‘Casus Belli’nin 2022 Koordinatları

CASUS BELLI (KASUS BELLI): Savaş olasılığı,  savaş sebebi oluşma hali, askeri çatışmaya sebep olacak durum/fiil, kesin ve ağır yaptırım olarak askeri tedbirler dâhil her türlü kuvvet kullanma durumunu anlatan diplomatik bir kavramdır.

Bu diplomatik terim Türkçe olarak okunduğunda manidar bir hal almakta, doğrudan casusluk fiilini gerçekleştirirken ifşa olmuş bir şahıs akıllara gelmektedir. Bu kelimelerden ‘casusun kimliği belli’ manası da çıkarılabilmektedir.

Casus Belli’nin Dünü ve Bugünü

8 OCAK 2022 günü, dünyayı ve Türkiye’yi diplomasi alanında çok etkileyecek önemli bir açıklama yapıldı.

İngiltere Genelkurmay Başkanı Tony Radakin, Rusya’ya (CASUS BELLİ) uyarısında bulundu. Radakin, Rusya’nın dünyada iletişimi sağlayan deniz altındaki iletişim kablolarını kesme ihtimali olduğunu belirterek, bunu CASUS BELLI “savaş nedeni” sayacakları uyarısında bulundu.

Göreve KASIM-2021’de başlayan Radakin, The Times gazetesine verdiği röportajda, Rusya'nın deniz altı aktivitesini ve su altındaki faaliyetlerini son 20 yılda ciddi ölçüde artırdığını belirtti.

Dünyadaki iletişimin önemli bölümünün deniz altındaki iletişim kablolarına bağlı olduğunu kaydeden Radakin, “Rusya bu deniz altı kablolarını tehdit etme konusunda kapasitesini geliştirdi” dedi.

İngiltere Genelkurmay Başkanı, Rusya’nın askeri gücüyle rekabet etmek için hipersonik silahlar geliştirmeye başlayacaklarını da söyleyerek “Bu silahlar bizde yok ama olmalı” diye konuştu.

İngiliz Savaş Gemisi Rus Denizaltıyla Çarpışmıştı

İngiliz askeri yetkilileri, 2020'de Kuzey Atlantik'te bir İngiliz savaş gemisinin takip ettiği Rusya'ya ait bir denizaltıyla çarpıştığını duyurmuştu.

İki ülke arasındaki gerilimi gözler önüne seren olayda, İngiliz savaş gemisinin iletişim kablolarının güvenliğini sağlamak üzere Rus denizaltısını takip ettiği belirtildi.

İngiltere ile Rusya’nın CASUS BELLI etrafındaki sıcak hamleleri Türkiye’nin tarihi kararına müthiş bir derinlik kazandırdı.

Ege Denizi İçin Türkiye’nin Tarihi ‘Casus Belli’ Kararı

31 Mayıs 1995 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM), Ege(Adalar) Denizi'nde 6 mil üzerindeki herhangi bir uygulamanın önlenmesi için –savaş dahil olmak üzere- her türlü yetkiyi hükümete verdi.

Yani Yunanistan karasularını değil 12 mile; 6,1 mile dahi çıkarsa “savaş sebebi” sayılacak ve gerekli müdahale yapılacak.

TBMM’NİN BU TARİHİ KARARI YÜRÜRLÜKTEDİR. NOKTA.

Yunanistan, İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkardı. (29 Aralık 2020)

Yunanistan yıllardır, Ege’ye çökme hayali kuruyor. Karasularını Ege’de 12 mile genişleteceğini sanıyor.

Avrupa Birliği’nin tetikçisi olarak Ege Denizi üzerinde dans etmeye kalkan Yunan Başbakanı Miçotakis hadsiz bir talepte bulundu, “Türkiye ‘casus belli’yi kaldırsın” dedi. (21 Aralık 2021)

Önceki günlerde (5 Ocak 2022) Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias da, hadsiz teklifi tekrarladı, “Türkiye, ‘casus belli’yi kaldırsın” diyerek, Ege Denizi üzerinde hayallerini deşifre etti.

Hulusi Akar Anında Karşılık Verdi

TBMM’nin 1995 tarihli kararından korkarak “Türkiye bizi savaş ile tehdit ediyor” kampanyası yürüten Yunanistan’a Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar anında gereken mesajları verdi.

"Gerçek dışı iddialarda bulunuyorlar. Türkiye'yi yayılmacı olarak gösteriyorlar. Her gün bir şeyler söylüyorlar. Avrupa'ya yakın olmalarından dolayı kendilerini güçlü gibi görüyorlar. Hayır biz güçlüyüz; çünkü haklıyız. Toplantılarla, barışçıl yöntemlerle çözüm bulunmasından yanayız. Yaptığımız gayretlere rağmen çok ciddi ihlaller yapılıyor. Hava sahası, karasu ihlalleri yapılıyor, Türk araçları taciz ediyor. Gemilerin ihlali var. Hava araçlarının ihlali var. Uluslararası anlaşmalara rağmen yakın adalara toplam 90 üst düzey ziyaret yapıldı. Sürekli bir tahrik, provokasyon var.   Gereksiz Navtex'leri var. Yunan Ekonomisi malum. Buna rağmen savunma bütçesini çok ciddi artırdılar.”

