Taliban hareketi, özellikle ABD güçleriyle 20 yıl süren askeri mücadelesi boyunca güçlü bir iç dayanışma sergileyerek, birliğini ve iç bağlarını korumayı başardı. Ancak, Ağustos 2021’de iktidara yeniden gelmesinin ardından, hareket iç bütünlüğünü ve Afganistan’daki hükümet istikrarını tehdit eden çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı.
Bu tehditlerin en önemlilerinden biri, hareket içindeki iki ana kanat arasındaki güç mücadelesidir. Bir tarafta, Taliban lideri Molla Hibatullah Ahundzade’nin yönettiği "Kandahar kanadı", diğer tarafta ise mevcut İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani’nin liderliğindeki "Hakkani Ağı" bulunmaktadır.
Her ne kadar Kandahar kanadı iktidarın büyük bir bölümünde hakimiyet kursa da, her iki taraf arasındaki gerilimler siyasi, toplumsal ve dış politika meselelerinde giderek artmaktadır. Özellikle Batı medyasının ilgisini çeken Hakkani Ağı, Taliban içinde etkisini artırmaya çalışırken, bu güç mücadelesinin Taliban yönetiminin geleceği açısından kritik bir mesele olduğu değerlendirilmektedir.
Taliban Hareketinin İç Yapısı
Taliban, dini ve bölgesel akımların bir karışımını temsil eden bir harekettir. Kandahar kanadı, daha geleneksel ve Deobandi okullarına bağlı liderlerden oluşurken, Hakkani kanadı, 1980’lerde Sovyetler Birliği’ne karşı yürütülen cihad hareketinden köken alan, daha pragmatik ve bölgesel bağlantılara sahip bir yapıdadır.
Kandahar kanadı, Taliban hükümeti içinde siyasi ve idari gücü büyük ölçüde elinde tutmaktadır. Bu kanada bağlı liderler, hükümetin çoğu bakanlığı ve önemli eyalet yönetimlerinde etkili konumdadır.
Öte yandan, Hakkani kanadı güçlü bir askeri nüfuza sahip olmasına rağmen, yönetimde kendisini dışlanmış hissetmektedir. Bununla birlikte, finansman sağlama ve bölgesel destek mekanizmalarını kontrol etme kapasitesine sahiptir.
Taliban Hükümetinde Kandahar Kanadının Hakimiyeti
Taliban yönetimine bakıldığında, Kandahar kanadının üst düzey ve hassas pozisyonlarda yoğun şekilde yer aldığı görülmektedir. Bu liderlerin çoğu, Kandahar, Helmand, Zabul ve Urozgan gibi Kandahar Büyük Bölgesi olarak bilinen yerlerden gelmektedir.
Öne çıkan bazı isimler şunlardır:
Bu liste, Kandahar kanadının Taliban yönetimi içinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu açıkça göstermektedir. Hükümetin kritik pozisyonlarını kontrol eden bu liderler, Taliban içindeki güç dengesini büyük ölçüde Kandahar kanadına kaydırmaktadır.
Taliban hareketi ve geçici hükümeti içinde en etkili iki kanat arasında süregelen çatışmalar, aşağıdaki temel konular etrafında yoğunlaşmaktadır:
Taliban’ın lideri Molla Hibatullah Ahundzade’nin önderliğindeki Kandahar kanadı, yönetimde mutlak bir otoriteye sahip ve Taliban hükümetinin en kritik pozisyonlarını elinde tutmaktadır. Kandahar’dan yönetilen bu otoriter yapı, askeri gücüyle daha büyük bir rol talep eden Hakkani kanadını dışlamaktadır.
Bu konu, Taliban içinde en büyük fikir ayrılıklarından biri olarak öne çıkmaktadır. İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani ve eski Taliban Siyasi Ofisi Başkanı Şir Abbas Stanikzai gibi bazı üst düzey isimler, kızların eğitimine getirilen yasaklara karşı çıkmaktadır. Bu liderler, eğitim kısıtlamalarının Taliban’ın uluslararası itibarına zarar verdiğini ve hükümetin resmi olarak tanınmasını engellediğini savunmaktadır.
Hakkani kanadı, Taliban hükümetine ekonomik ve siyasi destek sağlamak için bölgesel ve küresel aktörlerle ilişkileri geliştirmeyi savunurken, Kandahar kanadı daha katı bir tutum sergileyerek herhangi bir taviz vermeyi reddetmektedir. Bu durum, özellikle Batı ile ilişkiler konusunda Taliban içinde ciddi bir gerilim yaratmaktadır.
Taliban’ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Katar’daki eski Siyasi Ofis Başkanı Şir Abbas Stanikzai, özellikle kız çocuklarının eğitim yasağına karşı çıkışıyla dikkat çeken isimlerden biri olmuştur. Sert eleştirileri ve açık açıklamaları, Kandahar kanadını rahatsız etmiş ve Stanikzai’nin tutuklanması veya ülkeden çıkışının engellenmesi yönünde talimatlar verildiği iddialarına yol açmıştır.
Bu olay, Taliban içindeki bölünmenin ne kadar derin olduğunu gösterirken, hareket içindeki anlaşmazlıkların gelecekte daha büyük krizlere yol açabileceği yorumlarına neden olmuştur.
İngiliz The Telegraph gazetesi, Taliban lideri Molla Hibatullah Ahundzade ile İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani, Savunma Bakanı Molla Yakub ve Abbas Stanikzai arasında kadınların eğitim ve çalışma hakları konusunda ciddi anlaşmazlıklar yaşandığını bildirmiştir.
Gazete, bu iç bölünmelerin Afganistan’da geniş çaplı bir çatışmaya yol açabileceğini ve Taliban içindeki gerilimin arttığını vurgulamıştır. 16 Şubat’ta yayınlanan bir raporda, Taliban’ın siyasi Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın Afganistan’dan kaçtığı ve İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani’nin birkaç gün süren yurtdışı gezisine çıktığı belirtilmiştir.
Kaynaklara göre, Taliban lideri, hareketin üst düzey yetkililerinin ülke dışına çıkmasını engellemek amacıyla Kabil Havalimanı’na ek birlikler göndermiştir.
Rusya’nın Nezavisimaya Gazeta gazetesi, "Afganistan’daki Darbe Senaryoları: Kim Faydalanacak?" başlıklı makalesinde, Kandahar Grubu ile Kabil Grubu arasındaki iç çatışmaların hükümet bütçesi üzerindeki kontrol mücadelesinden kaynaklandığını öne sürmüştür.
Kabil Grubu, güvenlik birimlerinin bütçesinin artırılmasını talep ederken, Kandahar Grubu bunu reddetmektedir.
Bu mücadele, Kandahar’dan Kabil’e hassas noktalarda kontrolü sağlamak için birliklerin gönderilmesine neden olmuş ve gerilimi daha da artırmıştır.
Afgan medyasına göre, geçici hükümetin Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Stanikzai’ye ait sesli ve görüntülü kayıtlar dolaşıma girdi. Bu kayıtlarda kadınların eğitim almasının İslam’da caiz ve önemli olduğu vurgulanıyor. Stanikzai, “Kadınlara uygulanan bu kısıtlamalar, hareketin bazı üst düzey yetkililerinin kişisel isteklerini yansıtmaktadır.” ifadelerini kullanıyor.
Stanikzai Ülkeyi Terk Etti
Basında çıkan haberlere göre, "Abbas Stanikzai, yetkililer onu tutuklamadan önce Birleşik Arap Emirlikleri’ne kaçtı." Ancak Stanikzai, Afganistan’dan "dinlenmek amacıyla ayrıldığını" iddia etti.
Al Jazeera’ye konuşan ve bir süre önce Kabil’i ziyaret ederek Taliban’ın üst düzey yetkilileriyle görüşen bir kaynak, Taliban İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkani ve Savunma Bakanı Molla Yakub’un kızların eğitim yasağına karşı olduğunu belirtti.
