Zelenski'den "Ukrayna’nın Barış Formülü" Açıklaması

Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, G20 Liderler Zirvesi'ne video konferans ile bağlanarak liderlere hitap etti ve “Ukrayna’nın Barış Formülü” olarak değerlendirilmek üzere 10 madde açıkladı.

h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Endonezya'da bugün başlayan 17. G20 Liderler Zirvesi'nde öne çıkan konulardan biri de Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya'yı Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un temsil ettiği G20 zirvesine video konferans yolu ile katılım sağladı. Dünyanın önde gelen 19 ekonomisini ve Avrupa Birliği'ni (AB) bir araya getiren zirvede konuşan Zelenski, Ukrayna’nın taleplerini 10 maddelik "Ukrayna’nın Barış Formülü"ü şeklinde sıralayarak bunları benimsemeye ve savaşı "adil bir şekilde, BM Tüzüğü ve uluslararası hukuk temelinde" sona erdirmeye çağırdı.

İşte Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin yaptığı konuşmanın tamamı;

Sayın Cumhurbaşkanı Widodo! Sayın meslektaşlarım! Bizim yanımızda olan dünyanın çoğunluğu!

Size Ukrayna dilinde hitap ediyorum ama masalarınızda kendi dilinizde tekliflerimiz var. Bu, size duyduğumuz saygının tezahürüdür.

Başkentimize yeni döndüm. Kherson şehrinden döndüm. Kherson, ülkemizin güneyindeki kilit şehirlerimizden biri ve Rusya'nın 24 Şubat'tan sonra işgal etmeyi başardığı tek bölge merkezidir.

Ve şimdi Kherson özgürleştirildi!

Bunun anlamı ne? Ukrayna için Savunma Güçlerimizin bu kurtarma operasyonu, geçmişin savaşlarında dönüm noktaları haline gelen geçmişteki birçok muharebeyi anımsatıyor. Bu savaşlar değişiklikleri sembolize ediyordu.  Bu tür değişikliklerden sonra insanlar, nihai zafer için hala savaşılması gerekse de kimin galip geleceğini zaten biliyordu.

Örneğin, D-Day gibi yani Müttefiklerin Normandiya'ya inişi. Kötülüğe karşı mücadelede henüz son nokta değildi, ancak olayların sonraki seyrini zaten belirledi. Şu anda hissettiğimiz şey tam olarak bu.

Şimdi Kherson özgür olduğunda, tüm topraklarımızı Ruslardan kurtarmak için bir süre daha savaşmamız gerekecek... Savaşmak! Ancak, her halükârda zafer bizim olacaksa ve bundan eminsek, o zaman binlerce hayatı kurtarmak ve dünyayı daha fazla istikrarsızlıktan korumak için barış formülümüzü uygulamaya çalışmamız gerekmez mi?

Bu nedenle, barışa giden yol hakkındaki vizyonumuzu -bunu gerçekten nasıl başaracağımızı - sunmak istiyorum. Ve sadece bizim için değil, hepiniz, müttefikleriniz ve ortaklarınız için.

Bu yılın Eylül ayında BM Genel Kurulu'nda yaptığım konuşmada Ukrayna'nın barış formülünü sunmuştum. Dünya için bir barış formülü. Dünya tam da salgının darbelerinden sonra toparlanmayı umarken, Rus savaşı bir dizi yeni küresel darbeye neden oldu. Bunu durdurmalıyız!

Uygulanması gereken bir dizi çözüm var. Ve bununla ilgili konuşmanın perde arkasında değil, halka açık olmasını istiyorum. Bunun genel terimlerle değil, net terimlerle tartışılmasını istiyorum.

Belki bunun için ayrılan süreyi aşabilirim. Ama barış konusu buna değer. Bu saldırgan Rus savaşının adil bir şekilde ve BM Antlaşması ve uluslararası hukuk temelinde sona ermesini istiyorum. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in uygun formülasyonuna göre "bir şekilde" değil.

Ukrayna'ya vicdanından, egemenliğinden, topraklarından ve bağımsızlığından taviz vermeyi teklif etmeyin. Kurallara saygılıyız ve sözümüzün eriyiz. Ukrayna barışı koruma çabalarında her zaman lider olmuştur ve dünya buna tanık olmuştur. Ve Rusya sözde bu savaşı bitirmek istediğini söylüyorsa, bırakın bunu eylemlerle kanıtlasın.

