Bülent ERANDAÇ
Tüm YazılarıTürkiye’nin AKDENİZ KALKANI’NIN 2 temel paradigması, Ege adalarının silahsızlandırılması ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri (1959 Zürih ve Londra anlaşmaları Türkiye garantörlüğü geçerlidir) üzerine oturtuldu.
Türkiye bu pozisyona nasıl geldi?
TARİH: 3 ARALIK 2018
Milli Güvenlik Kurulu’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın hazırlattığı, TÜRKIYE’NİN AKDENİZ DOKTRİNİ enine boyuna tartışıldı. Toplantı sonunda Türkiye, Doğu Akdeniz'de Casus Belli deklarasyonunu çıkardı.
İsrail, Mısır, Yunanistan, Kıbrıs Rumlarının konjonktürden faydalanarak Ege'de ve Doğu Akdeniz'de alan genişletme teşebbüslerine karşı, Başkan Erdoğan’ın 'Emrivakilere izin vermeme, gerektiği takdirde MEŞRU MÜDAFAA hakkını kullanma' talimatı ilan edildi.
MGK açıklamasında, adı konmamış bir "savaş nedeni" hatırlatması yapılarak, "... Meclis iradesine dayanan kararlılığımızın dikkate alınması gerektiği belirtildi.'
Meclis iradesi derken eski bir karara atıf yapılıyordu, 8 Haziran 1995'te Yunanistan 12 mil kararı almaya kalkınca, "Savaş nedeni (Casus Belli)" kararını TBMM almıştı. MGK'da bildirisinde, isim verilmeden bu karara atıf yapılması çok, çok önemliydi.
O günden bu güne, MAVİ VATAN STRATEJİSİ adım adım uygulanırken AKDENİZ KALKANI ipek böceği gibi örülüyor.
İlk stratejik hamleler AKDENIZ KALKANI HAREKÂTI ismiyle başlatıldı.
Doğu Akdeniz'de; Türk deniz yetki alanlarında denizde durumsal farkındalığa sahip olmak, deniz güvenliğine katkı sağlamak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin deniz yetki alanlarındaki hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla Aksaz, Mersin, İskenderun ve Gazimağusa limanlarına istinaden Akdeniz Kalkanı Harekâtı icra ediliyor. Harekât, deniz karakol uçakları ve helikopterler tarafından icra edilen uçuş görevleri ile desteklenmektedir.
AKH kapsamında;
Doğu Akdeniz’de Türkiye adına faaliyet icra eden Araştırma Gemilerine koruma ve destek sağlanmakta,
Deniz Yetki Alanlarımızda diğer ülkeler adına izinsiz araştırma faaliyetlerinde bulunan araştırma gemileri ikaz edilmekte,
Araştırma gemilerinin Türk makamlarından izin almaksızın araştırma faaliyetlerine devam etmeleri engellenmekte,
Harekâta iştirak eden yüzer unsurlar ve bölgede bulunan Otomatik Tanımlama Sistemi (OTS) imkân ve kabiliyetine sahip mevcut sahil radarları tarafından ticari gemilerin tespit ve teşhisi yapılmakta,
Teşhis edilen temaslardan “dikkati çeken gemi” ve “bilgi toplanması istenen gemi” kategorisinde olanların limanlarımıza girmeleri halinde, söz konusu gemilerin arama ve kontrollerinin yaptırılması sağlanmaktadır.
İcra edilmekte olan Akdeniz Kalkanı Harekatı; özellikle BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN Petrol Boru Hattının faaliyete geçmesinden sonra dünya deniz ticaretinin önemli odak noktalarından biri haline gelen Doğu Akdeniz’deki deniz ulaştırma hatlarının korunması ve enerji güvenliğinin sağlanması, bölgedeki muhtemel risk ve tehdit unsurlarına ve yasa dışı faaliyetlere karşı caydırıcılık sağlanması açısından önem arz etmektedir
KALKANI SİSMİK VE SONDAJ GEMİLERİ İLE ÖRME
Türkiye, enerji piyasasındaki gücünü arttırmak ve enerji bağımsızlığı yolunda hızla ilerlemek için 3 sondaj gemisi ve 2 sismik araştırma gemisiyle Doğu Akdeniz başta olmak üzere denizlerde Türk bayrağını dalgalandırmaya devam ediyor.
Fatih sondaj gemisi Karadeniz’de çalışırken, Yavuz sondaj gemisi Akdeniz’de çalışmalarını sürdürüyor. Bakımı devam eden Kanuni sondaj gemisinin ise Kasım ayında Akdeniz’de göreve başlayacak. Sismik araştırma gemileri Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis de Akdeniz’de araştırmalarına devam ediyor.
FATİH SONDAJ GEMİSİ
Türkiye’nin ilk milli sondaj gemisi olan Fatih, 2017’de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) envanterine katıldı.
29 Ekim 2018’de Alanya-1 derin deniz kuyusu sondajına başladı.
20 Temmuz’da Zonguldak açıklarındaki Karadeniz’deki ilk milli derin deniz sondajına başladı.
Kendi sınıfındaki 16 gemi arasından en yüksek teknolojiye sahip dünyanın ilk 5 gemisinde biri.
20 Temmuz ’den bu yana Zonguldak’ın yaklaşık 170 kilometre açıklarında Sakarya araştırma sahasında.
YAVUZ SONDAJ GEMİSİ
2018’de envantere katıldı. Fatih gibi 6. nesil ultra derin deniz sondaj gemisi. Çift kuleli tasarımla hem asıl hem yardımcı işlerin yapılabildiği eş zamanlı operasyona imkân sağlıyor. Dünya genelinde bu konseptteki 16 gemiden biri olma özelliğini taşıyan Yavuz Gemisi 20 Haziran 2019’dan bu yana Doğu Akdeniz’deki görev yapıyor.
KANUNİ SONDAJ GEMİSİ
Türkiye’nin üçüncü sondaj gemisi olan Kanuni 2020’de satın alındı… 11 bin 400 metre derinliğe, 3 bin metre sondaj açabilme kapasitesine sahip. Kanuni altıncı nesil ultra deniz sondaj gemisi olarak da biliniyor. Kanuni şu anda bakımda. Yılsonunda Akdeniz çalışmalara başlayacak.
BARBAROS HAYREDDİN PAŞA SİSMİK ARAŞTIRMA GEMİSİ
2012’DE TPAO envanterine katıldı. Denizin 8 kilometre altındaki jeolojik yapıları inceleyebiliyor. Buzullarda çalışma özelliğine de sahip. Gemi, şu anda Gazimağusa ile Lübnan arasındaki sularda petrol ve doğalgaz arama görevinde.
ORUÇ REİS SİSMİK ARAŞTIRMA GEMİSİ
MTA Oruç Reis’in inşasını 2017 yılında tamamladı. Kıta sahanlığı gibi stratejik öneme sahip bilimsel araştırmalar da yapabiliyor. Deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapıları görüntüleyebiliyor.
KALKANI NAVTEXLERLE ÖRME
TARİH:21 TEMMUZ 2020
Türkiye gündemine bugün girdi. Türkiye Meis Adası bölgesi ile ilgili NAVTEX ilan etti. Sismik Araştırma gemisi Oruç Reis'in Meis Adası'nın güney ve doğusunda sondaj faaliyetlerine başladı.
Ardı ardına ilan edilen navtexlerle Girit Adası civarına kadar, Türkiye sahayı kontrol altına aldı.
NAVTEX NEDİR? Ülkelerin Deniz Kuvvetleri, yapacağı eğitim ve tatbikatların bilgisini önceden duyurarak bu sahalara girilmemesi konusunda uyarılarda bulunuyor.
Türk karasularında Navtex Mesaj ve Seyir duyuruları Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyir, Hidrografi ve Oşiongrafi Dairesi Başkanlığı tarafından Antalya, Samsun, İstanbul ve İzmir yayın istasyonlarından çıkarılmaktadır. Seyir duyuruları Sivil - Askeri tüm Gemi ve Tekneler için bağlayıcı niteliktedir.
15 EYLÜL 2020
Türkiye’den Lozan uyarılı Navtex. Yunanistan Sakız Adası’nı silahlandırdı
Yunanistan'ın Lozan Barış Antlaşması'nı ihlal ederek Sakız Adası'nı silahlandırdığını açıklayan Türkiye, Yunanistan'a karşı ilk diplomatik uyarısını resmi bir NAVTEX yayınlayarak yaptı.
Diplomatik ve askeri yetkililer ilk kez açıklanan bu NAVTEX'i şöyle değerlendirdiler: "Türkiye'nin sabrı taştı. Yunanistan'ın 12 adaların silahlandırılmasına karşın ilk diplomatik uyarı Sakız Adası etrafında ilan edilen NAVTEX ile yapıldı.
Yunan küstahlığı karşısında atılan bu adımın üç önemli uyarısı vardır. Birincisi, 12 adanın Lozan şartlarına göre acilen silahsızlandırılması, ikincisi, müzakere masasında bu konunun ele alınmasıdır. Üçüncüsü ise Yunanistan söz konusu 12 adayı gayri askeri statüye tabi hale getirmezse, diplomatik çabalar yetersiz kalırsa Türkiye gerekli askeri müdahaleyi yapacaktır.
LİMNİ ADASI NAVTEXİ
22.AĞUSTOS 2020: Limni Adası’nın gayri askeri statüsü ihlal edildi
Sakız sonrası ikinci navtex, Limni Adası’nda Lozan Anlaşması’nın hükmünün ihlal edildiğin bildirildi. Mesajda “LA12-210/20 numaralı Navtex mesajı ile Limni Adası 1923 Lozan Antlaşması’yla belirlenen gayri askeri statüsü ihlal edilmiştir” dendi.
MGK BİLDİRİSİNDE EGE ADALARI VE KKTC VURGUSU
25 AĞUSTOS 2020 günü yapılan MGK’de alınan kararları açıklayan bildiride yer alan şu 2 cümleye dikkat:
1) Ege adaları vurgusu: Türkiye haklarından taviz vermeyecek.
Gayriaskerî statüdeki adaların silahlandırılması başta olmak üzere uluslararası hukuka ve antlaşmalara aykırı hareket eden ülkeler aklıselime davet edilmiştir’’
LOZAN ANTLAŞMASI NE DİYOR?
Lozan Barış Antlaşması'nın ilgili 13. maddesinde Ege'deki adaların silahlandırılması konusunda şu ifadeler yer alıyor:
"Barışın korunmasını sağlamak amacı ile Yunan Hükümeti, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya Adalarında aşağıdaki önlemlere saygı göstermeyi yükümlenir:
Birincisi: Bu Adalarda hiçbir deniz üssü ve hiçbir istihkâm kurulmayacaktır.
İkincisi: Yunan, savaş uçakları ve öteki hava araçlarının Anadolu kıyısındaki topraklar üzerinde uçması yasaklanacaktır.
Üçüncüsü: Söz konusu Adalarda Yunan, Silahlı Kuvvetleri, silâh altına alınıp yerinde eğitilebilecek olan normal askersel birlikle ve tüm Yunanistan topraklarındaki jandarma ve polis sayısı ile orantılı olacak, bir jandarma ve polis örgütü ile sınırlı kalacaktır."
KIBRIS TÜRK DEVLETİ’NE DOĞRU…
2)Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm kurumlara ve ihtilaflara müdahil devletlere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerine saygılı olma çağrısında bulunuyoruz’’
SONUÇ
MGK bildirisinde net ve açık EGE ADALARI VE KKTC’nin yer alması ve bu iki konuya Avrupa’nın dikkatle bakmasının işaret edilmesi üzerinde önemle durmakta yarar var.
Türkiye’nin AKDENİZ KALKANI’nın 2 temel paradigması, Ege adalarının silahsızlandırılması ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatleri (1959 Zürih ve Londra anlaşmaları Türkiye garantörlüğü geçerlidir) üzerine oturmuştur.
Son MGK bildirisiyle, bu iki paradigma tarihe not olarak düşülmüştür. Türkiye AKDENİZ KALKANI’NI Uluslararası hukuk ve anlaşmalara göre çerçeveye almıştır.
Güncel Yazıları
Türkiye, 2025 Yılının Parlayan Yıldızı
02 Ocak 2025
Erdoğan'ın, Scholz ve Putin Görüşmelerinin Şifreleri
15 Ekim 2024
Erdoğan-Sisi İttifakı'nın Derin Mesajları
10 Eylül 2024
NATO'nun 75. Yıl Şifreleri
12 Temmuz 2024
3. Dünya Savaşı'nın 'Lityum Cephe' Çarpışmaları
29 Haziran 2024
Yeni Dünya Şekilleniyor, Türkiye Konumlanıyor
27 Haziran 2024
Başkan Erdoğan'ın 'Türk Birleşik Devletleri' İnşası
10 Haziran 2024
İngiltere, Türk Donanması'nı Takip Ediyor? Neden?
13 Mayıs 2024
31 Mart Seçim Analizi: Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor
03 Nisan 2024
Türkiye Jeopolitiğinde ‘F-16-Irak-Mısır’ Şifreleri
13 Şubat 2024
Türkiye Yüzyılı'nın İlk MGK Şifreleri
29 Ocak 2024
Dolmabahçe(Güvenlik) Memorandumu'nun Şifreleri
15 Ocak 2024
Erdoğan ve Putin'in Biden'e Müthiş 'Suriye' Hamlesi
13 Mart 2023
Ukrayna Savaşı'nın Azgınlaştırdığı Jeopolitik Dalgalar
30 Aralık 2022
Erdoğan'ın İsrail-Mısır-Suriye Hamlelerinin Arka Planı
05 Aralık 2022