Antalya Diplomasi Forumu, Münih Güvenlik Konferansı’nın Yerini Alabilir mi?
Bu yazı 09/03/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
*Doç.Dr. Güray ALPAR/SDE Başkanı
“Yeni Güvenlik Mimarisi” ihtiyacı
Güvenlik mimarisi, belirli bir ortamda yer alan gereklilikleri ve potansiyel riskleri ele alan birleşik bir güvenlik tasarımıdır. Son dönemde güvenlik mimarisi yanında, diplomasi alanının da yaşanan değişimlerden etkilenerek bir dönüşüme uğradığı görülüyor. Teknolojik yenilikler yanında, birey ve devlet arasındaki yaşanan değişimler ve rekabetin yarattığı “yeni asimetrik ortam”, birçok alanda kendini iyice hissettiriyor. Böylesi bir ortamda ise uluslararası alanda yaşanan sorunlara çözüm önerileri getirmek ve yeniden kurgulayıp değişimi yönetmek adına, uyumlulaştırma yeteneği gelişmiş diplomasiye ve yeni bir güvenlik mimarisi anlayışına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor. Oysa Münih Güvenlik Konferansında olduğu gibi, daha önceki değerlendirmelerimizde ortaya koyduğumuz, amacı dışına taşan etkinliklerde, giderek daha fazla ölçüde çaresizliğin ortaya konulduğu, çözüme ilişkin en ufak ne bir teklif ne de girişimin ya da görüşün olmadığı, bir anlamda sanki barışın sağlanması değil de sanki özellikle krizlerin çıkması isteniyor gibi bir algının oluşturulduğu ortada.
Asya’nın Münih Güvenlik Konferansı: Shangri-La Diyaloğu
Münih Güvenlik Konferansının bir benzerinin, 2002 yılından bu yana, Singapur’da yapıldığı biliniyor. Hint-Pasifik olarak nitelendirilen, genişletilmiş Asya coğrafyasının strateji görüşmelerinden birisi olarak, 59 farklı ülkeden yaklaşık 600 siyasetçi, diplomat ve araştırmacıları bir araya getiren “Shangri-La Diyaloğu”, Asya’nın Münih Güvenlik Konferansı olarak biliniyor ve adını düzenlendiği hotelden alıyor. Diyalog Forumunun organizatörü dünyanın en etkili 10 düşünce kuruluşu arasında sayılan Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan Uluslararası Strateji Çalışmalar Enstitüsü (IISS). Yönetim kadrosu, Mütevelli Heyeti üyeleri ve finansörleri ile dikkat çeken bu enstitünün, şimdiye kadar direktörleri genellikle; İngiliz, Alman ve Fransız. 2001 yılında düzenlenen 36. Münih Güvenlik Konferansının hemen ertesinde Sir John Chipman tarafından tasarlanan Shangri-La konferansı, sözde Asya-Pasifik bölgesinde barışa yönelik işbirliğini geliştirme amacını taşımasına rağmen, amacının dışında kararlarla kendisini gösteriyor.
Shangri-La Diyalog toplantılarına, hükümet temsilcilerinin (savunma bakanları) yanı sıra politikacılar, diplomatlar, üst düzey askeri yetkililer, akademisyenler, gazeteciler, düşünce kuruluşu analistleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, silah üreticileri, iş dünyasından 200 civarında delege de katılıyor. Her ne kadar Çin gibi Doğu bloğu ülkeleri katılıyor olsa da organizasyonun arkasındaki akıl, tesisindeki amaç ve sonucundaki çıktılar, Batı bloğu ülkelerine ait ve Anglo-Sakson bir çizgide Asya-Pasifik Stratejisinin oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Konferansın önceki yıllardaki konuları ve çıktıları incelendiğinde de bu durum ve bundan sonraki süreçte Hint-Pasifik bölgesinin barış alanı olmaktan ziyade yeni krizlere sahne olacağını tahmin etmek güç olmuyor.
Oysa, güvenlik sadece insanlar için değil, devletler için de en önemli ihtiyaçlardan birisi olma özelliği taşıyor. Güvenliği sağlamak için oluşturulmuş yapılanmaların etkisizleşmesi ise üzerinde düşünülmesi gereken üst düzey sorunlardan birisi. Sorunların çözülmekten ziyade daha da büyütüldüğü böylesi bir ortamda ülkeler ve ihtiyaç sahipleri ister istemez yeni arayışlara yöneliyor. Bu anlamda yeni bir oluşum olarak ortaya çıkan Antalya Diplomasi Forumu, tüm dünyaya oldukça uygun bir seçenek sunuyor ve incelenmeyi hak ediyor.
