Casus Belli: Fırat'ın Doğusu ve Doğu Akdeniz

CASUS BELLİ: Savaşı zorunlu kılan veya meşrulaştıran hareketi ya da durumu ifade eden Latince sözlük.

Örneğin, Türkiye, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını casus belli olarak deklare etmiştir. Suriye'de ABD'nin kuklaları PKK, PYD'ye garnizon bölge kurdurması 'Casus Belli'dir.

TBMM'de salı günü TBMM grup toplantısında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan net ve açık, Fırat'ın doğusunda Türkiye sınırlarında ABD'nin gözlem noktaları kurma teşebbüsünü sert şekilde eleştirirken, dikkatleri çeken cümleler kurdu.

"MGK'da bu meseleleri değerlendirecek, çok önemli kararlar alacağız. Artık yolun sonuna geldiklerini görmeliler. Müttefik olduklarını, stratejik ortak olduklarını söyleyenler için işte bu fırsattır" ifadelerini kullandı Aynı gün, 5 saatlik MGK toplantısından MÜTHİŞ BİR AÇIKLAMA çıktı.

KARARLI TÜRKİYE AYAĞA KALKMIŞTI. Çok önemli maddelerden birisi, "PKK/PYD-YPG terör örgütünün Suriye'nin kuzeyindeki halka zulmederek ve göçe zorlayarak değiştirdiği demografik yapıya karşı duyarsız kalınmayacağı' güçlü bir şekilde vurgulanıyordu.

Evet. Bu konuda Türkiye, hiçbir emrivakiye göz yumulmayacağı..." mesajıyla, PKK/PYD-YPG’nin ağababası ABD'nin "Sınıra gözlem noktası kuralım", "PKK ile YPG'yi ayıralım" stratejik manevralarına da yanıt verilirken, CASUS BELLİ deklare ediyordu. İkincisi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Casus Belli deklarasyonu yapılıyordu. İsrail, Mısır, Yunanistan, Kıbrıs Rumlarının konjonktürden faydalanarak Ege'de ve Doğu Akdeniz'de alan genişletme teşebbüslerine karşı, Başkan Erdoğan dik duruşuyla, 'Emrivakilere izin vermeme, gerektiği taktirde MEŞRU MÜDAFAA hakkını kullanma' kararında olduğunu gösteriyordu,

MGK açıklamasında, adı konmamış bir "savaş nedeni" hatırlatması yapılarak, "... Meclis iradesine dayanan kararlılığımızın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.' Meclis iradesi derken eski bir karara atıf yapılıyordu, 8 Haziran 1995'te Yunanistan 12 mil kararı almaya kalkınca, "Savaş nedeni (Casus Belli)" kararını TBMM almıştı. MGK'da bildirisinde, isim verilmeden bu karara atıf yapılması çok, çok önemlidir.

KORİDOR VE DOĞU AKDENİZ AYNI PROJE’DİR

Hep yazıyoruz, söylüyoruz. Bir kez daha tekrarlayalım. Türkiye’nin BEKA HATTI, İran-Irak’ın Kuzeyi-Suriye’nin kuzeyi-Doğu Akdeniz-Kıbrıs arasında uzanan bölgedir. Bu Hatta yaşanan her olay, oyun, kumpas, gizli görüşmeler hep aynı başlık içindedir. Birbirinden ayrılmaz bir bütündür.

Özellikle 2013 yılından itibaren(2013 yılı sadece bir takvim değildir)Ülkemize yönelik bütün saldırılar, dışarıdan, güney sınırlarımızdan, buna bağlı olarak içeriden operasyona dair bütün girişimler, Türkiyemizi hareketsiz bırakmaya, Bölgesel Güç özelliğimizi tasfiye etmeye dönük plan ve projelerdir. ABD’den gelen dolar ve ekonomik baskı fırtınaları, bütün bölgede yalnızlaştırma girişimleri 15 Temmuz’da Aziz Milletimiz tarafından püskürtülmüş tanık büyük hesaplaşmanın parçalarıdır.

Emperyalistlerin yeni yüzyıl Derin Oyununu Başkanımız Tayyip Erdoğan ve Devlet Aklı, çok iyi okumaktadır. Ülkemize yönelmiş ve yönelecek saldırılara karşı teyakkuz pozisyonumuzu her daim tahkim etmektedir.

