Rusya Büyükelçisi SDE'de konuştu: "Bu bir başka Batı destekli darbedir"
Yerhov, Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından başkentte düzenlenen "Uluslararası Sistemde Rusya ve Türkiye İlişkileri" konulu panelde yaptığı konuşmada, mevcut uluslararası dünya düzeninin bir değişimden geçtiğine işaret etti, bu kapsamda Rusya'nın rolüne değindi.
Yerhov, "Tek kutuplu bir dünya artık gerçekçi değil. Sözde 'dünyanın tek süper gücü' kendi hakimiyetini uluslararası kamuoyunun diğer aktörlerine kabul ettirmekte açıkça başarısız oldu." ifadesini kullandı.
Batı ülkelerinin totaliter rejimlere karşı demokrasiyi destekleme bahanesiyle kendi çıkarlarını dayattıklarını kaydeden Yerhov, "Birilerini bombaladıklarında bunu 'istikrar için' yaparlar. Birilerine silah tedarik ettiklerinde bunu 'özgürlük için' yaparlar. 'Kötü adam'ı devirdiklerinde bunu 'genel bir fayda' için yaparlar. Şimdi de Venezuela'da olan şey bu." değerlendirmesinde bulundu.
Yerhov, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun demokratik seçimle başa geldiğini ancak Batı'nın bunu önemsemediğini dile getirdi.
Büyükelçi Yerhov, "Maduro'nun rakibinin herhangi bir meşruiyeti yok ama bu umurlarında değil. Destekleriyle yönetici olmasını umuyorlar. Bu bir başka Batı destekli darbedir." ifadesini kullandı.
"Suriye'de yaşananlar başka bir döneme girildiğinin göstergesi"
Suriye'de yaşananlara da değinen Yerhov, "Suriye'de yaşananların uluslararası düzende bir dönemden başka bir döneme girildiğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Yerhov, "Arap Baharı" döneminin sona erdiğini, insanların sadece dışarı çıkarak herkes için mutluluk, para ve iyi bir yaşam getireceği düşüncesinin yanlış olduğunun yaşananlar sonucu görüldüğünü kaydetti.
Suriye'deki gelişmelerle ilgili Rusya, İran ve Türkiye'nin Astana ve Soçi'de bir süreç başlatıldığını ve çaba gösterdiklerini söyleyen Yerhov, "Ama sonuca henüz yakınlaşmadık. İdlib'de bir şeyler yapmamız, Fırat'ın doğusunda neler dönüyor anlamamız lazım." şeklinde konuştu.
Büyükelçi Yehov, "Rusya, Türkiye, Astana'daki ortaklarımız, dostlarımız ve müttefiklerimiz olarak Suriye'de çok net bir tutuma sahibiz. Hepimiz, Suriye'de siyasi ve diplomatik yolla elde edilen uzun vadeli bir çözümden yanayız." dedi.
ABD'nin Suriye'den ayrılma kararıyla ilgili de konuşan Yerhov, "Asıl sorulması gereken ABD Suriye'den çekildikten sonra ne yapacak? Ne zaman, nasıl, kiminle, nereden nereye çekilecek. Bir sürü soru var ancak yanıtları yok." ifadesini kullandı.
Rusya-Batı ilişkileri
Rusya'nın coğrafi olarak dünyanın en büyük ülkesi olduğuna işaret eden Yerhov, ülkesinin Türkiye gibi doğu ile batı arasında doğal bir köprü vazifesi gördüğünü söyledi.
Yaşanan değişimin tek kutupluluktan çok kutuplu bir dünyaya geçişin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu söyleyen Yerhov, Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Batı ülkelerinin zaferlerini ilan ederek kendi isteklerini başkalarına empoze etmeye başladıklarını dile getirdi.
Yerhov, bu itaat paradigmasının kabul edilemez olduğunu, Rusya ve Devlet Başkanı Vladimir Putin'in bu kibirli ve iki yüzlü tutuma açıkça karşı durduğunu kaydetti.
Putin'in 11 Eylül saldırılarında dönemin ABD Başkanı George Bush'u arayıp desteğini ilettiğini, Rusya'nın Afganistan'da Taliban'a karşı savaşan NATO kuvvetlerine yardım ettiğini hatırlatan Yehov, bu adımların ileride iyi bir ortaklık doğuracağını umduklarını ancak daha sonra bu umutların suya düştüğünü anlattı.
Yerhov, Ukrayna ve Gürcistan'da yaşananların bunun bir kanıtı olduğunu, Batı'nın Rusya'nın kırmızı çizgilerini umursamadığını ve kendi demokratikleşme sistemlerini dayattıklarını vurguladı.
Diplomatlara Tavsiye
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in iktidar olduğu 2000 yılında, Batı ve ABD ile ortak payda aramaya açık olduğunu, 11 Eylül saldırılarında dönemin ABD Başkanı George Bush'u arayıp desteğini ilettiğini, Rusya'nın Afganistan'da Taliban'a karşı savaşan NATO kuvvetlerine yardım ettiğini hatırlatan Yerhov, bu adımların ileride iyi bir ortaklık doğuracağını umduklarını ancak bunun gerçekleşmediğini kaydetti.
Yerhov, Ukrayna ve Gürcistan'da yaşananların da bunun bir kanıtı olduğunu, batının Rusya'nın kırmızı çizgilerini umursamadığını ve kendi demokratikleşme sistemlerini dayattığını belirtti.
"Yeni nesil diplomatlar için bir tavsiye; asla başkasının menfaatleri için ülkenizin manipüle edilmesine izin vermeyin yoksa sonu 1918'de Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu'na olduğu gibi olur" diyen Yerhov, batının uygulamak istediği baskıcı paradigmanın kabul edilemez olduğunu vurguladı.
"Artık Tek Kutuplu Dünya Bir Gerçek Değil"
Yerhov, günümüzde yaşanan jeopolitik sorunların da aslında güçler arasındaki küresel ve stratejik dengenin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu kaydederek, artık çok kutuplu bir sistemin var olduğunu belirtti. Dünyanın dönüm noktasına geldiğini ifade eden Yerhov, "Artık tek kutuplu dünya bir gerçek değil ve sadece tek bir süper güç yok" dedi.
Suriye'de bir dönemin geçip gittiğini ve başka bir dönemin başladığını belirten Yerhov, "Suriye'de yaşananların uluslararası düzende bir dönemden başka bir döneme girildiğinin bir göstergesi olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
"100 milyar dolarlık bir hedefimiz var"
Yerhov, ekonomik ilişkiler bağlamındaki bir soru üzerine de Türkiye ve Rusya arasında siyasi bir irade olduğunu ve bu sayede ilişkilerin güçlendiğini belirterek, "Aramızda siyasi bir engel yok onun için biz büyük bir hedef koyduk; 100 milyar dolarlık bir hedef, ne yapıp edip bunu gerçekleştirmeye çalışacağız" diye konuştu.
"Kültür yatırımlarının meyvelerini yüzyıllarca alacağız"
Rusya'nın Ankara Büyükelçiliği Başkatip ve Kültür Ateşesi Aleksandr Sotniçenko da "Rus-Türk Kültür İlişkileri: Gelişim ve Perspektif" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Türkiye ile Rusya arasındaki kültürel ilişkilerin önemine değinen Sotniçenko, 2019 yılının "Türkiye-Rusya Kültür Turizm Yılı" ilan edildiğini hatırlattı. Sene boyunca birçok tiyatro, konser ve konferans etkinliklerinin organize edileceğini ifade eden Sotniçenko, 2019'un iki ülkenin kültürel ilişkilerine yeni dinamikler getireceğini söyledi.
Sotniçenko, "Ülkeler arasında ekonomiye veya siyasete yapılan yatırımlar kültür yatırımları kadar uzun vadeli olmuyor. Türkiye ile Rusya arasında yapılan kültür yatırımlarının meyvelerini yüzyıllarca alacağız." dedi.
Rusya Federasyonu Ticaret Temsilcisi Aydar Gaşigullin ise "Rusya Ekonomi Potansiyeli ve Rusya –Türkiye İşbirliği" başlıklı bir sunumunda Rusya'nın ekonomik potansiyeli hakkında bilgi verdi.
Türkiye ve Rusya ekonomilerinin birbirine bağlı ve tamamlayıcı nitelikte olduğunun altını çizen Gaşigullin, başta Türk firmalar olmak üzere herkesi Rusya’ya yatırım yapmaya davet etti.