerinin denetimi belediyelere verilmiştir.

-1930 yılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu.

Gıdaya ilişkin değerlendirme, denetim ve yasaklar belirlenmiştir.

-1942 yılı Gıda Maddelerinin ve Umumî Sıhhati İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını Gösteren Nizamname, gıda maddelerine ilişkin hükümler konulmuştur. (Bir nevi Kodeks)

-1952 yılı Gıda Maddelerinin ve Umumi Sağlığı İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını Gösteren Tüzük(1942 yılındaki Nizamnamenin genişletilmesidir) Kapsamlı bir Gıda Kodeksi denilebilir.

-1995 yılı 560 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname

-1997 Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği (Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yayımlanmıştır).

-2004 yılı 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun(560 Sayılı KHK’nın Kanunlaştırılması).

-2010 yılı 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu.

Bu Kanun ile Gıdaların Üretimi Tüketimi ve Denetlenmesine dair Kanun, Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanununu, Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu, Yem Kanununu, Hayvan Islahı Kanunu yürürlükten kaldırılmış; Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu, Su Ürünleri Kanunu, İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu, Hayvanları Koruma Kanunu, Veteriner Hekimliği mesleğinin icrasına dair kanunlarda değişiklikler yapılmış, gıda konusunda tek otorite Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmuştur.

GIDA DENETİMİ

Mevcut Denetim Şekli,

Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler doğrultusunda düzenlemeleri içeren Gıda Kodeksi hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur. Gıdaya ilişkin denetimler, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan yıllık Gıda Denetim Planı kapsamında yapılmaktadır.

Gıda Denetim Planı dışında Alo 174 ihbarları, CİMER ihbarları ve tüketici şikâyetleri olduğunda plan dışına çıkılarak da denetimler yapılmaktadır. Ramazan öncesi ve Ramazan ayında, dini bayramlardan önce, yılbaşında, görünür şekilde denetimler yapılmaya gayret gösterilmektedir.

Turizm bölgelerinde, turizm sezonunda ilave denetimler yapılmaktadır. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı ile müştereken okul kantinlerinde de denetimler yapılmaktadır.  

Kamu idaresi mevzuat hazırlamadaki rolünü en iyi şekilde yerine getirme gayretinde olmakla birlikte denetimlerde eksiklikler olduğu kamuoyunda yaygın bir kanaattir. Denetimlerde görülen aksamalar,

Bunlar;

1-Denetimlerde nihai ürün üzerinde yoğunlaşmakta, üretim süreçlerine dair denetimlere yeterince ağırlık verilmemektedir. Stratejik planlarda yapılacak denetim sayısı bir performans göstergesi olarak kabul edilip denetim sayısının fazlalığı başarı kabul edilmektedir. 2024-28 Stratejik planda 2028 yılı için 7 milyon 950 bin adet gıda denetimi öngörülmüştür.

2-Denetimler daha çok etiket bilgilerinin kontrolü şeklinde yapılmaktadır. Etiket bilgileri denetimi kolay ve denetim sayısını arttıracak bir durumdur. Doğru etiketleme tüketicinin bilgilendirilmesi için önemli olmakla birlikte, denetimin etikete yoğunlaşması bir zafiyet olarak görülmektedir.

3-Alo 174 şikâyetlerinde denetim 15 günlük bir süre içinde gerçekleştirilmektedir. Denetçinin şikâyete konu ürünün üretim veya satış yerinde denetleme yapıncaya kadar geçen sürede şikâyete konu üründe numune kalmamakta veya şikâyete konu durum ortadan kalkmış olmaktadır.

4-Uygun olmayan ürünlerin toplatılma prosedürü yavaş çalışmakta, bazen de toplatma gıda işletmecisinin inisiyatifine bırakılarak toplattığı kabul edilmektedir.

5-Alo 174 ihbar hattı 2009 yılından beri aktif olmakla birlikte yıllık çağrı 80 binler seviyesindedir. Beklenen, ihbar sayısının daha fazla olmasıdır. Tüketicilerin ilgisi Alo 174 hattına çekilememiştir.

6-Denetim görevlisi personel aynı zamanda il veya ilçe müdürlüğünde başka görevler de yapmakta, şikâyetlere acil müdahale mümkün olamamaktadır.

Tablo 1’de Tarım ve Orman Bakanlığı kayıtlarına göre gıda işletmesi sayıları verilmiştir. Tablo incelendiğinde 722.036 adet küçüklü büyüklü gıda işletmesi olduğu görülmektedir. Bu işletmelerin kaç çeşit veya marka ürün ürettiklerine dair resmi bir kayıt bulunamamıştır. Bakanlık 7500 kişilik bir denetim ekibi ile bu işletmelerin denetimini yapmaktadır.

Tablo 2’de ise gıda denetim sayıları ile olumsuzluklar ve uygulanan idari işlemlere ait veriler verilmiştir. Yıllık 1 milyon 300 binler seviyesinde denetim yapılmış, olumsuzluk oranı %1 ile %1.5 aralığında olmuştur. Olumsuzluk oranı çok yüksek olmamakla birlikte denetimlerin şeffaf olmaması ve tüketicilerin yeteri seviyede bilgilendirilmemesi dolayısı ile tüketicilerde gıdaların güvenilirliğine dair şüpheler giderilememektedir. 

Gıda denetçi sayısı 7500

Şeffaflık

Bakanlık yaptığı denetimler konusunda tüketicileri yeteri seviyede bilgilendirmemektedir. Halbuki Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik, kamuoyunun gıda denetimleri hususunda gıdaya, gıdaya dair olumsuzluğa ve gıda işletmecisine dair detaylı bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmasına amir hükümler içermektedir. Yönetmeliğin amir hükmüne rağmen gıda denetimlerine dair olumsuzluk bilgileri periyodik olarak düzenli şekilde kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. Kamuoyu doğru bilgiyi Bakanlık’tan alamayınca dezenformasyona açık hale gelmektedir.

Dezenformasyon

Ülkemizde gıdaya dair bilgilendirme yetkili yetkisiz herkes tarafından kolaylıkla yapılmakta, görsel ve yazılı basında çokça gündem edilmektedir. Söylenen veya yazılanın bir kısmında tutarlılık olmakla birlikte bazı akademisyenlerin kendi reklamlarını yapmak için sivri çıkışları vatandaşları şüpheye düşürmektedir.

2019 yılında yapılan 3. Tarım ve Orman Şurası’nda bu konuya dair bir karar alınmış olmakla birlikte günümüze kadar bu hususta bir düzenleme yapılamamıştır.

Denetimde görünürlük

Kamuoyunda gıda denetimlerinin Belediyeler veya Sağlık Bakanlığı tarafından yapıldığına dair kanaat mevcuttur. Tüketiciler Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda denetimi yaptığı konusunda yeterli bilgiye sahip değildir.

Bakanlık bu konuda yazılı ve görsel basın yoluyla kamuoyunu bilgilendirmelidir. Bir dönem kamu spotu televizyonlarda dönüyordu. Son dönemde kamu spotları pek yayınlanmıyor. Sağlık Bakanlığı’nın 112 konusundaki filmleri, itfaiyecilerin yine halkı bilgilendirmeye yönelik kısa filmleri gibi Gıda Denetimi de bir senaryo ile kurgulanarak denetimler halka anlatılmalıdır.

YENİ GIDA DENETİM MODELİ

Denetim faaliyetinin uygunluk değerlendirme kuruluşları tarafından yürütülmesi

1-Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde kamu eliyle yürütülmesi öngörülen denetimlerin sertifikasyon veya uygunluk değerlendirme kuruluşları eliyle yürütülmektedir.(CE belgesi, HACCP belgesi, ISO sertifikasyonu, BRC belgesi)

2-Uygunluk değerlendirme kuruluşları Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından akredite edilerek, akredite uygunluk değerlendirme kuruluşları marifetiyle denetimler yaptırılmalıdır. Uygunluk değerlendirme kuruluşları hem personel altyapısı itibari ile hem de mali özerklikleri itibari ile denetlenip ona göre yetkilendirilmelidir. Denetimini yaptığı ürünler Bakanlık tarafından örnekleme yöntemi ile denetlenmeli, uygunsuzluk halinde denetimi yapan uygunluk değerlendirme kuruluşuna ciddi mali yaptırın uygulanmalı, uygunsuzluğun derecesine göre gerektiğinde firma ortaklarının ve denetçileri bu konuda faaliyetten men edilmelidir. Bir daha denetim görevi yapamamalıdır.

