Somali'de bir görevim söz konusu olmadı ancak yaşadığım Afrika ülkelerinde Somali diasporası ile temaslarım çok oldu. Somali Afrika Boynuzu dediğimiz yerde yer alan çok önemli bir toprak parçası. Stratejik önemi büyük olan bir yer. Dünyada 350 milyar dolarlık bir enerjinin önünden geçtiği bir kara parçasının bulunduğu bir yer. Burası geçmişte Osmanlı’nın idaresinde olduğu zamanlarda son derece büyük bir devlet konumundaydı. Kenya sınırından Habeşistan’a kadar, şu andaki Cibuti ve Habeşistan’ın da dahil olduğu Ogaden’in de içinde yer aldığı büyük bir devletti.
Sömürgeci Devletler Afrika’yı Parçaladı
Sömürgeci devletler buraları parçaladı. Bir kısmı Habeşistan’a gitti. Fransızlar Cibuti çevresine yerleşti. İtalyanlar, Kenya taraflarında Güney Sahillerine yerleşti. İngilizler de Aden Körfezi'nin kıyısında bulunan bugün Somaliland olarak bildiğimiz yere yerleştiler. Yani parçala ve yönet yöntemini burada gayet güzel uyguladılar.
Türkiye ile Yapılan Güvenlik Anlaşmasını Somali Halkı ve Devleti Güçlü Bir Şekilde Destekliyor
Türkiye’nin Somali'yle yapmış olduğu en son savunma ve ekonomik işbirliği anlaşması çok önemlidir. Somali'nin sahibi olduğu ama sahiplenemediği o zengin denizaltı ve petrol yataklarından tutun balık servetine kadar tekrar yararlanması için ve bunu kendi halkına refah sunmasına yönelik altyapı oluşturacak bir anlaşmadır. Yani sadece savunma değil ayrıca ekonomik işbirliği anlaşmasıdır. Somali Başbakanı ‘Şimdiye kadar yapmış olduğumuz en faydalı ve en önemli anlaşmadır.’ diye takdim etmiştir. Bu anlaşma bütün Somali Parlamentosu tarafından da büyük çoğunlukla kabul edildi. Somali halkı tarafından da kabul edilmiş ve memnuniyetle karşılanmış olan bir anlaşmadır. Türkiye orada hem sivil alanda hem resmi alanda kabul gören bir ülkedir.
Somali halkı dünyada unutulmuş bir millet ve devlet olduğunu düşünüyordu. Sayın Cumhurbaşkanımızın 2011 yılında Somali’yi ziyaret etmesi, hiç kimsenin girmeye cesaret edemediği caddelere girmiş olması, oradaki çocukların başını okşaması ve kucağına alması Somali halkını çok etkilemiştir. Somali halkı tekrardan insan olduğunu ve bir devlet olduğunu hatırlamıştır. Ardından İstanbul Belediyesi ve değişik kurumlarımız Somali'yi tekrardan güzel bir ülke haline getirmek için çabalamışlardır. Orada hastane kurma, onların acil ihtiyaçlarını sağlama yönünde yaptıkları hizmetler vardır.
Türkiye'nin diğer Batı ülkelerinden farkı gittiği yerde kazan-kazandır politikası uygulamasıdır. Türkiye’nin gittiği yerlere barış götürmesi önemlidir. Bu anlaşmayla da Somali'nin toprak bütünlüğünün bir yerde de teminatı olabilecek bir altyapıyı oluşturmuştur. Ülkemiz 2012 yılında TURKSOM ile orada en büyük kışlasını ve en büyük üssünü açtı. Orada Somali'nin kara kuvvetlerini eğitti. Eş-Şebab ve oradaki başı bozuk gruplarla mücadelede devletin otoritesi ve toplum güvenliği sağlanmıştır. Bunun alt yapısı olan kara unsurlarını ülkemiz düzenlemiştir. Somali benzer anlaşmaları başka bazı ülkelerle de yaptı. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri'yle, Eritre ve Amerika Birleşik Devletleri ile de yaptılar. Bizim dışımızda da diğer askeri anlaşmaları vardır. Ancak Somali hükümeti bu anlaşmaları meclislerine getiremedi.
