İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan geçtiğimiz günlerde Hatemu’l Enbiya Kararkahı’nı ziyareti esnasında zaman zaman tartışma konusu olan Başkent Tahran’ın taşınması meselesini tekrar gündeme taşıdı. Başkentin taşınması ilk olarak; 25 Aralık 2013'te 290 sandalyeli mecliste 110 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişse de şu ana kadar konuyla ilgili herhangi bir somut adım atılamamıştı. Yaptığı ziyarette Pezeşkiyan; Tahran’ın Başkent statüsünün devam etmesinin doğru olmadığını dile getirerek, ekonomik gerekçeler başta olmak üzere bunun diğer birtakım nedenleri olduğunu ifade etti. “Ülkenin başkenti Tahran, çözülemeyen sorunlarla karşı karşıya. Ne yaparsak yapalım zaman kaybediyoruz. Dolayısıyla ülkenin ekonomik ve siyasi merkezini güneye ve denize yakın bir yere taşımaktan başka seçeneğimiz yok” ifadelerini kullanan Pezeşkiyan, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Arif’in başkentin taşınması planlarını takip etmekle görevlendirildiğini bildirdi.
Başkent Tahran’ın taşınması meselesine tarihsel olarak değinecek olursak; Fararu’nun haberine göre, İslam Devrimi’nden sonra ilk kez 1985 yılında başkentin taşınması konusu gündeme gelmiştir. 1989 yılında ise başkentin taşınmasıyla ilgili çalışmalar, İran Şehircilik ve Mimarlık Araştırmaları Merkezi tarafından Konut Bakanlığı’nın gözetiminde yapılmış, çalışmalar sonucunda, 1989 yılında başkent taşınma planı uygulanırsa, 2021 yılına kadar yeni başkentin nüfusunun bir milyona ulaşacağı öngörülmüştür. Ancak daha sonra bu plan rafa kaldırılmıştır. 2009 yılında, Tahran’da meydana gelen 4.8 büyüklüğündeki depremin ardından, Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi, ülkenin siyasi merkezi (bakanlıklar ve üç erkten oluşan temel yönetim merkezleri) için uygun bir yer belirlenerek, 2025 yılına kadar taşınmasına ilişkin bir planı onaylamıştır. 2012 yılında, başkentin taşınmasıyla ilgili öneri 151 milletvekilinin imzasıyla meclise sunulmuş ve nihayetinde 2015 yılında, “Ülkenin Siyasi ve İdari Merkezinin Taşınabilirliğinin Araştırılması ve Tahran’daki Yoğunlaşmanın Düzenlenmesi” yasası meclis ve Anayasa Koruma Konseyi tarafından onaylanmıştır. Bu yasa tasarısının kabulünden yaklaşık on yıl geçmesine rağmen, başkentin taşınması konusu bugün bir kez daha gündeme gelmiştir.
Başkent Tahran’ın taşınmasına yönelik planın uzun bir aradan sonra tekrar gündeme gelmesi ülke içinde birtakım tartışmaları da beraberinde getirdi. Dikkat çeken tartışmalarda biri Tahran Şehir Konseyi’ndeydi. Konsey Başkanı Mehdi Çamran; Şehir Konseyi toplantısında; hükümetle başkentin taşınması konusunda yapılan görüşmeler hakkında gazetecilere şu açıklamayı yaptı: “Hükümetle kapsamlı bir toplantı yaptık. Onlara da söyledim, benzer toplantılara tüm Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde katıldım ama bir sonuca varılmadı. Çünkü böyle bir şey Tahran ve İran için uygulanabilir bir durum değil.” ifadelerini kullandı. “Hangi şehrin Tahran’ın yerine seçileceği önemli. Orası deprem bölgesi mi değil mi? Su kaynağı var mı yok mu? Havalimanı, uçak ve kara yolları gibi imkanları bir kenara bırakırsak, idari birimlerin durumu ne olacak, bunu da sormamız gerekiyor. Yalnızca idari birimler mi taşınacak yoksa her şey mi aktarılacak? Bizim de bazı sorularımız var. Acaba başkentin taşınması planında hükümet Tahran’dan tamamen çıkmak mı istiyor? Yani Tahran’ı terk mi edecekler?’’ dedi. Eğer Tahran terk edilmek isteniyorsa bunun mümkün olmadığını, burada milyonlarca insanın yaşadığını ve Tahran’a özen gösterilmesi gerektiğini dile getirdi.
