"ABD'nin Afganistan’da dağıttığı silahlar barışçıl sürecin gerçekleştirilmemesine neden oldu”
Afganistan’ın şu an ki vaziyetinin arkasında ne var?
Konuşmasında Afganistan’daki durumun tarihsel arka planını açıklayarak başlayan Jan, “İnsanlarımızın arasında eğitim çok yüksek düzeyde değildi. Ekonominin de çok iyi olduğu söylenemez. Fakat genel olarak barışçıl bir dönem söz konusuydu bu dönemde ancak aniden bu geleneksel ülkeye yeni demokratik bir sistem geldi ve haliyle bu sistemin gelişinden ötürü bazı tepkiler gelmeye başladı” dedi.
Afganistan’ın stratejik öneminden dolayı zaten gerilimin yüksek olduğu bir coğrafya olduğunun altını çizen Jan,” Aynı zamanda o dönemlerde Batı’dan İngiliz İmparatorluğu’nun Doğu’dan ise Sovyetlerin etkisi vardı. İngiliz İmparatorluğu Hindistan’dan ayrıldıktan sonra Hindistan, Pakistan ve Hindistan olarak ikiye ayrıldı. İngilizler ve Sovyetler Afganistan’ı stratejik konumundan ötürü tampon bölge olarak kullanmak istediler ve biz Pakistan’ın kuruluşunu ilk yıllarda Birleşmiş Milletler nezdinde tanımamıştık” dedi. Afganistan’ın ilk başbakanının da ABD’den Pakistan ile ilişkilerinde yardımcı olmalarını istediğini söyleyen Jan, “Davut Han’ın bu yardım talebi ABD tarafından göz ardı edildi. Afganistan’da yüzünü bir anlamda Sovyetler Birliği’ne döndü” dedi.
Bu dönemde, Sovyetlere eğitime giden öğrencilerin, döndükten sonra sol partilerin ve sol siyasetin ortaya çıkmasına neden olduklarının altını çizen Büyükelçi, “Bu sol partilere reaksiyon olarak bu kez sağ partiler ve dini partiler yükselmeye başladı. Burada yapılması gereken sağ-sol ve doğu-batı arasında dengeyi sağlamaktı” dedi. Bu süreçte başbakanın hırsları neticesinde Afganistan’da biraz daha Doğu’ya doğru bir eğilim gerçekleştirdiğini söyleyen Jan, “Sovyetler Afganistan’ı işgal ettiler. Sovyetlerin işgaline uluslararası arenadan tepkiler geldi. Birleşmiş Milletler, ABD ve Türkiye’den tepkiler geldi. Ancak Sovyetler Afganistan’dan çıktıktan sonra Afganistan’ı kaos içerisinde bıraktılar” dedi.
Batı’nın Soğuk Savaş sonrasında Afganistan’ı göz ardı ettiğini belirten Büyükelçi Jan, “Bu noktada çünkü Afgan halkına gerek kalmamıştı. Sovyetlerin çıkmasından da sonra bölgesel güçler Afganistan’da müdahil oldular ve durum aslında çok kontrol edilebilir bir halde değildi. İşler daha da karmaşık bir hale geldi” dedi.
Büyükelçi Abdul Rahim Sayed Jan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar ve konuşmalar şu şekilde:
Amerika’nın Dağıttığı Silahların Afganistan’ın Geleceğine olan Etkisi
“Sovyetlerin çıkışından sonra güçlü bir hükümetin kurulamayışı ve farklı ideolojik görüşler, etnik gruplar ve politik duruşlar nedeniyle barışçıl bir çözüm gerçekleştirilemedi. Amerika’nın dağıttığı silahların özellikle halkın belli bir kısmında toplanması, dediğimiz gibi bu barışçıl sürecin gerçekleştirilmemesine neden oldu.”
“İç savaş ya da karmaşa diyebileceğimiz bu süreç, yeni süreçlerin gerçekleşmesine neden oldu. Özellikle de Taliban gibi bir anlayışın ortaya çıkmasına neden oldu. Taliban politik ya da ideolojik bir grup değildi kesinlikle militan bir gruptu. Bu Afganistan’ın yaşadığı en zor dönemlerden bir tanesiydi. Okullar kapanmıştı. Bir anlamda grev gibi bir durum söz konusuydu ve kimse konuşamıyordu çok ciddi problemler vardı. Sonuç olarak El-Kaide denen grup ortaya çıktı ve ABD Terörizmle savaşma gerekçesiyle Afganistan’a müdahalede bulundu. Aynı zamanda BM aracılığı ile de Taliban bertaraf edildi ve mücahitlerin desteklediği hükümet iktidara gelmiş oldu.”
“Bu süreçte uluslararası komitenin de desteğiyle, yeni bir oluşuma gidildi fakat bu sürece Taliban dâhil edilmedi. Geçiş hükümetinin bu zaman diliminde odaklanması gereken birkaç şey vardı. Bunlardan bir tanesi anayasa diğeri ise Büyük Meclis olarak adlandırdığımız meclisin, bütün ülkede yapılan çağrı doğrultusunda daha yaşlı ve görüşlerine güvenilen insanların meclise gelmesini sağlamaktı.”