Geçen hafta, MGK’da Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleşen toplantıda, Suriye’nin kuzeyi, Fırat’ın doğusu, Doğu Akdeniz’e yönelik alınan CASUS BELLİ kararlarını, Başkan Erdoğan, Arjantin’de dünyaya bir kez daha net, açık, kararlı bir duruşla ilan etmiştir.

Başkanımız Erdoğan’ın emperyalist ülke ve beyinlerine Fırat’ın doğusu ve doğu Akdeniz vurgusu anlayacakları dildendir:’ ’Türkiye Doğu Akdeniz'de kendi hukukunu korumakta kararlı. Rum kesimi, Kıbrıs Türkü'nün asli haklarını görmezden gelen mütecaviz politikalarını devam ettirdikçe gerekli önlemleri almayı sürdüreceğiz. Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının asli sahiplerinden KKTC'nin haklarının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz.

FIRAT’IN DOĞUSU VURGUSU: Suriye’nin kuzeyinde ülkemizin ve bölgemizin güvenliğine tehdit oluşturan hiçbir yapıya izin vermeyeceğiz. Fırat’ın doğusunu kısa zamanda terörden kurtaracağız’’

Türkiye’nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Cerablus hareketlerinin ne kadar büyük sonuçlara yol açtığını bugünlerde çok iyi görüyoruz.

Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’ın Türk Donanmasını geliştirme hamlelerinin ne kadar hayati olduğunu, Doğu Akdeniz ‘de dolaşmakta olan Emperyalist ülke donanmalarını gördükçe daha iyi anlamaktayız.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın BEKA HATTIMIZDA gerçekleştirdiği her Jeopolitik hamle, Yüz yıl sonra Türkiye’mizin coğrafya inşa edecek, tarihi değiştirecek güç sıçramalarına yardımcı olmaktadır.

İran’dan Akdeniz’e, Doğu Karadeniz’den Basra Körfezi’ne, Basra Körfezi’nden Kızıldeniz’e artık Türkiye vardır. Erdoğan mazlum Müslümanların sesi olarak dünyada yankılanmaktadır. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Filistin’den Mekke’ye, Kuzey Afrika’dan Yemen’e kadar kadim topraklarda Erdoğan gerçeği vardır.

Büyük Türk Milleti uyanmıştır. Yeniden dirilişi sahneye koymuştur. İşte bu yeni Türkiye’yi, küresel lider Tayip Erdoğan’ın, yakın coğrafya ‘da OYUN KURUCU olmasından korktukları için, emperyalist Batı, ülkemizi durdurma planlarını ardı ardına devreye sokma telaşı içindedir.

Fırat’ın doğusunda garnizon devletçik kurmak ,(2 inci İsrail) için ABD-İngiliz-Fransız askerlerini, kuklaları PKK-PYD’yi, DEAŞ’ı silahlandırmalarını ve Doğu Akdeniz’e dünyanın donanmasını yığmalarına dikkatle bakınız.

Allah korudu ülkemizi. Erdoğan başta olmasaydı, Aziz Millet ayağa kalkamasaydı,15 Temmuz CIA-Pentagon-FETÖ saldırısıyla Türkiye’mizi felç edeceklerdi. Bugün, Suriye’yi resmen bölme, “Türkiye Cephesi” açma planlarınI yürüteceklerdi. Akdeniz’in doğusunu Türkiye’ye kapatacaklardı. Müslüman dünya ile Türkiye arasına duvar örecekler, BÜYÜK İSRAİL PROJESİNE canlılık kazandıracaklardı

TÜRKİYE KARARLI. MGK, CASUS BELLİ KARARLARINI ALDI. Bedeli ne olursa olsun, güney kapılarımızı, Doğu Akdeniz’i kaybetmemek için, müdahale edeceğiz. Elimiz nereye uzanıyorsa” orada güç inşa edeceğiz. Artık Churchill’in çizdiği, Sykes-Picot’un kurguladığı yapay sınırlarda ülke savunması yapmıyoruz. Emperyalist Batı harita çizdi, Başkan Erdoğan o haritaya müdahale ediyor.