Başkent Tahran’ın taşınması meselesi, nereye ve nasıl taşınacağı sorularını da beraberinde getirdi. İranlı bir haber kaynağına göre: Tahran’ın 30 kilometre batısında yer alan Parand, 2018 yılında başkentin taşınması için düşünülen şehirlerden biri olmuştur. Ayrıca Şiraz, Semnan ve İran’ın güneyindeki diğer şehirler de son yıllarda taşınma için alternatifler arasında yer almıştır. Transferin nasıl gerçekleştirileceği konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır. Başkentin taşınmasının bir yolu olarak, bakanlıkların ve devlet kurumlarının farklı şehirlere taşınması önerilmiştir. Bu yöntemle de Tahran’daki yoğunluğun azaltılması hedeflenmiştir. (Örneğin, Petrol Bakanlığı’nın Huzistan’a, Turizm Bakanlığı’nın İsfahan’a taşınması). Ancak bazı uzmanlar; diğer şehirlerin, bakanlıklar ve devlet kurumlarını barındıracak kapasiteye sahip olmadığını düşünmektedir. Bu durumun, Tahran’daki sorunların taşınması planlanan şehirlere de yayılmasına ve yeni krizlerin ortaya çıkmasına yol açabileceğine dikkat çekilmiştir. Bu nedenle, bu görüşe sahip uzmanlar, İran’ın ihtiyaçlarına uygun şekilde planlanmış yeni bir başkentin inşa edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu öneri, ülkenin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış modern bir başkentin inşasını öngörmektedir.
Tahran Şehir Konseyi Başkanı Mehdi Çemran, bu konudaki son açıklamalarında, başkentin taşınması durumunda bile Tahran’ın mevcut sorunlarının çözülmeyeceğini ve bu sorunlar için başka çözümler aranması gerektiğini ifade etmiştir. Tahran’ın büyükşehir olarak durumu hem devlet yetkilileri hem de uzmanlar tarafından açıkça kriz düzeyinde görülmekle birlikte, başkentin taşınması fikrinin mevcut koşullarda uygulanabilir olmaktan çok uzak olduğunu bildirmiştir. Çemran’a göre, ister kurum ve kuruluşların taşınması, isterse yeni bir başkent inşası olsun, bu fikirlerin birkaç yıl içinde organize edilmesi mevcut şartlarda mümkün görünmemektedir.
Başkentin taşınması fikrinde etkili olan temel sorunların başında Tahran’ın trafik sorunu öne çıkmaktadır. İranlı haber kaynaklarına göre, Tahran’ın trafik sıkışıklıkları artık trafik düzenlemeleri, köprü ve üst geçit inşasıyla çözülebilecek türden bir sorun olmaktan çıkmıştır. İran’ın başkenti için daha büyük meseleler olan zemin çökmesi krizi veya su kıtlığı gibi sorunlar için de tek çözüm, nüfusun azaltılması ve başka bölgelere göç edilmesidir. Bu çözüm önerisi, yıllardır uzmanlar tarafından başkentin taşınması şeklinde ülkenin politika yapıcılarına sunulsa da şimdiye kadar bu konuda ciddi bir adım atılmamıştır.
İran’ın bazı haber kaynakları; 14. Hükümetin Başkanı Mesud Pezeşkiyan’ın görevinin ilk günlerinden itibaren ekonomi, dış politika, toplumsal meseleler başta olmak üzere siyasi ve çevresel birçok sorunla karşı karşıya kaldığını ancak yine de diğer cumhurbaşkanlarına kıyasla başkentin taşınması konusunda daha cesur açıklamalarda bulunduğunu belirtmiştir. Buna rağmen, daha büyük sorunlarla uğraşmak zorunda olduğu için başkentin taşınması planının hızlı bir şekilde hayata geçirilmesinin pek de mümkün olmadığı ifade edilmektedir.
