AfD, Almanya’da Büyük Seçim Başarısı Elde Etti, Koalisyon Çöküş Yaşıyor
Almanya'nın aşırı sağcı partisi, Almanya için Alternatif (AfD), erken tahminlere göre, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük seçim zaferini elde ederek doğudaki Thüringen eyaletinde bölgesel seçimleri kazandı. Almanya'nın siyasi merkezine büyük bir darbe olan bu sonuçlar Başbakan Olaf Scholz'un hükümet koalisyonunu da etkiledi.
AfD, oyların yaklaşık yüzde 33'ünü aldığı Thüringen'de birinci oldu, AfD'nin ulusal liderlerinden Alice Weidel, alınan sonucu "tarihi bir başarı" olarak nitelendirdi. Bu sonuç kesinleşirse, siyasi merkez ile ilgili derin bir sorgulama yapılacak ve aşırı sağın yeniden yükselişi nasıl durdurulamadığı incelenecek.
Daha kalabalık bir eyalet olan Saksonya'da ise, merkez-sağcı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) oyların yaklaşık yüzde 32'sini alarak AfD'yi geride bıraktı. Yeni bir popülist-sol parti olan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise her iki eyalette de üçüncü sırada yer alması bekleniyor.
Sonuçlar, Scholz'un koalisyonunu, yani Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Ekonomik olarak muhafazakâr Özgür Demokrat Parti'nin (FDP) büyük kayıplar yaşadığını gösteriyor. SPD, özellikle, doğu Almanya’daki etkisini yitirirken, ülke genelindeki seçimlerde yüzyılın en kötü performansını sergiledi.
AfD'nin güçlü performansına rağmen, iktidara gelmesi pek olası görünmüyor, zira diğer partiler AfD ile koalisyon kurmayı reddetmiş durumda. Ancak Thüringen'de fazla sandalye ile, belirli kararları engelleme yeteneğine sahip olabilir.
BSW, eski Doğu Almanya Komünist Partisi üyesi Sahra Wagenknecht tarafından yönetilen ve göçmen meselesi ile diğer sosyal konularda geleneksel sağ görüşleri, ekonomik ve sosyal refah politikaları ile birleştiren parti, seçim sonuçlarını kutladı. Parçalanmış siyasi manzara nedeniyle, BSW'nin koalisyon müzakerelerinde önemli bir rol oynaması bekleniyor.
Bu seçim sonuçları, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin için de faydalı olabilir. AfD ve BSW, Kremlin ile daha yakın ilişkiler ve Almanya'nın Ukrayna'ya askeri yardımlarını durdurma yanlısı politikalar izliyor.
AfD'nin artan desteği, Thüringen ve Saksonya'daki eyalet içi istihbarat ajanslarının partiye aşırı sağcı olarak damga vurması ve Alman demokrasisini baltalamak amacıyla faaliyet gösterdiğini açıklamasına rağmen devam etti. Bu durum, Almanya'nın doğusundaki halkın ana akım partilere ve kurumlara duyduğu yaygın güvensizliği gözler önüne seriyor. Anketler, AfD'nin 22 Eylül'de sandığa gidecek Brandenburg eyaletinde de önde olduğunu gösteriyor.
Seçmenleri rahatsız eden bir konu ise göçmenler meselesidir; anketlere göre, Thüringen ve Saksonya'daki seçmenler, suç ve "sosyal koruma" ile birlikte göçmenliği en büyük üç endişe arasında gösterdi. Alman kamu televizyonu için yapılan bir anket, seçmenlerin yüzde 81'inin "Daha az insanın bize gelmesi için köklü bir sığınmacı ve mülteci politikası ihtiyacımız var" ifadesine katıldığını ortaya koydu.
Seçim gününden birkaç gün önce Batı Almanya'nın Solingen kentinde yaşanan bıçaklı saldırı, göçmenler ve suç konusundaki ulusal tartışmayı yeniden alevlendirdi. Bu konuda Suriye kökenli ve IŞİD üyesi olduğu şüphe edilen zanlı, üç kişiyi öldürmek ve birkaç kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
Başbakan Scholz, olayı "terör saldırısı" olarak nitelendirirken, hükümet yetkilileri seçimler öncesinde göçmenlere yönelik daha sert önlemler ve politikalar izleyeceklerini söz verdi ve şiddet suçları işleyen göçmenleri sınır dışı etme ve bazı durumlarda sığınmacılara verilen yardımları kesme planlarını açıkladı.
AfD'nin kazanımları özellikle genç seçmenler arasında büyük bir oranda olduğu görülüyor. Thüringen'de parti, 18-24 yaş grubunda oyların yüzde 37'sini alarak 2019'daki önceki eyalet seçimlerine göre yaklaşık 20 puanlık bir artış sağladı. Saksonya'da ise AfD, aynı yaş grubunda yüzde 31 oy alarak 2019'a göre 14 puanlık bir artış yaşadı.
AfD'nin Thüringen lideri ve partinin en uç politikacılarından biri olarak kabul edilen Björn Höcke, sonuçları "büyük bir gurur ve tatminle" karşıladığını söyledi. Höcke daha önce iki kez Alman mahkemesi tarafından kasıtlı olarak Nazi retoriği kullanmaktan mahkûm edilmişti.
Kaynak: Politico, 01.09.2024