Bölgede ABD İstenmiyor

Bu yazı 06/02/2024 tarihinde yayınlanmıştır.

Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

ABD soğuk savaşın sonrasında yeni bir strateji geliştirdi. Sözde uluslararası terörizme karşı Paul Wolfowitz, Richard Perle, Donald Ramself, Dick Cheney, Donald Kagan gibi ABD'li şahinlerin geliştirdiği bu stratejiye göre ABD'ye tehdit olabilecek bütün Muhtemelen düşmanlar tehdit veya tehditler oluşturmadan ortadan kaldırılmalıdırlar.

ABD'nin yeni küresel hegemonyası 11 Eylül saldırıları gerekçe gösterilerek oluşturulmaya çalışıldı. Neoconların duruşu böyleydi.

1. Önce düşmanını yarat daha sonra düşmanın kötü ve tehlikeli olduğunu ileri sür ve bunu kabul ettirmeye çalış.

2. Düşmanın saldırgan olduğunu ileri sür bunu kabul ettirmeye çalış.

3. Amerikalıların yaşamlarını ve çıkarlarını korumaya çalıştığını ileri sürer.

4. Düşman ve düşman ülkenin ABD'nin çıkarlarına tehdit oluşturduğunu ileri sürer.

5. ABD'nin demokrasi ve insan haklarına saygılı olduğunu ileri sürer ve kendisine iyiliği temsil ettiğini saldırganlara karşı harekete geçmekle yükümlü olduğunu İleri sürer.

6. ABD'ye tehdit olarak ortaya çıkan düşman devletlere karşı koalisyon gücü oluşturmaya ve liderliğini yapma konusunda kendi kamuoyunu ikna eder.

Bütün bu nedenlere rağmen ABD Ortadoğu'da özellikle Irak ve Suriye'de işgal ve bulunma nedenlerini meşrulaştıramamış, ABD'nin dış politikası büyük ölçüde başarısız olmuştur. ABD Ortadoğu'da sağlıklı bir politika izleyememiş, bölge sorunlarını çözmek yerine öncelikle İsrail'in güvenliğini düşünmesi, böl- parçala-yönet stratejisini uygulaması, IŞİD ile mücadele bahanesi, Türkiye'ye karşı Suriye Demokratik Güçleri(SDG) maskesi ile PKK/ YPG terör örgütlerini eğitip donatması ve örtülü olarak Türkiye'yi hedef ülke seçmesi, bölgede bir terör devleti koruma amacı nedeniyle sorunları çözmemiş kendisi sorun olmuştur. Bölgede bulunması bu coğrafyaya kan gözyaşı ve kaos getirmiştir. Irak'ta halk Saddam’ı Suriye'de Esad'ı arar duruma gelmiştir.

Irak ülkesinde bulunan ABD askerlerinin bir takvime bağlanarak çekilmesini istiyor. ABD şu 3 konuyu öne sürerek çekilmenin bir takvime bağlanmasını istemiyor;

1. DEAŞ tehdidİ artar,

2. Operasyonlar ve çevresel gereksinimler,

3. Irak güvenlik güçlerinin kabiliyet seviyeleri,

4. Bölgede İran etkisi artabilir.

ABD'nin önü sürdüğü sorunlar çekilmemek için birer bahane. Bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri bulunuyor. Irak'ın kuzeyinde yaşayan yaklaşık bir milyon olarak vatandaşının güvenliği için operasyonlarına devam ediyor. Türkiye ve Irak arasındaki ekonomik ilişkiler her geçen gün artıyor. Basra-Bağdat-Musul-Ovaköy ticaret yolunun yapılması için görüşmeler devam ediyor. Türkiye'nin merkezi Irak hükümeti ve IKBY ile iyi ilişkileri bölgede sorunların çözümü için bir avantaj teşkil ediyor. Türkiye bölge sorunlarının çözümüne mezhepsel olarak bakmıyor. Bölge halkları ve ülkeleri arasında ekonomik, sosyal, siyasi bir gün askeri ilişkilerine geliştiriyor. ABD'nin Suriye'den çekilmesi her ne kadar Suriye'de Rusya varlığını güçlendirecek gibi görünse de Suriye'de sorunların çözümünde Türkiye Rusya ile daha kolay iş birliği yapar çünkü her iki ülke de Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunuyor. Astana görüşmeleri devam ediyor. ABD'nin bölgeden çekilmesi, Türkiye'nin Suriye'de PKK/YPG terörünü bitirecek, olası DEAŞ terörünü de etkisiz hale getirecektir. ABD'nin en önemli hatası İsrail lobisinin ABD'nin iç ve dış politikasındaki etkisinin ciddi ve sağlıklı bir analizinin yapılamamasıdır. Bu nedenle ABD Ortadoğu'da;

1. Tarafsız olamamıştır,

2. İsrail yanlısı bir tutum izlemiştir,

3. Örtülü ve yarı açık olarak Türkiye’yi hedef ülke olarak görmüştür.

ABD kazan kazan formülüne dönmeli, tek taraflı tutumundan vazgeçmeli, PKK/YPG terör örgütünü desteklemekten vazgeçmeli, bağımsız Filistin devletini tanımalıdır. Küresel ve bölgesel sorunlarda kendi çıkarları kadar başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerin de çıkarlarını gözetmelidir. ABD'nin başka alternatifi yoktur.