Almanya, AB Ülkelerinin Yeniden Değerlendirme Çağrısı Yapması Üzerine Suriye ile İlişkilerin Normalleşmesini Reddetti
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sebastian Fischer, Berlin'deki bir basın toplantısında, AB ülkelerinin dış politika tarafından şefi Josep Borrell'e yazılan son mektupta "AB'nin Suriye politikasındaki araçlarının etkinliğini değerlendirmek için bir düşünme sürecini teşvik ettiğini ve bu değerlendirme sürecine açığız" dedi.
Fischer, “Ancak, Suriye rejiminin şu anda BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararına uygun olarak siyasi süreçte herhangi bir ilerlemeyi engellediği ve kendi halkına karşı her gün en ağır insan hakları suçlarını işlemeye devam ettiği de açıktır ve durum böyle olduğu sürece Suriye rejimiyle ilişkilerin normalleşmesi için gerçek anlamda çaba gösterilemez” diye ekledi.
Geçtiğimiz hafta Avusturya, Hırvatistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, İtalya, Slovakya ve Slovenya'nın dışişleri bakanları, AB'nin, 2011'den bu yana iç savaşın başladığı Suriye'ye yönelik tutum ve politikasını "gözden geçirip değerlendirmeye" çağırıda bulunarak "Amacımızın daha aktif, sonuç odaklı ve operasyonel bir Suriye politikası olduğunu" vurguladılar.
Böyle bir politika reformunun Suriye'de "siyasi nüfuzumuzu ve insani yardımlarımızın etkinliğini artırmamıza olanak tanıyacağını" belirten dışişleri bakanları, ayrı bir gayrı resmi belgede ana hatlarıyla belirtilen, "açıkça ve önyargısız" tartışılması gereken 10 alan önerdi.
Konuşulacak diğer alanlar arasında Arap ortaklarla stratejik değişim, AB'nin erken toparlanma yaklaşımının bir parçası olarak insani mekanizmaların daha da geliştirilmesi, AB yaptırımlarının beklenmeyen olumsuz etkilerinin ele alınması ve mültecilerin Suriye'ye geri dönüşü için koşulların kolaylaştırılması yer alıyor.
Mektubun imzacılarından Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, Suriye'de Beşar Esad ile muhalif gruplar arasında on üç yıldır devam eden çatışmaların ardından "Suriye politikamızın zamanla etkili olmadığını kabul etmeliyiz." dedi.
Schallenberg, "Ne kadar acı olsa da, İran ve Rusya'nın yardımıyla Esad rejimi sağlam bir şekilde iktidarda kalıyor, Suriye muhalefeti parçalanmış durumda veya tamamen sürgünde - Avrupa Birliği artık bu gerçeğe göz yumamaz" dedi.