'Fransa'da Devlet Tarafından Müslümanlara Yapılan Zulüm' Raporu
AA
Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan basın toplantısıyla duyurulan raporda, ülkedeki Müslümanların devlet tarafından zulme uğradığı belirtildi.
Fransız siyaset bilimci, Arap ve Müslüman Dünyası Çalışmaları Enstitüsü Merkezi (IREMAM) Araştırma Direktörü François Burgat ve İngiliz sivil toplum kuruluşu "Cage" araştırmacısı Rayan Freschi'nin ortaklaşa hazırladığı "Terörü yaymaya başladık: Fransa'da devlet tarafından Müslümanlara yapılan zulüm" adlı rapora ilişkin Paris'teki bir otelde basın toplantısı düzenlendi.
Freschi, bu raporun ismindeki "terörü yaymaya başladık" ifadesinin İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'a ait olduğunu, bu ifadenin devletin Müslüman "azınlıklarla" ilişkisini anlattığını söyledi.
Raporun amacının devletin Müslümanlara yaptığı "zulmü" anlatmak olduğunu ifade eden Freschi, Fransız hükümetinin Müslümanlara yönelik bu politikasının Şubat 2018'de başladığını ve Kasım 2019'a kadar gizli kaldığını belirtti.
Freschi, "Fransız hükümeti Müslüman toplumuna karşı aşırı baskı uyguluyor." dedi.
Bu politikanın sonucu olarak cami, okul ve derneklerin yanı sıra iş yerlerinin ve şirketlerin de kapatıldığını ifade eden Freschi, iş yerlerinin güvenlik ve hijyen kurallarına uyulmadığı gerekçe gösterilerek "ayrılıkçı" yasa kapsamında kapatıldığını anlattı.
Müslümanlara karşı "psikolojik" savaş
Freschi, bu politikada Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Darmanin, Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer ve valilerin önemli rol oynadığını belirtti.
Hükümetin Müslümanlara yönelik uygulanan politikaya ilişkin Müslümanların hiçbir eleştirisini kabul etmediğine dikkati çeken Freschi, ülkede Müslümanlara karşı "psikolojik savaş" da yürütüldüğünü kaydetti.
Freschi, Şubat 2018'den Ocak 2022'ye kadar 25 bine yakın cami, okul, dernek ve iş yerine kontrol yapıldığını, aynı dönemde 718'inin kapatıldığını söyledi.
Ayrıca bu dönemde bu yerlere verilen cezalardan hükümetin 46 milyon avro gelir elde ettiğini ifade eden Freschi, ülkede Müslümanların "terörize" edilmemesi gerektiğini vurguladı.
"Fransa'da İslam karşıtlığına dayalı bir kültür oluştu"
Fransa'nın bu yaklaşımını diğer Avrupa ülkelerinin de yaymaya çalıştığına işaret eden Freshi, "Bugün Müslümanlara karşı yapılanlar ile İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yahudilere yapılanlar arasında benzerlik var. Fransa'da İslam karşıtlığına dayalı bir kültür oluştu. Buna göre İslam ve Müslümanlar mutlaka sorun oluşturuyor. Müslümanlara ve Yahudilere karşı uygulananlar aynı ölçüde ve teknik olarak aynı değil ancak azınlık olan dini bir topluluğa karşı sistematik saldırı görüşü aynı."
Rapor
50 sayfalık raporda, zulmün uluslararası hukuktaki tanımının kabul edildiği belirtildi.
Raporda, 2020 yılının sonunda Fransa'daki en önemli Müslüman kuruluşlardan CCIF ve Baraka City'nin hükümet tarafından kapatılmasının Müslümanlar nezdinde şok etkisi yarattığı kaydedildi.
Bunun, ülkede Müslümanlara yönelik baskının daha da sertleşmesinin başlangıcı olduğuna dikkat çekilen raporda, cumhurbaşkanı seçiminin yaklaşmasıyla bu baskının daha da güçleneceği aktarıldı.
Raporda, "Fransız devleti, Müslümanların eylemini etkisiz hale getirmeyi ve genel olarak Müslümanları aşağılamayı amaçlayan sistematik bir programa angaje oldu." değerlendirmesinde bulunuldu.
Son 5 senede Müslümanların hayatının adaletsizliklerle dolu olduğu ifade edilen raporda, buna örnek olarak Müslüman sivil toplum kuruluşların feshedilmesi, Müslümanların yasalarla dolaylı veya dolaysız şekilde hedef alınması, okullarda başörtüsünün yasaklanması, Müslümanlara hakaret edilen siyasi söylemler ve Fransız hükümetinin "İslamofobi" politikasını başka ülkelere dayatma çalışması gösterildi.
Raporda, ülkede Müslüman kuruluşların sürekli denetlenmesiyle ve takip edilmesiyle maksimum baskı oluşturma politikası izlendiği dile getirildi.
Fransız hükümetinin yaklaşımının ayrıca Müslümanların sosyal hayatına karşı saldırı olarak da değerlendirilebileceğinin altı çizilen raporda, ülkede cami ve Müslüman okullar dahil yüzlerce kurumun kapatıldığı bildirildi.
Raporda, gelecek ay düzenlenecek cumhurbaşkanı seçiminde adayların Fransa'daki Müslümanlara karşı rahatsızlığını göstermeye çalıştığı kaydedildi.
Fransız hükümetine, Müslüman kuruluşları kapatmama, Müslümanlara karşı uygulanan politikalar hakkında soruşturma yapabilmesi için bağımsız organın kurulması ve yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi, ayrılıkçı yasasının, Fransa İslamı Prensipler Tüzüğü ve başörtüsü yasağının yürürlükten kaldırılması ve Müslüman toplumunun takip edilmemesi çağrısında bulunuldu.