Ukrayna- Rusya savaşının yıl dönümünde, Moskova’dan aktaracağım gözlemlerim, savaşın Rusya cephesinden nasıl görünmekte olduğuyla ilgili olacak. Öncelikle, Moskova’da fiili savaş günlük hayatta insanların hayatlarını etkilemiyor; insanlar eğitim, sosyal ve çalışma hayatlarına fiili savaş tehdidi ve korkusu olmadan devam ediyorlar. Savaş ekonomi, ticaret gibi alanlarda insanların yaşamlarını etkileyip gündemde yer tutsa da, temel ihtiyaçların başında gelen emniyet ve güvenlik konusunda olumsuz bir yansıma olduğunu görmüyoruz.
Savaşın Rusya’nın dış ilişkilerinde yansımalarında ise bariz şekilde yaptırımlar ve yaptırımların getirdiği ikamelerle karşılaşıyoruz. Bu noktada siyasi ve ekonomik ilişkiler genelde Asya üzerinden ilerliyor. Bu durumu sosyal alanlarda da gözlemleyebiliyoruz, sosyal alanda karşılaştığımız yabancılar başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinden gelen öğrenciler, akademisyenler, iş adamları oluyor.
Moskova’da iki ana gündem var: Savaş ve Seçim
Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yılını doldurduğu şu günlerde, Moskova’da halihazırda iki ana gündem var; savaş ve seçim. Rusya-Ukrayna savaşının 24 Şubat 2022’de başlamasının ardından savaşın askeri boyutunun yanı sıra topluma yansıyan siyasi ve ekonomik boyutlarına da şahit olduk. Batılı devletler, büyük uluslararası şirketler ve daha birçok kuruluşun Rusya’ya karşı yaptırım kararları aldığını gördük.
Hava sahaları Rus uçuşlarına kapatıldı, bankacılık sistemlerinden Rusya çıkarıldı, ekonomik siyasi, teknolojik yaptırımlar uygulanıldı; spor müsabakalarına, kültürel ve sanatsal faaliyetlere Rusya’dan katılımlar engellendi. Savaşın 2. yıldönümünde AB Konseyi, Rusya'ya yönelik kapsamlı 13. ceza paketini de uygulayacağını duyurdu. Yeni yaptırımlar, Rus savunma teknolojisine ve Rus askeri-endüstriyel kompleksinin insansız hava aracı üretimine yönelik programlara erişimine dair yaptırımlar içeriyor. Hatta Rusya’yla ilişkilerini sürdüren Türk ve Çin bankaları da yaptırım tehdidiyle karşılaşıyor.
Tüm bu yaptırımlar neticesinde, Rusya’nın yaptırımlara alternatif çözüm arayışına girdiği ve ikame üretim için çalışmalar yapıldığı görüldü. Zincir mağazaların ve restoranların Rusya’dan çekilmesinin ardından; Rus şirketleri bu işletmelerin yerini aldı ve faaliyetlerine devam etti. Örneğin; Domino’s pizza Domino Pizza ismini alarak, CocaCola Dobrıy(iyi) Cola ismini alarak yaklaşık aynı kalitede hizmet vermeye devam ettiğini görüyoruz. Rusya askeri teknoloji ve askeri teçhizat anlamındaki ihtiyacını Doğu Asya ülkelerinden gidermeye başladı. Rus bankaları ise uluslararası ödemelerde ve SWIFT sisteminde karşılaştıkları zorluklara alternatif olarak dolar ve euro yerine ruble ve diğer ülkelerin yerel para birimlerini kullanma yoluna gitti. Ancak bu yönteme ek olarak BRICS ülkeleriyle yeni bir finansal ödeme yöntemleri üzerinde çalışmaların uygulanabilirliği medyada tartışılıyor.
Rusya’da sosyal ve kültürel faaliyetlerin önemli bir yere sahip olduğu görülüyor. Bu alanda ise Kazan’da 21 Şubat-3 Mart tarihlerinde “Geleceğin Oyunları” adı altında uluslararası bir spor müsabakası düzenlendi. Yine çeşitli uluslararası etkinliklerin de düzenlendiğini görüyoruz.
Savaşın en temel etkilerinden birinin de siyasi ilişkiler ve dış politika alanında olduğu görülüyor. AB ile Rusya arasındaki yaptırım temelinde ilerleyen siyasi ilişkiler, gaz alışverişi ve tahıl koridoruyla ara ara farklı boyutlarla da gündeme geldi. Bu noktada siyasi ve ekonomik ilişkilerin genelde Asya üzerinden ilerlediğini görüyoruz. Bu ülkelerin başında Çin geliyor, her iki taraf da başta BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü olmak üzere çeşitli çok taraflı yapılarda iş birlikleri gerçekleştiriyor. Savaşın başlangıcından itibaren özellikle ekonomik alanda Çin, Rusya için önemli bir yere sahip. Keza Rusya Devlet Başkanı Putin de Rusya-Çin iş birliğinin "küresel istikrarın önemli faktörü" olduğunu belirtti ve Pekin ile güvenlik ve ekonomi alanında iş birliğini artıracağını bildirdi. Medyaya yansıyanlar arasında, BRICS’in Başkanlığı’nın Rusya’ya geçmesinin ardından yeni küresel finans sistemi çalışmalarının yapılabileceği beklentisi de var.
Bir diğer önemli ülke olarak karşımıza Türkiye çıkıyor. Türkiye, hem NATO üyesi olup hem de Rusya ile ilişkilerini sürdüren tek batılı aktör olarak tanımlanıyor. Savaşın başlangıcından itibaren Ankara “Arabulucu olmaya hazırız” çağrısında bulundu. Türkiye'nin bu çabaları somut adımlarla desteklendi. Savaş henüz ilk ayını doldurmadan, 11-13 Mart tarihleri arasında taraflar Antalya Diplomasi Forumu'nda bir araya geldi. Ardından 29 Mart'ta, Ukrayna ve Rusya'dan gelen müzakere heyetleri, bu sefer Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde bir araya geldi; ancak görüşmeden somut bir sonuç çıkmadı. Türkiye, başlangıçta BM aracılı tahıl anlaşması yoluyla ve karasularındaki koridor sayesinde Ukrayna'nın deniz yoluyla yapılan ihracatının güvence altına alınmasında çok önemli bir rol oynadı. Avrupa'nın çoğu Rusya ile havacılık bağlantılarını kesmiş olsa da, İstanbul Havalimanı Rusya'nın büyük şehirlerine gidiş-dönüş uçuşlar için önemli bir merkez olmaya devam ediyor. Rusya Devlet Başkanı Putin’in savaşın başından bu yana Türkiye’ye ilk ziyaretini 12 Şubat’ta yapması bekleniyordu ancak ziyaretin Nisan sonuna ya da Mayıs başına ertelendiği bildiriliyor.
Rusya ve İran ilişkilerine baktığımızda, 2023 yılında özellikle askeri ve ekonomik alanda birçok anlaşma imzaladı. Rusya-İran arasındaki 20 yıllık geçerli anlaşma İran’da 18 Ocak 2024’te onaylandı. Rusya ile İran arasındaki yeni anlaşma savunma ve enerji alanında geniş kapsamlı anlaşmaları içeriyor. İran’ın Rusya ile imzaladığı ve onayladığı anlaşmanın 25 yıllık İran-Çin Kapsamlı İş birliği Anlaşmasını tamamladığını da söyleyebiliriz.
Genel olarak, Rusya’nın Asya ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerinin devam ettiğini, ancak küresel finans ağının doğası gereği bazı zorluklarla karşı karşıya kaldığını bilmek gerekiyor.
İkinci gündem ise seçim; 15-17 Mart 2024 tarihleri arasında yapılacak seçimde devlet başkanı Mayıs 2030'a kadar altı yıllığına seçilecek. Devlet başkanı koltuğu için mevcut Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus Parlamentosunun alt kanadı Duma'da yer alan Rusya Liberal Demokrat Partisi (LDPR) Başkanı Leonid Slutskiy, Komünist Parti (KPRF) tarafından aday gösterilen milletvekili Nikolay Haritonov, Yeni İnsanlar Partisi (Novıye Lyudi) Başkan Yardımcısı Vladislav Davankov yarışacak.
16 Şubat günü Rus muhalif Navalny’nin Kuzey Kutup Dairesi'nin yaklaşık 65 km kuzeyinde tutulduğu hapishanede hayatını kaybetmesini de unutmamak gerekiyor. Bütün dünyada birinci sırada haber olarak yer alan Navalny'nin nasıl öldüğüne ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmazken, Rus yetkililer, ölüm nedeninin araştırıldığını açıkladılar.