Askeri Darbenin Ardından Myanmar'da Sular Durulmuyor
Cunta yönetiminin "bir yıl sonra seçim yapılacağı" açıklamasına rağmen darbeye ülkede ve uluslararası alanda tepkiler dinmiyor.
Darbenin ardından ülke çapında başlayan protestolar, askeri yönetimin sıkıyönetim uygulamaları ve internet erişimi yasaklarına rağmen sürüyor.
Çok sayıda ülkeden gelen kınama açıklaması ve ABD'nin yaptırım kararına karşın Myanmar ordusu, darbeden geri adım atmayı ve gözaltında tutulan üst düzey hükümet üyelerini serbest bırakmayı reddediyor.
Askeri darbe ve sonrasındaki gelişmeler
Myanmar'da askeri darbe, Suu Çii'nin liderliğindeki Ulusal Demokrasi Birliği (NLD) partisinin 8 Kasım 2020 seçimlerini kazanmasının ardından, devlet başkanlığı oylamasının yapılması için parlamento oturumlarının başlayacağı 1 Şubat'ta gerçekleşti.
Sabah saatlerinde NLD sözcülerinden yapılan açıklamada, Suu Çii ve Devlet Başkanı Myint ile bazı kabine üyelerinin gözaltına alındığı bildirildi.
Gözaltı haberlerinin yayılmasından birkaç saat sonra Myanmar ordusuna ait televizyondan yapılan duyuruda, genel seçimlerdeki hile iddialarına cevap olarak ordunun yönetime el koyduğu, ülkede bir yıllığına olağanüstü hal ilan edildiği ve devlet başkanlığı görevini Genelkurmay Başkanı General Min Aung Hlaing'in devraldığı ilan edildi.
Darbenin ardından eski iktidar partisi NLD'den Suu Çii adına yapılan açıklamada halk, protestoya davet edildi.
2 Şubat'ta askeri yönetim, darbeden sonra kabinedeki 24 bakan ve yardımcılarının görevden alındığını ve ilk aşamada 11 yeni bakanın atandığını duyurdu.
Aynı gün askeri yönetim ilk kabine toplantısını gerçekleştirirken NLD'den yapılan açıklamada, askeri yönetime, seçilmiş hükümet üyelerinin serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Sivil itaatsizlik eylemleri ve protestolar
3 Şubat'ta halk, Suu Çii'nin partisinin darbeye karşı protesto çağrısına cevap vererek sivil itaatsizlik eylemlerine başladı.
Ülkenin en kalabalık şehri Yangon'da halk, davul ve araba kornası çalarak darbeyi protesto ederken Mandalay'da bir grup üniversite öğrencisi, darbe karşıtı yürüyüş yaptı.
74 hastanede sağlık çalışanları, sosyal medyada Sivil İtaatsizlik Hareketi başlatarak iş bırakma eylemi yaptı.
Bu arada darbe günü gözaltına alınan 400 kişi serbest bırakılırken Devlet Başkanı Myint, Suu Çii ve üst düzey isimler, gözaltında tutulmaya devam etti.
Askeri mahkeme Suu Çii'ye "ithalat ve ihracat yasalarını ihlal etme" suçlaması yönelterek, gözaltı süresinin 2 hafta uzatıldığını açıkladı.
Myint ise seçim propagandası döneminde Kovid-19 tedbirlerini ihlal etmekle suçlandı.
Sosyal medyaya erişim yasağı ve protestoların ülkeye yayılması
Darbeye karşı protestoların başlamasıyla askeri yönetim, 4 Şubat'ta, telekom şirketlerine sosyal medya uygulamalarından Facebook ve WhatsApp'a erişimi engelleme talimatı verdi.
5 Şubat'ta hükümet, mobil operatör ve internet sağlayıcılarına sosyal paylaşım siteleri Twitter ve Instagram'a da erişimleri engelleme emri verdi.
Aynı gün Suu Çii'nin danışmanlarından eski milletvekili Win Htein gözaltına alındı.
Bu arada doktorların başlattığı sivil itaatsizlik eylemlerine öğretmenler ve devlet memurları da katıldı.
6 Şubat'ta ise darbe karşıtı protestolar ülkeye yayılarak kitleselleşti. Başkent Nepido, Yangon ve Mandalay gibi kalabalık şehirlerde on binlerce kişi, askeri darbeye karşı çıkarak seçilmiş hükümet üyelerinin serbest bırakılmasını istedi.
Kitlesel protestoların başlamasıyla askeri yönetim, telefonlara internet erişimi yasağı getirdi.
7 Şubat'ta ülkedeki protestolara katılanların sayısı artarken Yangon'da, 2007'den bu yana en geniş katılımlı gösteri düzenlendi.
Japonya, Tayland ve Endonezya'da da Myanmar'daki darbe karşıtı protestoculara destek amaçlı gösteriler düzenlendi.
Güvenlik güçlerinin protestoculara sert müdahalesi
8 Şubat'ta protestocuların sosyal medyada paylaştığı videolarda güvenlik güçleri, göstericilere tazyikli suyla müdahale ederken görüntülendi.
Göstericilerin sayısının artması üzerine askeri yönetim, Yangon ve Mandalay şehirlerinde sıkıyönetim ilan etti.
Bu kapsamda 20.00-04.00 saatlerinde sokağa çıkmak ve beşten fazla kişinin bir araya gelmesi yasaklandı.
Sıkıyönetime rağmen protestoların 9 Şubat'ta da sürmesi üzerine Yangon'da polis, göstericilere plastik mermilerle müdahale etti ve 27 kişiyi gözaltına aldı.
11 Şubat'ta Suu Çii hükümetinde Devlet Konseyi Başkanlığına Bağlı Bakanlık görevinde bulunan Kyaw Tint Swe, beraberindeki 4 kişiyle gözaltına alındı.
12 Şubat'ta Myanmar'ın bağımsızlığını kazandığı Birlik Günü dolayısıyla açıklama yapan cunta lideri General Hlaing, halka, demokrasi için ordu ile el ele verme çağrısında bulundu.
İnternet yasakları ve güvenlik güçlerine gözaltı yetkisi
Askeri hükümetin çağrılarına rağmen ülkede protestoların her gün devam etmesi üzerine 14 Şubat'ta cunta yönetimi, güvenlik güçlerinin şüpheli gördükleri kişileri gözaltına alabilmeleri için mahkeme kararı gerektiren kanunu bir süreliğine askıya aldı.
Bunun yanı sıra vatandaşlara, gece yarısı ev ziyaretlerini polise bildirme zorunluluğu getirildi.
15 Şubat'ta ise protestocuların organize olmasını önlemek üzere ülkede internet bağlantısı kesilerek Yangon, Nepido ve Mandalay şehirlerinde meydanlara askeri araçlar konuşlandırıldı.
Aynı gün açıklama yapan askeri yönetim, protestoculara silahlı kuvvetlerin görevine mani olmaları halinde 20 yıla kadar hapis cezası verilebileceği uyarısında bulundu.
Suu Çii'nin gözaltı süresinin bu tarihte dolması beklenirken askeri mahkeme, devrik liderin 17 Şubat'a kadar gözaltında tutulacağını açıkladı. Bu esnada Suu Çii'ye, Kovid-19 tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle Ulusal Doğal Afet Kanunu'nu ihlal suçlaması yöneltildi.
Protestocular, askeri yönetimin kısıtlamaları ve güvenlik güçlerinin sert müdahalelerine rağmen darbeye karşı çıkmayı sürdürüyor.
Dünyadan darbeye tepkiler ve yaptırımlar
Myanmar'daki askeri darbeye çok sayıda ülke ve uluslararası kuruluş tepki gösterdi.
Başta Türkiye olmak üzere ABD, Avustralya, Japonya, Malezya, Endonezya, Yeni Zelanda, Hindistan, Singapur, İngiltere, Almanya, İtalya, Çekya ve Fransa, darbeyi kınayarak seçilmiş hükümet üyelerinin serbest bırakılmasını istedi.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği de darbeyi kınarken, Suu Çii başta olmak üzere gözaltına alınan hükümet üyelerinin serbest bırakılması talebinde bulundu.
BM'den yapılan açıklamalarda güvenlik güçlerinin protestoculara sert müdahalesi de eleştirildi.
ABD hükümeti, Myanmar'daki darbede rol oynayan üst düzey ordu mensuplarına yaptırım kararı aldı.
Danimarka hükümeti, Myanmar'a verilen ekonomik desteğini askıya aldığını duyururken Yeni Zelanda hükümeti ise Myanmar ile siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerini askıya aldığını açıkladı.
Sosyal medya şirketi Facebook da Myanmar ordusuna ait sayfaların paylaşımlarının kitlelere yayılmasını önleyici tedbirler aldı.