“Afganistan Türkiye’ye Minnettar”
“Sizlere mevcut durum hakkında birkaç şey söyleyeyim. Afganistan’da demokrasinin yeniden inşa edilmesi, hem de bu isyancı gruplarla mücadele etmekten başka bir seçeneği yok. İki yıldır güvenlik anlamında ana sorumluluk Afgan Ordusu’nda. İyi şeyler de var tabi söylenmesi gereken… Bunlardan bir tanesi de ulusal ordumuzun iyi durumda olması. Afgan halkı uluslararası topluma oldukça minnettar. Türkiye’de bunların arasında… Hem lojistik, hem eğitim hem ordunun ve polisin eğitimi, hem de istihbarat sağlanması noktasında oldukça minnettar.”
“Taliban Ülkede Herhangi Bir Yeri Ele Geçiremedi”
“Taliban ülkenin birçok yerinde genel olarak, etkin olsa da halen herhangi bir yeri ele geçirdiğini ve etkin olduğunu söyleyemeyiz. Geçtiğimiz 6 ay içerisinde parlamento seçimleri yapıldı. Önümüzdeki süreçte de Başkanlık seçimleri yapılacak bunun için takvim belirlendi. Aynı zamanda hükümet terörist gruplarla savaş konusunda kararlılığını da dile getirdi ve DAEŞ gibi gruplar dışında Taliban’la da müzakereye hazır olduğunu açıkladı.”
“Farklı ülkelerden farklı etnik insanlar… Örneğin Özbekler, Çeçenler, Tacikler ve daha birçok insan Afganistan’a gelip, ABD’ye karşı savaş adı altında savaşıyorlar.”
“O Karanlık Günlere Dönmek İstemiyoruz”
“Afganistan o günlere dönmeyecektir. Çünkü çok sayıda eğitimli kızlarımız ve erkeklerimiz var. İnsan hakları konusunda ciddi mesafeler kaydettik. Çok iyi şeyleri başardığımızı düşünüyorum. Kesinlikle o karanlık günlere dönmek istemiyoruz. Eğer NATO ya da uluslararası komite Afganistan’dan çekilmek isterse Afgan halkının teröristlerle mücadele etmekten başka bir alternatifi yok. Ordumuzun da bu mücadele de oldukça kararlı ve başarılı olduğunu söyleyebiliriz.”
“Türkiye ile tarihi ilişkilerimizin oldukça yoğun olduğunu biliyoruz. Afgan halkının beklentisi de aslında bu barış sürecini hep birlikte inşa etmemiz gerektiği… Türkiye’nin Pakistan üzerindeki etkisinin de Afganistan’daki barış sürecinde doğru olarak kullanılacağını umuyoruz. Fakat İran ve Rusya’nın Taliban’ı barış sürecine ikna etmeye çalışıyoruz argümanı ile birlikte aslına Taliban’ı cesaretlendirdiğini ve desteklediğini söyleyebiliriz. Tabi onların da amacı DAEŞ’in kendi ülkelerine girmesini engellemek...”
“Taliban müzakere masasına gelecekse, bunu bir şekilde kabul edebiliriz”
“Afgan Hükümeti ve Afgan Halkının bu süreçten memnun olduğunu söyleyemeyiz ama sonuç olarak Taliban müzakere masasına gelecekse, bunu bir şekilde kabul edebiliriz. ABD zaten bu süreç için özel bir temsilci atadı ve onlar da gerekli görüşmeleri yapıyorlar. Afganistan Hükümeti ABD’nin bu adımını memnuniyetle karşılıyor.”
Taliban tam olarak ne istiyor amacı ne?
“Başlangıç olarak şunu söylemek lazım. Sovyetlere karşı mücadele eden sadece Taliban değil bütün Afgan halkıydı. Henüz tabi masaya oturmadık ama bildiğimiz kadarıyla istedikleri şey ABD’nin Afganistan’ı terk etmesi. Fakat bu aşamada Taliban ABD ile ayrılıp ayrılmayacakları konusunda görüşüyor. Afganistan’da bulunan uluslararası güçlerin bir kısmı tabii ki Afganistan Ordusu’nun eğitimiyle de ilgileniyorlar. Aslında bu sadece Afganistan’ı değil bütün dünyayı terörle mücadele kapsamında ilgilendiren bir süreç… Eğer Taliban ile barışçıl bir süreç inşa edebilirsek zaten yabancı güçlerin Afganistan’da kalmasına gerek kalmayacak. Buradaki kilit nokta zaten barışı inşa etmek.”
“Taliban meselesi herhangi bir ideolojik ya da İslami bir mesele değil”
“Taliban aynı DAEŞ ve El-Kaide’nin de olduğu gibi aslında bir proje örgüt. Birçok devlet bu militan grupları ülkelerde huzursuzluk çıkarmak için kullanıyor. Afganistan Anayasası’nın ilk maddesinde, “Afganistan kesinlikle İslam’a karşı olamaz” Taliban meselesi herhangi bir ideolojik ya da İslami bir mesele değil. Bu insanların bir şekilde beyinleri yıkanmış ve militan gruplara dâhil olmuştur. Afganistan dini açıdan Sovyetler işgali altında nasıl ise şimdi de o aşamalarda ve durumda…”
“Taliban’ın ideolojisi ve fikri başka yerlerden geldi”
“Komşu ülkelerimiz bunun aslında uygulayıcısı. İdeolojisi ve fikri ise başka yerlerden geldi. Bu durum diğer ülkeler için de sıkıntı yaratan bir durum. Bu militan grupların sadece Afganistan’a zarar verdiğini söyleyemeyiz. Özellikle kendi ekonomilerinin gelişmesinde önemli bir engeller ve ciddi zararlar veriyorlar.”
İslam Dünyasının Afganistan’daki Savaşa Bakışı Ne? Taliban’ın Bu Duruşunun Sebebi Ne? Bu Bir Cihad Mı?
“İslam Dünyası birleşik bir vaziyette değil. Taliban’ın temelde kendi tavırlarını, davranışlarını ve çıkarlarını korumak için bu çerçevede hareket ettiğini söyleyebiliriz. Onlar için Afganistan’dan ziyade kendi çıkarları önemlidir.”
İslam İşbirliği Teşkilatı’nda da bu konular çok tartışılıyor. Afganistan’ın istediği bu başlık altında bir konferans düzenlenmesi. Üç yıldır bu konferansın düzenlenebilmesi için hem yer konusunda karar vermeye çalışıyoruz. Hem de kimlerin gelip gelmeyeceği konusunda düşünüyoruz. Amerikalılara ve Batılılara karşı fetva verebilecek olanların pozisyonlarının belirlenmesi… Bizim argümanımız herkesin katılması ve bu şekilde doğrunun ve yanlışın netliğe kavuşması doğrultusundaydı…”
“Arap dünyası ve İran arasındaki rekabet Afganistan’daki süreci etkileyen noktalardan bir tanesi”
“Taliban’ın bazı konulardaki düşüncesi ve yaklaşımı bazı devletlerdeki İslam anlayışı ile örtüşüyor olabilir. Bu da tabi o devletlerin Taliban’a karşı bir sempati beslemesine sebep oluyor olabilir. Ayrıca Arap Dünyası ve İran arasındaki rekabet, Afganistan’daki süreci etkileyen noktalardan bir tanesi. Ayrıca bazı devletlerin bakış açısı şu. Amerika Afganistan’dan çıktıktan sonra Taliban yönetime gelirse daha fazla nüfuz alanına sahip olmak istiyorlar.”
“Ayrıca Afganistan’daki Amerikan üsleri de İran ve Pakistan için özellikle önemli noktalardan ve endişe noktalarından bir tanesi. Fakat Afgan Hükümeti ve ABD arasındaki sözleşmede şu geçiyor ki, ABD bu üsleri kesinlikle Afganistan’ın komşularına yönelik kullanamaz. Özellikle Pakistan’ın Hindistan ile olan ilişkilerinden dolayı Afganistan, Pakistan için dost olmayacak bir ülke değil. Afganistan ile Pakistan arasındaki diğer bir mesele de sınırların kesin olması.”
“Afganistan’daki ABD üslerinin İran’a karşı kullanılmasına müsaade etmeyiz”
“Afganistan’daki ABD üslerinin İran’a karşı kullanılmasına müsaade etmeyiz. Afgan halkına yönelik terörist gruplardan bir tehdit olduğunda bizi koruyacak bir güç yok o nedenle uluslararası komite ile ilişkilerimizi devam ettirmek durumundayız.”
Çin ve Afganistan İlişkileri
“Çin bölgede özellikle ekonomik anlamda iyi bir oyuncu olabilir. Biz Afganistan olarak Çin’e ciddi fırsatlar sunduk. Ancak Çin yakın zamanda daha politik bir güç olarak bölgede ve Afganistan’da etkili olmaya başladı. Bu bağlamda bölgeye ilgilerinin arttığını söyleyebiliriz. Tabi bütün ülkelerle dengeli bir ilişki kurabilmemiz önemli.”
“Türkiye, Afganistan’da Uluslararası Komite’nin bir parçası”
“Türkiye, Afganistan’da Uluslararası Komite’nin bir parçası. Polisimizin ve ordumuzun eğitilmesi noktasında önemli bir konumda bulunuyor. Tarihsel olarak çok eski ve köklü ilişkilerimiz var. Şu anda da ilişkilerimizin iyi olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye, bir İslam ülkesi ve gelişmiş bir ülke bunlar bizim için önemli noktalar….”