İngiltere Avrupa Birliği'nden 'anlaşmasız' çıkarsa ne olacak?
EURONEWS
Anlaşmasız bir Brexit durumu idari, ekonomik ve ticari ilişkiler açısından en kötü senaryo olarak değerlendiriliyor. Bunun nedeni Birleşik Krallık'ın her anlamda AB nezdinde herhangi bir üçüncü ülke haline gelecek olması.
Ülkede 'anlaşmasız Brexit' kötü bir anlaşmadan daha iyidir diyen azınlık bir grup da mevcut ve temel argümanları İngiltere'nin kendisine çıkarılan 40 milyar Euroluk ayrılık faturasını ödemek zorunda kalmayacak olmasının yanı sıra tüm kurumsal ve idari yapılardan çıkılacak olmasının yeni fırsatlar ve olasılıklar yaratacağına inanılması. Anlaşmasız Brexit'e olumlu bakan kesim bu sayede İngiltere'nin dünya ile olan ticaretinin artacağını dahi düşünüyor.
Ne var ki, anlaşmasız Brexit'in son derece olumsuz olduğunu düşünenler İngiltere'nin hali hazırda AB üyesi olarak da ticarette benzeri fırsatları değerlendirebileceğini ancak anlaşmasızlık durumunda 45 yıldır geliştirilen ilişkilerin ve düzenlemelerin ortadan kalkarak ticarete büyük zarar vereceğini belirtiyorlar. Ekonomik belirsizliğin yanı sıra hukuki açıdan da kaos yaşanacağı ve bunun da ciddi maliyetler getireceği vurgulanıyor. İngiltere'nin imajının ve kredibilitesinin zarar göreceğine ve İrlanda'da sağlanan barışın tehlikeye düşeceğine dikkat çekiliyor.
DTÖ kurallarına dönülecek
Anlaşmasız Brexit durumunda AB tek pazar kurallarının yerini Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları alacak. Bu da her ülkenin aynı pazar erişimini karşılıklı olarak sağlaması gerektiği anlamına geliyor ancak AB bu noktada İngiletere'ye özel muamele edemeyecek ve üçüncü ülkelere uygulanan gümrük tarifeleri aynen İngiltere'ye de uygulanacak. Karşılığında İngiltere de AB ülkelerine aynı tarife ve kotaları uygulamaya mecbur kalacak. Bu durumun özellikle İngiltere'de hizmet, imalat ve tarım sektörlerine ciddi zararlar vereceği konuşuluyor.
Ayrı bir gümrük birliği kurulamaz mı?
Elbette İngiltere de Türkiye gibi ayrı bir Gümrük Birliği anlaşması yapabilir ancak bu da yine Brexit'in ruhuna ve amacına ters olur çünkü karar mekanizmalarında yer alamaz ve AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmaları İngiltere için de otomatik olarak bağlayıcı olur.
Bunların da ötesinde anlaşmasızlık İngiltere'nin AB dışındaki ülkelerle olan ticaretini de olumsuz etkileyecek çünkü İngiltere 83 farklı ülke ile şimdiye kadar bir AB ülkesi olarak ticari ilişkilerini sürdürüyor ve AB'nin yaptığı serbest ticaret anlaşmalarının şartlarından yararlanıyordu. Hiçbir ülke AB üyesi olmayan İngiltere'ye AB'ye verdiğı koşullardan daha iyi koşulları sağlayamayacak. AB blok olarak 500 milyon kişilik bir pazar ve dünyanın en büyük ekonomik gücü. Oysa İngiltere tek başına böyle bir güç ve pazar teşkil etmiyor.
AB pazarında dezavantaj
Ek gümrük tarifeleri ihracat ürünlerinin yüzde 90'ına yansıyacak olan İngiltere AB pazarı içerisinde ciddi bir dezavantaj yaşayacak. Bunun yanı sıra İngiliz ürünleri daha sık ve uzun kontroller ile uyum prosedürleri nedeniyle daha yavaş ve daha maliyetli şekilde AB ülkelerine ulaşacak. İngiliz ürünleri daha pahallı hale gelince daha az tercih edilecek.
Her iki tarafta da şirketler yeni ithalat ve ihracat izinleri almak yeni sertifikalara sahip olmak zorunda kalacak. Bu da yine maliyetleri yükseltecek ve yeni girişimcilerin motivasyonlarını kıracak. Özellikle gıda ve ilaç sektöründe kriz boyutunda sıkıntılar yaşanabileceği öngörülüyor.
AB üzerindeki etkisi
En küçük 19 AB ülkesinin ekonomilerinin toplamına eşit bir büyüklüğe sahip olan İngiltere birliğin Almanya'dan sonra ikinci en büyük ekonomik gücüydü. Tüm AB ticaretinin yüzde 13'ünü gerçekleştiren ülkenin anlaşmasız şekilde ayrılmasıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 27 AB ülkesinin yıllık büyüme oranlarında ortalama yüzde 1,5'luk kayıp yaşanacağı ve işsizliğin de yüzde 0,7 oranında artacağı öngörülüyor.
Bu noktada en büyük zararı birlik üyesi İrlanda görecek zira gerek ticaret gerekse iş gücü alanında en çok etkileşimde olan ülke o. İrlanda'dan sonra sırayla en fazla Hollanda, Danimarka, Belçika ve Çekya olumsuz etkilenecek olan ülkeler. Bununla birlikte Alman otomotiv sektörü de ciddi bir darbe alacak çünkü İngiltere Avrupa'da en çok Alman aracı satın alan ülke konumunda. DTÖ koşulları işlediğinde Alman otomobillerine yüzde 10'a varan vergiler uygulanacak.