AB, Brexit'le Kan Kaybetti
İngiltere'nin üyelikten 1 Şubat'ta ayrılmasıyla (Brexit) Avrupa Birliği'nin (AB), ekonomik gücü ve küresel siyasi etkinliğinin azalacağı değerlendiriliyor.
Brexit'le AB'nin üye sayısında, nüfusunda, milli gelirinde, yüz ölçümünde ciddi azalma yaşanırken söz konusu kayıplar gelecek dönemde AB'yi zayıflatarak, ayrılığın diğer ülkelerin gündemine gelme ihtimalini de artırıyor.
Bu bağlamda yaşanan güç kaybıyla AB'nin küresel anlamda siyaseten ve ekonomik olarak önemli rol üstlenememesi, birlik içinde Brexit benzeri ayrılık ihtimallerini güçlendiriyor.
Geçiş dönemi belirleyici
AB ile İngiltere arasındaki ilişkilerde 31 Aralık tarihine kadar sürecek olan geçiş döneminin özellikle ticari alanda belirleyici olması bekleniyor.
Bu süre zarfında AB tarafı ile İngiltere gelecekteki ekonomik ilişkileri belirlemek üzere sıkı ve zorlu müzakerelerde bulunacak.
Taraflar ortak bir noktada buluşursa 1 Ocak 2021 ile birlikte AB ve İngiltere arasında bir ticaret anlaşması yapılarak ekonomik bağların kopmaması sağlanacak.
Ancak, 27 üye ülkesi olan AB'nin söz konusu ticaret anlaşmalarını yapması çok kolay olmuyor. Her üye ülkenin farklı gündemleri, ulusal çıkarları ve öncelikleri olması yapılan ticaret müzakerelerinde ortak tutum belirlenmesini ve uzlaşı sağlanmasını geciktiriyor.
Öte yandan, AB ile İngiltere'nin yürüteceği müzakerelerin de 1 yıldan kısa sürede tamamlanmasına imkansız gözüyle bakılıyor.
AB'nin ticaret anlaşması müzakereleri uzun yıllar alıyor ve söz konusu anlaşma yapıldıktan sonra bunun tüm üye ülke parlamentolarından onay alması da yıllar sürebiliyor.
Ekonomik kayıplar
AB üyesi 28 üye ülkenin toplam milli geliri birliğin ikinci büyük ekonomisinin ayrılışıyla azaldı.
AB'nin toplam milli geliri 15,9 trilyon avroyu bulurken, İngiltere'nin üyelikten çıkmasıyla 13,5 trilyon avro civarına geriledi.
Brexit'le birlikte AB'nin kişi başı milli gelirinde de azalma oldu. AB'nin ortalama geliri 28 ülkeyken 31 bin avroyu buluyordu. Bu rakam Brexit'le birlikte 30 bin avroya düştü.
AB bütçesi
İngiltere'nin AB'den ayrılması birliğin bütçesini de değiştirecek. AB bütçesine ciddi oranda katkı sağlayan İngiltere'nin çıkışı diğer ülkelere düşen mali yükümlülüğü artıracak. İngiltere'nin AB'den ayrılması birlik bütçesinde yıllık yaklaşık 13 milyar avroluk bir açığa yol açacak. Bazı ülkeler ödeyecekleri payların artmasını desteklerken diğer ülkeler AB'nin tarım politikası gibi alanlarda kısıntıya gitmesini talep ediyor. 27 üye ülkenin çatışan menfaatleri nedeniyle gelecekte AB bütçesi müzakerelerinin zorlu geçmesi öngörülüyor.
AB nüfus kaybetti
İngiltere'nin ayrılışının doğrudan bir etkisi de AB'nin toplam nüfusunda yaşandı. 28 üyeli AB'nin nüfusu 513 milyonu bulurken Brexit'le birlikte nüfusta 66 milyon kişilik bir gerileme oldu. Böylelikle AB üyesi 27 ülkenin nüfusu 447 milyona düştü.
Brexit, aynı zamanda AB'nin fiziki boyutunu da küçülttü. İngiltere'nin ayrılması ile AB'nin toplam alanı 4 milyon 475 bin 757 kilometrekareden 4 milyon 232 bin 147 kilometrekareye geriledi.
Siyasi güç kaybı
Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden İngiltere'nin birlikten ayrılmasının, jeopolitik anlamda daha karmaşık bir hal alan dünyada AB'nin siyasi gücünü de azaltması bekleniyor.
İlk kez bir üye kaybeden birlik sadece imaj zedelenmesi değil, aynı zamanda Avrupa'da nükleer güce sahip bir ülkeyle de vedalaşmış oluyor. Böylelikle nükleer güce sahip tek AB üyesi Fransa kalıyor.
İngiltere gibi önemli bir askeri gücün birlikten ayrılması, ortak savunma planı geliştirmekte zorluk çeken AB için önemli bir kayıp teşkil ediyor.
İngiltere'nin ayrılışının "AB ile arası çok iyi olmayan" özellikle Doğu Avrupa üyeleri için de örnek olacağı korkusu ilk zamanlara göre azalsa da hala geçerliliğini koruyor. Brexit'in AB ile birçok konuda sık sık karşı karşıya gelen Macaristan, Polonya ve Çekya gibi ülkelerde "İngiltere gibi bağımsızlığa" kavuşma hevesini tetikleyebileceği düşünülüyor.
Yeni AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "jeopolitik komisyon" vaadiyle AB'yi "küresel bir aktöre" dönüştürmeyi hedefliyor. Ancak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin de daimi üyesi olan İngiltere gibi önemli bir üyeyi kaybeden ve ortak hareket etmekte güçlük çeken AB'nin nasıl bir küresel aktör rolü oynayabileceği tartışma konusu olmaya devam ediyor.