Bu bağlamda, Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, hareketin liderleri arasında bir bölünme olmadığını ancak bazı görüş ayrılıklarının mevcut olduğunu kabul etti. Mücahid, bu farklılıkların doğal olduğunu ve abartılmaması gerektiğini vurguladı.
Al Jazeera’ye özel açıklama yapan ve Taliban’a yakın bir siyasi figür, "Taliban içinde bölünme olduğu doğru değil, ancak iç çatışmaların söylenti olmadığı da bir gerçektir." diyerek, bazı liderler arasında siyasi vizyon, güç paylaşımı ve uluslararası ilişkiler konusunda derin bir rekabet olduğunu belirtti.
Gözlemcilere göre, Taliban’ın rekabet halindeki kanatlara bölünmesi, iç birliğini zayıflatabilir. Hareket içinde farklı siyasi yönelimlere ve önceliklere sahip birçok fraksiyon bulunmaktadır. Eğer bu çatışmalar tırmanırsa, şu senaryolar ortaya çıkabilir:
Saha Komutanlarının İsyanı: Taliban içindeki bazı saha liderleri, artan gerilimler nedeniyle bağımsız hareket ederek diğer gruplarla ittifak kurma ihtimali vardır.
Bölgesel ve Uluslararası Güçlerin Etkisi: İç anlaşmazlıklar, Taliban’ın bölgesel ve uluslararası aktörlerle olan ilişkilerini etkileyecek ve yeni denklemler doğuracaktır.
Yeni Silahlı Grupların Ortaya Çıkması: Taliban içindeki ayrışmalar, IŞİD-Horasan gibi diğer silahlı grupların güçlenmesine zemin hazırlayacaktır.
Afganistan’da Yeni Bir İç Savaş Riski: Taliban içindeki bölünmeler, ülkeyi tekrar iç savaşın eşiğine getirebilme ihtimali de söz konusudur.
İç Gerilimlerin Bölgesel ve Uluslararası Müdahaleyi Tetikleyebileceği Görülüyor
Taliban içindeki farklı gruplar arasındaki rekabet, bölgesel ve uluslararası güçlerin Afganistan’a doğrudan ya da dolaylı şekilde müdahale etmesine zemin hazırlıyor. Bazı ülkeler, kendi jeopolitik çıkarlarını koruma amacıyla belirli bir kanadı desteklemeye yönelterek bu tür müdahaleler, siyasi dengeleri daha da karmaşık hale getirecek ve Taliban’ın uluslararası alanda yalnızlaşmasına neden olacaktır. Bunun sonucu olarak, Afganistan’daki ekonomik ve güvenlik durumu daha da istikrarsızlaşacaktır.
Taliban İçindeki Çatışmalar ve Bölgesel Etkileri
Siyasi analist Amjad Mahmud, Al Jazeera’ye verdiği röportajda, Pakistan’ın Taliban içindeki bazı önemli figürlerle tarihsel olarak güçlü bağlara sahip olduğunu belirtti. Ancak Kandahar kanadının, Molla Hibatullah Ahundzadeh’e yakın liderlerden oluşması, İslamabad’ın Taliban üzerindeki etkisinin azalmasına yol açabilir. Gerilimin tırmanması halinde Pakistan, ekonomik ve güvenlik alanındaki nüfuzunu artırarak Taliban’a baskı yapabilir veya kendisine yakın grupları destekleyebilir.
Mahmud, İran’ın da Taliban içindeki bölünmeleri kendi lehine kullanarak Afganistan’daki nüfuzunu artırmaya çalışacağını ifade etti. Tahran, bazı Taliban gruplarına destek sağlayarak veya Pakistan ve Körfez ülkelerinin etkisini dengelemek için farklı stratejiler geliştirerek siyasi avantaj elde etmeye çalışabilir. İç çatışmalar, İran’a Taliban liderleriyle doğrudan müzakere yürütme fırsatı sunarak Afganistan’daki etkisini artırmasına yardımcı olabilir.
Rusya ve Çin için Afganistan’daki istikrar öncelikli bir meseledir. Ülkenin, Çin ve Orta Asya’ya komşu olması nedeniyle, Moskova ve Pekin radikal grupların yayılmasından duydukları güvenlik endişesiyle hareket etmektedir. Bu nedenle, belirli bir kanadı desteklemek yerine Taliban ile bütün olarak ilişki kurmayı tercih ediyorlar. Ancak süregelen iç çatışmalar, bu ülkelerin Afganistan politikasını yeniden gözden geçirmesine neden olabilir, özellikle güvenlik riskleri ekonomik yatırımları ve sınır güvenliğini tehdit etmeye başlarsa.
Washington ise Taliban içindeki bölünmeleri, daha fazla yaptırım uygulamak veya iç muhalefeti desteklemek için bir fırsat olarak değerlendirebilir. Bu strateji, Taliban’ın yönetim kapasitesini zayıflatmayı ve iç anlaşmazlıkları daha da derinleştirmeyi hedefleyebilir.
Afgan yazarı Muhammed Museb, Taliban’ın birliğini koruması ve ülkeyi istikrara kavuşturması için Molla Hibatullah Ahundzadeh’in politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini savundu. Ona göre, bir anayasanın kabul edilmesi, kadınların eğitim ve çalışma haklarının tanınması ve geçici hükümetin yerine kalıcı bir yönetimin oluşturulması şart. Üç buçuk yıldır devam eden geçici yönetimin artık kalıcı bir yapıya dönüşmesi gerektiğini vurguladı.
Museb, “Eğer Taliban içindeki çatışmalar kontrol altına alınmazsa, 1990’larda mücahit grupları arasındaki bölünmelerin iç savaşa ve iktidar mücadelesine dönüşmesi gibi bir senaryo yeniden yaşanabilir” diyerek endişelerini dile getirdi.
Taliban içindeki çatışmaların devam etmesi, Afganistan'ın geleceğini büyük ölçüde belirleyecektir. Ya hareket, bu gerilimleri yatıştırıp birliğini güçlendirecek ya da bu çatışmalar dış müdahalelere ve siyasi kargaşaya yol açacak, bu da ülkeyi yeniden istikrarsızlık dönemine sürükleyebilir. Şu anda en önemli soru şu: Taliban, bu çatışmaları varoluşsal bir kriz haline gelmeden önce kontrol altına alabilecek mi?
(*) Prof. Dr. Fazl ul Hadi Wazeen Kimdir?
-Üniversite Profesörü, Politikacı, Barış Aktivisti, Yazar ve Medya Aktivisti.
-Barış ve İslami Adalet ekibinden 2019 Başkanlık Seçimleri’nde ilk başkan yardımcılığı görevine aday oldu.
-Uluslararası Müslüman Alimler Birliği Üyesi
-Düşünce ve Medeniyet için Kualalampur Forumu Üyesi
-Uluslararası Aile Enstitüsü Yüksek Danışma Kurulu Üyesi
-Afganistan'daki Kabil Salam Üniversitesi'nde Profesör
-Pakistan Uluslararası İslam Üniversitesi Eski Öğretim Üyesi
-Pakistan Fatima Jinnah Kadın Üniversitesi Eski Öğretim Üyesi
-Afganistan İslam Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı Müfredat Dairesi Eski Kıdemli Danışmanı
-Afganistan İslam Üniversitesi Eski Öğretim Üyesi
-İslam Üniversitesi'nin Bilim ve Teknoloji Alanında Eski Öğretim Görevlisi
-Afganistan Alimleri Yüksek Konseyi Akademik Konsey Üyesi
-Bölgesel ve Stratejik Araştırmalar Merkezi(CSRS) Kabil - Afganistan Akademik Kurul Üyesi
-Suudi Arabistan Alshaqaeq الشقائق Dergisinin Eski Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı
- Farsça, Arapça, İngilizce, Peştuca, Urduca dillerinde konuşup yazıyor ve Türkçe biliyor.
Diğer İçerikler