“Bu Silahlanma Türkiye İçin Çok Az”

“Türkiye Yunanistan ile NATO içinde müttefik. Yunanistan buna rağmen çeşitli ülkelerle ittifak anlaşmaları yapıyor. Bunun ne anlamı var, NATO varken bunlar niye? Silahlanma var, ekonomik durumuna rağmen. 'Bu silahlanma kime karşı?' Normal savunma için çok fazla. Türkiye için çok az. Bunu görenler görüyor. Bunlar hayal peşinde. Kendilerince boylarını aşan birtakım iddialar peşinde yürümeye devam ediyorlar. Bunun iyi komşuluk ilişkilerine aykırı olduğunu söylüyoruz. İttifak içinde ittifak NATO'yu zayıflatır, NATO'ya bir tehdit olur”

Casus Belli’den Korkuyorlar

İyon Denizi'nde karasularını 12 mile çıkarma kararı alan Yunanistan’ın, bu uygulamayı adım adım Ege (Adalar) Denizi'ne genişletmeyi hayal ettiği biliniyor.

Güya,3 adımlı plana göre yürüyecekler. İyon Denizi'nin ardından önce Büyük Çuha, Küçük Çuha ve Girit hattının karasularında 12 mil ilan etmek için Avrupa Birliği koridorlarında dolaşıyorlar. Yapma cesareti bulurlarsa, ardından Ege(Adalar )Denizi’nde bu uygulamayı hayata geçirme rüyası görüyorlar.

Nitekim İyon Denizi'yle ilgili kararın ardından açıklama yapan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Ege (Adalar) Denizi'ndeki 12 mil haklarını saklı tuttuklarını söylemişti.

Miçotakis'in esas korkusu, “casus belli” olarak anılan TBMM’nin 31 Mayıs 1995 tarihi kararıdır. Bu kararla Türkiye Büyük Millet Meclisi, (Ege) Adalar Denizi'nde 6 mil üzerindeki herhangi bir uygulamanın önlenmesi için -güç kullanımı(savaş) da dahil olmak üzere- her türlü yetkiyi hükümete vermiştir.

Yani Yunanistan karasularını değil 12 mile; 6,1 mile dahi çıkarsa “savaş sebebi” sayılacak ve gerekli müdahale yapılacak. İşte bu karar,  yürürlüktedir.

Neden 12 Mile Karşıyız?

Türkiye'nin Karadeniz ve Akdeniz'de karasuları 12 mil olarak belirlenmiş. Fakat Ege Denizi özelliği olan sadece Türkiye ile Yunanistan arasında ORTA HAT uygulanması gereken bir denizdir.

6 milin üzerindeki bir uygulamanın "casus belli", yani savaş nedeni olacağı 1995 yılında TBMM'de alınan kararla dünyaya ilan edilmesinin çok temel bir sebebi bulunuyor.

3 bine yakın ada, adacık ve kayalığın bulunduğu Ege Denizi’nde 12 mil uygulaması, bölgedeki tüm geçiş alanlarını kapatarak Türkiye'yi Marmara'ya hapsediyor. Ege Denizi'ndeki şu an yüzde 49 olan açık deniz alanı yüzde 20'nin altına düşüyor.

Açık deniz alanları üzerindeki uluslararası hava sahasından bütün devletlerin tabiiyetindeki hava araçları serbestçe uçabilirken, karasuları üzerindeki hava sahası kıyı devletinin münhasır egemenliği altındandır ve hava sahasından zararsız geçiş hakkı yoktur.

Yine açık deniz alanlarında tüm devletlerin avlanma serbestisi varken, bu alanların bir devletin karasularına dönüşmesi halinde su tabakası üzerindeki tüm haklar da kıyı devletine geçecektir.

Açık deniz alanlarında bütün devletlerin deniz altı kablo ve boru döşeme serbestisi mevcutken, karasularında kıyı devleti dışında diğer devletlerin böyle bir hakkı bulunmaz.

Ayrıca yabancı bir devletin karasularından geçen denizaltılar, su üstünden seyretmek zorundadır ve kıyı devleti güvenliğini koruyabilmek için gerekli gördüğü hallerde zararsız geçiş hakkını askıya alabilir.

Yani, Yunanistan’ın 12 mil hayali, Türkiye'nin egemenliğinin mutlak ihlalidir. Türk kıta sahanlığının Yunan karasuyuna dönüşmesidir.

Yunanistan'ın taleplerinin ne askeri ne hukuki ne de tarihsel hiçbir dayanağı yoktur.

Bugüne kadar bir savaş bile kazanmadan sınırlarını beş kat büyüten Yunanistan'ın, Türkiye'nin Venedik ve Cenevizlilerden aldığı adalar üzerinde hak iddia etmesi HAYAL DÜNYASINDA YAŞAMAKTIR

Sonuç

“Casus Belli” ve Mavi Vatan Bir Bütündür

Mavi Vatan stratejimiz, uluslararası ilişkiler literatürüne yerleşti ve kıta sahanlığı meselesinde Türkiye’nin elini güçlendiren bir kavram oldu. Günümüzde ve gelecekte, Mavi Vatan, Türkiye’nin Adalar Denizi (Ege)’ndeki kıta sahanlığı ve Akdeniz’deki alan paylaşımı sorununa çözüm üretiyor.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan-Türk Devlet Aklı, Doğu Akdeniz-Ege-Karadeniz’de Mavi Vatan doktrinine uygun hamleleri, ‘Libya Anlaşması, Libya’da askeri üsler, KKTC askeri üsleri, Ganbot Diplomasisi, sismik ve delme diplomasisi, EGE’DE CASUS BELLI KARARI VE LOZAN SEMBOLLÜ NAVTEX’LER)’ çerçevesinde sürdürüyor.