Denetim sayısı

Gıda denetim sayısı, yapılan denetim sayısı ile uygun olmayan ürün arasındaki korelasyon dikkate alınarak, denetim sayısının üst limiti belirlenmelidir. Böyle bir hesaplamada bugün yapılan denetim sayısından daha az sayıdaki denetim ile daha etkili bir denetim yapılması mümkün olacaktır. Gıda denetimlerine denetim sayısı fazlalığından ziyade üretim süreçlerinin denetlenmesine özen gösterilmelidir. Gıda üretim süreçlerinin denetlenmesi üretici için eğitici ve yönlendirici olacaktır. Yıllık Gıda Denetim Planı yapılırken kaç adet gıda işletmesinde gıda üretim süreçlerinin denetleneceğine dair planlar da yer almalıdır. Gıda denetimlerinde çoğunlukla nihai ürün yerine, üretim süreci denetlenerek, süreç yönetimine dikkat edilmeli, hatalı süreçlerin varlığı halinde gıda işletmecisi uyarılarak hataların düzeltilmesi sağlanmalıdır. Denetim aynı zamanda bir eğitim şeklinde yapılarak işletmeciler yönlendirilmelidir.

Gıda İhtisas Mahkemeleri

Gıda ürünlerine dair uyuşmazlıklar genellikle idare mahkemeleri veya genel yetkili mahkemelerde çözülmeye çalışılmaktadır(İdari işleme karşı işletmecinin idari yargıya gitmesi). İdari yargıda da çoğunlukla bilirkişi raporları doğrultusunda uyuşmazlığı çözüm getirmektedir. Gıda İhtisas Mahkemeleri’nin kurulması halinde gıda uyuşmazlıklarına daha yetkin Mahkemeler tarafından çözüm getirilecektir. Halen ülkemizde Vergi Mahkemeleri, Kadastro Mahkemeleri, Aile Mahkemeleri, Tüketici Mahkemeleri, İş Mahkemeleri gibi ihtisas mahkemeleri vardır.

Meslek Kuruluşları

Kanun ile kurulan Esnaf Odaları ile Ticaret ve Sanayi Odaları’na da gıda denetiminde görevler verilmelidir. Bir üründe hile uygulanıyor ise onu ilk önce fark edecekler aynı iş ile iştigal eden işletmecilerdir. Esnaf Odaları veya Ticaret ve Sanayi Odaları kendi üyelerine yönelik denetimler yapmalı hileli ürün tespitinde kendi üyesi üreticiye disiplin cezaları verebilmeli, bu cezaları kamuoyunun bilgisini sunabilmeli, kamuoyunun baskısını hileli ürün üreticine yönlendirmelidir.

Gıda Yönlendirme Kurulu

Gıdaya dair mevzuatın geliştirilmesi, yeni yaklaşımlar ve denetim faaliyetlerinin yönlendirilmesi hususlarında idareye tavsiyelerde bulunacak bağımsız bir Gıda Yönlendirme Kurulu kurulmalıdır. Kurul, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Üniversite, Meslek Kuruluşları(Esnaf Odaları ile Sanayi ve Ticaret Odaları, Gıda Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Veteriner Hekimler Odası) tüketici örgütleri, basın, gıda işletmecileri temsilcilerinden oluşturulmalıdır. Kurulun çalışması için yasal düzenleme yapılmalıdır.

Gıda işletmecisi

Gıda işletmecisi ürettiği veya ticaretini yaptığı ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmalı veya bu konuda bilgi sahibi profesyonel personel ile çalışmalıdır. Uygunsuzluk halinde sorumlu personel de gerekli adli ve idari yaptırımlara muhatap olmalıdır. 5996 sayılı Kanun istihdamı zorunlu personel çalıştırılmasını zorunlu kılsa da uygunsuzluk halinde istihdamı zorunlu personele yönelik herhangi bir yaptırım öngörülmemiştir. Ayrıca imalatçılar ile satış noktaları konusunda da ayırım yapılmamalı, hileli gıdayı imal eden ile satışını yapanlara ayrı ayrı cezai yaptırım uygulanmalıdır.

Gıda işletmecilerine hileli gıda üretimi veya satışı durumunda zincir marketler, belirlenecek büyüklükte yer kaplayan işletmelere daha ağır yaptırım uygulanmalıdır. Mahalle bakkalı ile binlerce şubesi olan bir markete aynı miktar ceza verilmesi büyük işletmeler için caydırıcı olmamaktadır.

Tüketici yönüyle

Her işletmeye bir denetçi görevlendirmek mümkün değildir. Tüketici gıdaya dair uygunsuzluklar hakkında kamu otoritesini bir mekanizma ile bilgilendirerek, kamu otoritesinin ivedilikle şikâyete konu işletme hakkında gerekli denetimi yapması sağlanmalıdır. Bu durumda denetim etkin olacak, işletmeler daha dikkatli davranacaklardır.

Kamu otoritesinin bilgilendirmeleri ile uygun olmayan gıdayı piyasaya arz eden işletmecilerin ürünlerine karşı duyarlılık gösterilmeli, o ürünler satın alınmamalıdır.

Tüketici gıdaya dair bilgi sahibi olmalıdır. Bunun yolu da gıda okuryazarlığıdır.

Gıda Okuryazarlığı

-Gıda Okuryazarlığı: Gıda ve beslenme ile ilgili bilgilere ulaşma, ulaşılan bilgileri anlama, değerlendirme, bilgi ışığında doğru kararlar alarak gıda tüketim alışkanlığına dönüştürme, uygun miktarda güvenilir ve sağlıklı gıda seçme ve tüketme.

-Gıda Bilgisi: Tüm besin grupları içindeki besin çeşitliliğini anlamak. Yiyeceklerin nereden geldiğini ve içinde ne olduğunu bilmek. Gıdada doğru bilgiye erişim kaynaklarını bilmek.

-Beslenme Bilgisi: Gıdalardaki besin öğelerini(karbonhidrat, yağ, protein, vitamin) ve bunların sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamak.

-Gıda ve Beslenme Dili: Gıdaların besinsel özelliklerini açıklayan kelimeleri (yüksek posa, düşük sodyum vb.) ve gıdaları hazırlarken genelde kullanılan kelimeleri (sote, vb.) anlamak.

Yukarıdaki bilgiler her tüketici tarafından bilinmelidir. Bunun için; İlkokul 1. Sınıftan 12. sınıfa kadar öğrencilere gıda okuryazarlığı konusunda uygulamalı dersler verilmelidir. Halen Tarım ve Orman İl Müdürlükleri tarafından bazı okullarda bu eğitimler seminerler şeklinde verilse de önemli olan gıda okuryazarlığının Milli Eğitim Müfredatı’na bir ders olarak alınmasıdır.

Ayrıca her türlü iletişim araçları ile kamuoyuna yönelik bilgilendirme yapılmalıdır. Bakanlık tarafından televizyon, sosyal medya, internet, dergi afiş gibi mecralar ile toplum bilgilendirilmelidir.

Türkiye 3. Tarım Orman Şûrası 2019 yılında gerçekleştirilmiştir. Şûrada “gıda ve beslenme okuryazarlığı” öncelikler arasında yer almıştır. Şûra sonuç bildirgesinde “Gıda ile ilgili yanlış bilginin tanım ve çerçevesinin belirlenmesi, yanlış bilgi yayanlara cezai yaptırımlar uygulanmasına yönelik yasal mevzuatın çıkarılması”, ile “Gıda okuryazarlığının artırılmasına değinilmiştir.

Sonuç olarak;

Gıda mevzuatı günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde olmakla ihtiyaca göre mevzuat geliştirilmelidir.

Mevzuatta yönlendirmeye yönelik düzenlemeler yapılmalı, hatalı durumda kasıt ve kusur unsurları dikkate alınarak yaptırım uygulanmalıdır. Kusur halinde ihtar şeklinde uyarıya yer verilmelidir.

Uygulama birlikteliği sağlanması için denetim elemanlarına hizmet için eğitimler düzenli olarak verilmelidir.

Denetimlerin Esnaf Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Bakanlıkça akredite edilmiş uygunluk değerlendirme kuruluşlarınca yapılmasına dair düzenleme yapılmalıdır.

Gıda İhtisas Mahkemeleri kurulmalıdır,

Gıda Yönlendirme Kurulu kurulmalıdır,

Gıda Okuryazarlığı konusu üzerinde önemle durulmalı, 1.sınıftan 12. Sınıfa kadar, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına bu yönde bir ders konulmalıdır.

Denetim sayısının fazlalığı etkili denetim anlamına gelmez, üretim sürecinin denetlenmesi şeklinde denetim prosedürü oluşturulmalıdır.

 

(*)Dr. Muharrem Selçuk

Gıda Kontrol (Eski) Genel Müdürü