Prof. Dr. Abdusamat HAYDAROV
*Taşkent Doğu Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Miramanoviç Mirziyoyev'in başlattığı Trans-Afgan demiryolu projesi, şüphesiz sadece Orta ve Güney Asya ülkelerinin yanı sıra diğer devletlerin de dikkatini çekmiştir. Bu proje, 40 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan Afganistan'daki silahlı çatışmanın çözümüne yönelik tüm dünya toplumunun gerçek çıkarıyla açıklanmaktadır.
Modern Orta Asya ile Güney Asya arasındaki bağların kökleri derin bir tarihe dayanmaktadır. M.Ö. II. yüzyılda eski Çin ve Hindistan'da gün yüzüne çıkan Büyük İpek Yolu üzerinde kervan yolları modern Orta Asya, Güney Kafkasya, Türkiye topraklarını geçerek Avrasya kıtasının batısındaki Atlantik Okyanusu kıyılarına ulaştı. Aslında modern küreselleşmenin prototipi olan Avrupa ve Doğu medeniyetleri arasında uluslararası ticaret ve kültürel alışveriş ilk olarak bu yollar boyunca gerçekleşti.
Orta ve Güney Asya bölgelerinin birbirine olan bu bağlılığı, Rus ve İngiliz imparatorlukları arasındaki "Büyük Oyun" tarafından bozulana kadar yani 19. yüzyıla kadar devam etti. Bu çatışma sırasında Rusya, modern Orta Asya topraklarına boyun eğdirdi, Hindistan Büyük Britanya'nın yanında kaldı ve Afganistan, iki imparatorluğun mülkleri arasında bir tampon devlet haline geldi.
Orta Asya bölgesi devletlerinin 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle Orta ve Güney Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerde yeni fırsatlar açıldı. Bunu takiben iki komşu bölgenin devletleri arasında diplomatik ilişkiler kuruldu, en üst düzeyde temaslar başlatıldı. Bununla birlikte, Orta Asya'dan Güney Asya'ya doğrudan kara erişiminin olmaması ve Afganistan'da uzun yıllar süren silahlı çatışmalar, iş birliğinin kapsamını sınırlayan ana faktörlerdi.
Afganistan'da devam eden uzun vadeli savaş, ülkenin bir zamanlar barışçıl görünümünü değiştirdi ve bu, uzun bir süre Orta ve Güney Asya'nın geniş bölgesinin devletlerinin güvenliğine yönelik ana tehditlerin yuvası olarak kabul edildi. Bu istikrarsızlık yatağı, iki komşu bölgenin devletleri arasında tam teşekküllü iş birliğinin kurulmasının önünde aşılmaz bir engel gibi görünüyordu.
Mevcut durum, Orta Asya devletlerinin izolasyonunu ve deniz iletişiminden yalıtılmışlığını, kısıtlanmış sosyo-ekonomik gelişimini ve dünya ekonomisine ve uluslararası ilişkilere tam anlamıyla entegrasyonu yolundaki engelleri açıkça yansıtıyordu.
Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şevket Miramanoviç Mirziyoyev’in, bölge ülkeleriyle ilişkileri düzeltmek, iş birliğini ve karşılıklı ilişkiyi genişletmeyi amaçlayan yeni girişimleri, Özbekistan Cumhuriyeti'nin dış politika önceliklerinin temelini oluşturdu. Kısa sürede Taşkent'in dış politikasında Afganistan konusunda bir değişiklik oldu. Bugün Özbekistan, Afganistan'ı sadece bölge güvenliği için bir tehdit olarak değil, belki önemli bir ortak ve komşu olarak görüyor.
Eylül 2017'de, Özbekistan Devlet Başkanı, "Özbekistan Afganistan'ın ekonomik kalkınmasına, ulaşım ve enerji altyapısının geliştirilmesine ve ulusal personelin eğitimine uygulanabilir bir katkı yapıyor ve yapmaya devam edecek" demişti. İkili ilişkilerin geliştirilmesinde önemli bir olan bir diğer dönüm noktası, Aralık 2017'de Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin Özbekistan'a yaptığı ziyaretti. Kısa sürede Afgan Hükümeti ile ilişkilerin seviyesini önemli ölçüde yükseltmek ve ikili ticaret hacmini önemli ölçüde artırmak mümkün oldu.
12 Kasım 2020'de kabul edilen Afganistan İslam Cumhuriyeti ile Ekonomik İşbirliğini Daha Fazla Genişletme ve Güçlendirme Tedbirlerine İlişkin Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın Kararı da Afganistan ile ikili ticareti 2023 yılına kadar 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Mart 2018'de düzenlenen Taşkent Afganistan Konferansı'nın amacı, bu ülkede barışı sağlamaya yönelikti. Konferansın sonunda kabul edilen deklarasyon, Taşkent'in Afgan çatışmasının çözümüne yönelik yeni yaklaşımını yansıtıyor. Bu çağrı, 9 Aralık 2019 tarihinde İstanbul'da düzenlenen 31 ülke ve 12 uluslararası kuruluştan heyetin katılımıyla gerçekleştirilen Sekizinci Bakanlar Konferansı "Asya'nın Kalbi- İstanbul Süreci’nde desteklenmiştir. Etkinliğin açılış töreninde konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan'a uluslararası yardımın sürdürülmesinin önemine dikkat çekmiştir.
Şu anda, ulaşım altyapısının geliştirilmesi ve Afganistan'a yapılan yardımın genişletilmesi bağlamında, Trans-Afgan koridorunun aktif bir tartışması devam etmektedir. 2 Aralık 2020'de Özbekistan basınının bildirdiği gibi, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Ghani arasındaki anlaşma uyarınca, her iki ülke de bu projeyi desteklemek için önde gelen ülkelere ve uluslararası finans kuruluşlarına ortak bir çağrı gönderecek. 2020'nin son gününde, Özbekistan'ın bu proje için finansman sağlama çabaları ve Özbekistan ve Afganistan başkanlarının ortak çağrısı Pakistan Başbakanı İmran Khan tarafından desteklenmiştir.
Tam olarak iki ay sonra, 2 Şubat 2021'de Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Afganistan ve Pakistan delegasyonlarını kabul etti. Her iki toplantıda da, üç ülkenin -Özbekistan, Afganistan ve Pakistan- Taşkent'te düzenlenen ve büyük ölçekli bir projenin inşasını tartışan ilk çalışma grubunun sonuçları hakkında yüksek bir değerlendirme yapıldı.
Trans-Afgan koridorunun inşası, demiryolu taşıtları için bakım ve onarım istasyonlarının ve demiryolunun kendisinin açılmasını gerektirecek. Bu otoyola hizmet verecek milli personelin yetiştirilmesine yönelik merkezler oluşturulacaktır. Binlerce yeni iş yerlerinin ortaya çıkması, silahlı muhalefetin yaratıcı süreçlere katılımına ve barışçıl hayata dönüşüne katkıda bulunacaktır.
Özbekistan’ın modern girişimleri, cumhuriyetin dış politikasının açıklığını ortaya koyuyor ve bölgelerimizin tarihsel birbirine bağlılığını yeniden sağlamayı amaçlıyor. Özbekistan tarafından başlatılan Trans-Afgan projesinin uygulanması, Afgan ekonomisinin canlanması için güçlü bir itici güç olabilir.
Bir dizi yabancı uzmana göre dünya ekonomik kalkınma merkezinin Batı'dan Güney ve Güneydoğu Asya ülkelerine kaymakta olduğu düşünüldüğünde, Trans-Afgan koridorunun inşası; Güney ve Güneydoğu Asya'nın hızla büyüyen pazarlarının ve ekonomilerinin kapılarının anahtarı olması beklenebilir.
Yazının Özbekçe versiyonuna erişmek için tıklayınız
Yazının Ruşça versiyonuna erişmek için tıklayınız.