Belli ki Rusya'nın sözlerine güvenmek imkânsız ve Rusya'nın imzaladıktan hemen sonra ihlal edeceği Minsk-3 olmayacak. Barışı yeniden tesis etmek için somut eylemler olmayacaksa bu, Rusya'nın hepinizi yeniden kandırmak, dünyayı kandırmak ve tam da yenilgileri özellikle hissedilir hale geldiğinde savaşı dondurmak istediği anlamına gelir.

Rusya'nın beklemesine, gücünü toplamasına ve ardından yeni bir terör ve küresel istikrarsızlık dizisini başlatmasına izin vermeyeceğiz. Rus yıkıcı savaşını şimdi durdurmamız gerektiğine ve durdurabileceğimize inanıyorum.

İşte Ukrayna'nın önerileri:

Birincisi radyasyon ve nükleer güvenliği.

Hiç kimsenin dünyaya radyoaktif bir felaketle şantaj yapmaya hakkı yoktur. Bu bir aksiyomdur.

Ancak Rusya tüm dünyanın gözü önünde Zaporizhzhia Nükleer Santralimizi her an patlayabilecek bir radyoaktif bombaya çevirmiştir. Radyasyon bulutu nereye gidecek? Belki de AB topraklarına doğru. Belki Türkiye'ye. Belki Ortadoğu'ya. Böyle bir senaryonun varsayımsal bir olasılığını bile suç olarak görüyorum!

Radyasyon güvenliği yeniden sağlanmalıdır. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, defalarca gündeme getirdiğimiz tüm riskleri doğrulayan ilgili tavsiyelerde bulundu. Bu nedenle Rusya, Zaporizhzhia Nükleer Santralinin topraklarından tüm militanlarını derhal geri çekmelidir. Santral derhal Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve Ukraynalı personelin kontrolüne devredilmelidir. Reaktörlerin istikrarına hiçbir tehdidin olmaması için santralin elektrik şebekesine normal bağlantısı derhal yeniden sağlanmalıdır.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu heyetlerinin tüm Ukrayna nükleer santrallerine gönderilmesini önerdik. Toplamda dört nükleer santrali ve 15 ünite. Ayrıca kapatılmış ve koruma altında olan Chornobyl tesisi de var. Bu heyetler, Ukrayna nükleer tesislerine yönelik herhangi düşmanca faaliyetin gerçekten sona erdiğini doğrulayabilir.

Uygulanması ne kadar sürer? Rusya, ihlal ettiği radyoaktif güvenliği yeniden sağlamaya gerçekten hazırsa, Zaporizhzhia Nükleer Santralinin askersizleştirilmesine yarın başlayabilir.

Aynı şey, Rus yetkililerin başvurduğu çılgınca nükleer silah tehditleri için de geçerlidir. Nükleer şantaj için herhangi bir mazeret olamaz ve olmamalıdır. Değerli G-19 üyeleri, bunu açık bir şekilde teyit ettiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Ancak Rusya'yı nükleer tehditlerinden vazgeçirmek için lütfen tüm gücünüzü kullanın. Bu tür çabaların temeli, Budapeşte Muhtırası ve imzası olan devletlerin ilgili imkanları olabilir.

İkinci meydan okumamız gıda güvenliğidir.

BM, Türkiye ve diğer ortakların güçlü katılımı sayesinde, birkaçının iş birliğinin birçoğuna gıda güvenliğini nasıl geri getirebileceğini gösterdik. Savaş ne zaman biterse bitsin, tahıl ihracatı girişimimizin süresiz olarak uzatılmayı hak ettiğine inanıyorum. Gıda hakkı, dünyadaki her insanın temel hakkıdır.

Ukrayna, temmuz ayından beri deniz yoluyla 10 milyon tondan fazla gıda ihraç etti. İhracatı ayda milyonlarca ton daha artırabiliriz. Bu amaçla, tahıl ihracatı girişimini diğer limanlarımıza, özellikle Mykolaiv ve Mykolaiv bölgesindeki "Olvia" limanlarına genişletmeyi öneriyorum.

Ayrıca tüm ülkeleri – ve özellikle sizin ülkelerinizi, değerli G-19 liderlerini – en yoksullara gıda konusunda yardım etme girişimimize katılmaya davet ediyorum.

"Ukrayna'dan Tahıl" girişimini şimdiden başlattık. Ve ilk gemi olan ‘Nord Vind’ gemisi de 27 bin ton buğdayla Etiyopya'ya gidiyor. Bu, yılda yaklaşık 100.000 kişiyi besleyebilecek bir miktardır. Ukrayna'dan gelen bu tür birçok gemi olabilir ve bu nedenle fakir ülkelerde açlıktan kurtulan birçok insan olacaktır.

Ukrayna bu yıl 45 milyon ton gıda ihraç edebilir. Ve önemli bir kısmı en çok acı çekenlere yönlendirilsin. Tam olarak neyi öneriyoruz? Her ülke belirli bir katkıyla katılabilir ve açlığa ve gıda krizine karşı kazanılan zaferin ortak yaratıcısı olabilir.

Üçüncüsü enerji güvenliği.

Rus terörünün şu anda neyi amaçladığını hepiniz görüyorsunuz. Bu, soğuğu bir silaha dönüştürme girişimidir. Milyonlarca insana karşı bir silaha. Enerji altyapımızın yaklaşık %40'ı işgalcilerin kullandığı Rus füzeleri ve İran insansız hava araçlarının saldırılarıyla yok edildi. Rusya her hafta elektrik santrallerimizi, trafolarımızı, elektrik hatlarımızı havaya uçuruyor.

​Bu terörün yan amacı, komşu ülkelere elektriğimizin ihraç edilmesini engellemektir. Çünkü bu, enerji durumunu istikrara kavuşturmalarına ve tüketiciler için fiyatları düşürmelerine önemli ölçüde yardımcı olabilirdi. Rusya enerji kriziyle ilgileniyor. Bizler ise terörü bitirmekle ilgilenmeliyiz.

Ukrayna'ya hava savunma ve füze savunma sistemleri tedarikinde şu ana kadar yardımcı olan tüm ortaklarımıza teşekkür ediyorum. Bu, Rus füzelerinin ve İran insansız hava araçlarının bir kısmını düşürmemize izin veriyor. Ama gökyüzümüzü tamamen korumalıyız. İlgili yardımı artırmanızı rica ediyorum!

Yıkımı ve restorasyon ihtiyacını değerlendirmek ve daha fazla yıkımı önlemek için Ukrayna'nın kritik enerji altyapısı tesislerine BM uzmanlarından oluşan bir heyet yönlendirilmesini teklif ettik. Bu heyetin gönderilme sürecini hızlandırmalıyız!

Bu, uluslararası toplumun Ukrayna ve Avrupa'daki ve dolayısıyla küresel enerji piyasasındaki enerji durumunun istikrara kavuşturulmasına somut bir katkı olacaktır.

Bununla birlikte, dünyanın kararlarından bağımsız olarak, Rusya, Ukrayna'nın enerji üretim tesislerine ve insanlara su ve ısı temini hizmeti veren tesislere yönelik saldırılarını herhangi bir gün durdurabilir. Rusya barışın sağlanmasıyla gerçekten ilgilendiğini terörü reddederek kanıtlasın. Enerji kaynaklarının artık silah olarak kullanılmaması için köklü bir adım atmalıyız. Rus enerji kaynaklarına fiyat kısıtlamaları getirilmelidir.

Rusya, Ukrayna'yı, Avrupa'yı ve dünyadaki tüm enerji tüketicilerini öngörülebilirlik ve fiyat istikrarından mahrum etmeye çalışıyorsa, buna verilecek cevap, Rusya için ihracat fiyatlarının zorunlu olarak sınırlandırılması olmalıdır. İhracat fiyatı maliyet fiyatından yüksek olmamalıdır. Bu adil olan. Eğer dünyadan alıyorsan dünyanın da senden almaya hakkı vardır.

Dördüncü meydan okuma tüm esirlerin ve tehcir edilenlerin serbest bırakılmasıdır.

Binlerce insanımız, askerlerimiz ve sivillerimiz Rus esaretinde. Acımasızca işkenceye maruz kalıyorlar. Bu büyük bir zorbalıktır. Ayrıca Rusya'ya zorla tehcir edilen 11 bin çocuğun isimlerine kadar biliyoruz. Aileleri olduğunu bile bile ebeveynlerinden ayrılıyorlar. Net bilgilerini bildiğimiz bu çocuklara ek olarak, zorla götürülen ve hakkında ancak dolaylı olarak bilgi sahibi olduğumuz on binlerce daha çocuk var. Bunların arasında, ebeveynleri Rus saldırıları nedeniyle ölen pek çok kişi var ve şimdi onlar katil-devlette tutuluyor.

Buna tehcir edilen yüzbinlerce yetişkini de eklerseniz, Rus savaşının nasıl bir insani felakete yol açtığını göreceksiniz. Rusya'da ve geçici olarak işgal altındaki topraklarda, özellikle Kırım'da tutulan Ukrayna vatandaşları siyasi tutukluları da ekleyin. Bütün bu insanları kurtarmalıyız!

Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden destek bulmadığımızı belirtmek isterim. Ukraynalı savaş esirlerinin ve siyasi tutukluların tutulduğu kamplara erişim için veya tehcir edilen Ukraynalıların bulunmasına yardımcı olmak için tam anlamıyla mücadele ettiklerini görmüyoruz. Böylesi saf dışı kalma eylemi, bir zamanlar saygı duyulan bir örgüt olan Kızıl Haç'ın kendi kendini yok etmesidir.

Bekleyemeyiz!

Ukrayna, bu örgütün politikasının değişebileceğinden şüphe ediyor ve bekleyecek zamanımız yok. Bu nedenle, esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin tek gerçekçi yöntem olan "herkesi herkese” modeli uğruna birleşmeliyiz. Ve ayrıca Rusya'ya tehciri edilen tüm çocukların ve yetişkinlerin serbest bırakılması için.

Ortaklarımıza, Ruslar tarafından esir alınan birçok Ukraynalı ve yabancı vatandaşın serbest bırakılmasını sağlayan çabaları için teşekkür ediyorum. Bu liderliğiniz ve orada bulunan liderlerin iyi kalpleri diğer Ukraynalıların da özgürleştirilmesine yardımcı olsun.

Beşincisi BM Antlaşması'nın uygulanması ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ile dünya düzeninin yeniden tesis edilmesi.

BM Antlaşması'nın 2. maddesi her şeyi çok net bir şekilde tanımlıyor. Rusya'nın bu savaşla ihlal ettiği her şeyi.

Bu nedenle, saldırgana herhangi taviz vermeden uluslararası hukukun geçerliliğini yeniden tesis etmeliyiz. Çünkü BM Antlaşması kısmen, seçilerek veya "isteğe bağlı" uygulanamaz.

Rusya, BM Genel Kurulu'nun ilgili kararları ve yasal olarak bağlayıcı ilgili uluslararası belgeler çerçevesinde Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü yeniden teyit etmelidir.

Bu çok net!

Altıncı meydan okuma Rus birliklerinin geri çekilmesi ve çatışmaların durdurulmasıdır.

Bunun nasıl sağlanacağına dair net bir anlayış var. Rusya, tüm birliklerini ve silahlı oluşumlarını Ukrayna topraklarından geri çekmelidir. Ukrayna'nın Rusya ile olan devlet sınırımızın tüm bölümleri üzerindeki kontrolü yeniden sağlanmalıdır.

Bu, çatışmaların gerçekten ve tamamen durdurulmasıyla sonuçlanacaktır. Bu konuda her gün yapılan gecikme, Ukraynalıların yeni ölümleri, dünyaya yönelik yeni tehditler ve Rus saldırganlığının devam etmesi nedeniyle zararların yani dünyadaki herkes için zararların çılgınca artması anlamına geliyor.

Yedincisi adalet.

Neredeyse, en büyük duyguları kışkırtan şey budur.

Rus güçlerinden geri alınan tüm topraklarımızda hep aynı görüntüyü görmekteyiz: Rusya çekilirken, arkasında işkence yerleri ve katledilen insanların toplu mezarlarını bulunmaktadır.

İşgalden geri alınan Buça şehrinde olduğu gibi ülkemizin kuzeyindeki diğer şehirlerde de aynı durumla karşı karşıyayız. Kharkiv bölgesi için de aynı durum geçerli. Aynı görüntüyü şimdi Herson bölgesinde de görüyoruz.

