Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

Akdeniz ve Kızıldeniz'de Türkiye Kalkanı

15 Temmuz 2019
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Suriye’de, Yemen’de, Sudan’da, Gazze’de, Kıbrıs’ta gerçekleştirilen her hamlenin yansıması AKDENİZ'de olmaktadır. Bu gerçek ışığında, Katar’da, Cibuti’de, Sudan-Sevakin adasında, Somali’de Türkiye’nin kurduğu deniz üsleri, çok anlamlı sonuçlara imza atmaktadır. 130 yıl öncesine gidelim. İngilizler, Mısır’a(Süveyş), Kıbrıs’a neden çökmüşlerdi? Tezgâhlar kurarak stratejik hamleler yapıyorlar, deniz geçişlerini kontrol ederek, sömürgecilikte sınır tanımıyorlardı.

1878’lerde çöktükleri Kıbrıs’tan yıllar sonra,1959 Londra anlaşmalarına imza attırarak, Rum Kesimi'ndeki Ağrotur ve Dikelya üslerini korumaya aldırdılar. Bu üsler, yüzyıl geçmesine karşın, yine özellikli, yine stratejik konumlu.

BİR ANEKTOD: İran'da Musaddık’ı deviren darbeyle, Kıbrıs'taki İngiliz üssü Ağrotur‘un çok yakın ilişkisi var. Amerikan Ulusal Güvenlik Arşivi, İran Başbakanı Muhammed Musaddık'ın bir askeri darbeyle devrilmesinin 60. yıl dönümünde CIA'nın söz konusu 1953 İran darbesinde sorumluluğunu kanıtlayan belgeler üzerinden gizlilik kararını kaldırdı. İran'da Başbakan Musaddık'ı deviren 1953 darbesinde İngiltere'nin ve ABD'nin sorumluluğu yaygın bir kanaat olarak biliniyor ancak konu yine de tartışmalı olmanın ötesine geçemiyordu. Musaddık, göreve gelmesinin ardından İran petrollerini millileştirmişti. Darbe petrol için yaptırılmıştı. Gizliliği kalkan belgeler 1953 İran darbesinin başından sonuna kadar planlı bir CIA darbesi olduğunu kanıtlamış oldu.

Evet.1953 yılı, Musaddık darbesi, Kıbrıs'ta İngiliz Ağrotur Üssü'nde planlandı. CIA VE MI6 tarafından komuta oradaydı, iş oradan yürütüldü. Mussaddık'ın başını çektiği Ulusal Cephe Hareketi batı karşıtı milliyetçilik, milli kimliğin oluşmasında ve formalaşmasında aktif rol alıyordu. İran çağdaş tarihinde ilk defa bir başbakan şaha karşı çıkıp kendi istediklerini yapabiliyordu.
Musaddık, 1951'de İran Meclisinde Anglo-Persian Petrol Şirketi'ni millileştirme kararı alınca, halk ve aydınlar büyük çoşku yaşadı. 
Ama petrolün millileştirilmesi İngiltere için tam bir felaketti. İçeride ve dışarıda muhalif kuvvetler, Musaddık'ı devirmek için ekonomik ambargo, limanların ablukası sonucu, muhalefeti sokağa döktüler... Gençler direnişe geçirildi. Grevler ve toplu gösteriler teşvik edildi.
ABD-CIA'nın, İran istihbarat örgütü ve Ordu içindeki formatladığı cunta, Musaddık'a darbeyi planladı. Milli Lider Musaddık devrildi.
Darbenin ardından demokrasi bir kenara itildi. Petrol sektörünü millileştirme kararı iptal edildi. İngiltere-Amerika, İran petrollerine çöktüler.