Antalya Diplomasi Forumu
Antalya Diplomasi Forumu, diplomatlar, politikacılar ve akademisyenler arasında; politika, diplomasi ve ekonomi alanlarında fikir ve görüşlerin paylaşıldığı bir diyalog platformu olarak, 2021 yılından beri icra edilmektedir. Bu bir araya gelişte, özellikle birçok ülkeden liderler, düşünürler, siyasetçiler ve kanaat önderleri ile iş adamları da ortak bir platformda bölgesel ve küresel sorunları ele almakta ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini ortaya koymaktadırlar. Bu çalışmalara gençlerin ve medya temsilcilerinin katılması da bir anlamda önemli. Zaten Antalya, turistik, tarihi ve kültürel özelliklerinin yanında; coğrafi konumu, ulaşım kolaylığı, mükemmel konaklama ve kongre merkezleri ile de her mevsimde bu tür etkinlikler için mükemmel bir yer olma özelliğini taşıyor.
Antalya Diplomasi Forumu: 2021
Antalya’da, 18-20 Haziran 2021 tarihleri arasında, “Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar” adıyla yüz yüze gerçekleştirilen ilk forum, birçok bakımdan farklı bir dönemin başladığına işaret etmesi açısından önemliydi. 11 devlet ya da hükümet başkanı ile 40’tan fazla dışişleri bakanının katılım gösterdiği forum, bir bakıma Afro-Avrasya bölgesinin bir Davos’u olma özelliğini taşıyordu ve bu haliyle de Münih Güvenlik Konferansı ve Doha Forumu (Katar'ın başkenti Doha'da 2003 yılından beri her yıl düzenlenen, dünyanın karşı karşıya olduğu kritik zorlukları tartışmak ve yenilikçi ve eylem odaklı ağlar oluşturmak için politika oluşturma alanındaki liderleri bir araya getirmeyi amaçlayan Forum) gibi kurumsal bir yapıya dönüşmeye adaydı.
Mevcut uluslararası sistemin, “insan” unsurunu inkâr ederek her şeyi “çıkarlar” üzerine oturttuğu bir ortamda, adaletsiz uygulamalar dünyada artan tepkileri de beraberinde getiriyordu. Forumda icra edilen özel oturumlarda ise aşırı akımlar, ayrımcılık, bilgi kirliliği, terör ve göç gibi tematik konular yanında, Afrika; Doğu Akdeniz, Orta Doğu, Asya, Transatlantik ilişkiler de tartışılmıştı. Forumun başarısı ve fikirleri ortaya koyabilme becerisi bir sonraki yıla olumlu yansıyacaktı.
Antalya Diplomasi Forumu: 2022
2021 yılındaki etkinlikte, katılımcıların konusunda uzman kişilerden oluşması ve organizasyonun hatasız bir şekilde icra edilmesi, Türkiye’nin bu tür etkinliklerde kazandığı tecrübeyi ortaya koymuştu. Nitekim, 11-13 Mart 2022 tarihleri arasında, “Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak” başlığıyla ikincisi gerçekleştirilen Antalya Diplomasi Forumu’na ilginin daha da yüksek olduğu görüldü. 17 Devlet ve hükümet başkanının yanında, 80’den fazla bakan ve 40’a yakın uluslararası kuruluşun temsilcisinin bu foruma katılması etkinliğin kısa sürede ulaştığı seviyeyi göstermesi açısından önemliydi.
Bu Forumun dikkati çeken diğer bir noktası ise Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmaların tırmandığı bir dönemde, iki ülke arasında en üst seviyede diplomatik görüşmelere, barışı tesis etme yönünde samimiyetle ev sahibi yapıyor olmasıydı. Antalya Diplomasi Formunda Türkiye’nin gayretleriyle, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba, savaşın başından beri ilk defa aynı masa etrafında buluştu ve bu buluşma daha sonraki dönemde, tahıl sevkiyatı gibi girişimlerle devam ederek tüm dünyayı etkileyebilecek gıda krizlerini de bir anlamda önledi. Bu anlamda barışı sağlama adına diyalog kanallarının açık tutulmasının da ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Bu durum, 2021 ve 2022 yıllarında düzenlenen Münih Güvenlik Konferansına, Rusya’nın davet edilmediği ve yine bu konferansta, Avrupa’nın güvenliğini de birçok bakımdan etkileyen ve etkileyecek olan başta Suriye’deki savaş olmak üzere birçok sorunun gündeme dahi getirilmediği göz önüne alınırsa, daha bir anlam kazanacaktır.
2022 yılındaki etkinlik için seçilen konular ve düzenlenen toplantılar da insani ihtiyaçlara uygundu. Bu kapsamda; kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme, küresel sağlıkta eşitlik, farklılıklar arasında köprü kurmak, demokratik yönetişim ve güvenlik, dayanışmayı güçlendirmek, yeni gerçeklerle başa çıkmak, diplomasiyi yeniden kodlamak, barışa ve refaha giden küresel yollar, Balkanlarda uzlaşmacı diyalog, düzensiz göçe bütüncül yaklaşım, enerji güvenliği, iklim değişikliği, ırkçılıkla mücadele, Avrupa’da güvenliği gözden geçirmek ve Afrika’da kalkınma vizyonu gibi panel ve tartışma konuları gerçek ihtiyaçları gündeme getirmesi bakımından önemliydi. Böylece dünyanın birçok yerinden katılımcılar ile gerçek insani sorunlara ışık tutulması ve çözüm önerilerinin ortaya konulması ve işbirliği hedeflenmişti.
Antalya Diplomasi Forumu: 2023
Antalya Diplomasi Forumu’nun kısa sürede küresel ve bölgesel merkezli sorunların kapsamlı bir şekilde ele alındığı bir barış platformu haline geldiği görülmektedir. Bu yıl 10-12 Mart 2023 tarihlerinde, “Barış ve Düzen İçin Etkin Diplomasi” ana temasıyla gerçekleştirilmesi öngörülen etkinlik, Türkiye’de yaşanan deprem felaketi nedeniyle yılın son çeyreğine ertelendi. Ancak öyle gözüküyor ki, yeni dönemde Türkiye diplomasi dünyası için bir merkez ülke konumunda olacak. Yeni bir ortak anlayışa, dönüşüme ve insanı ve adaleti esas alan gerçekçi bakış açılarının ortaya konulmasına ihtiyaç olduğu açık. Bu bakımdan yeni döneme herkesin hazır olması artık bir tercih değil, zorunluluk.
Yeni dönem için yeni bir anlayışa ve vizyona ihtiyaç var
Antalya Diplomasi Forumu mevcut haliyle, saygınlığını yitirmiş konferans ve etkinliklerin yerine ihtiyaç duyulan barış ve huzur ortamına hizmet etmeye aday. Ancak bunun için yeni bir vizyona ve anlayışa ihtiyaç olduğu da ortada. Çalışmalar konusunda uzman profesyonel bir ekip tarafından yürütülmeli, planlamalar önceden yapılmalı ve katılımcılara hazırlıkları yapmak için yeterli zaman bırakılmalıdır. Bu anlamda düzenleme komitesinin seçimine de dikkat etmek gerekiyor. Sonrasında ise katılımcıların belirlenmesi önemli. Bu anlamda Forum konusunda uzman olmayan kişileri eğitmek ve izleyici bulmak amacının dışında, uzman katılımlarına ve hazırlıkların önceden yapılmasına ihtiyaç var. Asıl hedef ise konferansın sonunda teklif ve önerilerin ihtiyaç duyulan alanlarda ve uygulanabilir düzeyde gerçekçi olabilmesi olmalı. Bu durum etkinliğin saygınlığı açısından da önemli.
“Sivil Toplum” ve özellikle “Düşünce Kuruluşlarının” Foruma aktif olarak dahil edilmesi önemli
Yeni dönem diplomasi anlayışının oluşturulmasında ise bireysel hedeflerin dışına çıkılıp, hedeflerin ciddiyetine uygun daha geniş ve gerçekçi bir vizyon oluşturulması gerekiyor. Yapılanma ve teşkilatlanmanın da aynı şekilde sistem oluşumunu sağlayacak şekilde belirlenmesi uygun olacaktır. Bu yapılanmada diplomatların yanında, düşün ve bilim insanlarını ile akademisyenlere büyük görevler düşüyor. Diplomasi Forumundaki toplantılara, demokratik bir toplumda önemli bir role sahip “sivil toplum kuruluşları” ve özellikle ülkelerin politik karar alma süreçlerinde yer alan yöneticilere doğru ve
gerçekçi politikalar belirleyebilecek rasyonel tavsiyelerde bulunan, analizler yapan ve raporlar hazırlayan “düşünce kuruluşlarının” katılımının sınırlı tutulması büyük bir eksiklik. Türkiye’de bu türden kuruluşların giderek geliştiği görülmektedir. Bu tür kuruluşlardan etkin şekilde istifade edilmesi mümkündür ve zaten bu da özellikle teşvik edilmelidir. Bu anlamda düşünce kuruluşları önceden bilgilendirilerek doğru kullanılabilirlerse hem bilimsel ilerlemeye katkı sağlayabilirler hem de konferansın arzu edilen çıktılarına önemli katkılarda bulunabilirler.
Sonuç olarak, mevcut uluslararası sistemin, ortaya çıkan meydan okumalar karşısında giderek zorlandığı ve sorunları çözmekten giderek uzaklaştığı ortadadır. Bu durum günümüzde yaşanan birçok olayda kendisini açıkça göstermektedir. Gerilimleri, insanı merkeze alan bir bakış açısı ile çözmek, değişimi yönetmek, uyumu kolaylaştırmak ve barışa yönelik işbirliğini teşvik etmek için insanlık, güçlü bir diplomasiye ve bunun ortaya konulduğu platformlara ihtiyaç duymaktadır. Birlikte düşünme ve birlikte barışçıl hareket tarzları geliştirme adına, diplomasi dünyasına yeni bir ortam sunan Antalya Diplomasi Forumu, esas aldığı insani dış politika anlayışı ile kısa sürede bu ihtiyacı karşılayabilecek özellikleri taşıdığını tüm dünyaya göstermiş ve bu anlamda vizyoner bir yaklaşım ve anlayış değişikliği ile gelecekte daha etkin roller almaya hazır olduğunu göstermiştir.
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya