Geçen hafta Avrupa Komisyonu, ‘Deniz Mekânsal Planlama’ çalışmaları kapsamında “Adalar Denizi” (Ege) ve Doğu Akdenizle ilgili bir harita yayınlandı.
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı ve Haber 7 yazarı Prof. Dr Ata Atun’un konuya ilişkin yazdığı makalede yer alan değerlendirmeye göre, yayınlanan bu haritanın tek taraflı, yanlı ve Yunanistan’ın maksimalist istek ve tezlerine göre hazırlanmış yeni bir “Sevilla Haritası”ydı.
Türkiye bu haritayı reddetmiştir.
Çünkü, uluslararası hukuka göre AB’nin deniz yetki alanları hakkında planlama yapmak ve karar almak yetkisi bulunmamaktadır. Avrupa Birliğine böylesi bir yetki verilmemiştir. Bu bağlamda, Adalar Denizi (Ege) ve Doğu Akdeniz ile ilgili AB’nin “Deniz Mekânsal Planlama Platformu” adlı çalışma grubunun yayınladığı harita, taraf olmayan Türkiye ve Deniz Hukuku bakımından yok hükmünde olup, bu kararın ve haritanın fiilen ve hukuken bir sonuç doğurması da söz konusu değildir.
Avrupa Birliği Deniz Yetki alanları ve Deniz Hukuku konularında ilgili merci olmadığı için egemen ülkeler arasındaki deniz yetki alanları uyuşmazlıkları konusunda görüş beyan etme yetkisi de bulunmamaktadır.
AB’nin “Deniz Mekânsal Planlama Platformu” adlı çalışma grubunun hazırladığı haritalar, geçmiş aylarda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından hazırlanan sözde "Ulusal Deniz Mekansal Planı” ile birebir örtüşmekte ve Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs adasının tek meşru sahibi olduğu yönündeki iddialarını destekler nitelikte olup, Türkiye ve KKTC tarafından kabul edilmesi söz konusu değildir.
Sevilla Haritası nedir?
2000'li yılların başında İspanya’nın Sevilla Üniversitesi'nden Profesör Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlanan “Sevilla Haritası”nın Yunanlı bürokratların ve diplomatların sunduğu bir takım menfaatler karşılığında hazırladığı iddia edilmişti.
Sevilla Haritası’nda, Güney Kıbrıs'ın ilan ettiği ‘Münhasır Ekonomik Bölge’nin sınırları ile Yunanistan’ın Türkiye ile siyasi çatışma içinde olduğu Adalar Denizi’ndeki sözde Münhasır Ekonomik Bölgesini AB'nin resmi sınırları olarak kabul ediliyordu ve bu isteklere göre hazırlanmıştı. 1958, 1960 ve 1982 Deniz Hukuku Konvansiyonunun birçok maddesine aykırı olarak ve yasal olarak hak edilmeyen yerleri gasp etmek amacı ile çizdirilmişti.
Yunanistan Sevilla Haritasını hazırlattıktan sonra 2007 yılından itibaren sümenaltından Avrupa Birliğinin ilgili komitelerinde sanki de yasal bir harita imiş gibi kullandırmaya başladı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yanlı haritaya itiraz etmesi üzerine 2020 yılında Avrupa Birliği (AB) yetkilileri Sevilla Haritasının geçerli olmadığını açıkladı. Amerika Birleşik Devletleri resmi olarak yaptığı açıklamada Sevilla haritasının hiçbir geçerliliği olmadığını teyid etti.