Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Yerel Seçimlerde Geçmiş ve Bugünün Mukayesesi
HİLMİ DAŞDEMİR*
08 Mayıs 2024 17:45
A-
A+

31 Mart 2024 seçimleri yeni bir dönemin başlangıcı oldu. 3 Kasım 2002’den beri tüm seçimlerde açık ara birinci olan AK Parti ilk kez bir seçimde birinci olamadı. Seçimde birinciliği seçmenin ‘’Asla oy vermem’’ dediği partilerden hep birinci sırada yer alan CHP ele geçirdi.

CHP’nin 14 Mayıs seçimlerinden tabanındaki ve kamuoyundaki oluşturdukları algı ve beklentilere rağmen seçim mağlubiyeti ile çıkması neticesinde Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğunu kaybetmişti. Yeni dönemde CHP Genel Başkanlığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın desteği ile Özgür Özel kazanmıştı.

Özel’in yeni genel başkan olarak on üç yıl genel başkanlık yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha önce aday yaptığı belediye başkanlarını ve parti örgütlerindeki görevlileri tasfiye etmesi bir huzursuzluğa da sebep olmuştu.

Yerel seçimlere giderken, CHP belki de tarihinde hiç olmadığı şekilde bir karmaşa içerisinde idi. Bir taraftan seçimlerde Cumhurbaşkanı olarak Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçileceği ve meclis çoğunluğunu elde edeceklerine dair anketler ve yapılan yalan haberlerle ciddi bir dezenformasyon yapmışlardı. Oluşturulan bu algı karşılık bulmayınca hem kamuoyunda hem de parti örgütlerinde ciddi bir moral bozukluğu olmuştu.

Tüm bunlara bir de aday tespit süreçlerinde yaşanan sıkıntılar eklendi. İzmir, Muğla, Hatay gibi birçok yerde aday belirleme süreçleri ciddi bir tartışmaya sebep oldu. Aday tesitlerinin para karşılığı yapıldığına ilişkin dedikodular CHP’liler tarafından kamuoyu önünde konuşuldu. Gerçi, bu para ilişkileri daha önce kurultaylar sürecinde de konuşulmuştu.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi İYİ Parti Millet İttifakı’na devam etmeyeceğini açıkladı. Ama daha önce ciddi anlamda CHP ile birlikte yol yürüdükleri için seçimlerde tabanının yüzde 90’ı CHP adaylarına oy verdi. Özellikle Ordu dışındaki büyükşehirlerde bu durum çok net olarak görüldü.

AK Parti açısından bakacak olursak; AK Parti Hükümeti 2017’den beri döviz artışından mütevellit fiyat artışlarından olumsuz etkileniyordu. 2018 seçimlerinde de ekonomik sıkıntılar olmasına rağmen seçmen ‘milli beka’ sebebiyle seçimlerde Cumhur İttifakı’nı tercih etmişti. Ancak, 2019 seçimlerine giderken ekonomik sıkıntılar devam ediyordu. Cumhur İttifakı’nın ‘milli beka’ vurgusu yerel seçimlerde tutmadı. Cumhur İttifakı seçmeni belediye meclislerinde kendi partilerine oy verirken belediye başkanlığı seçimlerinde CHP’yi tercih etti. Bu oy tercihlerinde Ankara’da Ankara ile hikayesi olmayan birinin aday gösterilmesini, İstanbul’da da teşkilatların hemen seçim öncesi değişimini ve sandıklara hâkim olunmaması da eklenince sonuç CHP lehine çıktı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi İstanbul seçimleri AK Parti’nin itirazları üzerine iptal edildi. İptal sonrasında AK Parti seçmenini ikna edecek ‘deliller’ sunamadı ve fark açıldı.

AK Parti, MHP ile girdiği ‘Cumhur İttifakı’ rahatlığı ile seçimlere girmişti Aday belirleme süreçlerinde de ‘’iki partinin toplam oyu ile seçimi rahat kazanırım.’’ yaklaşımı içerisinde oldu. Bu yaklaşım da AK Parti ve MHP için büyük kayıplara sebep oldu.

AK Parti, büyükşehir olarak Ankara ve İstanbul’u kaybetti. MHP ise Mersin ve Adana’yı kaybetti. Her iki partinin kaybettiği iki büyükşehir tekrar kazanılamadığı gibi ilçelerini de büyük oranda kaybettiler.

Üstelik AK Parti yerel seçimlere giderken 14 – 28 Mayıs 2023 Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki aldığı sonuçlarla psikolojik üstünlükle seçimlere gitti. Ancak, özellikle memurlara ve asgari ücretlilere yapılan zammın emeklilere yapılmaması seçmeninin büyük bir kitlesi emekli olan emeklileri kaybetti. Yine AK Parti tabanının önemli bir bölümünü oluşturan tarım kesiminin desteklemelerinin zamanında yapılmaması da çiftçilerin de tepkisine yol açtı.

AK Parti’nin tek yapması gereken ücretlerde adaleti sağlamak adına özellikle emeklilerin taleplerini karşılamak, fahiş fiyatlara karşı önlem almak, doğru adayları belirlemek ve iyi bir seçim kampanyası yapmaktı.

AK Parti ve MHP, seçimlere giderken bunların hiçbirini yapamadı. Kendi tabanlarının ‘’asla oy vermem’’ denilen CHP’ye oy verilmesi önündeki ‘psikolojik eşiğin’ aşılması sağlandı.

Bu sürecin önümüzdeki döneme etkilerini göreceğiz. Ancak, 2014, 2019 ve 2024’teki yerel seçimlerdeki değişime gelin bir bakalım.

2014 haritasına göre AK Parti toplamda 48 il, CHP 14 il, HDP 10 il, MHP 8 il, Bağımsız ise 1 il kazandı. Belediye başkanlığı oylarında ise yüzde 43,1, belediye meclisi ve il genel meclisi oy toplamı ise yüzde 42,9 olmuş. CHP, belediye başkanlığında yüzde 26,4, il genel meclisi ve belediye meclisinde 26,3 oy almış. MHP ise 17,7 belediye başkanlığında, belediye ve il genel meclisinde yüzde 17,8 oy almıştı. HDP ve türevleri ise 2014’te yüzde 4,8 belediyelerde, yüzde 6,3 ise belediye ve il genel meclislerinde oy almışlar.

2019 haritasına bakacak olursak; AK Parti 39 belediye, CHP 21 belediye, MHP 11 belediye, HDP 8 belediye, bağımsız 1 belediye ve Tunceli’de TKP de 1 belediye kazanıyor. İttifakla girilmiş ilk yerel seçimler olmasına rağmen İYİ Parti hiçbir ilde belediye seçimi kazanamıyor.

Oy oranlarına da bakacak olursak; AK Parti, 44,3, CHP 30,1, MHP 7,3, İYİ Parti 7,5, HDP ise yüzde 4,2 oy alıyor. Belediye ve il genel meclisine bakacak olursak da AK Parti yüzde 42,7, CHP yüzde 28,6, MHP 8,1, İYİ Parti yüzde 7,3, HDP 5,8 oy alıyor.

AK Parti ve MHP Cumhur İttifakı olarak belediyelerde toplamda yüzde 51,6 oy alırken, belediye ve il genel meclislerinde yüzde 50,8 oy alarak her şekilde tekrar seçmenden ‘güvenoyu’ almış oluyordu. CHP belediyelerde yüzde 30,1, belediye meclislerinde ve il genel meclislerinde yüzde 28,6 oy alırken, İYİ Parti belediyelerden yüzde 7,5 belediye meclis ve il genel meclislerinden ise yüzde 7,3 oy almıştı. HDP de belediyelerden yüzde 4,2, belediye ve il genel meclislerinden ise yüzde 5,8 oy almıştı.

Burada CHP’nin belediye oyları ve belediye meclis oylarındaki farka dikkatinizi çekmek isterim. Belediyelerden yüzde 30,1 oy alırken, belediye meclislerinden yüzde 28,6 oy alıyor. Bu fark 2014’e göre her iki tarafta artışı gösterirken belediyelerde Cumhur İttifakı’nın yanlış adaylar belirlemesiyle rakip partisi olan CHP’ye oy verenlerin belediye meclislerinde oy vermiyorlar.

2024 haritasına bakacak olursak; CHP 35 il belediyesi kazanarak birinci olurken, AK Parti 24 il, DEM 8 il, MHP 8 il, YRP 2 il, İYİ Parti 1 il ve 1 il de Büyük Birlik Partisi kazanıyor.

Oy oranlarında da CHP öne geçiyor ve belediyelerde yüzde 37,8 oy alırken AK Parti yüzde 35,5 oy alıyor. Belediye meclislerinde de CHP 34,5 ile birinci olurken AK Parti 32,4 oy alıyor. Yani AK Parti belediye ve il genel meclislerinde de ikinciliğe düşmüş oluyor.

2019’da ekonomik sıkıntılar ve adayların yanlış belirlenmesi sebebiyle AK Parti’ye ‘ders’ veren seçmen 2024’te daha ağır bir ders veriyor. 2019’da futbol tabiriyle ilk gösterilen sarı kartı, 2024’te ikinci bir sarı kart izliyor. Henüz, kırmızı kart için süre var. Ama asıl mesele bu derslerden doğru mesajları ve dersleri AK Parti hükümeti çıkaracak mı?

 

 

Diğer taraftan yerel seçim haritası 1984’te ANAVATAN Partisi’nin sonuçlarının 1989’daki Türkiye haritası üzerindeki değişimi ile mukayese ediliyor.

ANAVATAN Partisi 1984’te 67 il belediyesinin 55’ini kazanırken 1989’da bu sayı sadece 3’e düşüyor. Oy oranı ise yüzde 43’ten yüzde 24’e düşüyor.

AK Parti’de bu kadar ağır bir düşüş yok. Her geçen gün zorlaşmakla birlikte bir AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın hala toparlama ihtimali var.

Bunun için ekonomiyi düzletmek başta olmakla birlikte, ücret adaletini sağlamak hemen arkasından geliyor. Bir de kendi menfaatlerini ülke ve parti menfaatlerinden önde tutan karar verici ve yöneticilerin yerine önceliği Türk Milleti ve devleti olanların etkin görevlere getirilmesi elzemdir.

 

 

*OPTİMAR Başkanı