Bir diğer İran kaynaklı haber sitesinde, konuyla ilgili olarak bir üniversite profesörünün değerlendirilmesine yer verilmiştir. Profesör: “İran’da mevcut hiçbir şehir tamamen doğal afetlerden ya da çevresel risklerden arınmış değil. Görünüşe göre, bilimsel bulgular temel alınarak bugüne kadar önemli bir şehir olmayan bir yer seçilmeli ve İran’ın yeni başkenti orada inşa edilmelidir” ifadelerini kullanmıştır.
Yeni başkentin neresi olacağına yönelik tartışmalar ise, daha önce başkent olmuş büyük şehirler; İsfahan, Tebriz, Meşhed ve Şiraz’ın İran’ın gelecekteki başkenti olabilir mi? sorusunu akıllara getirmiştir. Tartışmalara göre bu sorunun cevabı; siyasi, ekonomik, çevresel ve toplumsal etmenlerin çok boyutlu bir analizini gerektirmektedir. Bununla birlikte her biri tarihi öneme sahip bu şehirlerin başkent olarak seçilmelerine engel olan bir dizi zorlukların mevcudiyetine de dikkat çekilmiştir.
Gündeme yönelik bir diğer açıklama da, Uluslararası Deprem Araştırmaları Enstitüsü’nden deprembilimci Mehdi Zare’den geldi: “Mevcut başkent Tahran, aşırı kentleşmeden kaynaklanan ciddi sorunlarla boğuşuyor. 2024 yılı itibarıyla Tahran’ın şehir içi nüfusu yaklaşık 9,8 milyon, metropol nüfusu ise 14 milyonu aşmış durumda. Şehir; trafik yoğunluğu, kirlilik ve yetersiz altyapı sorunlarıyla mücadele ediyor. Şehrin hızlı büyümesi, ulaşım, sağlık hizmetleri ve konut gibi temel ihtiyaçların karşılanma kapasitesini aşıyor. Bu sorunlar etkili çözümler olmadan daha da kötüleşirse, hükümet üzerinde başkenti daha az yoğunluklu ve daha az sorunlu bir bölgeye taşıma baskısı artacaktır. Dağlarla çevrili bir havzada yer alan Tahran, hava kirliliği sorununu daha da ağırlaştırıyor. Ayrıca, iklim değişikliği ve su kaynaklarının kötü yönetimi nedeniyle su kıtlığı, İran genelinde giderek artan bir sorun haline geldi. Çevresel koşullar kötüleşip sağlık krizlerine veya yaşam kalitesinin düşmesine yol açtıkça, başkenti daha uygun çevresel şartlara sahip bir bölgeye taşıma konusunda siyasi irade oluşması gerekiyor.” açıklamalarında bulundu.
Bu bağlamda profesör, İran’ın karşı karşıya olduğu siyasi, ekonomik ve çevresel zorlukların başkenti taşıma kararına nasıl etki edebileceğine yönelik olarak:
“Bölgesel istikrarsızlık ya da güvenlik tehditleri, kilit devlet işlevlerini daha az savunmasız alanlara taşıma gerekliliğini gündeme getirebilir. Yeni başkent, Tahran’a veya diğer büyük şehirlere kıyasla daha güvenli ya da siyasi olarak daha istikrarlı kabul edilen bir yerde inşa edilebilir. İsfahan ve Şiraz gibi şehirler zengin bir kültürel mirasa sahip olsalar da başkent olma vasfı için gereken ekonomik altyapıdan yoksunlar. Ancak, eğer ekonomik politikalar merkeziyetçilikten uzaklaşır ya da Tebriz veya Meşhed gibi bölgelere ciddi yatırımlar yapılırsa, bu şehirler ekonomik önemleri arttıkça başkent adayları olarak öne çıkabilirler.” dedi. Kültürel faktörlerin de dikkate alınması gerektiğini vurgulayan profesör: “İsfahan gibi şehirler, tarihi önemi ve mimari güzellikleriyle tanınsa da modernleşme gereklilikleri bu şehirlerin başkent olarak gelişimine engel teşkil edebilir. Karar süreci, kültürel mirasın korunması ile çağdaş kentsel ihtiyaçların karşılanması arasında etkili bir denge kurmayı gerektiriyor.” ifadelerini kullandı. Son olarak, teknolojik gelişmelerin sürece etkisine dikkat çeken profesör; uzaktan çalışma yetenekleri, gelişmiş bilişim altyapısı ve dijital yönetişim, işlevlerin tek bir fiziksel merkezde toplanma gerekliliğini azalttığını ifade etti.
Gelişmelere yönelik bir diğer eleştiri ise Tahran Şehir Konseyi eski üyesinden geldi. Khabar Online’a verdiği röportajda: “Tahran, 230 yılı aşkın süredir İran’ın başkenti. İran tarihinde genellikle her yeni devlet, başkenti başka bir şehre taşırdı. Ancak Tahran, bu açıdan farklı bir konumda ve üç farklı siyasi rejimde başkent olma özelliğini korudu. Başkentin taşınması, Tahran’ın mevcut sorunlarını çözmeyeceği gibi bunları başka bir bölgede yeniden üretir.” açıklamalarını yaptı.
Strasbourg Üniversitesi’nden kent çalışmaları uzmanı ve Tahran Beşinci Şehir Konseyi’nin eski sözcüsü olan Ali Ata, Mesud Pezeşkiyan’ın başkent yönetimi konusundaki seçim vaatlerini gündem bağlamında değerlendirdi. Ata; Khabar Online’a verdiği röportajda: “Başkenti taşımak hiç de basit bir mesele değil. Tahran’ı çözülmesi mümkün olmayan sorunlarla baş başa bırakır ve yeni bir bölgede başka büyük sorunlar yaratır.” dedi.
Röportajın devamında; Tahran’ın bazı sorunlarının giderek daha ciddi hale gelmesi ve kriz eşiğine ulaşmasının, başkentin taşınmasını sık sık gündeme getirdiğini ve bunun iki temel meseleyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
1-Tahran’ın bir metropol olarak yaşamını sürdürebilmesi. Mevcut başkent statüsü, Tahran’ın kent olarak varlığını tehdit ediyor.
2-Başkent statüsünün getirdiği tehditler ve riskler.
Bu iki boyutun birleşiminin, başkentin transferi konusunun tekrar tekrar tartışılmasına neden olduğunu söyledi.
Ali Ata, “Yeni Hükümet daha mı istekli?” sorusuna verdiği cevapta:
“Başkentin taşınması meselesi, savaş sonrası tüm hükümetlerde zaman zaman gündeme geldi. Ancak Pezeşkiyan’ın yaklaşımı, aceleci bir tavırla dikkat çekiyor. Pezeşkiyan’ın bu önerisi eleştirildiğinde bazı yetkililer bunun ciddiye alınacak bir konu olmadığını iddia etti. Ancak hükümetin aldığı diğer kararlar bu önerinin ciddi şekilde değerlendirildiğini gösteriyor.” Değerlendirmesini yaptı. Mevcut araştırmaların; Tahran’ın sorunlarının çözümünde başkenti taşımayı son çare olarak değerlendirdiğini. Ancak Arif’e verilen görevde direkt olarak başkentin taşınmasının vurgulandığını belirtti.
Röportajın sonunda yaptığı öneride; Hükümetin “başkentin taşınması” gibi uygulanması imkânsız bir projeye odaklanmak yerine, başkent olarak Tahran’ın sorunlarının çözümüne odaklanması gerektiğine dikkat çekmiş ve Başkent Tahran’ın sorunlarının, farklı düzeylerdeki kurumsal, politik ve yönetimsel çatışmalar nedeniyle çözümsüz bırakıldığını ifade etmiştir.
Görünen o ki, başkentin Tahran dışında bir yere taşınması meselesi, şehrin problemleri akut hale geldikçe gündeme gelecek, tartışılacak ama bir daha ki krize kadar ötelenmeye devam edecek, muhtemelen yeni cumhurbaşkanının yönetim dönemi de taşınmayı hayata geçirmeye yetmeyecektir.
Kaynakça:
https://fararu.com/fa/news/802139/ماجرای-تکراری-انتقال-پایتخت-این-بار-چقدر-جدی-بگیریم
https://jahansanatnews.ir/470605-انتقال-پایتخت-چقدر-جدی-است؟/
https://www.alef.ir/news/4030905135.html