Bugün itibariyle, Rus saldırıları sonucunda öldürülen dört yüz otuz çocuk hakkında tam bilgilere sahibiz. Bu sadece öldürülen çocukların sayısı! Net olarak bildiğimiz bir sayıdır. Hala Rusya'nın kontrolünde bulunan topraklarda kaç tane toplu mezar var? Mariupol'da ne göreceğiz?

Bu nedenle dünya topluluğu, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı saldırıyı ve işlediği suçu tanımalı; bu savaşın neden olduğu tüm zararların tazminatı ile ilgili uluslararası bir mekanizma oluşturmalı ve Özel bir Mahkeme yaratmalıdır. Tazminatlar, Rusya’nın varlıklarından yapılmalı. Çünkü saldırgan ülke, ihlal ettiği adaleti yeniden kurmak için elinden geleni yapmak zorundadır.

Rus savaşının neden olduğu zararlarla ilgili uluslararası bir tazminat mekanizmasına ilişkin BM Genel Kurulu'na bir karar önerdik. Oylama yapıldı. Yerine getirilmesini rica ederiz. Özel Mahkeme ile ilgili ikinci kararı da hazırlamaktayız. Katılmanızı ve destek vermenizi rica ederim. Çünkü yeryüzünde adaleti takdir etmeyen bir millet yoktur.

Sekizinci meydan okuma Çevre Tahribatı (Ecocide), çevrenin acil olarak korunması gereğidir.

Bombardımanlar sonucunda milyonlarca hektar orman yanıp yok oldu. Topraklarımızın yaklaşık 200 bin hektarı patlamamış mayınlar ve mermilerle kirlenmiş durumda. 1979 yılında yeraltı nükleer patlamanın gerçekleştirildiği maden de dahil olmak üzere onlarca kömür madeni sular altında kaldı...

Bu madenler arasında, Rusya tarafından işgal edilen Donetsk bölgesindeki “Yunkom” madeni de var; işgalciler yüzünden sular altında bulunmaktadır. Moskova'da herkese bilir ki, bunlar sadece Donetsk bölgesindeki nehirler için değil, Azak Denizi ve dolayısıyla Karadeniz havzası için de ne kadar büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tehdit, diğer tehditlerin olduğu gibi ancak topraklarımızın işgalden geri alınması ile ortadan kaldırılabilecektir.

Yangınlarda yanmış petrol depoları ve diğer yangınlarla ilgili atmosferik kirlilik miktarını doğru bir şekilde hesaplamak mümkün değildir.
Bunun yanı sıra, patlatılan kanalizasyon ve kimya tesisleri, öldürülen birçok hayvanın mezarlıkları.

Bir düşünün, Rus saldırısının bir sonucu olarak 6 milyon evcil hayvan öldü. 6 milyon hayvan! Bunlar resmi verilerdir. Karadeniz'de en az 50.000 yunus öldürüldü. Binlerce hektar toprak zararlı maddelerle kirlenmiş durumda - bunların çoğu verimli topraklardı-.

Geçen hafta Mısır'da yer alan İklim Zirvesi'nde, savaşın çevreye verdiği zararı değerlendirmek için bir platform oluşturmayı önerdim. Bunu yerine getirmek zorundayız.

Ayrıca, savaşın yarattığı tüm çevresel tehditlere karşı ortak çözümler üretmeliyiz. Bu çözümleri yaratmadan normal, istikrarlı bir hayata bir geri dönüşü olamaz; savaşın yankıları, su, toprak ve hava kirliliğinde, çocuk ve yetişkinlerin hayatlarını alacak mayın patlamalarında uzun bir süredir devam eder.

Mayın temizleme faaliyetlerinde bize yardımcı olan tüm ülkelere şimdiden teşekkür ediyorum. Bunun için ekipman ve uzman sayısında acil bir artışa ihtiyacımız var.

Arıtma tesislerinin restorasyonu için de mali ve teknoloji desteklere muhtacız. Bu problem, sadece Ukrayna’nın bir problemi değildir. Avrupa’nın ve küresel çevre güvenliğine bir meydan okumadır.

Bir sonraki dokuzuncusu tırmanışın önlenmesi.

Hala var olan ve güvenliğimiz düzgün bir şekilde sağlanana kadar devam edecek bir risk.

