Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

AfD Eş Genel Başkanı Tino: “Almanya Kötü Bir Durumda. Bu Yıl 20 Binin Üzerinde Şirket İflas Edecek”

Alternative für Deutschland (AfD / Almanya için Alternatif) partisinin Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla'nın Aydınlık Gazetesi’ne verdiği röportajda, Chrupalla’nın Almanya hakkında yaptığı değerlendirmeler dikkat çekti.
SDE Editör
16 Kasım 2024 14:56
A+
A-

Alternative für Deutschland (AfD / Almanya için Alternatif) partisinin Eş Genel Başkanı Tino Chrupalla'nın Aydınlık Gazetesi’ne verdiği röportajda, Chrupalla’nın Almanya hakkında yaptığı değerlendirmeler dikkat çekti. 

Soru: AfD için en çok karşımıza çıkan yakıştırma “aşırı milliyetçi” ve “yabancı düşmanı”. AfD, gerçekten yabancı düşmanı mı? AfD kendisini nasıl tanımlıyor?

Tino Chrupalla: “Almanya için Alternatif (AfD) partisi, egemenliğin partisidir. Almanya'nın, bütün ülkelerle mümkün olduğunca iyi ilişkiler sürdürmesini savunuyoruz. Diğer ülkelere, hangi kurallara göre yaşamaları gerektiğini dikte etmek istemiyoruz. Çıkar odaklı bir politikayı savunuyoruz ve tüm dünyayla serbest ve barışçıl ticaret yapmak istiyoruz. Yaptırımlar yok, ticaret savaşları yok.

İç politikada da vatandaşların çıkarlarını savunuyoruz. Partim, Almanya'nın ekonomik gücünü artırmak ve sanayisizleştirilmesini durdurmak istiyor. Sınırları korumak ve yasa dışı göçü durdurmak da vatandaşlarımızın çıkarına hizmet eder. Son yıllarda Suriye, Afganistan ve Afrika ülkelerinden kontrolsüz bir göç yaşadık. Bu göç, iç güvenliği kötüleştiriyor ve sosyal güvenlik sistemlerini zorluyor. Her geçen gün daha fazla vatandaş, bu göçün durdurulmasını talep ediyor. Bunu başarmak için Suriye ve Afganistan ile diplomatik ilişki kurmayı planlıyoruz. Amacımız, herkesin fayda sağlayacağı sınırlı bir göç.”

Soru: Almanya’da çok sayıda Türk kökenli Alman vatandaşları yaşıyor. AfD, Almanya’daki Türklerin de partisi mi? AfD onlara ne vadediyor?

Tino Chrupalla: Türk kökenli Almanlar, ülkemizin önemli bir parçasıdır. Bu insanlar, bizim topraklarımızda kök saldılar. Refahımıza katkıda bulunuyorlar ve siyasi konularda duyarlılar.

Her fırsatta şunu dile getirdim: Almanya ve Almanya için Alternatif (AfD) partisinin kapıları bu vatandaşlara her zaman açıktır. Biz, onların çıkarlarını savunuyoruz, çünkü onlar da iyi ülke ve ekonomi koşullarından, güvenli sınırlardan ve barışçıl dış ticaretten fayda sağlamaktadır.

Bence insan, aynı anda hem Alman vatanseveri olup hem de kökenlerinden gelen mirası onurlandırabilir. Göçmen olarak ülkemize gelmiş olan atalarının mirasını yaşatmak da bunun bir parçasıdır. Ben, ikisi arasında bir çelişki görmüyorum.

Burada bizim partimizin açıklamaları, diğer partilerin seçmen kazanma stratejilerinden farklılık gösteriyor. Diğer partiler sıklıkla yüzeysel bir zümre politikası güdüyor. Azınlıkları, onların arasında adaylar göstererek kandırmaya çalışır ve bu azınlıklara sempati duyduklarını iddia ederler. Ama sonrasında uyguladıkları politika, bu grupların çıkarlarına da aykırıdır. Biz, Türk kökenli göçmen geçmişine sahip vatandaşlarımıza barış ve refah içinde güzel bir yaşam vaat ediyoruz. Kendisini özgürce yöneten bir Almanya, hepimizin faydasına olacak.

Soru: Son seçimlerde oylarını yükselten AfD ile birlikte BSW oldu. İki partinin ortak noktaları olduğu, çokça konuşuldu. Koalisyon ihtimallerinden dahi söz edildi. BSW ile ortaklaştığınız ve ayrıldığınız noktalar nelerdir ve herhangi bir biçimde farklı alanlarda işbirliği ihtimali söz konusu olur mu?

Tino Chrupalla: Sağ ve sol arasındaki ayrım, zamanımızın sorunlarına uygun değildir. Hatta bu ayrım bazen birlikte sorun çözmeyi engelleyebilir. Ben şahsen, bir yanda sorunları çözmek isteyen insanlar, diğer yanda ise onları büyütmek isteyen insanlar görüyorum.

Ukrayna ve Orta Doğu'daki savaşlar büyük acılara yol açmakta ve güvenliğimizi tehdit etmektedir. Bir barış partisi olarak, bu konuda Sahra Wagenknecht İttifakı’yla ortak noktalara sahibiz.

Ayrıca göç konusu gibi başka meselelerde de BSW bizim bazı tutumlarımızı benimsedi. Sonuçta kendilerini, AfD’ye kıyasla daha kabul edilebilir bir koalisyon ortağı olarak takdim ettiler. Hesap şuydu: Ulusal çıkarları savunan bir sol parti, Almanya'da “sağcı” bir partiye göre daha az baskıya uğruyor.

Tabii ki farklılıklar da var: BSW daha çok gelirlerin yeniden dağılımı siyasetlerini savunuyor. Biz ise bürokrasi ve yüklerin azaltılmasını savunuyoruz.

Buna rağmen birlikte toplumsal bir uzlaşıya varabileceğimizi düşünüyorum. BSW, diğer partiler gibi duvarlar örmemelidir. Alman çıkarları her şeyin önündedir.

Soru: Almanya’nın ekonomisinin oldukça kötü durumda olduğunu pekçok ekonomist, siyasetçi ve kurum yazıyor. Öyle ki bazıları Almanya için “Avrupa’nın hasta adamı” ifadesini kullanıyor. Ifo Enstitüsü’nün Eylül ayında yayınladığı raporun başlığı “Almanya krize saplanmış durumda” idi. Bu tespitlere katılıyor musunuz? Katılıyorsanız sebepleri ve çözüm yolları nedir?

Tino Chrupalla: Almanya kötü bir durumda. Bu yıl 20 binin üzerinde şirket iflas edecek. Enerji ihtiyacı yoğun olan sanayi yurtdışına taşınıyor. Volkswagen fabrikalarını kapatmayı ve binlerce işçiyi işten çıkarmayı planlıyor. Bunun ne anlama geldiğini net bir şekilde anlamamız gerekiyor: Yoksullaşma, sefalet, altyapının çöküşü, işsizlik.

Almanya'nın eskisi gibi iyi işlemediğini günlük hayatımızda hissediyoruz. Şantiyeler açılıyor, ama inşaat hiç tamamlanmıyor. Neredeyse hiçbir tren zamanında gelmiyor. Günlük hayatta dayanışma kayboluyor. Ekonomik liderler ve büyük sendikalar, uzun zamandır bu sanayisizleşmeye karşı uyarıyorlar.

Ve bunun önemli bir nedeni, enerji dönüşümü politikasıdır. Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck, daha 2016 yılında, Yeşiller’in iktidara gelince Rusya’dan gaz ithalatını durduracağını ilan etmiş, gerekçe olarak da “Çünkü biz bir enerji dönüşüm ülkesiyiz” demişti.

Kuzey Akımı, sanayimiz için can damarımızdı. Ukrayna savaşı, Yeşiller için sadece bu boru hattını durdurmak için bahane oldu. Volkswagen de tek taraflı olarak elektrikli araçlara odaklanarak büyük bir hata yaptı. Oysa elektrikli araç talebi duraklama noktasına geldi. Alman otomotiv endüstrisi yerlerde sürünüyor.

Çözüm basit, ancak mevcut hükümet politikasına aykırı. Geniş bir enerji kaynağı yelpazesine ihtiyacımız var. Yenilenebilir enerji bunun bir unsuru, ancak aynı zamanda nükleer enerji, kömür ve Rusya'dan gaz da kullanmalıyız. Bunun için Kuzey Akımı’nı onarmalı, devreye almalı ve güvenliğini sağlamalıyız.

İklim gündemi ve hedefleri, sanayimizi yok etmemelidir. Araçlarda farklı teknolojilere açık ve gerçekçi egzoz emisyon sınırlarına sahip olmalıyız. Politikamızla, işçiler arasında şimdiden en güçlü partiyiz. Ancak memurlar ve ofis çalışanları da, sanayinin güç ve refahımızım temeli olduğunu anlamalıdır.

 

 

İçeriğe Yorum Yapabilirsiniz.