Yazısında, yeni ABD başkanı Trump’ın 20 Ocak’ta başkanlığı devralmasıyla birlikte ABD-AB ilişkilerinin kötüleşeceğine ve AB ekonomisinin bu dönemde ciddi zararlara uğrayabileceğine dair değerlendirmelere yer veren Karnıtschnıg, aslında Avrupa’nın karamsar geleceğinin yapısal yetersizliklerinden kaynaklandığına dikkat çekti.
AB’nin asıl probelemi inovasyonu ıskalaması
2000 yılında Lizbon'da yapılan bir AB zirvesinde, liderler "Avrupa ekonomisini dünyanın en rekabetçi ekonomisi" haline getirmeye karar verdiler. Lizbon Stratejisi'nin temel direklerinden biri "yükseköğrenim, araştırma ve inovasyon yatırımlarında belirleyici bir sıçrama" idi.
Çeyrek yüzyıl sonra, Avrupa sadece hedefine ulaşmakta başarısız olmakla kalmadı, aynı zamanda hem ABD'nin hem de Çin'in oldukça gerisine düştü. Avrupa, bloğun GSYİH'sının yüzde 3'ünü ekonomik inovasyonun ana itici gücü olan Ar-Ge'ye harcama hedefine bile ulaşamadı, yüzde 2’de kaldı.
Eski İtalya Başbakanı ve merkez bankacısı Mario Draghi'nin Avrupa'nın azalan rekabet gücü hakkındaki son raporunda belirttiği gibi, dünyanın en büyük 50 teknoloji şirketinden sadece dördünün Avrupalı olması yarışta geride kalındığını gösteriyor.
Avrupa'daki Ar-Ge harcamalarının yarısı Almanya'dan geliyor, ve bu yatırımın çoğu tek bir sektöre akıyor: Otomotiv. AB'de Ar-Ge'ye en çok yatırım yapan şirketler Alman Mercedes, VW, Siemens Bosch oldu. Ne var ki, Avrupa otomotiv sektöründeki küresel Ar-Ge harcamalarının yüzde 40'ından fazlasını oluştursa da, elektrikli araçlar konusunda bu sektör fırsatı kaçırmış durumda.
Karnıtschnıg bu durumu, “Durgunluklar ve ticaret savaşları gelip geçici olabilir, ancak bu kavşağı kıtanın refahı için bu kadar tehlikeli kılan şey, en büyük rahatsız edici gerçekle ilgilidir: AB bir inovasyon çölü haline geldi.” cümleleriyle ifade ediyor.
Başka yapısal problemler de var
Bunun yanı sıra, toplumun hızla yaşlanması ve yüksek vasıflı işçi kıtlığı başka handikaplar.
Avrupalılar yeterince çalışmıyor. Örneğin ortalama bir Alman çalışan, Amerikalı meslektaşlarına göre yüzde 20 daha az saat çalışıyor. Avrupa'nın üretkenliğinin düşmesinin bir başka nedeni de kurumsal sektörün yenilik yapmadaki başarısızlığıdır. Örneğin ABD'li teknoloji şirketleri, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) göre, Avrupalı teknoloji firmalarının araştırma ve geliştirmeye yaptıklarının iki katından fazlasını harcıyor. ABD şirketleri 2005'ten bu yana üretkenlikte yüzde 40'lık bir artış görürken, Avrupa teknolojisindeki üretkenlik durgunlaştı.
Kişi başına düşen GSYİH'deki farkı önemli bir faktör. Esas olarak AB'deki düşük verimlilik artışı nedeniyle, bazı metriklerle iki katına çıkarak yüzde 30'a ulaştı.
Dünyanın en yüksek enerji maliyetleri, pahalı işçilik ve zahmetli düzenlemelerle karşı karşıya kalan birçok büyük Alman şirketinin Avrupa’da ayakta kalma riskleri artırıyor ve başka bölgelere taşınıyorlar.
Bir başka yapısal problem para ile ilgili. ABD'li girişimler genellikle risk sermayesi yoluyla finanse edilir. Ancak Avrupa'daki risk sermayesi havuzu, ABD'dekine göre çok küçük boyutta. IMF'ye göre, yalnızca son on yılda, ABD risk sermayesi şirketleri Avrupalı rakiplerinden 800 milyar dolar daha fazla para topladı. Avrupalılar, paralarını geleceğe yatırmak yerine, Avrupalıların yaklaşık 14 trilyon avro değerindeki birikimlerinin enflasyon tarafından yavaş yavaş tüketildiği bankada nakit olarak bırakmayı tercih ediyorlar.
ABD borsa değerlemeleri 2005'ten bu yana üç kattan fazla artarken, Avrupa'nınki sadece yüzde 60 oranında artmıştır. Avrupa sadece geriye düşmekle kalmıyor, yarışta bile değil.
Siyasette popülizmin yükselmesi sebebiyle artan vaadler, ülke bütçelerin dengesini bozucu etki gösteriyor. Bu durum, azalan vergi gelirlerinin ortasında artan bütçe açıklarını dizginlemek için zaten mücadele eden Avrupa başkentlerinin, daha fazla siyasi ve sosyal kargaşayı tetikleyebilecek daha da büyük mali sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor.
Sorun şu ki, Avrupalılar yeni gerçekliklerine uyandıklarında, bu konuda fazla bir şey yapmak için çok geç olabilir.
Diğer İçerikler
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Eski Libya Lideri Kaddafi’den Yardım Aldığı Gerekç..
Muhammed İsmi Batı Ülkelerinde Yeni Doğan Bebeklere Verilen İlk İsimler Arasında Yer ..
Uyuşturucunun Korkunç Sonuçları: İskoçya’da 1501 Bebek Uyuşturucu Bağımlısı Olarak Do..