Ukrayna hiçbir ittifakın üyesi değil. Ve Rusya bu savaşı tam da Ukrayna'nın Avrupa-Atlantik dünyası ile Rus emperyalizmi arasındaki gri bölgede kaldığı için başlatabildi. Şimdilik herhangi güvenlik güvencemiz de yok. Peki Rusya'nın bize yönelik bu tür saldırganlıklarının tekrarlanmasını nasıl önleyebiliriz?

Etkili güvenlik güvencelerine ihtiyacımız var. Bu nedenle Kyiv Güvenlik Anlaşması diye bir anlaşma taslağı hazırladık ve bunu şimdiden ortaklarımıza sunduk.

Bu nedenle, Rus saldırganlığının tekrarlanmasını önlemek için Avrupa-Atlantik sahasında Ukrayna'ya yönelik garantiler de dahil olmak üzere savaş sonrası güvenlik mimarisinin temel unsurlarını sağlamlaştırmak için uluslararası bir konferans düzenlemeliyiz.

Konferansın ana sonucu, Kyiv Güvenlik Anlaşması'nın imzalanması olmalıdır. Bunu istediğiniz yapabiliriz, bu yıl bile. Ve sizi temin ederim ki bundan sonra Avrupa'nın bizim tarafımızdaki savaş hakkında hiçbir şey duymayacaksınız. Çünkü saldırgan bu savaşı tekrarlamaya cesaret edemeyecek.

Ve onuncusu savaşın bitmesinin tespiti.

Tüm savaş karşıtı önlemler uygulandığında, güvenlik ve adalet yeniden sağlanmaya başladığında, taraflar savaşın sona erdiğini tespit eden bir belge imzalamalıdır.

Barışa giden yolda belirttiğimiz meydan okumalardan hiçbiri çok fazla zaman alamayacağını vurgulamak isterim. Bir madde için en fazla bir ay. Bazıları için birkaç gün yeterlidir.

Tahıl ihracatı girişimiyle ilgili olumlu bir deneyime sahibiz. O nasıl çalışıyor? BM ve anlaşmaların iki tarafı var: Bir yanda Ukrayna, Türkiye ve BM, diğer yanda Rusya, Türkiye ve BM.

Az önce sunduğum maddelerin her birinin uygulanması benzer şekilde yapılabilir. Şu veya bu kararda liderliği üstlenmeye hazır olan devletler taraf olabilirler.

Bir kez daha: radyasyon ve nükleer güvenliği,  gıda güvenliği, enerji güvenliği, tüm esirlerin ve tehcir edilenlerin serbest bırakılması, BM Antlaşması'nın uygulanması ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ile dünya düzeninin yeniden tesis edilmesi, Rus birliklerinin geri çekilmesi ve çatışmaların durdurulması, adaletin yeniden sağlanması, çevre tahribatı ile mücadele, tırmanışın önlenmesi, ve son olarak savaşın sona erdiğinin teyidi.

Değerli liderler!

Her birinizin barışın ortak yaratıcısı nasıl olabileceği ile ilgili kendiniz için seçebileceğiniz yolları özetledim. Lütfen liderlik için yolunuzu seçin ve birlikte kesinlikle barış formülünü uygulayacağız.

Bundan ne olacak? Binlerce hayat kurtarılacak. Uluslararası hukukun geçerliliği yeniden sağlanacak. Güvenlik mimarisi yenilenecek. Tüm dünyanın o olmadan acı çektiği küresel istikrar geri getirilecek. Bu da dünyanın dürüst ülkelerin uğruna iş birliği yaptıkları hususlardır.

Barış küresel bir değerdir. Bu, dünyadaki her insan için önemli olan bir şeydir. G19 liderleri olarak her biriniz için de aynı şekilde önemli olduğundan eminim.

Net ve pratik çözümler belirledim. Uygulanabilir. Hızlı bir şekilde. Etkilidirler. Eğer Rusya bizim barış formülümüze karşı çıkarsa, onun sadece savaş istediğini göreceksiniz.

Ukrayna, özgürlüğü korumamıza ve barışı yeniden tesis etmemize yardım eden dünyadaki herkese minnettardır. Ortak çabalarımız bir an önce başarı ile taçlandırılsın ve bu zirvenin sonuçlarına yansısın.

Dikkatiniz için teşekkür ederim! Yaşasın Ukrayna!

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA