Şirketlerin İktisadi Hayattaki Rolü, Önemi ve Kurumsallaşmanın Potansiyeli

  1. Anasayfa /
  2. Tüm Analizler
  3. /
  4. Analiz
Harun Türker Kara | 15 Nisan 2024
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

İktisadi mekanizmayı anlamaya çalışılırken devlet, hanehalkı, finansal aracılar ve firmalar olmak üzere dört aktör ve bu aktörlerin ülke dışı ile olan ekonomik etkileşimi incelenir.

Ekonomik Döngü Kaynak:  İktisadi Giriş II Ders Kitabı (2020) , Açıköğretim Yayınları, Editör: Bülent Günsoy

Ülkedeki çıktının oluşumunda şirketlerin rolü, mal ve hizmetlerin üretimlerinin şirketler tarafından yapılması ve diğer aktörler tarafından yapılan tüketim harcamalarının genel olarak şirketler ile muhatap olmasıdır. Örneğin tüketiciler mal ve hizmetleri şirketlerden alır, benzer şekilde hükümetler ihale yoluyla yürüttükleri işlerini genel olarak şirketler aracılığıyla gerçekleştirir. Bunların yanı sıra şirketler, mal ve hizmet alır, satar, vergi öder, emek gibi üretim faktörlerine ödemeler yapar ve bu süreçlerde dış alem ile ilişki kurarak ihracat ve ithalat yapar. Doğal olarak bu ilişkiler çok daha karmaşık bir yapıdadır. Şirketlerin önemi, kamu gelirleri açısından da belirgindir. Örneğin, ülkemizin vergi gelirlerinin yaklaşık olarak yüzde yirmilik kısmı direkt olarak şirketler tarafından ödenen kurumlar vergisidir. Bununla beraber, şirketler bankacılık sektörünün en önemli kredi müşterisidir. Bu nedenle, sağlıklı bir finansal sistem için güçlü – borçlarını temerrüde düşmeden ödeyebilen- şirketler oldukça önemlidir.

Peki ekonominin can damarlarından olan şirketler nasıl yönetilmektedir?  Öncelikle, şirketlerin çok katmanlı yapısına bir mercek tutalım. Şirketler, kendi içlerinde, birbirleri arasında ve daha uzak çevreleri ile sürekli bir ilişki içerisindedir. Yönetsel açıdan şirketlerin iç sorunları olarak görülen çalışan bağlılığı, iş tatmini, örgütsel vatandaşlık gibi pek çok konu önem taşımaktadır. Günümüzde şirket- şirket ilişkisinin artık maaşın ötesinde karşılıklı katkı sağlamak ile bütünleştiği bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin iş birliği ve rekabet ilişkileri hem yasal hem de ekonomik açıdan sürekli takip edilmektedir.

Kritik konumları oldukça belirgin olan şirketlerin nasıl en iyi şekilde yönetileceği ve başarılı olabileceği sürekli yeni cevaplar bulunan klasik – hiç eskimeyen- bir soru… Kökeni M.Ö. 5000’li yıllara kadar uzanan bu soruya bilimsel yönetim ilkeleri, amaçlarına göre yönetim gibi pek çok yöntemle cevap vermeye çalışılmıştır. Bu cevabı günümüzde küresel ölçekte şirketlerin büyük çoğunluğunun aileye dayanması ve ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde aile dinamikleri nedeniyle şirketlerinin uzun ömürlü olmaması “kurumsal” bir yönetim anlayışına geçiş arayışı şekillendirmektedir. Özetle, aile işletmeleri gibi şirketlerin bir kurallar bütünüyle yönetilmesi ve “iyi yönetim” olanağı bulması şirketlerin gelişimine ve ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır.

İyi yönetim nasıl olur sorusuna cevap arayan küresel kuruluşlardan OECD, ülkemizde de SPK tarafından uygulama zemini oluşturulan “Kurumsal Yönetim İlkeleri” ile yanıtlamaya çalışmıştır. Kurumsal yönetim; yönetimi sorumluluk, şeffaflık, adillik ve hesap verebilirlik prensipleri ile kamuoyu ve pay sahipleri dahil her türlü menfaat sahibinin finansal ve finansal olmayan hak ve faydalarının korunması olarak tanımlanabilir. Geniş bir perspektif taşıyan kurumsal yönetim, uygulama ilkeleri sürekli yenilenerek şirketlere rehber olmaktadır. Dinamik yapısı ve yaygın uygulama alanı bu ilkeleri önemli kılmaktadır.

Kurumsal yönetim ilkelerinin dinamik yapısı pek çok örnek ile açıklanabilir. Bu ilkeler güncel gelişmelere oldukça duyarlıdır. Örneğin, son yıllarda uluslararası pek çok kurumun gündeminde yer alan iklim kaynaklı sorunlar kurumsal yönetim ilkelerine de yansımıştır. Bu kapsamda 2023 yılında Kurumsal Yönetim ilkelerine “Sürdürülebilirlik ve Dayanıklılık” bölümü eklenmiştir.

Ülkemizde ise kurumsal yönetimin yürütücüsü ise SPK’dır. Halka açık şirketler için SPK, kurumsal yönetim ilkelerinin yürütülmesi için kurallar yayınlamakta ve uygulanmasını takip etmektedir. Şirketler için kurumsal yönetim ilkelerine uyum değerlendirmesi yapılmakta ve Borsa İstanbul’da Kurumsal Yönetim Endeksi işlem görmektedir.

Tüm şirketler için örnek alınabilecek yönetim ilkeleri olarak kabul edilebilecek kurumsal yönetim konusunda ülkemizin karnesine biraz daha yakından bakarsak ilginç bir sonucu görürüz. Ülkemizde kurumsal yönetime ilişkin en az uyulan kurallar yönetim kurullarına ilişkin kurallardır.[i] Kurumsal yönetime uyum çeşitli açılardan incelediğinde toplam uyum sağlanamayan madde yüzdesi, yüzde 15 civarında iken; yönetim kurulları açısından uyulmayan madde yüzdesi bu oranın iki katı düzeyindedir. Bu ilginç sonuç yönetim işlevinin ana sahiplenicileri olan yönetim kurulu üyelerinin kurumsal yönetimi uygulama idaresini sorgulanır hale getirmektedir.

Kurumsal yönetim ile sağlanabilecek potansiyelin ortaya çıkması iyi yönetim ve iyi yöneticilerin varlığı ile mümkün olur…

Şirketlerin kendi içlerindeki bağlılık ve vatandaşlık kaynaklı sorunlar, verimlilik ve endüstriyel rekabet konulu sorunlar ile hukuki uyum ve teknolojik gelişmeler kaynaklı baskılar, kurumsal yönetim ile çözülebilir gibi durmaktadır. Bu gelişmeler şirketlerin iktisadi sistemdeki önemi ve katma değere daha yüksek katkı vermesi için mercek altında tutulması gereken konulardır. Bu noktada iktisadi analizler, daha uygulamaya yönelik bir zemine oturacaktır.

 

[i] Şahinoğlu, Ö. Ş., & Arslan, A. (2024). Kurumsal Yönetimden Kaçınma. Muhasebe ve Denetime Bakış, 23(71), 217-232. https://doi.org/10.55322/mdbakis.1335514

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA