Bülent ERANDAÇ

Tüm Yazıları

BAE (Birleşik Arap Emirliği) Kimlerin İngiliz Anahtarı?

11 Mayıs 2020
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Yakın Coğrafya’da tarihi kodlarını konuşturan Türkiye’nin ayaklarının altında bir kukla dolaşıyor. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan-Türk Devlet Aklı, nereye şefkat eli uzatsa, nerede yardıma muhtaç insan olsa oraya elinden gelen her imkânı kullansa, orada karşımıza birilerinin kuklası, İngiliz anahtarı olarak BİRLEŞİK ARAP EMİRLİĞİ çıkıyor.

Peki, BAE gibi ufak bir ülke bu cesareti nereden buluyor?  Tek başına kumpaslara girse, ezer geçeriz. Fakat arkasını emperyalist Batı’ya, Derin Amerika, İsrail, Fransa, Mısır’a güvenerek, Türkiye‘ye karşı kumpasların İngiliz anahtarı olabiliyor.

Emperyalistlerin ufaklığı BAE’nin esas yöneticisi Türkiye ile her alanda ters düşen politikalarının mimarı olan Muhammed bin Zayid en-Nahyan, resmi devlet başkanı ağabeyi Halife bin Zayid en-Nahyan’ın sağlık durumu elvermediğinden, BAE’nin savunma, eğitim, dışişleri, maliye ve kültür-sanat politikalarını kendisi belirliyor.

Diğer Emirlikler 2008 krizinde finansal olarak Abu Dabi’ye bağlandıklarından, yönetim tamamen Muhammed bin Zayid’in elinde.

Somali’de Türkiye var. Bu ufaklık BAE, orada karşımıza çıkarılıyor. Libya’da, Kıbrıs Rum kesiminde, Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de bu ufaklık kendini adam zannediyor.

Muhammed bin Zayid’in İslam dünyasındaki en büyük rakibi, Arap halkları nezdinde popülaritesi çok yüksek olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan…

Bu İNGİLİZ ANAHTARI MUHAMMED BIN ZAYİD’in husumeti Erdoğan kıskançlığı. Türkiye düşmanlığını köpürten ABD, İsrail, Fransa’nın kuklası olarak ortalıkta dolaşıyor.

Bu ufaklık Muhammed Bin Zayed’in cibilliyetini yıllardır biliyoruz. Bu ufaklığın, 15 Temmuz CIA-NATO aparatı FETÖ’nün arkasında Türkiye’ye işgal harekâtına katılması sabrımızı taşırmıştı.

Ufaklık BAE emiri Muhammed Bin Zayid, FETÖ darbesinin destekçisi olarak ABD-NATO-CIA adına kuklası olarak, eti ne budu ne bakmadan, tezgâhlara katılmıştı.

15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü sırasında BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, basına sızan e-maillerinde BATI KUKLASI olduklarını gösterircesine, teşebbüste yer almaktan dolayı memnuniyetini ifade ediyordu.

2017 yılında BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe Türkiye ve Tayyip Erdoğan’ın “BAE ve ABD için uzun vadeli bir tehdit” olduğunu ifade ederken, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed işi yüzyıl öncesine götürerek Medine müdafi Fahreddin Paşa’yı hırsızlıkla suçlamaya kadar vardırdı.

2018’de BAE’nin önemli siyasi isimlerinden Enver Gargaş ise Ankara’nın en az Tahran kadar tehlikeli olduğunu ifade ederek, Arap ülkelerini Türkiye ve İran’a karşı birleşmeye çağırdı.

Türkiye ile BAE arasındaki gerginliği artıran en önemli hususlardan biri de 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü oldu. BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, basına sızan e-maillerinde bu teşebbüste yer almaktan dolayı memnuniyetini ifade ediyordu.

Darbe teşebbüsüne finansal destek veren ÇOK YÖNLÜ AJAN PROVAKATÖR Filistinli Muhammed bin Dahlan BAE’nin adamıydı ve Türkiye’nin iade isteğine rağmen BAE buna yanaşmadı. Sızan bilgilere göre, BAE 15 Temmuz darbe teşebbüsü için 3 milyar dolar harcamıştı.

Ufaklık BAE esas yöneticisi Muhammed Bin Zayed’in, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, kıskançlığını altında,2009 yılında, Davos’ta İsrail’e tarihi tokat atan, Erdoğan’ın meşhur ONE MINUTE acısı vardı.

İsrail’in oyuncağı BAE, o günden sonra, Mısır’da Muhammed Mursi’nin seçilmesi, Türkiye-Mısır hattının tahkim edilmesinden, İsrail adına, ABD adına bozuluyordu.

Erdoğan-Mursi dostluğunun yansımaları olacaktı. BAE’nin Müslüman halkı için örnek olacaktı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın KATAR’la kurduğu yakın ilişki bir başka açıdan Muhammed Bin Zayed’i çok korkutuyordu

Körfez’de (Suudi Arabistan’la birlikte) liderlik rolü üstlenmek isteyen BAE’nin ufaklığı, bu nedenle,Emperyalıst5 Batı’nın kuklası olarak Türkiye düşmanlığına utanmadan soyundu.

Mısır’da İsrail, ABD, Mursi’yi devirirken, BAE İngiliz anahtarı oldu. Göreve getirilen Batı’nın Valisi SİSİ‘nin askeri darbesinin arkasında durdu.

Türkiye Suriye’de Beşar Esed zulmüne uğrayan muhalif halkın yanında yer alırken, BAE’nin ufaklığı Muhammed Bin Zayed, Katil Esed rejiminin yanında yer aldı.

BAE, Türkiye’nin Suriye’de yaptığı meşru harekâtları kınamakla kalmadı, İdlib’de sağlanan ateşkesin bozulması için de elinden geleni yaptı.

Libya’da kukla HAFTER devreye sokuldu. Arkasında, yine BAE’nin ufaklığı MBZ vardı.

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Libya’da Türkiye Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan meşru Libya hükümetiyle antlaşmalar yapıp, DOĞU AKDENİZ’de yeni denklem kurarken, BAE-Muhammed Bin Zayed, MISIR-Sisi ve İsrail adına ülkedeki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in yanında saf tuttu.

Yemen ve Filistin meselelerinde de Türkiye‘nin karşısında, Batı’nın, Emperyalistlerin oyuncağı olmaktan utanmadı.

Katar krizinde de başrolü oynayan BAE-Muhammed Zayed, karşısında, Türkiye Katar’a tam destek vererek, ihtilal teşebbüslerini bastırırken, İsrail uşağı olarak ortada kaldı.

ERDOĞAN KISKANÇLIĞININ SEBEBİ

Muhammed Bin Zayed, BAE’yi Ortadoğu’nun New York’u, Hong Kong’u ya da Singapur’u yapmak arzusundaydı. ABD ve İsrail’in kuklası olarak, bunu başaracağını sanıyordu.

İşte tam da burada rakibi Türkiye idi.

Zira 2000’li yıllarda Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti, İslam dünyasında ve özellikle de Arap ülkelerinde, yumuşak gücüyle fırtına gibi esmekteydi ve 2011’deki Arap Baharı süreçlerine ilham olmaktaydı.

Türkiye’nin muhafazakâr demokrasisi, Muhammed bin Zayid’in (petrol gelirlerinin de verdiği rahatlıkla) planladığı sosyal yönü güçlü otokrasiye karşı bir meydan okuma içeriyordu.

Bu noktada, Tunus’ta Erdoğan hayranlığı-Muhafazakâr Demokrat yönetim düşüncesi başarılı olmaya başlamıştı. Arap Baharı süreci giderek İslam ülkelerinde dalgalar halinde yayılıyordu.

Muhammed bin Zayid’in de hayalleri giderek yıkılıyordu. Muhammed bin Zayid’in İslam dünyasındaki en büyük rakibi, Arap halkları nezdinde popülaritesi çok yüksek olan Recep Tayyip Erdoğan’dı.

MURSİ’Yİ YIKARAK NE YAPMAK İSTEDİLER?

Mursi’yi deviren darbenin ardında İsrail ve Birleşik Arap Emirliği İngiliz anahtarı oldular. ERDOĞAN-MURSİ HATTINA SABOTAJ YAPTILAR.

ABD-İsrail-BAE, Cumhurbaşkanı Mursi'yi darbeyle devirerek, Türkiye- Mısır hattına mayın döşediler. Doğu Akdeniz parselasyonunu başlattılar.

Hatırlayalım.

Mursi Mısır Cumhurbaşkanı olarak Ankara'ya gelmiş, AK Parti kongresinde müthiş güzel bir konuşma yapmıştı: "Bütün dünya şu anda bizim gözümüzün içine bakıyor. Bu toplantıda bir araya gelmemize vesile olan Allah'a hamdolsun. Türkiye ve Mısır halkı arasındaki güzel ilişkilere bütün dünya şahit olmalıdır. Türkiye'nin desteği çok önemli.

Türkiye ve Mısır halklarının arasındaki ilişkiler çok güçlü ve derindir. Biz bununla gurur duyuyoruz. Kardeş ülke Türkiye ile ortak hedeflere ilerlerken, Filistin meselesine destek olacağız" demişti.

Erdoğan ve Mursi beraberliğinden, Türkiye-Mısır hattının derinliğinden ABD-Israil rahatsız oldu. Kuklaları BAE’de İngiliz anahtarı olarak devreye girdi.

Ne tesadüf. TEMMUZ 2013 TARİHİNDE TÜRKİYE'DE DE DARBE PLANLARI AYNI SÜREÇTE DEVREYE SOKULDU.

Mısır ve Türkiye'de Mayıs-2013'te darbenin düğmelerine basıldı.

4 Temmuz 2013 günü Sisi, Mısır'da Cumhurbaşkanı yapıldı. Allah korudu ülkemizi. Türkiye'de büyük lider Tayyip Erdoğan’ı yıkamadılar. Aziz Türk milletinin tokatını yediler.

Mısır’da Mursi’yi haince deviren ABD-İsrail kuklaları BAE, yeni oyunlara imza attılar.

14 OCAK 2019 tarihinde, ABD- İsrail, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasında EASTMED doğalgaz boru hattının inşası, İsrail ve Kıbrıs gazının AVRUPA'YA taşınmasında koalisyon anlaşması yapıldı.

20 MART 2019 tarihinde, ABD Dışişleri Bakanı Pompei, Güney Kıbrıs, Rum, Yunanistan, İsrail arasında Kudüs'te Doğu Akdeniz gazı stratejisi çizdi.

5 NİSAN 2019 tarihinde, İsrail Ordu Komutanlarından Aryeh Eldad, yerel bir gazeteye yazdığı yazıda 2013 yılında Mısır'ın demokratik yollarla seçilerek başa gelen Devlet Başkanı Muhammed Mursi'yi devirmeye ve ona karşı yapılan darbeyi yönetmeye çalıştığını yazdı.

Eldad, ""OBAMA'YI İKNA ETTİK" Bu aşamada İsrail hızlı davrandı, diplomatik araçları harekete geçirmek, daha da önemlisi Abdel Fattah Al-Sisi'yi iktidara getirmek istedik ve dönemim ABD Başkanı Barack Obama'yı bu eyleme muhalefet etmemeye ikna ettik" diye yazarak perdeyi kaldırdı.

BU TEZGÂHI ERDOĞAN 6 YIL SONRA BOZDU

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Mısır’da Mursı’yı deviren güçlerin, Doğu Akdeniz’de Türkiye-Mısır hattına sabotaj yaptıklarını çok iyi biliyordu.

2013 yılında bozulan Türkiye-Mısır merkezli DOĞU AKDENIZ DENKLEMİMİ,6 yıl sonra, Türkiye-Libya hattı kurarak, yeni DENKLEM KURDU.

SONUÇ          .

Bugün, Libya'da Türk askeri yine tarih yazıyor. Emperyalistlerin kuklası Hafter adım adım toprağa gömülüyor. Türk donanması, Doğu Akdeniz'de de yine tarih yazıyor.

İsrail-Rum-Mısır'ın maddiyatçı dostları birer birer kaçıyor. Amerikan, Fransız, İtalyan petrol şirketleri birer birer tüyüyor. Rumlar/ Yunanlılar ağlıyor.

EN ÇOK AĞLAYANLARDAN BİRİSİ DE ABD-İSRAİL KUKLASI BAE’NİN UFAKLIĞI MUHAMMED BİN ZAYED’TİR.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA