Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Rusya ve Ukrayna Ortodoks Kiliseleri Çatışması
Ergün YILDIRIM
24 Ağustos 2024 12:57
A-
A+

Bu yazı 24 Ağustos 2024 tarihinde Ergün YILDIRIM'ın Star'da yayınlanan yazısından alıntılanmıştır.

 

Ukrayna ve Rusya arasında devam eden savaşta teolojik bir hamle yaşanıyor. Teo-politiğin önemini yeniden görüyoruz. Ortodoks olan iki ülke arasındaki savaşta, teoloji de savaş siyasetinin önemli bir parçasına dönüşüyor. Ukrayna, Rusya'dan bağımsız ulus devlet olmaya çalışırken geçte olsa ulusal kiliseyi de kuruyor. Batıda Westfalya Anlaşması ile başlayan Ulusal Kilise, Ukrayna'da yeni oluşuyor. 2019 yılında, savaş öncesinde İstanbul Fener Rum Ortodoks Kilisesi patriği Bartholomeos'dan kabul belgesi aldı. Ukrayna, Ortodoks Kilisesi Moskova Ortodoks Kilisesinden bağımsız hale gelmenin ilk adımını atmıştı.

Savaşla beraber bu ayrışma şimdi en üst düzeye çıkıyor. Ukrayna Parlamentosu daha iki gün önce( 20 Ağustos) Moskova Ortodoks Patriğinden ayrılmanın ötesinde adımlar attı. Ukrayna'da Moskova Patriğe bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesini. Hatta kiliseye ait eşyaları satışa çıkarmaya başladı. Paralarını da orduya vereceğini söylüyor.

Cumhurbaşkanı Zelensky, açıkça ulusal bağımsızlığın teolojik bağımsızlıktan geçtiğini ilan ediyor. Fener Rum Patriğin bağımsızlık onayı ve ziyaretini bu açıdan önemsiyor: "Ekümenik Patrik I. Bartholomeos ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ekümenik Patrik Hazretlerinin Ukrayna için ettiği dualar ve ulusumuza verdiği sarsılmaz destek için şükranlarımı ifade ettim...Ayrıca, Ukrayna Kiliseler ve Dini Örgütler Konseyi tarafından desteklenen yeni ruhani bağımsızlık yasasının önemini vurgulayarak bağımsız bir ulusun ruhani olarak da bağımsız olması gerektiğini belirttim. Devletimizin Ukrayna'da Ortodoksluğun güçlendirilmesi ve kiliseler arasında açık diyaloğun teşvik edilmesi yönündeki kararlılığını bir kez daha teyit ettim."

Hem Ukrayna hem de Rusya Fener Rum Patriğini ekümenik kabul ediyor. Dolayısıyla kendi patriklerinin meşruiyeti açısından çok büyük bir önem taşıyor. Bundan dolayı Bartholomeos'un attığı adım önemseniyor. Nitekim bağımsızlık belgesi ve ardından gelen bu gelişmelere karşı Rusya çok sert tepkiler ortaya koydu: Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Ukrayna Parlamentosu'nun kararını sert şekilde eleştirdi: "Buradaki hedef, gerçek Ortodoksluğu kökten yok edip, bunun yerine sahte Ortodoks Kilise yaratmaktır. Bu, Ukrayna'da Ortodoksluğun yok edilmesidir". Hatta bununla da yetinilmedi. Hürriyet gazetesinde Rusya ile yakın çalışan bir uluslararası avukatlık şirketi doğrudan Bartholomeus'a uyarı niteliğinde tam sayfa ilan verdi.

Rusya için Ortodoksluk neden önemli?

Rusya, yeni emperyal vizyonunda teolojiyi çok önemsiyor. Putin, Rusya Federasyonu coğrafyasında Müslüman çevrelerle de ilişkileri önemsiyor. Fakat bundan da öte Ortodoksluk, yeni Rusya emperyal varlığında çok temel bir anlam olmaya başlıyor. Bunu çok etkili bir şekilde Rus filozof Dugin dillendiriyor. Dugin, Rusya'yı "Tanrının halkı" diye vasıflandırıyor. Batı kültür ve değerlerine karşı Ortodoks inancını devreye sokuyor. Aile, gelenek, değerler, cinsel kimlik gibi konularda Batıdan yükselen yeni dalgaya meydan okuyor. Bunun yerine Ortodoksluğa referansta bulunuyor. Bu tutum tesadüfü değil. Çok önemli tarihi ve sosyolojik temellere uzanıyor.

Sovyetler çökünce, Rusya yeniden tarihi varlığına ve onun içinde önemli bir temel olan Ortodoksluğa yöneldi. Tolstoy ve Dostoyevski romanlarında gördüğümüz Rus milli bilinci ve ortodoksluk inancı yeniden canlanıyor ve inşa ediliyor. Sadece Karamozof Kardeşleri anlamak yetiyor bunu görmek için. Alyoşa, bir derviştir. Zosima Dede bir Manastır otoritesi(bizdeki şeyh). Kurtarıcı olan ruh, Alyoşa'nın temsil ettiği ortodokslukta. Rusya, yeniden buraya dönüyor.

Rusya için Ortodoksluğun varlığı ve ruhu, sahip olduğu nükleer silahlardan daha da önemli. Çünkü nükleer füzeler uzun süreli egemenlik sağlayamaz. Ancak teoloji insanların ruhuna dokunur, gündelik hayatlarına girer. Onlara ebediyete uzanan bir anlam sağlar. Devlet de bununla beraber varlığını hayata, insanlara ve ebediyete taşıma iddiasında büyük bir meşruiyet sağlar.