Yıl 2019…

Bugün, İngilizler ve Amerika filolarıyla Kıbrıs’ta, Doğu Akdeniz’de cirit atıyor.100 yıl önce deniz ulaşım kontrolü vardı, bugün ek olarak Doğu Akdeniz gaz-petrol havzaları var.
Amerika bir taraftan Kıbrıs İngiliz üslerini kullanıyor, ayrıca kendi üslerini kuruyor. Evangelos Florakis Üssü'nü Fransa aldı. Küresel FRANSIZ TOTAL petrol şirketi de Evangelos'tan Doğu Akdeniz parsellerinde sondajları yönetmeyi amaçlıyor. Yersek…

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Türkiye’de DERİN OYUNU çok iyi okumaktadır. Buna yönelik deniz stratejimizi revize etmektedir.

Bakınız KIBRIS adası etrafında, dünyanın tezgâhı dönüyor.1959 yılında,  Londra anlaşmaları bağlamında, rahmetli Adnan Menderes’in attığı imzaların uzandığı hayati noktaları görüyorsunuz.1974 yılında Kıbrıs’a çıkan Türk Ordusu’nun, geleceğin olaylarına da neşter atma şansı yakalamış olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.

MAVİ VATANI KORUMA STRATEJİSİ

Türkiye tarafından uygulamaya sokulan MAVI VATANI KORUMA STRATEJİSİ etkili taktiklerle uygulanıyor. DOĞU AKDENİZ’DE ENERJİ KRİZİ VE TÜRKİYE’NİN GİRİT ADASINA KADAR UZANAN KITA SAHANLIĞI VE KITA SAHANLIĞI ÜZERİNDE PETROL-GAZ SONDAJ HAKKIMIZ çok detaylı biçimde değerlendiriliyor.

2009 yılından itibaren Doğu Akdeniz’de keşfedilen zengin doğalgaz rezervleri bir yandan İsrail’i diğer yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan’ı heyecanlandırarak Doğu Akdeniz’e hâkim olacak bir İsrail-Helen ittifakı hayâline sebep olması üzerine Cumhurbaşkanımız Erdoğan, stratejiyi hazırlattı

Rum ve Yunanistan, doğalgaz ve petrol aramalarında piyonluk yapmaktadır. Buna paralel, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de sınırlamak stratejisiyle hareket eden ABD, İngiliz, Fransız, İtalyan donanma ve uçakları bölgeye dolmuştur.

İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rumları ve Mısır’ın merkezinde olduğu, Türkiye’yi devre dışı bırakmak ve sınırlamak üzere tasarlanmış bölgesel bir enerji ittifakı oluşturmasına Türkiye hem yumuşak hem de sert güçüyle karşılık vermektedir.

Türkiye, kendisini Ege ve Akdeniz’de kuşatmaya, Kıbrıs adası ile bağını koparmaya, enerji kaynaklarını gasp etmeye yönelik hamlelere mukabil sert hamlelerle cevap vermeye başlamıştır.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz sınırlarının Lıbya-Girit hattına kadar derinlik kazanması, KITA SAHANLIĞI açısından yeni stratejik hamlemizdir. Bilindiği gibi, Türkiye Akdeniz’e sahildar devlettir. Sahildar devletler de kıta sahanlığına herhangi bir bildirim yapmadan kendiliğinden sahiptirler.

Türkiye, KKTC’nin TPAO’ya ruhsatlandırdığı sahalarda sismik araştırma “Barbaros Hayreddin Paşa” ve sondaj gemisi “Fatih” çalışırken, bugünlerde de ikinci sondaj gemisi “Yavuz” da sondaja başlamıştır.

KAVGA SADECE DOĞU AKDENİZ GAZI İÇİN DEĞİLDİR. MESELE DAHA BÜYÜKTÜR.

İngiltere’nin AĞROTUR VE DİKELYA ÜSLERİ var. İngiltere Ada’da bulunan 17 savaş uçağının sayısını 138’e çıkarması kararı aldı... Şimdi Fransa’ya Rum kesimindeki Mari bölgesinde bulunan Evangelos Florakis Deniz Üssü tahsis edilmiştir. Fransa’nın Kıbrıs’ta ne işi var?

Doğu Akdeniz’de kurulmaya çalışılan ABD-AVRUPA yeni siyasi-askeri ittifakı, Çin’in “Bir Kuşak-Bir Yol” projesinin deniz bağlantısını kontrol altına alma stratejisinin bir parçasıdır.

21.Yüzyıl Deniz İpek Yolu”, Kızıldeniz’den geçerek Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa pazarlarına ulaşmaktadır. ABD ve müttefiklerinin Doğu Akdeniz gazının güvenliğini sağlama bahanesi ile Doğu Akdeniz’de askeri varlıklarını artırmaları Çin ticaretini kontrol altında tutma, Türkiye’yi sindirerek İpek Yolu’nun Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmasını engelleme amacına mâtuftur.

Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den uzak tutmaya çalışan bu yeni oluşumu, Cumhurbaşkanımız Erdoğan (DERİN OYUN) ÇOK İYİ OKUDU. Türkiye, Sondaj faaliyetlerini önlemeye yönelik kararlılığını sürdürecektir. Türk donanmasının hızla takviyesi, uçak gemisinin 2020’de Doğu Akdeniz’e çıkması, Mavi vatan tatbikatları çok dikkate değerdir.

Türkiye’nin KKTC’de caydırıcı deniz ve hava üsleri kurma kartını elinde tutmaktadır.“Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü” kurulması isabetli bir karardır. Bu koordinatörlük KKTC’nin haklarını daha yakından takip ederken, diğer taraftan ABD’nin stratejik bir araç olarak kuracağını ilan ettiği ABD-Doğu Akdeniz Enerji Merkezi hamlesine iyi bir cevaptır. 

Türkiye’nin hedef alındığı açık olan ABD güdümündeki yeni Doğu Akdeniz güvenlik mimarisine karşı Rusya ile işbirliği yapılması ve S-400 savunma sisteminin alınması son derece isabetli bir karar olmuştur. Çin ile işbirliği geliştirilmesi değerli bir pozisyon olarak elimizdedir. Rusya ve Çin’in BM Güvenlik konseyi üyesi olma özelliği (ABD-Fransa-İngiltere’ye karşı )dikkatle değerlendirilmektedir.

KKTC canımız, ruhumuz. Daha da ileriye gitme kararındayız. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Bakü dönüşü, KKTC’deki Türk askeri sayısının artırılacağı ve gerekirse deniz üssü kurulacağına işaret etmişti.

Doğu Akdeniz’in özellikle, doğalgaz potansiyeli açısından 21’nci yüzyıldaki rolü biliniyor. KKTC’de deniz üssümüz, Doğu Akdeniz’de acil müdahale edebilme yeteneği açısından hayati öneme sahip. KKTC Deniz üssü varlığı sadece psikolojik olmanın yanında Enerji ve çıkar çatışmalarının yaşandığı stratejik bir coğrafyada acil müdahale edebilme yeteneğidir.

Sadece Akdeniz değil, Karadeniz’de derin oyunlar var. Buna yönelik, Karadeniz’de Sürmene’de… Deniz üssü kurma kararı aldık. Türkiye, Karadeniz'deki varlığını güçlendirmek için Trabzon'a deniz üssü kuruyor. 9. deniz üssünün adresi Sürmene. Gölcük, Aksaz, Foça, Ereğli, Mersin, İskenderun, Çanakkale ve İstanbul'un ardından Türkiye'nin 9. deniz üssü kuruluyor.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın Sürmene'ye kurması kesinleşen üssün inşasına başlandı. Çam burnu Limanı'nda 60 dönüm arazi üzerine inşa edilecek üste, 400 asker ile 200 sivil memur görev yapacak. Donanma Komutanlığı'na ait Karadeniz'deki tüm gemiler artık Sürmene'de demirleyecek. Hemen yanı başında gemi inşaatı yapan kuruluşların olması da artı bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin geleceği ve jeopolitiği açısından önemli ve stratejik rahatlık sağlayacak hamlelerdir bunlar. DURMAK YOK. UNUTULMASIN PEDALI DÖNDÜRÜLMEYEN BİSİKLET DEVRİLİR…

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA