Yunanistan kendisini yok ediyor!
ÖNCESİ: Yunanlılar ve Türkler kültürel yönden birbirine çok yakın ve benzer özellikler taşıyan iki halk. İki ülke ilişkilerindeki iş birliğinin, her iki ülkenin de refahını artıracağı kesin. Ancak iş uluslararası ilişkilere gelince olay bambaşka bir hal alıyor. Sorunlar karşısında bunalan Yunan halkını oyalamak için, dış kaynaklı olarak dayatılan ve sürekli olarak ortaya sürülen sahte bir “Türk korkusu” altında Yunanlı yöneticiler, sürekli olarak Türkiye’ye karşı ittifaklar oluşturmaya çalışıyor, Türkiye karşıtı her olayda iyi bir komşuya yakışmayacak şekilde açıkça tavır alıyor. Ancak bu sorumsuz çabalarının Yunan halkına bir yarar sağlamadığı da görülüyor.
İNCELEME: Kurulduğu günden beri Türklerden elde ettiği topraklarla sürekli büyüyen Yunanistan, bunun verdiği sahte özgüven duygusu içinde, Yunanistan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Andonis Andonyadis’in de ifade ettiği gibi, Ege ve hatta Akdeniz’i sadece kendisine ait gibi görmekte ve her şeye tek başına sahip olma duygusu içinde Akdeniz’e 1677 km gibi en uzun sınırı olan Türkiye’yi bu bölgeden tamamen uzak tutmak istemektedir.
Yunan ekonomisi uzun bir süreden beri bütçe açıkları, yüksek kamu borcu, düşük rekabet gücü ve yabancı yatırımların azlığı gibi sorunlarla karşı karşıya. Yunanistan AB ülkeleri arasında kamu borç yükünün Gayrı Safi Yurtiçi Hasılaya oranı en yüksek ülke olma konumunu sürdürüyor. Yapılan anlaşmalara göre de Yunanlıların 2048 yılına kadar borç altında kalacağı görülüyor. Bugüne kadar Yunanistan ne Ege ne de Akdeniz’deki kaynaklardan herhangi bir şey elde edemedi. İmzaladığı anlaşmalarda, elde edilecek kaynakların neredeyse tamamını da yabancı şirketlere verdiği görülüyor. Hatta gelir elde etmek bir yana, yarattığı kriz ortamları ile de büyük askeri masraflar altına giriyor. Türkiye ile kriz yaratarak, sadece Ege Denizinde bulunan 10 bine yakın ada, adacık ve küçücük coğrafi formasyonları nasıl koruyacağı merak konusu. Kıbrıs ve Yunanistan’da davet edilen yabancı askerler kol geziyor. Kıbrıs’ta yabancılara dağıtılan üslerden sonra, daha şimdiden Dedeağaç, Larissa, Atina, Girit üslerle dolmuş durumda. Yunanlı yöneticiler ne yaptığını bilmez bir halde İsrail, Mısır, BAE, Fransa ve hatta Suudi Arabistan gibi ülkelerle ülke ekonomisini zora sokan ve bölgeyi ateş altına atan ortak tatbikatlar yapıyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri’ne ait 6 adet F-15 tipi savaş uçağının cumartesi günü Yunanistan’ın Girit adasının Suda Üssü’ne inmesi bekleniyor. İşin komik tarafı, Suudi Arabistan’a gidecek 100 Yunan askerinin maaşlarını da Suudi Arabistan yönetimi ödeyecek. Kısaca önüne gelene üs dağıtan, her bulduğu ülke ile tatbikatlar yapan Yunanistan yönetimi acınacak halde ve birkaç askerinin bile masrafını Suudi Arabistan’dan talep ediyor. Yarattığı her krizde silah satın alıyor, bu silahlar standart dışı ve her biri Yunanlı için başka bir masraf yaratıyor. Son derece pahalı ve masraflı olan bu silahların külfeti yine borç altındaki Yunanlılara kalacak gibi görünüyor.
SONUÇ VE TEKLİFLER: İşte bu noktada, yıkıcı büyüklükte zararlara rağmen zafer kazanmak manasına gelen “Pirus Zaferi” tam da Yunanlı yöneticilerin bu hesapsız kitapsız çabalarına uyuyor ve Yunanistan tam bir bilinç kaybı ile asla kazanamayacağı bir mücadelede felakete doğru son sürat gidiyor. Yunanistan’ın ancak Türkiye ile dostane ilişkiler geliştirerek huzur içinde olacağını ise hatırlatmaya gerek yok sanırız