Gazeteci Yazar Mehmet Öztürk: Hindistan Türk ve Müslüman Dünyası’nın Endişelerini Gidermelidir
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün 14 Şubat 2024 tarihinde düzenlediği "Küresel ve Bölgesel Düzene Hindistan ve Türkiye’nin Bakışı’’ başlıklı uluslararası toplantıda konuşan gazeteci yazar Mehmet Öztürk Hindistan’ın Türkiye ve Müslümanlarla ilişkileri konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Mehmet Öztürk toplantıda özetle şunları söyledi:
Türkiye'nin öneminden, Hindistan ile olan ilişkilerinden ve bununla ilgili bazı konulardan bahsetmek istiyorum. Türkiye’nin ve Orta Asya halklarının tarihi, kültürel, demokratik ve dini bir geçmişi var. Çünkü Türk halkları ve Türkiye halkının Orta Asya'dan, Afganistan’dan, Türkmenistan ve İran üzerinden geldiğini söylemeliyiz. Ve şimdi Türkiye'deyiz. Osmanlı zamanında Balkanlar'da ve Avrupa'da vardık. Hindistan ve Hintli Müslümanlarla iyi ilişkilerimiz vardı.
Öncelikle şunu açıklamak istiyorum. Özellikle Türkiye'nin Hindistan tarihiyle olan bağlarını göz ardı edemeyiz. Osmanlı İmparatorluğu zamanında ve ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na katıldığı zamanlarda Hintliler yanımızda olmuştur. Müslümanlar ve Hindular hep birlikte bu anı başlattılar, destek gönderdiler ve ayrıca bazı insanlar Hindistan'dan Çanakkale-Gelibolu savaşına katıldılar. Ayrıca Gandi’nin katkılarını, İngiltere'ye karşı özgürlük mücadelesini de unutamayız. Bunu Hintlilerle, Müslümanlarla ve gayrimüslimlerle hep birlikte büyük bir teşekkürle anıyoruz. Bugün de Hindistan ile tüm eyaletten eyalete, hükümetten hükümete ve halktan halka olan bağları güçlendirmeliyiz.
Hindistan'ı özellikle yarı süper güç olarak adlandırıyorum. Çünkü insan kaynakları konusunda büyük yetenekleri var. Ayrıca ekonomisi gelişiyor ve büyüyor. Savunma sektöründe uzayda Hindistan'ın büyük gücü olduğunu görüyoruz. Bu nedenle Hindistan ile her alanda ilişkileri geliştirebiliriz. Keşmir meselesini ya da çatışmasını ayrı tutuyoruz. Çünkü bu noktada bir çıkmaza girildi. Bölge, Birleşmiş Milletler'in tanımıyla nükleer bir patlama noktası haline geldi. Çünkü biri NPT'ye tabi olmak üzere üç nükleer ülke var. Nükleer güçlerin Keşmir'i paylaşması durumu var. Keşmir'de şuan bir çözüm yok. Kapsamlı bir çözüme ihtiyaç var ve bu büyük bir sorun. Türkiye, Keşmir meselesinde arabulucu olarak katkıda bulunabilir. Ama bildiğiniz gibi, Hindistan bu konuyu uluslararasılaştırmak istemiyor. Ancak Türkiye her zaman hazır. Çünkü Pakistan ile iyi ve kardeşçe ilişkileri var. Aynı zamanda Hindistan ile olan ilişkilerini de güçlendirmek istiyor. Bu nedenle arabuluculuk yapabilir.
Müslümanlar Hindistan'ı 6 asır boyunca hükmetmiştir. Hint topraklarında bazı miras farkındalıkları var. Yani 20. yüzyılın ikinci yarısında Hindistan'da Türk ve Türkiye ile İslam medeniyeti ve mirasının izleri silinmeye çalışılıyor. Yine de bu süreç dini mekanlarla da sınırlı değil. Müslümanlara veya diğer dinlere ait dini yerlerin yok edilmesini yasaklayan bir yasa var. Ancak buna rağmen sorunlar devam ediyor.
Hindistan, bölünmeden sonra bağımsızlığını kazandı. Her bakımdan büyük bir devlet. Hindistan bir imparatorluk gibi hareket etmelidir. İmparatorluk, tüm insanları yönetiminizle ve resmi sayımlar ve sayılarla aynı fikirde kılmak anlamına gelir. Hindistan'daki Müslümanlar ve Hintliler bunu bir sinerjiye dönüştürüyor. Çünkü Hintli Müslümanlar Hindistan'ı vatanları olarak benimsiyorlar. Hindistan'daki Müslümanların haklarını ve mirasını korumak için bir imparatorluk gibi hareket etmeli, böylece bölgede çok taraflı bağları olan Türk ve Müslüman dünyasının, endişelerini ortadan kaldırmalıdırlar.