Etiyopya Somali İlişkileri
Türkiye'nin Etiyopya'yla da ilişkileri iyi durumdadır. Etiyopya her ne kadar Somaliland'la bir anlaşma yaptıysa da Somaliland’i bağımsız bir devlet olarak tanıma konusunda herhangi bir açık resmi bir beyanda bulunmadı. Yani bir devlet olarak o toprakların sahibi olan Somali devleti Etiyopya'yla uluslararası hukuk ve ikili ilişkiler çerçevesinde böyle imkanı her halükarda sağlayabilecek durumdadır. Yani kazan-kazan politikasıyla her ülkenin de menfaatine olabilecek (Etiyopya’nın denize çıkışını sağlayacak) bir anlaşma da olabilir. Etiyopya belki böyle bir anlaşmayı, Somali Devleti’nin merkezi hükümetinin de kendisine sağlaması yönünde bir araç olarak da kullanmış olabilir.
Türkiye, Somali ile yaptığı güvenlik anlaşması çerçevesinde hem deniz unsurlarını eğitecek hem de Somali donanması güçlenecektir. Bu anlaşma hem Somali için hem de ülkemiz menfaatine olan bir anlaşmadır. Bunları kendileri de son derece memnuniyetle karşılıyorlar.
Bu anlaşma Afrika'nın en ziyade muhtaç olduğu güvenlik ve barış açısından önemli bir anlaşmadır. Nitekim Savunma Bakanı Anadolu Ajansı’na yazmış olduğu makalesinde de bu anlaşmayı Türkiye’nin ‘’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’’ prensibinin Somali'de uygulanması şeklinde de ifade etmiştir.
Gerçekten de böyle bir anlaşma Somali'nin toprak bütünlüğü ve Afrika Boynuzunda eş-Şebab gibi örgütlerin izole edilmesini ve ülkenin selamete erişmesi açısından önemlidir. Ayrıca faydalanamadığı deniz servetlerinden tekrar faydalanacağı anlamına gelmektedir. Türkiye'nin bu karakterdeki Afrika ülkeleriyle ilişkileri kazan kazandır politikasıdır.
Avrupa Ne Kadar Zenginleşirse Afrika O Kadar Fakirleşiyor
Afrika’da herkes ne olduğunu biliyor. Avrupa ne kadar zenginleşirse Afrika da o oranda fakirleşiyor. Afrika'da bazı ülkeler Fransa'yı sınır dışı etmeye başladılar. Yani bu ülkemizin oralarla yaptığı kazan kazandır prensibinin bir yansıması şeklinde. Umarız ki bu anlaşma sonuna kadar devam eder.
Diğer Afrika ülkeleri Somali'yle olan ilişkilerdeki olumlu gelişmeleri görüyorlar ve bunlar da aynı yönde bir eğilimle Türkiye'yle iş birliğine yöneliyorlar. Türkiye'nin bu anlaşmalar ile birlikte giderek Afrika'da daha etkin bir rol almasına vesile olacaktır.
* (E) Büyükelçi Fikret Özer
*EĞİTİM BİLGİLERİ
1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi / İktisat ve Maliye Bölümünden mezun oldu.
*İŞ DENEYİMİ
1978-1979 yılları arasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı- Uzman Yardımcısı olarak görev yaptı.
1982-1984 Yılları arasında Dışişleri Bakanlığı / Personel Dairesi- İdari Memur olarak görev yaptı.
1988-1990/1995-1997 Yılları arasında İdari ve Mali İşler Dairesi –İdari Memur/Uzman pozisyonunda hizmet verdi.
2002-2004 Yılları arasında Konsolosluk Genel Müdürlüğü -Uzman olarak görev yaptı.
2011-2012 Yılları arasında İnsan Kaynakları Dairesi-İkinci Katip/Başkatip olarak bulundu.
*YURTDIŞI GÖREVLERİ
1979 -1982 Yılları arasında Trablus Büyükelçiliği-sözleşmeli Memur olarak hizmet verdi.
1984-1988 Yılları arasında Cidde/Riyad Büyükelçiliği-Ataşe Hizmetinde bulundu.
1990-1995 Yılları arasında Amman Büyükelçiliği -Ataşe hizmetinde bulundu.
1997-2002 Yılları arasında Beyrut Büyükelçiliği- Muavin Konsolos pozisyonuna geçiş yaptı.
2004-2011 Yılları arasında Abu Dhabi Büyükelçiliği – Muavin Konsolos/İkinci Katip oldu.
2012-2013 Yılları arasında Cidde Başkonsolosluğu -Konsolos Vekili oldu.
2017’den günümüze T.C. Katar Büyükelçisi olarak görevini gerçekleştirdi.
Diğer İçerikler